30 Temmuz 2010
Sayı: SİKB 2010/30

 Kızıl Bayrak'tan
Amerikancı düzenin temsilcileri “cunta karşıtlığı” demagojisine sarılıyor.
BDSP: Düzen içi dalaşmayı boykot ediyoruz!
Referandum tezgahında
solculuk iddiası ve sınırları
TÜSİAD’ın referanduma ilişkin
tutumu ve ötesi
Kürt halkına karşı örgütlü
linç taburları devrede.
İşçiler mücadeleyi ortaklaştırıyor
İşçiler iş cinayetlerine karşı yürüdü.
İşçi ve emekçi hareketinden.
Toplu görüşmelere giderken kamu emekçileri hareketinin durumu ve görevler
Sendikalarda sınıf işbirliğinin
yeni adımı: “Tüketimden gelen güç!”
Çel-Mer ve Samka işçileri direniyor!!
UPS Kargo işçileri hakları için
direniyor!
TÜMTİS İstanbul Şube Başkanı Çayan Dursun’la konuştuk
İşgalci zorbalar için bataklıktan
çıkış yolu arıyorlar!
Savaş baronları Kore Yarımadası’nda gerilimi tırmandırıyor!
Şiddete dayalı düzen kadına
yönelik şiddeti engelleyemez!.
Linç ve katliamlara karşı
durmak… - M. Can Yüce
“Beşikçi ve Şimşek değil, inkar ve asimilasyon yargılansın!”…
Sarıgazi Geleneksel Halk Festivali
bu yıl yapılamıyor...
UPS direnişçisinden mektup…
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Sarıgazi Geleneksel Halk Festivali
bu yıl yapılamıyor...

Bilindiği gibi yıllardır devrimci ve demokrat kurumların ortak çalışmasıyla düzenlenen Sarıgazi Halk Festivali geçtiğimiz yıl gerçekleştirilememişti. Geçtiğimiz yıl festival hazırlık komitesi erken bir tarihte toplanarak çalışmalarına başlamış, komite bileşenleri pek çok toplantı yaparak festivali örgütleme çalışmalarını son haftaya kadar sürdürmüş ve son haftada ise karşılaşılan sorunların ortak bir iradeye dayanılarak aşılamaması sebebiyle, çoğunluk kararıyla festivalin iptaline karar verilmişti.

Sarıgazi Halk Festivali’nin öngünlerinde, 1 Mayıs Mahallesi Festivali’nde, DTP’li bir grup tarafından BDSP standına saldırı gerçekleştirilmiş, BDSP çalışanları yaralanmış, stantta bulunan materyaller yırtılmıştı. Festival komitesinin iradesini de çiğneyerek gerçekleştirilen bu saldırı sonrasında festival erken bir tarihte sonlandırılmıştı.

Sarıgazi Festivali örgütleme komitesinin önünde duran görev, 1 Mayıs Mahallesi’nde yaşanan sorunu, devrimci bir tutumla ortak bir irade sergileyerek aşabilmekti. Zira, Sarıgazi Festivali Hazırlık Komitesi’nin bir bileşeni olan DTP’nin temsilcileri, 1 Mayıs Mahallesi’nde yaşananlar konusunda özeleştiri vermek bir yana, tehditkar bir üslupla Kızıl Bayrak gazetesinin festival standında bulunması durumunda, benzer bir saldırının gerçekleşebileceğini, “kitlelerini” engelleyemeyeceklerini, bu tepkiyi haklı gördüklerini ifade ediyorlardı. “Kitlemize engel olamayız” bahanesiyle, devrimci bir yayın organına sansür koymaya çalışmak cüretini ve devrimcilere yönelik fiziki şiddeti gerekçelendirmeye çalışan, festival hazırlık komitesinin iradesine meydan okuyan ve Sarıgazi Festivali’nin güvenliğini tehlikeye atan bu tutum, DTP temsilcileri tarafından son günlere kadar sürdürüldü.

BDSP temsilcileri ise, bu tutumu mahkum ederek, komite bileşenlerini devrimci ilkelerde birleşerek bu tutum karşısında ortak irade sergilemeye çağırdılar. Kızıl Bayrak’ın stantta bulunmasının engellenemeyeceğini ve festivaden çekilmelerinin dayatılamayacağını ifade ettiler. Bu süreçte, Sarıgazi Festivali Hazırlık Komitesi ortak irade sergileyemediğinden, festivalin güvenliğini sağlamak da kuşkulu bir duruma geldi. Festivalin provokasyona açık bir hale gelebileceği tespiti ve çoğunluk kararıyla festival iptal edildi.

O gün sergilenmesi gereken devrimci tutum elbette, devrimci bir yayın organına sansür koymaya kalkmak cüreti ile birlikte, ideolojik tartışma yürütmek yerine devrimcilere yönelik fiziki şiddet kullanabilen anlayışı mahkum etmek, Sarıgazi Festivali’nin güvenliğinin aynı tarz ile tehdit edilmesine izin vermemekti. Sarıgazi Festivali Hazırlık Komitesi’nin bu sorunu devrimci bir tutum sergileyerek aşabilmesi ancak bu temelde bir ortak irade oluşturularak sağlanabilirdi.

Maalesef, bu süreçte böyle bir irade sergilenemedi. DHF, Partizan, Halk Cephesi ve TKP; DTP’nin festivalin güvenliğini riske atan tutumuna yönelik eleştirileriyle birlikte, bu durumda festivalin iptal edilmesi gerektiğini bildirdiler. Komite bileşeni olan ESP ve AKA-DER ise, bu sorunun komitenin değil, iki kurumun sorunu olduğunu, festivalin bu sorun sebebiyle iptal edilmemesini, her şeye rağmen (provokasyon zemini oluşabilmesi ve güvenliğinin sağlanamaması riskine dair tartışmalara rağmen) gerçekleştirilmesini savundular. Çoğunluk kararı ile festivalin iptal edilmesinin ardından Sarıgazi’de, BDP ve AKA-DER’in örgütlediği, ESP’nin destekleyicisi olduğu bir festival yapıldı.

Bu yıl  Sarıgazi Halk Festivali’ni örgütlemeyi tartışmak için kurumlar yeniden biraraya geldi. İlk toplantıya, AKA-DER, BDP, BDSP, DHF, EMEP, ESP, Mücadele Birliği, ODAK, ÖDP, Partizan, SDP katıldı. Toplantıya çağrılan kurumlardan Halk Cephesi, festival hazırlık komitesi bileşeni olmayacağını açıklayarak toplantıya katılmadı.

Yapılan ilk toplantıda BDP temsilcisi, festivalde BDSP ve Halk Cephesi’nin yer alması durumunda yer almayacaklarını, toplantıya gözlemci olarak katıldıklarını ifade etti. Tartışmaların başlamasından bir süre sonra BDP temsilcisi, BDP’ye yapılan eleştirileri daha fazla dinlemeyeceklerini, “saldırı” değerlendirmesini asla kabul etmediklerini, BDSP’nin yazıyı yazan yazar hakkında yazarın uygun bir üslup kullanmadığına dair eleştirel bir yazı yazabileceğini, daha fazla tartışmayacağını, toplantının notlarını daha sonra alacağını açıklayarak toplantıdan ayrıldı.

Mücadele Birliği, toplantılara gözlemci olarak katılacağını açıkladı. ÖDP temsilcisi, gündemlerinin yoğunluğundan dolayı festival örgütlenmesinde yer alamayacaklarını açıklarken, TKP temsilcisi de toplantının sonunda yaptığı açıklama ile, Sarıgazi yerelinde kurumların ortak iş yapmasının sorunlu bir tablosu olduğunu gördüklerini, bu sebeple festival örgütleme sürecinde başarılı olunacağına inanmadıklarını, süreçte yer almayacaklarını açıkladı.

EMEP ve SDP bir açıklama yapmamakla birlikte toplantılara katılmadılar.

DHF temsilcileri, kendilerinin ancak ilkeli birlilktelikler oluşturulabildiğinde yerellerde ortak platformlara katılacaklarını, festival örgütleme süreci ve komitesini de bu açıdan değerlendireceklerini ifade ettiler. DHF temsilcisi, bu bakış açısıyla, festival hazırlık komitesinin ilk görevinin, geçen yıl, ortak bir irade gösterilerek festival düzenlenememesi konusunda özeleştiri vermek, bu özeleştiriyi Sarıgazi halkına deklare etmek olduğunu düşündüklerini ifade etti.

BDSP ve Partizan temsilcileri de, eksikliklerimizi açıklıkla ortaya koyarak, önümüzdeki süreçte bu eksiklikleri aşma iradesini de ortaya koyacağımız bir özeleştirinin deklare edilmesinin ortak bir irade sergilemenin ilk adımı olarak zorunlu olduğunu ifade ettiler. Bu tutumda ortaklaşan DHF, BDSP ve Partizan ayrıca, devrimcilerin Sarıgazi halkına geçen yıl düzenlenemeyen festival ile ilgili bir açıklama yapma borcu olduğunu, bu borç ödenmeden halktan ayrı bir halk festivali düzenlenmesinin yanlış olacağını ifade ettiler.           

ESP ve AKA-DER temsilcileri ise, bu öneriye cepheden karşı çıkarak, geçen yıl festivalin düzenlenememesinde kendi sorumlulukları olmadığını, ortak bir delarasyona hiçbir şekilde imza atmayacaklarını, yaşanan sorunun komite bileşeninin değil iki kurumun sorunu olduğunu, bu konuda kendilerinin halka verilecek hesapları olmadığını ifade ettiler.

Buna karşı BDSP temsilcisi, geçen yıl yaşanan sorunun, iki kurumun sorunu olmadığını, sergilenen şiddet ve yapılan tehditler karşısında devrimci etik ve ilkeler doğrultusunda ortak bir irade ortaya konulamamasının, ayrıca festival güvenliğini hiçe sayan bir tutuma böylece geçit verilmesinin bizzat komite bileşenlerinin sorunu olduğunu ifade etti.

ESP ve AKA-DER temsilcileri ise bunun, “olayları kaşımak”, “kendi gündemini dayatmak”, “komiteyi iki kurum arasında taraf tutmaya zorlamak” olduğunu iddia etti.

BDSP temsilcisinin, bu yıl düzenlenmesi planlanan festivalde, festivalin güvenliğini tehdit eden benzer bir durumla, komite bileşenlerinden herhangi birine yönelik tehdit ya da saldırıyla karşılanılırsa nasıl davranılacağı, hangi ilkeler esas alınarak bu sorunun aşılacağı sorusu ise, ESP ve AKA-DER temsilcileri tarafından yanıtsız bırakıldı.

Tartışmalar yapılan 3 toplantının sonunda noktalandı. ESP ve AKA-DER, festival hazırlık komitesi imzası ile özeleştiri içeren bir deklarasyonu kabul etmeyeceklerini, kendilerinin geçen yıla dair halka verilecek hesaplarının olmadığını ifade ederken, eğer geçen yıla dair halktan özür dilenecekse, en güzel özrün bu tartışmalara takılmadan, bu yıl güzel bir festival örgütlemek olacağını ifade ettiler.

DHF temsilcisi, geçen yıl yapılamayan festivalin hesabı verilmeden, özeleştiri yapmaktan kaçınarak yeniden festival örgütlemeye çalışmanın devrimci değil oportünist bir tutum olduğunu söyledi. Kendi eksikliklerini kabul etmeyen, özeleştiri veremeyen, ortak bir devrimci tutumun ifadesi olarak önerilen deklarasyona imza atamayan bir birlikteliğin ilkeli bir birliktelik olmayacağını, bu birliktelikle sağlıklı bir yol yürünemeyeceğini, geçen yılı benzer sorunlarla karşılaşmanın kaçınılmaz olacağını ifade eden DHF temsilcisi, ayrıca eksikliklerinin üstünden atlayarak yol almaya çalışan bir festival komitesinin devrimci bir festival örgütleyemeyeceğini düşündüklerini de ifade etti. Böyle bir durumda, festival örgütleme komitesini devrimci ilkeler çerçevesinde ortak iş yapabilecek bir platform olarak değerlendiremeyeceklerini ve bu komitede yer almayacaklarını bildirdi.

BDSP temsilcisi ise, gündelik çıkarlar peşinde koşarak kâr-zarar hesapları yapmanın devrimci bir tutum olamayacağını, ortak bir deklarasyon ilkeli bir birlikteliğin ilk adımı olabilecekken, özeleştiri vermekten kaçınarak, eksikliklerin üstünden atlanarak yeni işler yapmayı önermenin samimi bir tutum olmadığını ifade etti. BDSP’nin festivalleri, içi boş şenlikler olarak değerlendirmediğini, yerellerde devrimci dayanışmayı yükseltmenin, “devrimci cephe”nin oluşturulmasının bir adımı ve olanağı olarak değerlendirdiğini ifade etti ve sonuç olarak, BDSP’nin devrimci sorumluluklarından kaçan bir platformda yer alamayacağını söyledi.

Partizan temsilcisi, halka karşı açıklığın kendileri için ilkesel olduğunu, özeleştiri vermekten, halka hesap vermekten kaçınan bir tutumu onaylayamayacaklarını ifade etti. Partizan’ın festivali amaçlaştırmadığını, geçen yıl yaşanan olayları es geçerek yeniden festival örgütlemenin devrimci bir tutumda ortaklaşmak olmayacağını, bu şekilde yol almaya çalışmanın benzer sorunları yeniden doğuracağını ifade ederek festival hazırlık komitesinde yer almayacaklarını bildirdi.

Sancaktepe BDSP