Ekim Gencligi ARSIVKIZIL BAYRAK
 
Temmuz 2003
Sayı: 62
 İçindekiler
  Ekim Gençliği'nden...
  Devrim için partili mücadeleyi büyütelim!
  Kürt halkı üzerindeki baskılar artıyor!
  Kürt halkına özgürlük!
  "Türkiye'de demokrasi
   Af değil özgürlük, kahrolsun faşist diktatörlük!.
  Irak'ta direniş bayrağı yükseliyor!
  İran gençliği direniş ateşini yaktı!.
  Paralı eğitime geçit vermeyelim!
  Filistin halkı emperyalist-siyonist barbarlığın sahte barışını reddediyor
  Direnen Filistin kazanacak!.
  Liseli gençlik çalışmasının bası sorunları
  Burjuvazi sömürü ve saldırılarda tatil yapmıyor...
  Bir sınıf çalışması deneyimi...
  YÖK yasa tasarısı
  Semt gençliğini kuşatan çürümüşlük ve nedenleri
  Devrimci enternasyonal dayanışma için ileri!.
  Barbarlık ile sosyalizmin savaşı bitmedi....
  Örgütlü mücadelenin ateşi içinde işçi sınıfı devrimcilği
  Devrimci eğitim sorunu üzerine.
  Daha güçlü bir Ekim Gençliği için görev başına!
  Dizi dizi" yalanlar!
  Sivas'ın hesabı sorulacak!
  Yabancı bir ölüm!
  Gençlik örgütlenmeyi bekliyor
  Okur mektupları



 
 
Filistin halkı emperyalist-siyonist barbarlığın
sahte barışını reddediyor

ABD emperyalizmi Irak işgalinden sonra Ortadoğu’nun en önemli problemine, Filistin sorununa el attı. Rusya, AB ve BM’nin desteğiyle “Yol Haritası” olarak adlandırılan bir “barış planı” hazırladı. Bu planla 2005 yılında nihai çözüme varılarak Filistin devletinin kurulması öngörülüyor. Üç aşamalı olan planın ilk aşamasında, İsrail işgal güçlerinin kademeli olarak 28 Eylül 2000 (İkinci İntifada) öncesindeki konumuna dönmesi, Filistin yönetiminin “terörü” engellemek için İsrail ile somut işbirliği yapması gerekiyor. Somut işbirliğinden kasıt, İsrail işgaline karşı direnen güçlerin teslim alınması. Eğer Filistin yönetimi isteneni yaparsa, 2003 yılı sonlarına doğru ikinci aşamaya geçilecek. Bu aşamada Filistin yönetiminin anayasasını oluşturup seçimlerini tamamlamış olması gerekiyor. Bu yerine getiildiğinde, Filistin’in geçici sınırlara sahip, askeri mekanizmadan yoksun bir devlet halini almasını karara bağlayacak bir uluslararası konferans düzenlenecek. Üçüncü aşamada ise; 2005 yılı içerisinde düzenlenecek ikinci bir uluslararası konferans neticesinde, sınırlar, mülteciler, yerleşimler ve Kudüs gibi konularda nihai çözüme varılacak ve Filistin devleti kurulacak.

Anlaşmazlıklar su yüzüne çıktı

Ortadoğu’ya demokratikleşmeyi getirecek çok olumlu bir gelişme olarak sevinçle karşılanan “Yol Haritası”nın üzerinden iki ay geçmeden anlaşmazlıklar su yüzüne çıktı. En büyük anlaşmazlık, Batı Şeria, Gazze, Ürdün, Lübnan ve Suriye’de yaşayan toplam 3,9 milyon Filistinli mültecinin geri dönüş hakkıyla ilgili. Filistin yönetimi, mültecilere yurttaşlık hakkı tanınan Ürdün’de bile yerlilerle eşit olmayan çalışma hakkından, eğitim, sosyal ve tıbbi hizmetlerden yararlanma hakkından mahrum olan, ayrıca her ay polise görünmek zorunda olan Filistinliler’in ülkelerine dönebilmesini ve İsrail’in Batı Şeria ve Gazze’deki yerleşim yerlerinin kaldırılmasını istiyor. Şaron Hükümeti ise daha baştan Filistinli mültecilerin geriye dönüşünden vazgeçtiklerini açıkladıkları takdirde masaya oturacağıı ilan etmişti. 9 Haziran’da “Yol Haritası”nı onaylamasının ardından göstermelik olarak 8 yerleşimi yıkan İsrail ordusu, 9 yeni yerleşim yerini oluşturdu bile.

Filistin ve direniş gerçeği

İsrail uçaklarının ardarda gerçekleştirdiği füze saldırıları ve ev baskınlarında son bir haftada 60’ın üzerinde Filistinli katledildi. Bununla yetinmeyen siyonist saldırganlar, Filistin topraklarına tanklarla girerek içlerinde 70 yaşında insanların ve hamile kadınların da bulunduğu 150’den fazla kişiyi gözaltına aldılar. İsrail hükümeti danışmanı Şaval, operasyonun Filistin hükümetine güvenlik için yardımcı olmayı amaçladığını açıklıyor. ABD’li yetkililer de, Abbas’ın Hamas’a denk askeri gücü olmadığını, Filistin yönetiminin İsrail ordusuyla işbirliği yapmasını, hatta yetersiz kalınan yerde ABD askerlerinin müdahale edebileceğini söylüyorlar.

Hamas ve İslami Cihad gibi örgütler başlangıçta ateşkes ilan ederek geri bir tutum sergilediler. Buna rağmen Filistin’de direniş son bulmadı. Siyonistler ve işbirlikçi iktidarın İkinci İntifada’nın durdurulması istemi Filistin halkı tarafından İntifada’nın daha da güçlendirilmesiyle cevaplandı. Filistinliler emperyalist-siyonist barbarlığın çözümüne mahkum olmadıklarını bir kez daha gösterdiler.

Gerek içerdiği maddeler, gerekse siyonist İsrail’in süren saldırıları “Yol Haritası”nın bir barış planı olmadığını ortaya koymuştur. Bu plan sadece ABD’nin Ortadoğu stratejisi yolunda atılmış bir adımdır. Fakat bu adım kendinden öncekiler kadar bile ayakta kalamayacaktır. Bu planın ölü doğmuş bir plan olduğunu Filistin halkı direnişiyle ortaya koymaktadır.