Kırşehir Belediyesi işçileri: Yolu yok işçiler kazanacak!
Kayseri Şube Başkanı mutlu olsun diye Kırşehir’in şube olması talebimizi duymadılar. Yüzlerce işçinin imzasını yok saydılar. İşçi baskısı arttı.
Mızrak çuvala sığmadı. Kırşehir Şube oldu. Nasıl mı? Mücadelemizle! Buzu kıran, yolu açan bizdik. Kırşehir’in Şube olması mücadelesinin onuru bize aitti. Haksızlık bitmedi. Kırşehir Şube olmasın diye mesai yapan zatları geçici yönetim olarak atadılar. Yönetimin meşruiyeti yoktu. İşçinin tepkisi büyüdü. Daha fazla tepkiye maruz kalmamak için geçtiğimiz hafta delege seçimlerini yaptılar.Baskın delege seçimine rağmen delege seçimlerinde üstünlük sağlayamadılar. Muhalefet olarak oyunu bozduk. Delege seçimlerinden güçlenerek çıktık.İnancımız tamdır. Siz delegelerin oylarıyla Kırşehir Şube Genel Kurulu seçimlerini de kazanacağız!
Kazanacağız çünkü tek önceliğimiz iüyelerimizrdir! Sendikamızı siz işçi kardeşlerimizin ekonomik, demokratik ve sosyal haklarını geliştirmek ve korumak için mesai yapan hale getirmek boynumuzun borcudur.
Üç sendikanın tüm varlığını siz işçilerin yönetmesi ve kullanmasını sağlamak boynumuzun borcudur!
Sendika yöneticilerinin kongrede belirlenen ücretleri, sendika üyesi işçilerin aldığı ortalama işçi ücretini geçmemesi için mücadele etmek boynumuzun borcudur. Sendika yöneticilerinin yönetici tazminatı adı altında aldıkları yüksek tazminatlara son verilmesi için mücadele etmek boynumuzun borcudur.
Görevlerinden ayrılan sendika yöneticilerinin kıdem tazminatları dışında bir tazminat almaması için mücadele edeceğiz. Şeffaf olacağız. Gelir ve giderleri üç ayda bir üyelerin bilgisine sunacağız. İşçilerin alın terinin ürünü olan sendikanın gelirlerini, yöneticilerin temsil gideri adı altında rahatça harcamasına, çarçur edilmesine müsaade etmeyeceğiz! Her tür harcamalarda işçi denetimini sağlayacağız. Sendikanın mali imkânları ve işçilerin gönüllü katkıları ile bir mücadele ve dayanışma fonu oluşturacağız. Bu fonun kaynakları ile hem işyeri dâhilinde hem de işyeri dışında işçi dayanışmasının gereklerini yerine getireceğiz. Kırşehir Genel-İş Şubemizi işçilerin düzenli gelebildiği, her geldiğinde ihtiyaç duyduğu konularda bilgi aldığı, muhatap bulduğu mekân haline getireceğiz! Sendikanın tüm belediye birimlerinde, temizlik, Fen işleri, işletme, sosyal işler, destek bölümünde çalışma düzeni bu esasa göre oluşturacağız.
Sendikanın ekonomik varlığı, esasen grev ve direnişler için gereklidir. Grev fonunu kuracağız. Bunun yanı sıra işçilerin örgütlenmesi, eğitilmesi ve dayanışması için de kaynak ayıracağız.Sendikal eğitimler yeterli sıklıkta düzenli ve sürekli yapacağız. Mümkün olan en fazla sayıda işçinin katılımı için çaba göstereceğiz. İşyerlerimizde eşit işe eşit ücret verilmesi için çaba göstereceğiz!
Her türden cinsiyet ayrımcılığına karşı sürekli mücadele yürüteceğiz. Kadın işçileri sendikal sorumluluklar alması için teşvik edeceğiz. Taşeronluk sisteminin kaldırılması ve halen bu statüde çalışan işçilerin ana bünyede ki, kadrolara geçişi sağlanması için çaba göstereceğiz. Tüm birimlerde çalışan arkadaşlarımızın sendikal haklardan yararlanması için mesai yapacağız!
Toplu sözleşmede elde edilen haklardan tüm işçilerin faydalanması için çaba göstereceğiz. İşyeri disiplin kurulunda karar süreçlerinde işçilerin sözünün ağırlık kazanması için çaba göstereceğiz. Toplu iş sözleşmelerinde öne sürülecek talepler işyeri komitelerinde şekillendireceğiz. Tüm görüşmeler konusunda işçileri bilgilendireceğiz. İşçilerin seçtiği temsilcilerin Toplu İş Sözleşme görüşmelerine katılmasını sağlayacağız. İşçilerin onayını almadan Toplu İş Sözleşmesine imza atmayacağız!
Bu ilkeleri hayata geçirmek için adayız. Birliğimizin gücüyle biz kazanacağız! Delege arkadaşlarımıza çağrımızdır! Bu onur yürüyüşüne katılın, destek verin, kendinize güvenin ve sorumluluk üstlenin! Unutma, birleşirsek, Genel İş Kırşehir Şube seçimini kazanırız! Kırşehir Şube olmasın diye mesai yapanların düzenini yıkarız! Yolu yok işçiler kazanacak, sendika beyleri kaybedecekler! Birliğimizin gücüyle biz kazanacağız!
Kırşehir Belediyesi’nden Genel İş üyesi işçiler
MÜSİAD’ın göç raporunun özeti: “Bedava işçilik istiyoruz”
Geçtiğimiz günlerde kapitalistler örgütü MÜSİAD’ın isteği ile Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı tarafından hazırlanan “Türkiye’nin göç raporu” basın toplantısı ile kamuoyuna duyuruldu. Çeşitli akademisyenlerin saha araştırmaları vb. üzerinden hazırlandığı ifade edilen rapor, göç konusunda bir dizi başlık içeriyor.
Birçok gerekçeye dayandırılan araştırma ve incelemeler üzerinden tanımlanan talep ve önerilerin eksenini, “göçün bir krizden ziyade doğru yönetildiğinde toplumsal, ekonomik ve kültürel zenginleşme sağlayan bir fırsat olduğu” iddiası oluşturuyor. Raporda kimi zaman göçmenlerin güncel-insani sorun alanlarına vurgu yapılıyormuş algısı oluşturulmak istense de konunun bağlandığı nokta, “göçmenlerin entegrasyonu” olarak tanımlanıyor. Toplumsal yaşam, eğitim, ekonomi vb. olarak sıralanan ve göçmen konusunun somut tablosunu irdelemeye çalışan rapor, kapsadığı talep ve istemlerle sermayenin gelişimini, ihtiyaçlarını ve çıkarlarını esas aldığını açıkça ortaya koyuyor. Raporun kamuoyuna duyurulması için “göçün kriz değil fırsat olduğu” başlığının seçilmesi de bu zihniyetin yansımasıdır. Rapora göre, işletmelerin %75’i “yerli işçi bulamadıkları için” göçmen işçi çalıştırıyor. Göçmen işçi çalıştırmayan işletmelerin büyük bir çoğunluğu ise çalışma izni sorununu gerekçe göstermiş. Raporun bir başka fütursuzca tespiti, göçmenlerin yoğun olarak yerleştiği yerlerde çocuk işçi çalıştırma oranlarının düştüğü iddiasıdır. Her başlık altında yapılan tespitin ardından ortaya atılan öneriler ise, göçmenlerin “topluma entegrasyonu”, çalışma izinlerinin kolaylaştırılması, göçmen çocuklarının eğitim ve dil sorunu, göçmen istihdamı için teşviklerin artırılması vb. noktasında odaklanıyor
Arada kimi dini söylemlerle süslenen, “göçmenlerin evlerine ekmek götürmelerini sağlamak” gibi pek “insani” vurgular içeren rapor, özünde sermayenin gözü dönmüş para-kâr hırsı ve ucuz emek sömürüsü iştahının açıkça dışa vurumu olmuş. MÜSİAD merkezli hazırlanan rapor, bu ülkede ensesi kalın tüm kapitalistlerin zihniyetini yansıtıyor. Dahası, AKP’nin Orta Vadeli Program olarak uyguladığı düşük ücret politikası ile halihazırda dayatılan, işçi ve emekçilere sunulan da budur. Göçmen işçilerin varlığını ücretleri düşürmek için bir avantaja çeviren kapitalistler, şimdi “insani” raporlarla bu durumu yasal olarak da güvenceye almak istiyor. Ülkeyi ucuz işçi cennetine çevirmek için yasal düzenlemeler yapması için Saray rejimine tüyolar veriyor.
Göç gerçeğinin nedenlerine, emperyalist-kapitalist düzenin savaş ve saldırganlık politikaları ve sonuçlarına, giderek büyük bir insani kriz anlamına gelen yıkımlara dair tek kelime etmeyen bu “akademik” çalışma, “iyi yönetilir ve planlanırsa”, halkların üzerine bomba olup yağan yıkımı ekonomik kalkınma için bir “fırsat” olarak görüyor. Hem göçmen işçilere hem ülkenin milyonlarca işçi ve emekçisine yoksulluk, sefalet ve kölece çalışma koşullarını dayatmaya “bilimsel” kılıf uydurmaya çalıyor. “İktisadi açıdan arz ve talep arasında denge” kurmayı iş ediniyor.
Kapitalistlerin bundan farklı bir şey düşünmesini beklemek elbette saflık olur. Bizzat sermaye devletinin Suriye’deki savaşın yarattığı yıkımın bir parçası olduğu gerçeği, Suriyeli göçmenlere dönük ırkçı söylem ve saldırılar, üç kuruşa kayıt dışı çalıştırılan Suriyeliler, aynı tablonun farklı boyutlarını oluşturuyor. Tekstil patronlarının sıklıkla yaptığı, “sektör Suriyeli işçiler sayesinde ayakta duruyor” açıklamaları da bu tablonun bir parçasıdır.
Türkiye’de açlık sınırının altına çekilen asgari ücretin dahi çok altında ücretlere göçmen işçi çalıştıran, göçmen işçileri “bir tehdit aracı” olarak kullanıp ücret düşürmeyi marifet sayan kapitalistlerden başka türlü davranmaları beklenemez. İşçi ve emekçiler kendi hakları ve talepleri için olduğu kadar, göç yollarına düşmüş, emeği yok pahasına satın alınan göçmen işçi kardeşleriyle birleşmeli, dayanışmasını güçlendirmeli ve mücadelesini ortaklaştırmalıdır. Bu başarılamazsa eğer, kapitalistlerin hazırladığı raporlarda arsızca tarif ettikleri kölelik koşulları kalıcı hale getirilecektir.
|