23 Temmuz 2010
Sayı: SİKB 2010/29

 Kızıl Bayrak'tan
Sermayenin saldırganlığına karşı sınıfın mücadele dinamizmini örgütleyelim!
“Özel ordu” kirli savaş ordusudur!
Kürt halkına yönelik baskı ve
terör azgınlaşarak sürüyor!.
Emekçi kadınlar sahte ‘demokratik açılım’lara aldanmamalıdır!
TÜİK rakamları sigortasız işçi çalıştırmanın yaygınlığını belgeledi
Patronlar istiyor, sermaye devleti uyguluyor..
İTO YK Üyesi Süheyla Ağkoç ile konuştu
Tersane işçileri iş cinayetlerini
protesto etti
“Sermayenin kölelik dayatmalarına karşı fiili-meşru mücadele!”
ÇEL-MER işten atma saldırısına karşı yeniden direniş.
İşçi ve emekçi hareketinden..
Referandum süreci ve devrimci müdahale
Burjuva muhalefetin
kuyruğuna takılanlar...
12 Eylül’ün hesabını
işçi ve emekçiler soracaktır!
MİB, metal işçilerini
mücadeleye çağrıyor!
Mücadele bayrağı UPS işçilerinin elinde
UPS direnişi kazanıma kilitlendi!
Mamak 7. Kültür-Sanat Festivali’nde buluşalım...
Panama’da emekçiler Amerikancı rejime geri adım attırdı!
Dünya Kupası bitti
Güney Afrika hala aç!
Çıkmaz döngüsü- M.Can Yüce.
Sermaye devletinin cezaevi politikası Abdullah Akçay’ı katletti
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Tersane işçileri iş cinayetlerini
protesto etti

Daha fazla kar uğruna en basit işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini almayan tersane patronları bir tersane işçisinin daha yaşamını yitirmesine neden oldu. Son yaşanan iş cinayetiyle birlikte şimdiye kadar tersanelerde yaşamını yitiren işçi sayısı 136’ya çıktı.

MHP’nin İstanbul Milletvekili Ali Torlak’ın patronu olduğu sicili bozuk Torlak Tersanesi’nde yaşanan iş cinayeti gece mesaisine kalan Nurettin Bingöl’ün 17 Temmuz sabahı 05.00 sularında yüksekten düşerek yaşamını yitirmesiyle yaşandı.

Çağdaş Gemi isimli taşeron firmaya bağlı olarak çalışan 36 yaşında ve 3 çocuk babası Bingöl’ün gemi temizliği işinde çalıştığı tersanede, temizlik yapmak için bindiği sepetin halatının kopması sonucu düştüğü öğrenildi.


Tersane önünde protesto

Tersanelerde yaşanan iş cinayeti, Tersane İşçileri Birliği Derneği (TİB-DER) tarafından tersane önünde ve Taksim’de gerçekleştirilen eylemlerle protesto edildi.

16 Temmuz günü Torlat Tersanesi önünde yapılan basın açıklamasına ÇHD İstanbul Şubesi, Kartal İşçi Kültür Evi Derneği, OSİM-DER üyeleri ve BDSP destek verdi.

Farklı tersanelerde çalışan tersane işçileri öğle yemeğinin ardından, işyerlerine dönmeden önce, baret ve tulumlarıyla basın açıklamasına katıldılar. “136. ölüm Nurettin Bingöl – İnsanca yaşam ve çalışma koşulları istiyoruz! Ölmek İstemiyoruz / Tersane İşçileri Birliği Derneği” pankartının açıldığı eylemde basın açıklaması Tersane İşçileri Birliği Derneği Başkanı Zeynel Nihadioğlu tarafından okundu.

Bu yıl içerisinde tersanelerde katledilen işçilerin ölüm sebepleriyle beraber bir dökümü verilirken Torlak Tersanesi’nde yaşanan son ölümden de anlaşılacağı üzere, işçinin canının üç kuruşluk emniyet kemerine değişildiği dile getirildi. Bununla beraber açıklamada her fırsatta krizden bahseden, iş azlığından, iş kayıplarından bahseden tersane patronlarının nasıl olur da gece–gündüz işçi çalıştırdığı sorulurken, binlerce işçiyi işinden edenlerin, az sayıdaki işçinin sırtına daha fazla yük yükleyerek sömürüyü katmerleştirdiği ifade edildi.


TİB-DER’den bakana yanıt

TİB-DER, Torlak Tersanesi’nde iş cinayeti yaşandığı sırada Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, aynı anlarda Gisan Tersanesi’nde bir suya indirme töreninde bulunmaktaydı.

Çağlayan, törende yaptığı konuşmada sektöre övgüler dizdikten sonra, tersaneler cehenneminde insanca çalışma ve yaşama koşulları için mücadele eden işçileri rakip sermaye çevrelerinin “provokatörleri” olarak niteledi.

Tersane İşçileri Birliği Derneği yaptığı yazılı açıklamayla Bakan Çağlayan ve temsil ettiği sermaye sınıfına yanıt verdi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“2008 yılında peşpeşe gerçekleşen iş cinayetleri karşısında yine aynı “dış güçlerin provakasyonu” söylemini kullanan o dönem Sanayi Bakanı olan Zafer Çağlayan, bu tutumunda halen ısrar etmektedir. Bu söylemlerle kölece yaşam ve çalışma koşullarına karşı yükselen her tutumu bertaraf etmeye çalışmaktadır. Ama nafile! Çabaları boşuna. Bunu hiçbir zaman başaramayacaklar. İşçi kanı dökme konusundaki sorumluluktan kaçamayacaklar. Sadece Zafer Çağlayan değil, devletin bütün yetkilileri, işçi ölümleri karşısında ortak bir tutum almışlardır. Bu tutum işçileri suçlayıcı bir tutumdur. Ve tersane sermayedarlarıyla birlikte, işçi kanı ve sömürüsü üzerinden kurulan saltanatı daha da fazla palazlandırmak telaşındadırlar.

Çıkardıkları bütün yasalar, yönetmelikler tamamen sermayedarlar kârlarına kâr katmak amaçlıdır. Onlar için işçi ölümlerinin sektörün büyümesi karşısında zerrece bir değeri yoktur. Ve işçi ölümlerini önleyebilecek adımları atmaktan uzaktırlar. Bugüne kadar işçi ölümleri konusunda tali sorunlarla uğraştılar. Fakat aynı zamanda tersane sermayedarları konusunda da hedefe kilitlendiler, O da maksimum büyüme hedefidir.

“Eğitimsiz, cahil”, “tedbirsiz işçi”, “dikkatsiz işçi” suçlamalarına maruz kalan tersane işçileri tüm bu yaşananların ve yaşatılanların hesabını sormaya gelecektir.”


Tersane işçileri Taksim’de yürüdü

TİB-DER, madenlerde, tersanelerde iş cinayetlerine dur demek için 18 Temmuz günü Taksim’deydi.

İSKİ işçileri, “Taşeronlaşmış hayatlar istemiyoruz! / www.İSKİ İŞÇİLERİ.com” pankartı ile eyleme katılırken ÇHD temsilcisi de eylemde yer aldı.

Galatasaray Lisesi önüne gelindiğinde TİB-DER Başkanı Zeynel Nihadioğlu basın açıklamasını okudu. Nihadioğlu, patronların kâr hırsı yüzünden hemen hemen her gün ülkenin dört bir yanında iş cinayetlerinin yaşandığını hatırlattı.

Sürekli hale getirilen taşeronluk sistemi ile beraber ölümlerin hızla artışa geçtiğinin artık bütün kamuoyu tarafından bilindiğinin altını çizen Nihadioğlu, taşeron sisteminin yarattığı olumsuzluklara değindi. Basın açıklamasının ardından İSKİ işçileri adına Ali Taştan bir konuşma yaptı. Taştan yaptığı konuşmada, işten atmaların Türkiye’nin kanıksanmış bir gerçeği haline geldiğini belirterek, maden ocaklarında, tersanelerde iş cinayetlerinin sorumlularının yargılanmasını istedi.

ÇHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Av. Gülvin Aydın ise, ÇHD olarak bütün işçilerin mücadelesini desteklediklerini belirtti. Tersane işçilerinin taleplerinin sonuna kadar yanında olacaklarını söyledi. Yapılan konuşmaların ardından oturma eylemi yapıldı. Oturma eyleminde baretler yere vurularak, iş cinayetleri protesto edildi. Oturma eyleminin ardından, tutuklanan 17 TAYAD’lının serbest bırakılması için stand açan TAYAD’lı Aileler ziyaret edildi.

Kızıl Bayrak / İstanbul



Zonguldak’ta kaçak madende
iş cinayeti...

Kapitalist sömürü düzeninde sıradanlaşan iş cinayetlerinin son adresi yine Zonguldak oldu. 15 Temmuz akşamı, Zonguldak’ın Gelik beldesinde kaçak çalıştırılan kömür ocağında karbonmonoksit gazından zehirlenen 2 işçi iş cinayetine kurban gitti. Gazdan etkilenen 1 işçi ise hastaneye kaldırıldı.

Zehirlenerek yaşamlarını yitiren işçilerin, basit bir önlem olan gaz maskesinden yoksun oluşları ölümlerine kapı araladı.

7 Temmuz günü Keşan’daki maden ocağında 3 işçinin ölümüyle sonuçlanan göçüğün ardından 14 Temmuz günü Kütahya’da da bir “iş kazası” yaşanmış ve bir işçi daha katledilmişti.

Son altı ay içerisinde ise, sadece madenlerde meydana gelen iş cinayetleri sonucunda, 69 işçi burjuvazinin kar hırsına kurban gitti.

 


İzmir’de iş cinayeti!

İş cinayetleri dur durak bilmiyor. Yıllardır gündemde olan ancak son dönemin en can alıcı sorunlarından biri haline gelen iş cinayetleri kapitalizmin çarklarını işçi kanıyla çevirmeye devam ediyor. Hemen Hemen her güne bir iş cinayeti haberiyle başlıyoruz. Bazı günlerde ise, bugün olduğu gibi günde iki-üç cinayet haberi birden geliyor. İzmir’de meydana gelen bir iş cinayeti sonucu iki sınıf kardeşimizi daha kapitalizmin kâr hırsına kurban verdik.

İzmir Metrosu’nun Üçyol-Üçkuyular hattında devam eden inşaatta, hava tankının patlaması sonucu 2 işçi yaşamını yitirirken 4 işçi de yaralandı. Ölen işçilerin inşaatta bulunan taşeron firmada çalıştıkları bildilirdi.

Konak Hatay’da bulunan 114. Sokak’ta, metro hattının acil çıkış tüneli kazısında çalıştırılan kompresör tankında yaşanan sıkışma sonucu yaşanan şiddetli patlamayla çevre binalar da hasar gördü. Binaların duvarlarında çatlaklar oluştu.