29 EKİM 2005 Sayı: 2005/43 (43)

  Kızıl Bayrak'tan
  TMY karşıtı mücadelenin görevleri...
  Ordu-hükümet geriliminde son perde
  2006 Bütçesi mecliste; Sömürü ve soyguna karşı mücadeleyi yükseltelim!
  2006 Bütçesi; Vergiler yine işçi ve emekçileri vuracak!
  TÜSİAD gözünü enerji ve ulaşım sektörüne dikti; Sermaye yağmaya doymuyor
Telekom yağmasının önündeki engeller temizleniyor
Yargı "siyasallaştırılıyor" mu? Yoksa düzen siyasetinin göbeğinde mi duruyor?
  Umut tacirleri emekçileri soymaya devam ediyor
  Burjuva parlamentosundan pislik akıyor
  Eğitim-Sen'de neler oluyor?
  Sosyal güvenlik açıkları sermayenin eseridir!
  İstanbul Migros işçileri; Haklıyız, kazanacağız!
  İzmir'de 6 Kasım tartışmaları
  Demorkari mücadelesi ve Kürt sorunu: "Demokrasinin sınırlarını genişletme" programı/ Orta sayfa
  Erdemir örsündeki OYAK
  Gecekonduları niçin yıkmalıyız?/ Y. Akkaya
  "Uygar dünya" Pakistan halkını ölüme terketti
  Suriye emperyalist saldırganlığın hedef tahtasında
  Azerbaycan; Aliyev hanedanlığı kendini güvende hissetmiyor
  İşgal ordusu bölgedeki "kalıcı üslerini" genişletiyor
  Genç bir komünistin mücadele günlüğü; Kayaları parçalayan dalgaların sürekliliğidir
  Anti-emperyalist mücadele üzerine
  Medyatik uyuşturucu futbol
  Başarının sırrı / Sosyalist-Şoreşger
  Bültenlerden / Tersane İşçileri Bülteni
  Bültenlerden / Anadolu Yakası İşçi Bülteni
  Basından/ Beşar rejimi daha ne kadar yaşar?
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Eğitim-Sen davası 27 Ekim'de...

Eğitim-Sen'de neler oluyor?

Eğitim-Sen'i kapatma davası 27 Ekim günü karara bağlanacak. Mahkeme ister kapatma isterse takipsizlik kararı versin, devlet bu davayla amaçlarına kısmen ulaştı. Kamu emekçileri hareketini dize getirmeyi, KESK'i devlet güdümlü sendikaya dönüştürmeyi, saldırı yasaları öncesi Eğitim-Sen üzerinden KESK'i bölerek kamu emekçileri hareketini işlevsiz kılmayı, böylelikle ciddi bir engelle karşılaşmadan saldırı yasalarını uygulamaya koymayı, kamu emekçileri ile sendikalar arasında varolan uçurumu büyütmeyi vb. hedefliyordu.

Eğitim-Sen hakkında açılan kapatma davası sadece ana dilde eğitim hakkına değil, aynı zamanda bir toplumsal muhalefet odağına tahammülsüzlüğün bir sonucudur demiştik. Davayla devlet KESK içinde kitleselliği ve birikimiyle öne çıkan Eğitim-Sen'in ve dolayısıyla KESK'in tasfiyesini hedeflemektedir. Bu saldırı dalgasına karşı konulmadığı takdirde personel rejimi ve diğer saldırılara da karşı koymak zorlaşacaktır.

Saldırı yasaları gündemde

Son dönemde AKP hükümetinin saldırı yasalarını peşpeşe gündeme getirmesinin ardında, kısmen de olsa hedeflerine ulaşmış olmanın verdiği rahatlık yatmaktadır. Personel Rejimi Kanun Taslağı uzun bir bekleyiş döneminden sonra kamuoyuna açıklandı. Bağ-Kur, SSK ve Emekli-Sandığı'nın birleştirilmesini öngören, ilk elden kamu emekçilerini ilgilendiren Sosyal Sigortalar Yasa Taslağı meclis gündemine getirildi. Kısacası kamu emekçileri kapsamlı bir saldırı dalgasıyla karşı karşıya bulunuyorlar. Ancak buna rağmen saldırıyı karşılayabilecek bir hazırlık içerisinde değiller.

Eğitim-Sen'in açıkladığı eylem takvimi ise bir tekrardan ibarettir. İllerde yapılacak basın açıklamaları, işyerlerinde nasıl örgütleneceği belirsiz iş bırakma çağrısı ve her zamanki gibi merkezi Ankara mitingi... Eylem takviminin sonuçları ise elbette öncekilerden farklı olmayacaktır. Eğitim-Sen'in eylem takvimi sendika yönetiminin kaygılarını gösteriyor. Son dönemlerde üye kaybı artan Eğitim-Sen, varolan üyelerini koruma telaşına kapılmıştır. Eylem takvimi ile bunun önüne geçmeyi hedeflemektedir.

Eğitim-Sen'de neler oluyor, ya da fareler gemiyi terk mi ediyor?

Eğitim-Sen sürecinde etkili bir muhalefet örgütleyemeyen, eğitim emekçilerini sürece dahil etmeyen/edemeyen, eğitim emekçilerinin özlük haklarına saldırı anlamına gelen sözleşmeli öğretmen uygulamasına, apolet yasasına karşı fiili mücadeleyi rafa kaldıran sendika yönetimi, çeşitli taktik ve manevralarla, tüzük değişikliğiyle, AHİM'e duydukları güvenle sendikayı “kurtaracağını” sandı. Oysa attıkları her adım sendikal mücadelenin geriye düşmesine, sendikanın kan kaybetmesine, varlık sorunuyla yüzyüze gelmesine neden oldu. Eğitim-Sen'in 200 binlere dayanan üye sayısı bugün 100 bine kadar gerilemiştir. Sendikalar “yasal statü”ye kavuştukları halde durum budur. Kuşkusuz bunda şaşılacak bir taraf yok. Reformistler anlamakta güçlük çekse de, bunun anlamı, sorunun yasalardan kaynaklanmadığı, mücadele hattıyla ilgili olduğudur.

Reformist yönetim, fiili-militan mücadele hattını değil, düzenin esneme sınırlarını baz alarak politika yaptığı için, sorunu anlamakta güçlük çekiyor. Sahte sendika yasasını sorunsuz kabul edenlerin, toplu görüşme oyununda figüran olmakta ısrar edenlerin kararlı, militan, mücadeleci bir hat izlemeleri de beklenemez. Ancak dikkate değer olan, sürekli birlik-beraberlik çağrısı yapanların Eğitim-Sen'i herkesten önce terketmeleridir.

Başından itibaren sendika yönetiminde yeralanlar, hareketin içinde bulunduğu durumun sorumluluğunu birebir taşıyanlar, bugün herhangi bir özeleştiri vermeden, buna gerek dahi duymadan, farklı bir sendika kurmaktadırlar. DSD, Emek Hareketi ve Yurtsever emekçilerin başını çektiği gruplar tüzük kurultayı öncesinde yeni sendika başvurusunda bulunurken, Sendikal Birlik'in içinde yeralan bir grup ise Eğitim-İş için 17 Ekim'de başvuruda bulundu. Eğitim-Sen'in örgütlülüğüne sahip çıkmanın olmazsa olmaz olduğu koşullarda yapılıyor bu başvurular. Elbette sendika yönetimi “biz önden başvuruda bulunarak kapatılmaya karşı önlem aldık” diyecektir. Ancak bu durum “Eğitim-Sen'i kapattırmayacağız!” iradesinin onlarda hiçbir zaman varolmadığını apaçık göstermektedir.

Yeni sendikaların ise derde deva olmayacağı kesin. Kamu emekçileri hareketi reformist önderlikle hesaplaşmadan, ondan ayrışmadan ayağa kalkamaz. İsim değişikliğiyle içine çekildiği bataklıktan çıkamaz, çıkarılamaz.

Sosyalist Kamu Emekçileri/Ankara

----------------------------------------------------------------------------------------

Eğitim-Sen eylemlerinden...

“Eğitim-Sen kapatılamaz!”

Ankara: “Eğitim-Sen susturulamaz!”

22 Ekim günü saat 13:00'te Ankara'da Eğitim-Sen 1 No'lu Şube önünde toplanan yaklaşık 100 kamu emekçisi Eğitim-Sen Genel Merkezi'ne kadar yürüdü. Yürüyüş boyunca “Eğitim-Sen susturulamaz!” sloganı atıldı. Genel Merkez önünde açıklama yapan Alaattin Dinçer Eğitim-Sen hakkında açılan kapatma davasına değinerek “Kökleri 100 yıla yakın bir geçmişe dayanan örgütümüzün, bu oyunları bozacak birikim ve deneyime sahip olduğunu belirtmek istiyoruz. Ankara 2 No'lu İş Mahkemesi'nin her iki direnme kararında ortaya koyduğu tutum, tüm emek ve demokrasi güçleri açısından moral değerler yaratmıştır” dedi. Katılımın sınırlı olduğu eylem cansız geçti.

Kızıl Bayrak/Ankara

 

Kayseri: “Eğitim-Sen değil, İncirlik kapatılsın!”

22 Ekim günü Eğitim-Sen'in kapatılma kararına karşı Kayseri Eğitim-Sen tarafından bir basın açıklaması yapıldı. Şu ana kadar gerçekleştirilen basın açıklamalarına göre Kayseri'de yaşanan son linç girişimleri de göz önüne alınırsa önemli bir yere sahipti.

Kayseri'de 9 Ekim'de yeni TMY'yi protesto ettikleri için BDSP ve ESP'li devrimcilere yönelik polis ve faşist işbirliğiyle bir linç girişiminde bulunulmuştu. Bu olaydan sonra yerel medyada sistemli bir şekilde şovenizm rüzgârı estirilmeye çalışıldı. Bu şovenist kampanyanın son halkası da valiliğin Hunat Meydanı'nı basın açıklamalarına kapatmasıyla devam etti. Bu yasaklama kararı, Eğitim-Sen'in basın açıklamasından bir gün önce yerel medyadan duyuruldu. Amaç, hem Eğitim-Sen'in gerçekleştireceği basın açıklamasına katılımı düşürmek, hem de Kayseri'deki şovenist havayı daha da ağırlaştırarak emekçi kitlelerin toplumsal-siyasal mücadeleye katılımını zayıflatmaktı.

Fakat Kayseri Valiliği'nin yasaklama kararı KESK ve devrimciler tarafından boşa çıkarıldı. 22 Ekim saat 14.00'te yasağa rağmen Hunat Meydanı'na çıkılarak basın açıklaması yapıldı. Coşkulu geçen açıklamaya 100'ün üzerinde emekçi katıldı. Linç girişiminden sonra Kayseri'de devrimci ve sol yapılardan oluşan Kayseri İşçi ve Emekçi Birliği eyleme aktif olarak destek verdi. Eylemde “Eğitim-Sen kapatılamaz!” yazılı dövizler açıldı. “Eğitim-Sen kapatılamaz!”, “Eğitim-Sen değil, İncirlik kapatılsın!” sloganlar atıldı.

BDSP/Kayseri

 

Bursa: “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!”

Eğitim-Sen Bursa Şubesi 27 Ekim'de görülecek kapatma davasını protesto etmek için 22 Ekim günü Osmangazi Bursaray İstasyonu'nda bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Uludağ Üniversitesi öğrencilerinin de destek verdiği eyleme 100'ü aşkın kişi katıldı. “Eğitim-Sen kapatılamaz!”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!” sloganlarının atıldığı eylem duruşmaya çağrıyla bitirildi.

Ardından Uludağ Üniversitesi öğrencileri çıkarılan yeni genelgeyi protesto etmek için bir eylem gerçekleştirdi. Devrimci Proleter Gençlik, Devrimci Öğrenci Sendikası-Girişimi, Sosyalist Gençlik Derneği, Demokratik Gençlik Hareketi, Sosyalist Demokrasi Gençliği'nin örgütlediği eylemde YÖK'e, paralı eğitime, işsizliğe, faşizan uygulamalara, üniversitedeki emek gücü sömürüsüne karşı 6 Kasım eylemine çağrı yapıldı.

Kızıl Bayrak/Bursa

 

İstanbul'da basın açıklaması

22 Ekim günü KESK İstanbul Şubeler Platformu Galatasaray Lisesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada Genel Sağlık Sigortası, Eğitim-Sen'e yönelik kapatma davası, Kamu Personel Rejimi Yasa Tasarısı, özelleştirme ve 2006 bütçesine değinildi, mücadele çağrısı yapıldı.

Eyleme yaklaşık 100 emekçi katıldı. Eylemde dağıtılan Kamu Emekçileri Bülteni ilgi gördü.

Kızıl Bayrak/İstanbul

 

Adana : “27 Ekim'de Ankara'dayız!”

Eğitim-Sen Adana Şubesi 22 Ekim günü yaptığı eylemle 27 Ekim'de Ankara'da görülecek kapatma davasına katılma çağrısı yaptı. Eğitim-Sen önünden İstasyon Meydanı'na yapılan yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı.

“Faşizme karşı omuz omuza!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Parasız eğitim, parasız sağlık!”, “Sözleşmeli öğretmen olmayacağız!” sloganlarının atıldığı eyleme 250 kişi katıldı. Eyleme DİSK Bölge, TÜMTİS, TMMOB, Eğit-Der ile Şakirpaşa İşçi Kültür Evi, İşçi Mücadelesi, İHD, ESP ve reformist çevreler de destek verdi. Eylem 27 Ekim'e destek çağrısı ile son buldu.

Kızıl Bayrak/Adana

 

Antakya: “Anadil haktır, engellenemez!”

Antakya Eğitim-Sen Şubesi, 22 Ekim günü Eğitim-Sen'in kapatılması ile ilgili davayı protesto etmek için saat 14:00'te Ulus Alanı'nda bir basın açıklaması düzenledi.

Yaklaşık 200 kişinin katıldığı eylemde yapılan açıklamada devletin saldırılarına değinildi, mücadele çağrısı yapıldı. “Eğitim-Sen kapatılamaz!”, “Parasız, bilimsel, anadilde eğitim!”, “Anadil haktır engellenemez!”, “Baskılar bizi yıldıramaz!” sloganları atıldı.

Kızıl Bayrak/Antakya