Almanya’da devrimci seçim faaliyetlerinden...
Almanya’da 27 Eylül 2009 tarihinde gerçekleşecek olan federal parlamento seçimlerinin yaklaştığı şu günlerde açık liste oluşturarak şeçime katılan Marksist Leninist Parti Almanya (MLPD) ile BİR-KAR’ın ortak seçim faaliyeti devam ediyor.
Stuttgart’ta seçim faaliyeti
11 Eylül günü Türkiyeli ve diğer göçmen işçilerin yoğun olarak alışveriş yaptıkları merkezlerin ve camilerin önünde bir etkinlik yapıldı. Saat 16.00’da başlayan etkinlik, Türkçe, Kürtçe ve Arapça müzik ve konuşmalarla saat 18.00’e kadar sürdü.
BİR-KAR’ın önerdiği ve MLPD ile ortak örgütlenen bu etkinlik oldukça ilgi gördü.
MHP’nin bölgede bir etkisi olmasına karşın sosyalizm tarafından ilgiyle karşılandı.
Güncel talepler temelinde emekçi kitlelere gidildiğinde, önyargılara rağmen emekçilere ulaşılabildiği görüldü.
Ayrıca bu hafta, hastane önlerinde, büyük firmaların vardiya değişimlerinde, kapı önlerinde bilgilendirme masaları açarak ajitasyon konuşmaları eşliğinde bildiri dağıtımı gerçekleştirildi. Almanca ve Türkçe olarak kaleme alınmış materyaller dağıtıldı, emekçilerle bire bir tartışmalar yapıldı.
Türkiyeli diğer örgütler, ATIF, AGIF, IBS ve Yaşanacak Dünya seçim faaliyetlerinde yer alacaklarını ifade etmelerine rağmen çalışmaların içerisinde yer almadılar.
12 Eylül’de miting...
12 Eylül günü Stuttgart şehir merkezinde yapılan miting iki saat sürdü. Değişik dillerde çalınan devrimci şarkılarla başlayan miting, BİR-KAR adına yapılan konuşmayla devam etti. Konuşmada, burjuva partilerin seçim çalışmalarında kriz ile birlikte ortaya çıkan sorunları çözeceklerini iddia ettiklerine değinilerek bunun mümkün olmadığı, krizin kaynağının kapitalizm olduğu söylendi. Krizin gerçek çözümünün, özel mülkiyetin tasfiyesini hedefleyen sosyalist bir devrim olduğu ifade edildi. “Krizinizi ödemeyeceğiz!”, “Mesailer yasaklansın-30 saatlik iş haftası!”, “İsten atmalar suç sayılsın!” şiarları öne çıkarıldı.
Mitingte BİR-KAR adına yapılan konuşmada şunar söylendi:
“Dünya hepimize yeter. Yetmesi için bize sosyalizm lazım. Bunun için, kendi geleceğimiz için savaşmanın bir aracı olarak MLPD’yi seçiyoruz, onunla birlikte devrim için, sosyalizm için savaşıyoruz, savaşacağız!”
BİR-KAR konuşmasının ardından, bölge adayları kürsüye davet edilerek tanıtıldı. MLPD Merkez Komite üyesi ve bölge adayı Peter Borgwardt yaptığı konuşmada, kapitalizmin krizi ve seçimlerden sonra “yeni” hükümet eliyle uygulamaya konulacak olan, ekonomik ve siyasal saldırılar üzerinde durarak “bu saldırıları durdurmanın ve geri püskürtmenin tek yolunun, alanlara çıkarak ve sosyalist alternatifi güçlendirerek başarılabileceğine” dikkat çekti.
Kapitalizmin saplandığı batağa vurgu yapılarak solu seçmek isteyenlere MLPD’yi seçme çağrısı yaptı.
Konuşmada göçmen örgütleriyle ilk kez bu denli geniş ve verimli bir birliktelik sağlandığı da ifade edilerek “enternasyonal devrim için bu anlamlı ve önemlidir” denildi.
Stuttgart BİR-KAR
Frankfurt’ta seçim faaliyeti
11 Eylül akşamı Frankfurt’ta toplanan seçim inisiyatifi, bugüne kadar gerçekleştirilen çalışmaları değerlendirdi.
ATIF ve BİR-KAR temsilcisinin de katıldığı toplantı yaklaşık 2 saat sürdü.
Yapılan değerlendirmede MLPD’nin seçim çalışmasının özellikle büyük işletmelerin önünde gerçekleştirildiği ve işçilerin olumlu tepkisiyle karşılaşıldığı ifade edildi.
Frankfurt Fechenheim’de SIEMENS, Odenwaldda Pirelli Rüsselheim’de Opel işçilerine, yaygın bir biçimde ajitasyon konuşmaları eşliğinde seçim bildirisi dağıtıldı.
24 Eylül Perşembe günü, 13.00 ve 14.00 saatleri arasında MLPD’nin Genel Başkanı Stefan Engel Rüsselsheim, Opel fabrikasının önünde Opel işçilerine seslenecek.
BİR-KAR da bu çalışmaların parçası olacak.
BİR-KAR / Frankfurt
Toronto Film Festivali’nde İsrail propagandası boykot edildi
Toronto Film Festivali’nde İsrail’in propagandasının öne çıkması çeşitli ülkelerden sanatçıların festivali boykot etmesine neden olmuştu. Kanadalı yönetmen John Greyson, İsrail propagandası yaptığı gerekçesiyle Toronto film Festivali’nden filmini çekerken, Filistinli sanatçıları dışarıda bırakan festival yönetimine karşı olduğunu belirtmiş, tepkisini “savaş hala devam ederken Tel Aviv renkli bir metropol olarak gösteriliyor” sözleriyle dile getirmişti.
Boykota Yahudi sanatçılar da destek vermiş fakat bundan kaynaklı en yoğun baskıyı da onlar görmüştü. Bu süreçte kendisi de Yahudi olan belgesel yapımcısı Kathy Wazana, ‘ikiyüzlü’den ‘yahudi düşmanı’na her türlü suçlamayla karşı karşıya kaldıklarını söylemişti.
10-13 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen festival sırasında ise Filistinli sanatçılar, Tel Aviv’le ilgili bir dizi filmin gösterileceği Toronto Uluslararası Film Festivali’nin boykot edilmesi çağrısında bulundu.
Ramallah’ta Kanada temsilciliği önünde toplanan onlarca Filistinli yapımcı, sanatçı ve yazar, protesto gösterisi düzenledi. Göstericiler, temsilciliğe festivali kınayan bir mektup da iletti.
Oyuncu Jane Fonda, yazar Alice Walker gibi bir dizi uluslararası yapımcı ve eylemcinin de imzaladığı dilekçede, festivalin bu gösterim kararı eleştirildi ve İsrail ile suç ortaklığı yapmakla suçlandı.
Berlin’de “gözetim ve
sansüre” karşı miting
Almanya’da 25 bin kişi devletin ve ticari kurumların kişileri gözetlemesine karşı, kişisel bilgilerin korunması için Berlin’de alanlara çıktı.
Sendikalardan, dernek ve siyasi partilere kadar 167 kurum ve kuruluşun oluşturduğu “Korkuya karşı özgürlük!” oluşumu yürüyüşe çağrı yaptı.
Yürüyüşte yapılan konuşmalarda “gözetim ve sansür”ün düşünce özgürlüğü ve temel demokratik hakları tehdit ettiğine vurgu yapıldı ve özgürlüğün mücadele ile sağlanabileceğine değinildi.
Almanya’da geçtiğimiz yıllarda kişilere ait bilgilerin çalınması üzerine birçok skandal çıkmış ve hükümet kişisel verilerin güvenliğini zorlaştırmıştı. Daha sonra ise anti terör yasaları çerçevesinde demokratik hak ve özgürlükler rafa kaldırılmış, polis ve gizli servislere geniş yetkiler verilmişti.
Buna göre devletin kendisi internet üzerine baskın ve gözetim hakkı çerçevesinde bazı soruşturmalarda bilgisayarlarda casusluk yoluyla bilgi toplayabilecek. |