Kızıl Bayrak'tan...
Kamu
emekçileri, 90lı yılların başında grevli-toplusözleşmeli
sendika hakkı talebiyle başlattıkları mücadeleyle sendikalarını
kurdular. Sermaye devletinin sendikalaşmanın önündeki tüm yasa ve yasakları
bizzat mücadele alanlarında aşıldı. Sermaye devleti, mücadelenin kendisine
dayattığı bu sendikaları bir yerden sonra tanımak zorunda kaldı. Kamu emekçileri bugün mücadele alanlarında bedel ödeyerek kurdukları
sendikal haklarını gaspeden yasaya karşı militanca direniyorlar. Devletin
bombaları, copu direnişlerinde herhangi bir yılgınlığa yol açmak şöyle
dursun kararlılıkları ve kitlesellikleri büyüyor. Sahte sendika yasasına
karşı verilen mücadelenin hareketin iç zayıflık ve engellerine takılmadan
ne derece başarıya ulaşacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak şu
unutulmamalıdır ki, zaferin kazanılmasında işçi sınıfının alacağı tutum
belirleyici olacaktır. Kamu emekçilerinin sahte sendikaya geçit vermemek ve grevli-toplusözleşmeli
sendika hakkını kazanmak için meydanlarda vahşi bir polis zoruna maruz
kaldığı saatlerde, işçi sınıfı hareketi cephesinden de önemli bir gelişme
yaşanıyordu. Kamu işyerlerinde sendika ağalarınca satılan TİSlerden
farklı bir yol izleyerek greve başlayan Şişe-cam işçilerinin grevi; Bakanlar
Kurulu kararıyla Milli güvenliği zedelediği gerekçesiyle ertelendi.
Yani yasaklandı. Böylelikle mevcut tablo içerisinde, sermaye devleti karşısında
kamu emekçilerinden sonra önemli bir direniş mevzisi daha saldırıya uğramış
oldu. Amaç, mevcut direniş mevzilerinin çoğalmasının ve güçlenmesinin
önüne geçmek için, varolanları ezmektir. Şişe-cam grevinin ertelenmesi grevli-toplusözleşmeli sendika hak talebinin
bugün sınıf hareketi için de ne denli yakıcı bir talep olduğunu bir kez
daha göstermiştir. İşçi sınıfının mücadele alanlarında kazandığı sendikal
haklar devletin sistemli saldırılarıyla uzunca bir süredir fiili olarak
gaspedilmiş durumdadır. Bu, haklar ancak mücadele alanlarında kazanılır
ve korunulur gerçeğinin yalın bir doğrulamasıdır. Beraberinde; Tüm
çalışanlar için grevli ve toplusözleşmeli sendika hakkı, Sınırsız
grev ve genel grev hakkı ve lokavtın yasaklanması talepleri
etrafında birleşmek ve mücadele etmenin aciliyetini göstermektedir. Grev
yasaklarını boşa çıkarabilmek, sendikal örgütlenmelerin önündeki her türlü
yasağın parçalanması ancak ve ancak dişe diş bir mücadeleden geçmektedir. Sermayenin direniş odaklarını ezme saldırısının öncelikli ve en vahşi
biçimlerde sürdüğü alan zindanlardır. F tipi saldırısıyla devrimci örgütlülükler
ve devrim davası boğulmaya çalışılmaktadır. Yanısıra saldırı, işçi ve
emekçilerin örgütsüzleştirme saldırısının da başlıca halkasıdır. Bu anlamıyla
devrimci tutsaklar ortaya koydukları direnişle, hem saldırının kendilerine
yönelen bu parçasına ve hem de işçi ve emekçilere dönük genel saldırının
önüne etten bir barikat kurmuşlardır. Sermaye düzenine karşı direnişin bayrağını onlar taşımaktadırlar. Bu bilinçle direnişi yaygınlaştırıp, mücadele barikatlarını güçlendirelim.
Geleceğimizin karartılmasına, örgütlülüklerimizin dağıtılmasına izin vermeyelim.
Saldırı yasalarını, yasakları ve hücreleri parçalamak için mücadele alanlarında
kazanıncaya kadar militan bir direniş hattını örelim. |
|||||