Çocuk emeği sömürüsü
Kapitalizmde çocuk emeği sömürüsü sermayenin sürekli artan kârı demektir. Çocuklar tüm sosyal haklardan mahrum bırakılarak, ücretli köleliğin en vahşi biçimiyle sömürülmektedirler.
Mücadelede savunmasız bırakılan çocuk işçilerin en küçük bir hak talebi baskı ve şiddetle geri çevrilir. Özellikle emperyalist borç batağına saplanan ülkelerde çocuk işçiler üzerinde şiddet, hatta cinsel tacize varan uygulamalar sıklıkla görülür. İş kazalarında yine çocuk işçilerin ölüm ve sakat kalma oranları yüksektir. Çocukların çalıştırılma yaşının giderek küçülmesiyle eğitim hakları da gaspedilmektedir. Çocuk emeği sömürüsü sanayide olduğu kadar tarımda da yaygın bir kullanıma sahiptir. Yoksul köylü açısından eve katkı olsa da, tarım işletmecileri için bulunmaz fırsattır.
Dünya tekellerinden NİKEın fabrikalarında üretim yapanların genelinin çocuk işçilerden oluştuğu haberi şirket tarafından yalanladı. Oysa gerçekler, özellikle Güney Asya ülkelerinde çalıştırılan çocuk işçilerin bir taraftan da cinsel tacize uğradıklarını gösteriyor. Hindistanda önceki yıllarda bir mum imalathanesinde gece çalışmasında çıkan yangında onlarca çocuk işçi yaşamını yitirmişti. Patron, çocuklar gece çalışmasından kaytarmasınlar diye fabrikaların kapılarını kilitlemiş, ölümler duman zehirlenmesinden kaynaklanmıştı.
Türkiye üzerinden baktığımızda, eğitim sürecinden ekonomik nedenlerle koparılan çocuk işçiler adeta boylarından büyük işlerde çalıştırılmaktadır. Son birkaç yılda çocukların çalışma oranı daha da artmıştır. 6-14 yaş grubunda üç çocuktan biri çeşitli işlerde çalışmaktadır. Bu sayının çalışan nüfusa oranı 5te biri bulmaktadır.
Genellikle çocukların çalıştırılmasına yönelik öfke anne ve babalara yöneliktir. Küçücük çocuklarını çalıştırmaya utanmıyorlar mı? denir. Oysa, yoksulluğun diz boyu arttığı, işten atılan orta yaş grubundan emekçilerin iş bulmasının giderek olanaksızlaştığı bir ortamda aileler çocuklarını istemeseler de çalıştırmak zorunda kalmaktadır.
Bir diğer çalıştırılan yaş grubu, 18 yaşına kadar çıraklık eğitim kursları üzerinden fabrikalarda çalıştırılan genç işçilerdir. Genellikle sanayi sitelerindeki bu kurslarda haftanın bir günü okulda teorik eğitimle, geri kalan günler hafta sonları da dahil olmak üzere fabrika ya da atölyede çalışmakla geçer. Çıraklık kurslarında devlet tarafından sigortaları ödendiği için işverenler sigorta yapmaktan kurtulurlar ve çırak diye de düşük ücret ödenir. Türkiye çocuk haklarının korunması konusunda İLO sözleşmesine imza attığı halde bu uygulanmamaktadır. Gece çalıştırılması yasak olduğu halde, özellikle tekstil başta olmak üzere birçok işkolunda 9 saatin üzerinde ve mesailer dahi ödenmeden çalıştırma tüm pervasızlığıyla uygulanmaktadır.
Kapitalizmde çocuk emeği alabildiğince sömürülürken, sosyalizmde 17 yaşına kadar zorunlu poli-teknik eğitim uygulanacaktır. Üretim eğitim ile içiçe yürüyecek, çalışma saatleri mümkün olduğunca sınırlanacaktır. Çocuk ve genç işçilerin sosyalizm mücadelesine katılması için bu kadarı bile yeterlidir.
|