1 Ağustos 2008 Sayı: SİKB 2008/31

  Kızıl Bayrak'tan
  Geçici olmaya mahkum gerici uzlaşma!
   Kontrgerillanın pislikleri devrimcilere bulaştırılmaya çalışılıyor
Ergenekon soruşturmasıyla rejimi aklama çabaları…
Ergenekon ve sol: Ne yapmalı? - Yüksel Akkaya

Kontrgerilla düzeninden hesabı emekçi ve ezilen halklarımız soracaktır!

Güngören’deki saldırı lanetlendi…
  Birleşik Metal-İş taslağı işyerlerinde açıklıyor…
  Türk-İş bürokratlarının sınıfa ihanette, sermayeye hizmette 56. yılı…
  Düzce DESA işçileriyle direniş üzerine konuştuk...
  Kapitalizmin krizi derinleşiyor...
Grev ve direnişler dünyanın
dört bir yanına yayılıyor!
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Belediye-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Gülüm ve TÜMTİS İstanbul Şube Başkanı Çayan Dursun ile konuştuk...
  Uzel’de yaşananlar...
  Dünya işçi ve emekçi hareketinden…
  ‘96 Zindan Direnişi selamlandı…
  Bültenlerden...
  Devrimci Demokratik Yapılar Arası Diyalog ve Çözüm Platformu’ndan açıklama:
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

‘96 Zindan Direnişi selamlandı…

“Devrim şehitleri ölümsüzdür!”

‘96 ÖO ve SAG direnişlerinde şehit düşen 12 devrimci, 25 Temmuz günü MLKP dava tutsağı ve ’96 Ölüm Orucu şehidi Hüseyin Demircioğlu’nun Karacaahmet mezarlığındaki mezarı başında anıldı. Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Birliği’nin (TUYAB) düzenlediği anma etkinliği, kitlenin saat 13:00’te Karacaahmet Mezarlığı içindeki camii önünde toplanmasıyla başladı. Toplanma yerinde kortej oluşturularak alkış ve zılgıtlarla Demircioğlu’nun mezarına doğru yürüyüşe geçildi.  

“96 Ölüm Orucu ve Süresiz Açlık Grevi şehitleri ölümsüzdür! / TUYAB” pankartının açıldığı yürüyüş boyunca sıklıkla, “Anaların öfkesi katilleri boğacak!”, “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın!”, “Yaşasın devrimci dayanışma!” sloganları atıldı. Alkış ve sloganlar eşliğinde Hüseyin Demircioğlu’nun mezarı başına gelindiğinde ‘96 ÖO ve SAG şehitleri şahsında devrim ve sosyalizm mücadelesinde şehit düşen tüm devrimciler için saygı duruşu gerçekleştirildi.

Anma programı Hüseyin Demircioğlu’nun kardeşi, Muharrem Demircioğlu’nun yaptığı konuşmayla başladı. Muharrem Demircioğlu, kardeşi Hüseyin Demircioğlu’nun mücadele yaşamını anlattı. Pek çok baskıya ve zulme rağmen boyun eğmediğini ve hep başı dik kaldığını belirtti. Demircioğlu’nun konuşması kitle tarafından atılan “Devrim şehitleri ölümsüzdür!” sloganı ile karşılandı.

Anma TUYAB adına okunan basın açıklamasıyla sürdü. ‘96 ÖO ve SAG’ni doğuran koşulların ve sergilenen direnişin anlatıldığı açıklama şu sözlerle sona erdi: “Faşist sistem l9 Aralık dosyasını; 1 Mayıs, Gazi, Maraş, Çorum, Sivas Malatya ve Bayrampaşa dosyaları gibi hesap vermeden kapatıyor. Kürt halkına inkar ve imha dayatıyor. Tecrit ve F tipi hapishanelerde tutsaklara baskı, şiddet ve teslim alma politikası devam ediyor. Bugün aynı siperde direnişi büyüten ’96 ÖO ve SAG şehitlerini anmak, onlara devrim sözümüzü yinelemek ve tecrit karşıtı mücadeleyi büyütmek demektir. Bu bilinç ve bağlılıkla bir kez daha anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.”

Etkinlik Nazım Hikmet’ten “Zafere dair” şiirinin okunması ve Hüseyin Demircioğlu’nun en sevdiği türkü olan “Kırmızı gül”ün  hep birlikte söylenmesiyle sürdü. Anma, devletin cezaevlerindeki katliamları halen daha sürdürdüğünün fakat tüm bu katliamlara rağmen devrimci iradenin teslim alınamadığının vurgulandığı kapanış konuşmasıyla son buldu.

Anmaya 100’ü aşkın kişi katıldı.

TUYAB’ın etkinliği sonrası Ezilenlerin Sosyalist Platformu da Hüseyin Demircioğlu’nun mezarı başında bir anma gerçekleştirdi.

Kızıl Bayrak / İstanbul


‘96 ÖO ve SAG şehitleri İzmir’de anıldı…

‘96 SAG ve ÖO direnişinin 12. yıldönümünde biraraya gelen BDSP, Alınteri, Halk Cephesi, ESP, Kaldıraç, Köz, Mücadele Birliği Platformu ve Partizan, 27 Temmuz günü gerçekleştirdikleri mezar anmalarıyla devrim şehitlerini andılar, direnişi selamladılar.

Saat 10:00’da Basmane’de toplanan bileşenler araçlarla zindan direnişinde yaşamını yitiren Tahsin Yılmaz’ın mezarının bulunduğu Bornova’ya doğru yola çıktılar. Bornova Mezarlığı girişinde coşkulu ve gür sloganlarıyla Yılmaz’ın ailesiyle beraber mezar başına kadar yürüyüş gerçekleştirildi.

Eylemde ‘96 SAG ve ÖO şehitlerinin fotoğraflarının bulunduğu “ ‘96 SAG ve ÖO şehitleri ölümsüzdür!” yazılı pankart taşındı. Mezar başına gelindiğinde Tahsin Yılmaz’ın annesi kitleye hitaben “Tahsin’i evinde ziyarete geldiniz, hoş geldiniz” dedi. Bu sözler “Anaların öfkesi katilleri boğacak!” sloganıyla yanıtlandı. Anma programı Tahsin Yılmaz şahsında tüm devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşu ile başladı, ortak metnin okunmasıyla devam etti.

Metinde, ‘96 Ölüm Orucu ve Süresiz Açlık Grevi’nin, devrimci-komünist iradeyi kırmak, devrim kararlılığı ve iddiasını teslim almak için çıkartılan 6-8 Mayıs genelgelerine ve Eskişehir tabutluğuna karşı hapishanelerdeki bütün devrimcilerin egemen sınıflara ortak cevabı olduğu vurgulandı. İçeride devrimcilerin, dışarıda ailelerin, devrimci, demokrat kurumlarla birlikte emekçi halkın her günü eylem olan ve 69 gün süren direnişinin etkisine değinildi.

Egemenlerin 12 Eylül’den beri, devrimci-komünist-yurtsever iradeyi teslim alarak işçi sınıfının, ezilen, sömürülen emekçi halkın iktidar mücadelesini yok etmeye çalıştığı, iktidarlarının devamı için her fırsatta saldırdığı vurgulandı. Devrimcilerin bu saldırıları 12 Eylül darbesinin en ağır koşularında dahi cevapsız bırakmadığı dile getirildi.

‘82’de Diyarbakır Hapishanesi’nde Kemal Pir, Hayri Durmuş, Ali Çiçek, Akif Yılmaz’ın, ‘84 Metris Hapishanesi’nden Apo, Haydar, Fatih ve Hasan’ın Ölüm Orucu direnişleriyle devrimci iradenin teslim alınamayacağını gösterdiği, Buca, Diyarbakır ve Ümraniye katliamlarına rağmen devrimci direnme geleneğinin sürdüğü ifade edildi.

Daha sonra Tahsin Yılmaz’ın yoldaşları söz aldı. Tahsin’in devrimci kimliği, örgütlü yaşamı, mücadeleci kişiliği üzerine yapılan konuşmanın ardından şiir ve marşlar okundu.

Kitle araçlarla Buca Mezarlığı’na doğru Müjdat Yanat’ı anmak üzere yola çıktı. Devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşunun ardından Müjdat Yanat’ın örgütlü yaşamını ve mücadelesini anlatan konuşmalar yapıldı. Tariş direnişine katılan Müjdat’ın yazdığı Tariş direnişini anlatan marşın okunmasının ardından anma programının ’96 SAG ve ÖO kısmı sona erdi.

Daha sonra Buca Mezarlığı’nda bulunan diğer devrim şehitlerinin mezarları ziyaret edildi. Her mezar başında devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşunun ardından kısa konuşmalar yapıldı.

2000 ÖO şehidi Hatice Yürekli’nin başında yapılan kısa konuşmanın ardından saygı duruşu gerçekleştirildi.

Anma eylemi boyunca kitle ‘96 SAG ve ÖO eyleminin büyük devrimci ruhu ve bükülmez iradesinden aldığı coşku ve kararlılıkla sloganlarını haykırdı.

Mezar anmalarına yaklaşık 80 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir

************

Hasta tutsaklar ölüme terkediliyor!

Karaciğer kanseri olan 77 yaşındaki Ali Çekin, 29 Temmuz gecesi tedavi gördüğü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde hayatını kaybetti. Çekin, gittikçe ağırlaşan sağlık sorunları nedeniyle acilen tahliye edilmesi gereken tutuklulardan birisiydi.

2006’dan bu yana “PKK’ye yardım yataklık yaptığı” iddiasıyla Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulanan 77 yaşındaki Ali Çekin’e karaciğer kanseri teşhisi konulmuştu. Üç ay önce tedavisi için Metris Cezaevi’ne sevki yapılmıştı. Sağlık durumu çok ağır olmasına rağmen Çekin’in ancak 29 Temmuz’da hastaneye yatmasına karar verilebildi. Zaruri ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak durumda iken, tedavi gördüğü hastanede ailesinden birisinin kendisini görmesine dahi izin verilmedi.

Ali Çekin, Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi’nde yatalak durumda ve içerideki arkadaşlarının yardımıyla yaşamını sürdürebiliyordu. Cezaevinden tahliye olması için İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alması gerekiyordu. Ancak, “yatalak” durumda olan Çekin’in cezaevi aracıyla İstanbul’a götürülmesi mümkün olmadı. İlgili resmi kurumlar ambulans tahsis etmediği için Çekin’in rapor için Adli Tıp Kurumu’na nakli de yapılmadı.