Hatice Yürekli Anısına Ekim Gençliği
Kampı... Gençliğin devrimci inisiyatifinin başarılı
bir örneği
Kamp programının pratik hazırlıklarına aylar öncesi başlandı. Seminer
konularına ilişkin dosyalar hazırlandı, okunacak şiirler, politik bir
içerik ve amaçla hazırlanan bilgi yarışması, çeşitli konulara ilişkin
yazılar ve direnişçilerin mektupları önceden hazırlanıp dosyalandı.
Kültürel etkinliklerimizin (tiyatro) hazırlığı için görev alan arkadaşlarla
birkaç kez bir araya geldik, çalışmaları ve hazırlıkları değerlendiren
toplantılar yaptık. Özcesi kampımızı ciddiye aldık ve buna uygun bir
çaba içerisinde olduk. Kampımızın ismi, yaşadığımız Ölüm Orucu Direnişi
süreci bu ciddiyeti göstermemizi ayrıca zorunlu kılıyordu. Seminerler Tiyatro, skeç, dia, film, bilgi yarışması, müzik, şiir ve sportif faaliyetler
(futbol, basketbol, kır gezisi vs.). Öncekilerden farklı olarak bu kampımızın bütün bir programını ve organizasyonunu
biz Ekim Gençliği olarak üstlendik. İnisiyatif tümüyle biz gençliğe
aitti ve günlük kamp programımızı başarıyla örgütledik. Programımızın
tümünü uyguladık, fakat zaman darlığı nedeniyle Devrimci gençlik
hareketi bölümünü işleyemedik. Havanın yağışlı olması nedeniyle
planladığımız kır gezisini de gerçekleştiremedik. Salonumuzu programımızın içeriğine uygun bir görsellikle düzenledik.
Kamp salonumuza 19-22 Aralık katliamında ve ölüm orucunda şehit düşen
devrimcilerin isimlerinin yazılı olduğu iki ayrı pankart asıldı. Salonu
ayrıca Partimizin çeşitli konulara ilişkin olarak çıkardığı afişlerle,
yanısıra Habip, Ümit ve Hatice Yürekli yoldaşların resimleriyle donattık.
Marks, Engels, Leninin posterlerinin yanısıra Che Guevara ile
Yılmaz Güneyin resimleri de salonumuzu süslüyordu. Sahneyi boydan
boy Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm! ibareli Ekim Gençliği
imzalı pankart kaplıyordu. Kampımıza kısa bir açılış konuşmasıyla başladık. Konuşmada programımızın
gidişatı hakkında bilgi verildi ve kampın amacına değinildi. Sonra katliamda
ve ölüm orucunda şehit düşen devrimciler anısına bir dakikalık saygı
duruşuyla birlikte Nazım Hikmetin Zafere Dair şiiri okundu.
Daha sonra Paris Gençlik Korosu Enternasyonali söyledi. Ardından tanışma bölümüne geçildi ve her genç arkadaş kendini kısaca
tanıttı. Seminerler Seminerler her zamankinden farklı bir biçimde düzenlendi. Önden konuya
ilişkin dosyalar hazırlanmıştı. Bu dosyaları kamp yerinde oluşturduğumuz
çalışma gruplarına dağıttık. Gruplar kendi aralarında konuya ilişkin
tartışmalar yürüttüler ve her grup sözcüsü konuyu sundu. Bu sözcülerin
dışında grubun diğer üyeleri de söz alarak konuya ilişkin düşüncelerini
ortaya koydu. Bunların ardından bir yoldaşın hem tartışmaları toparlayan,
hem de soruları yanıtlayan bir konuşmasıyla, sözkonusu seminer konusu
tamamlanmış oluyordu. Bu yöntemin çok yararlı olduğunu ve birçok gencin
tartışmalara aktif bir biçimde katılmasını sağladığını gördük. İlk seminer konusu Ölüm Orucu Direnişiydi ve anlatılan yöntem çerçevesi
içinde verildi. Seminerin ardından direnişçi yoldaşlarımızın mektupları
okundu. Türkiyenin çeşitli üniversitelerinden Ekim Gençliği mesajları
geldi. Üniversiteli yoldaşlarımızın mesajları okunduğunda büyük bir
duygu yoğunlaşması ve heyecan yaşadık, mesajları coşkuyla karşıladık.
Bizler de bunun karşılığı olarak cezaevlerinde bulunan tüm ölüm orucundaki
yoldaşlarımıza ve siper yoldaşlarımıza mesajlar yazıp göndermeye başladık. İkinci bir seminerde Türkiye sol hareketinin genel bir değerlendirmesi
yapıldı. Mustafa Suphiden günümüze kadar Türkiye sol hareketindeki
önemli dönemler anlatıldı. Özellikle 71 devrimci hareketi ve komünist
hareketin ortaya çıkışı sunuldu. Bu sunuş gençler tarafından ilgiyle
karşılandı. Bu süreçle ilgili sorular soruldu ve bu vesileyle tartışmalar
daha da işlevli hale geldi. Ardından Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin
İnanın idam sehpasına yürürken ailelerine yazdıkları son mektupları
okundu, bu birçok genci duygulandırdı. Globalizm ve sosyal sonuçları konulu üçüncü seminerde kapitalist
sistemin gerçekliğine ışık tutan çarpıcı veriler ortaya konuldu. Zenginlerle
yoksullar arasındaki adaletsiz gelir dağılımının ürkütücü dengesizliği
ortaya konuldu. Kapitalizmin ne kadar çürüdüğü, yozlaştığı, bize hiçbir
gelecek vaad etmediği bir kez daha ortaya konuldu. Buna karşı mücadele
etmek gerektiği vurgulandı. Bu konu da büyük bir ilgiyle karşılandı. Ardından sınıf ve kitle hareketinden kesitleri kapsayan, gençlik hareketinin
ve zindan direnişinin özetini de sunan bir dia gösterimi yapıldı ve
beğeniyle izlendi. Kültürel faaliyetler çerçevesinde bilgi yarışması düzenlendi. Bu yarışma
oldukça başarılı geçti. Katılımcılarda büyük bir heyecan yarattı. Başarılı
gruplara kitaplar, Hatice, Habip ve Ümit yoldaşların posterleri verildi. İki ayrı tiyatro gösterisi sunuldu. İlkinde cezaevlerinde yaşananlar,
ikincisindeyse köyden şehire ve şehirden Avrupaya göç eden bir
işçi ailesi canlandırıldı. Bu tiyatroda kapitalist sistemin hiçbir yerde
bizlere gelecek vaadetmediği ve buna karşı mücadele edilmesi gerektiği
mesajı verildi. Şarkı ve şiir yarışmasından sonra halaylar çekilerek gecemiz başarılı
biçimde sona erdirildi. Sonuç yerine 65 kişinin katıldığı dört günlük kampımız düzeniyle, disipliniyle,
programı ve coşkusuyla başarıyla sonuçlandı. Bu yılki kampımız her yönüyle
öncekileri aşan bir kamp oldu. Politik bir düzey yakaladık. Biz genç
yoldaşlarda belirgin bir ilerlemenin kaydedildiği somut olarak görüldü.
Son gün yapılan değerlendirmeler bunu ayrıca doğruladı. Herkes kampımızdan
çok etkilendiğini dile getirdi üç veya dört ayda bir yapılması önerildi.
Bundan sonra bölgelerimizde gençlik çalışmasında yoğunlaşacağız ve daha
güçlü kamplar örgütleme çabası içinde olacağız. Tüm genç komünistler görev başına! Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm! Ekim Gençliği/İsviçre |
|||||