03 Aralık 2010
Sayı: SİKB 2010/46

 Kızıl Bayrak'tan
WikiLeaks ifşaatını emperyalizme sadakat gösterisine dönüştürdüler.
AKP hükümeti ABD emperyalizmine sadakatini ispatlama telaşında!
WikiLeaks belgeleri: Çürüme,
kokuşma ve küstahlığın kanıtları
MESS dayatmalarına Gebze’den kitlesel yanıt
İşçiler 28 Kasım mitingini
değerlendirdi
“Sonuna kadar direneceğiz!”
Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu Aralık Ayı
CHP’nin “yeni” imajına işçi tokadıı
Akdeniz Çivi işçileri
CHP’yi işgal etti!
Buca Belediyesi’nde
taşeron işçiler direnişte!
KESK’te genel kurullar süreci ve Sosyalist Kamu Emekçileri’nin temel mücadele ilkeleri
Bürokratik çürümeye karşı KESK’e ve değerlerine sahip çıkalım!
İzmir’de coşkulu “Ekim devrimi ve ulusal sorun” paneli..
Ankara’da “Ekim Devrimi ve
Ulusal Sorun” paneli
TEKEL işçilerinin
mücadelesi sürüyor..
BETESAN’da direniş ateşi büyüyor!
Essen’de ırkçı
etkinlik engellendi.
İsviçre'de ırkçı yasa kabul edildi
Kuzey-Güney Kore çatışması
üzerine… - S.Yalçınkaya
25 Kasım’da kadınlar alanlara çıkt
Haydarpaşa Garı yanarken.. N. Asya.
KESK’li tutuklularla dayanışmaya!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

WikiLeaks ifşaatını emperyalizme sadakat gösterisine dönüştürdüler...

Emperyalizme ve uşaklarına karşı mücadeleyi büyütelim!

WikiLeaks adlı internet sitesinden ifşa edilen belgeler dünya ölçüsünde büyük bir olay haline geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait olan belgeler daha yayınlanmadan emperyalistler ve işbirlikçileri arasında yoğun bir panik havasına yol açtı. Belgeler yayınlanmaya başlandıktan sonra ise burjuva siyasetinin gündemini büyük ölçüde belirlemeye başladı.

Yayınlanan belgeler henüz sınırlı olsa da, bu kadarı bile emperyalistler (özelde ABD emperyalizmi) ile uşaklarının iç ilişkileri ile gerici politikalarını ortaya sermekte ve onun karakterini açığa vurmaktadır.

Belirtmek gerekir ki, ortalığa saçılan gerçeklerin büyük bölümü komünistler ve ilerici güçler tarafından zaten bilinmektedir. ABD’nin birçok ülke ile birlikte Türkiye topraklarında da nükleer bomba depolarının olması, gerici Arap rejimlerinin İran’a yönelik saldırı hevesleri, iç ilişkilerde ilgili ülke yöneticileri hakkında kullanılan ağır sıfatlar, AKP hükümetinin ikiyüzlülükleri, pislikleri vb. bilgiler bu türdendir. Ancak yapılan ifşaatla bu bilinenler kanıtlanmakta ve somut bilgilerle ayrıntılandırılmaktadır. Belgelerin geri kalanlarının da yayınlanmasıyla ifşaatın boyutlarının nereye varacağını göreceğiz.

Emperyalistler ile uşakları arasındaki ilişkileri sarsacağı söylenen belgeler halihazırda ilişkilerin gerçek doğası konusunda önemli açıklıklar sağlamaktadır. Özellikle de ABD’nin Türkiye’deki işbirlikçi-uşak takımıyla kurduğu ilişkiler bakımından bu böyledir. Öyle ki, belgelerden de anlaşıldığı üzere, burjuva siyaseti ve devleti büyük ölçüde ABD Ankara Büyükelçiliği merkezli yönetilmektedir. Zira AKP’li bakan ve yöneticilerden generallere, medya mensuplarından tekelci burjuvaziye kadar hemen tüm kilit noktaları tutan güçlerin ABD Büyükelçiliği kapısında kuyruk oluşturdukları görülmektedir.

Kuşkusuz bu da çok iyi bilinen bir gerçeğin belgelerle kanıtlanmasından başka bir şey değildir. Çünkü Türkiye’de hükümet olmanın yolunun ABD’ye tam sadakat göstermekten geçtiğini bilmeyen yoktur. Bu nedenle Beyaz Saray, hükümet olmaya niyetlenenlerin ilk duraklarından biridir. Müstakbel başbakanlar Beyaz Saray ile Yahudi kuruluşlarının kapısında dolaşmayı adet haline getirmişlerdir. Her ne kadar bugün ABD tarafından istenmeyen kişi gibi gösterilse de, Tayyip Erdoğan ve ekibinin yaptığı da bu olmuştur. Dahası Erdoğan bunu defalarca tekrarlamıştır. Efendinin huzuruna çıkarak icazet almayı, kendisini ve ülkeyi pazarlamayı bir marifet gibi sunma arsızlığını gösterebilmiştir. ABD’nin daha iyi bir uşak aradığı bir dönemde ise, en yakın adamlarından biri Erdoğan için “delikten süpürmeyin” diyebilmiştir.

İlgili belgeler hükümet başta olmak üzere düzen güçlerinin uşaklıklarına ayna tutarken, burjuva medya da düzen güçlerinin birbirlerini Amerikan büyükelçisine gammazlamasının utancını silmeye çalışmaktadır. Bu amaçla belgelerdeki ağır ifadeler ve hakaretler öne çıkarılmakta, böylece AKP hükümetinin sözde Amerikan ve İsrail’e başı dik görüntüsü korunmak istenmektedir. Ancak, Amerikan ve İsrail uşaklığını gizlemek için kullanılan bu söylemler artık etkili olmamaktadır.

Fakat bu uşaklar hala da gerçekleri çarpıtarak düştükleri durumun üstesinden gelmeye çalışıyorlar. Füze savunma kalkanına verilen onay orta yerde duruyor. Ülke topraklarını emperyalizme ve siyonizme kalkan yapan kararın imzası henüz kurumadı. AKP hükümeti böylesi büyük bir suça imza atarak “eksen kayması” tartışmalarına son noktayı koydu. Bu imza, AKP hükümetinin ekseninin de kabesinin de emperyalizm olduğunu kesinleştirdi. Lizbon’da sergilenen uşaklığın üzerine WikiLeaks’ın ifşa ettiği belgeler bu açık gerçeği tescillemektedir.

Ayrıca WikiLeaks’ın yayınladığı belgelerin ABD-Türkiye ilişkilerini sarsacağını söyleyenler büyük bir yanılgı içerisindedir. Böyleleri ya ilişkinin doğası konusunda açık bir bilince sahip değillerdir ya da bilerek onu çarpıtmaya çalışmaktadırlar. Çünkü bu aynı günlerde AKP hükümeti adına ABD’de efendinin huzuruna çıkarak onun rahatsızlıklarını gidermeye çalışan Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun yaptığı açıklamalar, bu açıdan durumun ne olduğunu açık ve net bir biçimde ortaya koymaktadır. Belgelerde “tehlikeli” olarak nitelenen Davutoğlu, hem de belgelerin kaynağı olan ABD Dışişleri Bakanlığı’nda Clinton’la el sıkışıp, belgelerin ilişkileri zayıflatmak bir yana güçlendirdiği itirafında bulunmuştur. Davutoğlu’nun tutumu, efendisinin huzuruna çıkarken onun zılgıtını yemekten korkan uşağın rahatlamasını andırmaktadır. Çünkü ABD’nin Davutoğlu üzerinden AKP’ye yönelik söyleyebileceği her şey, zaten ifşa edilen belgelerle fazlasıyla söylenmiştir. Böylece WikiLeaks belgeleri uşak ruhlu Davutoğlu ve AKP için sadakatlerini ispatlama olanağı haline gelmiştir.

Böylece efendi-uşak ilişkisi son derece aleni bir biçimde sergilenirken, WikiLeaks’ın yayınladığı belgeler de bu gerçeği kesinleştirip elle tutulur hale getirmektedir. Kuşkusuz bu kadarı buzdağının görünen kısmı bile değildir. Bir devrim yoluyla emperyalistlerin ve uşaklarının gizli arşivlerinin kapıları açıldığında, insanlık bugün tanık olduklarının çok ötesinde ağır suçlarla yüzyüze gelecek, bu çürümüş ve kokuşmuş sistemin suç dosyalarını tam olarak görecektir.

Dolayısıyla bugün devrimci ve ilerici güçler açısından belgelerin ayrıntılarından çok işlenen suçların niteliği önemlidir. Emperyalistlerin ve uşaklarının emekçilere ve ezilen halklara karşı işledikleri suçlar çok daha kapsamlı ve ağırdır. Dahası milyonların köleliği, yıkımı ve yaşadığı derin acılar son derece somut ve yakıcı gerçekler olarak orta yerde durmaktadır. Bu nedenle komünistlerin ve devrimcilerin asıl yapmaları gereken, bu belgelerin ayrıntılarıyla uğraşmak değil, emperyalizme ve uşaklarına karşı mücadeleyi büyütmektir. WikiLeaks’ın ifşa ettiği bilgiler de bu ihtiyaca işaret etmektedir.