12 Şubat 2010
Sayı: SİKB 2010/07

 Kızıl Bayrak'tan
Saldırılara yanıt
genel grev-genel direnişle olmalıdır!
“Her yer TEKEL, her yer direniş” şiarıyla genel direnişi yükseltelim!
TEKEL işçileri kime karşı direniyor!
MİB Merkezi Yürütme Kurulu’nun
Şubat ayı toplantısı ve sonuçları
TEKEL’de her gün eylem, her gün direniş!
TEKEL direnişine
açlık greviyle destek
Sınıf devrimcilerinin
TEKEL faaliyetleri sürüyor
Maden ve enerji işçilerinden özelleştirme saldırısına yanıt...
Kobatan Entes patronuna rahat vermiyor
Entes direnişi güncesi
İşçi ve emekçi hareketinden...
Geleneksel solda ciddiyet ve samimiyet bunalımı
İşçi sınıfı direnişlerle kendi ideolojisine yaklaşıyor!
Sermaye devleti direnişi kırmak için çırpınıyor!.....
TEKEL işçisi kadınlarla
8 Mart üzerine...
BİR-KAR’dan kriz ve
TEKEL panelleri
Savaş baronları İstanbul’da toplandı
Dünyada işçi ve emekçi eylemleri
İstanbul DLB tatilde mücadeleye ara vermedi
Türkiye’de demokratikleşme sorunu hakkında kısa notlar - M. Can Yüce
Adana’da baskı ve yasaklara
karşı eylem
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

ABD ile suç ortaklarnın savaş cephesini genişletme hazırlığı…

Bu kirli planları ezilen halkların
birleşik direnişi bozabilir!

Türk egemen sınıfları ve onların devleti, Kuzey Afrika’dan Kafkaslar’a uzanan geniş alanda etkili olabilmek için sistemli bir çaba sarf ediyor. Egemenler safında Osmanlı İmparatorluğu’nun yayılmacı zihniyetine özenenler olsa da, bu bölgede etkin olmanın yolunun ABD emperyalizminin Ortadoğu ve Kafkaslar politikasına hizmet etmekten geçtiği, kimse için bir sır değil.

Ankara’daki işbirlikçiler, kimi zaman bağımsız inisiyatif geliştirme teşebbüsünde bulunsalar da, Washington’daki efendileri kızdırmamak için özen gösteriyorlar. Zira bu bölgede emperyalist güç odaklarının egemenlik alanı dışında kalan bazı çatlaklar olsa da, dünya jandarmasının icazeti olmadan uşakların burada at oynatmaları mümkün değil.

ABD, Türk sermaye devletinin
bölgede “etkin rol”
oynama hevesini neden destekliyor?

İşbirlikçi burjuvazinin girişimlerini yakından izleyen Barack Obama yönetimi, Türk devletinin bölgede “etkin rol” oynama hevesine itiraz etmiyor. Fakat bu destek koşulsuz da değil. Zira Türk devleti zaten ABD emperyalizminin Ortadoğu ve Kafkaslar politikasına çok yönlü bir hizmet sunmaktadır. Ancak yine de efendinin hoş gördüğü “etkin rol” oynama girişimi, aynı zamanda ABD hizmetinde “etkin taşeronluk” olmak zorundadır. Aksi halde giderek güçlenen “etkin güç” olma heveslerinin Türk burjuvazisinin kursağında kalması işten bile değil.

Halkları köleleştirme seferini Bush liderliğindeki neofaşist çeteden devralan Barack Obama yönetimi, Türk sermaye devletinin çok yönlü hizmetinden duyduğu memnuniyeti her fırsatta dile getirmektedir. Tahmin edilebileceği üzere bu takdir ve sırt sıvazlama, NATO’nun ikinci büyük ordusunu besleyen Türk sermaye devletinden daha etkin bir suç ortaklığı beklentisinin dışa vurumundan başka bir şey değildir. Çünkü emperyalistler için önemli olan dostluk değil, suç ortaklığıdır. Yani Türk burjuvazisinin yayılma heveslerini destekleyen ABD, genelde Türk sermaye devletini özelde Türk ordusunu bölge genelinde tetikçi olarak kullanmak istiyor.

Savaş kundakçılarının Türkiye övgüsü...

Kapitalist barbarlığın savaş aygıtı NATO şeflerinin İstanbul’da gerçekleştirdiği toplantının ardından peşpeşe açıklamalar yapan Amerikalı görevlilerin Afganistan, İran, Irak, Pakistan gibi çatışmalı veya ABD emperyalizmiyle sorunlu ülkelere müdahale konusunda, Türk devletinden büyük beklentiler içinde oldukları gözlendi.

ABD-NATO adına tetikçilik yeni olmamakla birlikte, Pentagon şefleri, gelinen yerde Türk burjuvazisi ve onun devletinden komşu halklara karşı daha saldırgan bir politika izlemek zorunda olduklarını hatırlatıyor. Suç ortaklığından memnun olan savaş baronları, daha fazlasını istiyor.

NATO toplantısının ardından Ankara’ya geçen ABD Savunma Bakanı Robert Gates, yaptığı açıklamalarda, Türk ordusunun Afganistan’da üstlendiği görevleri etkin bir şekilde yerine getirdiğini dile getirerek bunu takdir ettiklerini vurguladı. Türk ordusunun hem Kabil’de güvenliğin sağlanmasında hem Afgan ordusu ile polisinin eğitiminde oynadığı özel rolün önemine dikkat çeken Gates, NATO’nun ikinci büyük ordusunun Afganistan işgalindeki suç ortaklığından Washington’daki savaş baronlarının duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

ABD’nin İran’a söylemediklerini söyleyen bir ülke” olarak, Türk hükümetinin Türkiye-İran ilişkilerini ABD’nin çizdiği çerçevede geliştirdiğini dile getiren Pentagon şefi Gates, Türk devletinin bölgede oynadığı rolün kime hizmet ettiğini sözü dolandırmadan ilan etti.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile görüşmesinin ardından Ankara’da basın toplantısı düzenleyen Robert Gates, Irak’taki Amerikan işgal kuvvetlerinin komutanı Orgeneral Ray Odierno’nun da görüşmeler yapmak için Ankara’ya geldiğini duyurdu.

Irak işgalinin kalıcılaştırılması konusunda Türk devletiyle işbirliği yaptıklarını anlatan Robert Gates, “çuvalcı general” diye anılan Orgeneral Odierno’ya hem kendisinin hem de Barack Obama’nın güvendiğini, bununla beraber kendilerinin Türkiye ile işbirliğine mümkün olan en yüksek önemi verdiklerini ve Türk askerine saygı duyduklarını söyledi.

ABD’nin kurmaya hazırlandığı füze savunma sistemine değinen Gates, Türkiye’nin NATO kapsamında neler yapabileceği konusunda diyaloğun sürdüğünü, iki radarın Türkiye’ye yerleştirilmesinin de ele alındığını bildirdi.

“Çuvalcı general”in görüşmeleri hakkında bir açıklama yapılmazken, ABD’nin Afganistan-Pakistan Özel Temsilcisi Büyükelçi Richard Holbrooke da Türkiye’nin Afganistan’a katkılarını öven açıklamalarda bulundu. Washington’da Yabancı Basın Merkezi’nde konuşan Holbrooke, Afganistan konusunda Türkiye’nin son derece önemli bir rolü olduğunu söyledi.

Türkiye’nin bölgede önemli stratejik ve güvenlik çıkarları bulunduğunu, Türkiye’yle Amerika’nın çıkarlarının örtüştüğünü savunan Holbrooke şunları söyledi: “Türkiye bölgede son derece önemli bir faktör. Paralel çıkarlarımız var. Türkiye bir NATO müttefiki ve Afganistan’daki Uluslararası Güvenlik Gücü’nün kilit bir üyesidir.”

“…ittifakımız içinde Afganistan’daki operasyonlar konusunda Türkiye’den daha önemli rol oynayan bir ülke düşünemiyorum” şeklinde konuşan Holbrooke, “çok büyük saygı duyuyor ve Türkiye’yle derinleşen işbirliğimize büyük önem veriyoruz” dedi.

Ankara’da yeni işgal planları için kapalı kapılar ardında görüşmeler yapılırken sahneye çıkan Afganistan’daki işgal gücü ISAF’ın komutanı General Stanley A. McChrystal ise, Türk birliklerinin Kabil’de güvenliği sağlamanın yanısıra ayaklanmaya karşı mücadelede de çok başarılı olduğunu söyledi. Türk birliklerinin yeni bir programa başladığını da belirten McChrystal, “Afganistanlılarla birlikte eğitim yapıyor, devriye çıkıyor, birlikte operasyonlara gidiyorlar. Birlikte yaşıyor ve birlikte örgütlüyorlar” dedi.

Ankara’daki işbirlikçileri pohpohlayan bu övgülerin dizilmesi bir tesadüf değil. Zira ABD emperyalizmi ile tetikçisi NATO’nun yeni işgal ve saldırı planları hazırlığı içinde bulunuyor. Hem dinci gerici AKP hükümetini hem Türk ordusunu en etkili bir şekilde kullanmak isteyen Washington ve Brüksel’deki savaş baronları, Ortadoğu’daki kan gölünü daha da derinleştirmeye aday planları uygulayabilmek için, Ankara’daki işbirlikçilerin “etkin suç ortaklığı”na ihtiyaç duymaktadırlar.

Irak ve Afganistan’ın geneli, Pakistan’ın ise bir kısmı fiili savaş alanıdır. Son gelişmeler, savaş baronlarının cepheyi genişletme çabası içinde bulunduklarına işaret ediyor. Zira ABD emperyalizminin İran’a saldırı hazırlığı içinde olduğuna dair emareler günden güne artıyor. İstanbul ve Ankara’daki zirvelerin gündeminde de savaşın yayılması, temel bir yer işgal etti. Washington-Ankara arasındaki görüşme trafiğinin merkezinde de emperyalist savaşın yayılması var. PKK’nin tasfiye edilmesine dair söylemler ise, bu planın bir parçasıdır.

İşbirlikçi burjuvazi ile Washington’daki hamileri, sadece Türkiye halklarını değil, tüm bölge halklarını da felakete sürükleyebilecek planlar hazırlıyorlar. İlerici devrimci güçlerle ezilen bölge halkları bu saldırgan güçlere karşı aktif bir direnişe geçerek bu uğursuz planları bozabilir.