Kızıl Bayrak'tan Silahlar kınından çıktı. Haydutbaşı ABD ve uşaklarının silahlarını ateşlemesine ise az bir zaman kaldı. Savaş hazırlıklarının son aşamasındayız. ABD, saldırısına hukuki bir kılıf yaratmak için son bir kez Birleşmiş Milletlere yüklenirken, sermaye iktidarı da bu konuda ilk adımını attı. Sözde artık savaş konusundaki her kararı halkın meclisi verecekti. Amerikanın savaş kararına uygun olarak tam bir yıldır fiili hazırlık içinde olan tescilli uşaklar, şimdi meclisi ve hükümeti işleterek savaşa ortak olma suçuna güya bir meşruiyet kazandıracaklar. Oysa halkın ezici çoğunluğunun bu savaşa karşı olduğunu çeşitli vesilelerle dillendirilip duranlar da kendileri. Önümüzdeki bir kaç hafta içinde AKP, tepeden tırnağa bir savaş hükümeti olarak donatılıp sözde yetkili kılınacak. Egemenler cephesinde bunlar olurken, işçi-emekçi halklar cephesinde de tarihte görülmemiş bir savaş karşıtı atmosfer oluşuyor. Birinci ve ikinci paylaşım savaşları dahil hiçbir savaş daha başlamadan böylesine büyük bir bilinç ve tepkiyle karşılanmamıştı. Dolayısıyla, Amerikanın ve uşaklarının hiçbir sudan bahanesi kitleleri kandırmaya yetmedi, yetmeyecek. 14 Şubatta denetçilerin ikinci raporu açıklanacak. Bu gerek emperyalist saldırganlar ve uşakları, gerekse de halkların savaşa karşı mücadelesi açısından önemli bir tarih konumunda. Önemi ise denetçi raporunun içeriği tarafından belirlenmeyecek. Her iki tarafın da bu raporlara fazlaca aldırdığı yok. ABD, denetçiler ne söylerse söylesin saldırmaya kararlı olduğunu çoktan açıklamış durumda. Kendi iddialarıyla doğrudan ilgili, bu iddialar üzerine başlatılmış bir incelemenin raporu ABDyi ilgilendirmiyorsa, savaş karşıtı mücadelenin unsurlarını haliyle ilgilendirmez. Raporun söyleyebileceği hiçbir şey, ABD saldırısına meşruluk kazandıramaz. Denetçilerin rapor edebileceği azami suç kitle imha silahı bulunmasıdır ki, bunlardan en fazla bulunduran ABDnin kendisidir. Bu bir gerekçe olacaksa, tüm dünya ABDye savş açmalıdır. 14 Şubattaki rapor neyi açıklarsa açıklasın, 15 Şubat dünya çapında emperyalist savaşa ve saldırganlığa karşı mücadele günü olarak ilan edilmiş durumdadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de eylemlerin emperyalizmi dizginleyebilecek bir güç ve etkinlikte geçmesi için bugünden örgütlenmesi gerekmektedir. Bu, herhangi bir görev değildir. Bir ölüm-dirim meselesidir. Ya emperyalistlere ve uşaklara hadleri bildirilecek, ya da göz göre göre katliama boyun uzatılmış olacaktır. *Bayram tatili nedeniyle yayınımıza 1 sayı ara veriyoruz. 2 hafta sonra görüşmek dileğiyle... |
|||||