11 Mart 2011
Sayı: SİKB 2010/10

 Kızıl Bayrak'tan
İktidarlarını sağlama almak için dizginsiz gericilik ve zorbalık!
İnkarcılığına karşı
isyan ateşi harlanmalıdır!
İnkara, asimilasyona, tasfiyeye ve
imhaya son!
“Kadın erkek birlikte mücadeleye!.."
Ankara’da coşkulu 8 Mart
Yaşamın yarısından
kavganın yarısına!
Emekçi kadınlarla 8 Mart alanında konuştuk
Metal işçileri tarih istiyor
Metal işçileri grev istiyor
MİB GREVle dayanışmaya
çağırdı
Ontex’te sendika bürokratları suçunu itiraf etti
İzmir’de kurultay çalışmaları
Halkları köleleştirme
planları iflas ediyor!
Yemen’deki amerikancı rejimi
kaçınılmaz sona yaklaşıyor
Tahrir’den Wisconsin’e
mücadele büyüyor
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da
isyan dalgası
Dünyadan.
2011 Dünya Kadınlar Konferansı’nda enternasyonal mücadele çağrısı
Avrupa’da 8 Mart
TTB Merkez Konseyi üyesi Osman Öztürk’le konuştuk.
Üniversitelerden...
“Bu İŞte bir ‘iş’ var..”
Eğitim-Sen şubelerinde
genel kurul
Hüseyin Hoca’nın anısı önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz!
16 Mart 1978 Beyazıt
katliamını unutmadık!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Hüseyin Hoca’nın anısı önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz!

Geride bıraktığın silahlar
şimdi daha güçlü!

 

Bu yürekli demircinin örsteki çekiç sesi artık işitilmeyecektir; usta işçi yıkıldı; güçlü ellerinden düşen çekiç yerdedir ve belki de orada uzun süre kalacaktır; ama onun döverek yarattığı silahlar yerli yerindedir, sağlam ve pırıl pırıl. Yeni silahlar yaratmak çoğumuza vergi değilse de, en azından hepimiz, üzerimize düşeni yapmalıyız, bize teslim edilen silahları paslanmaya bırakmamalıyız ve bu silahlar, ancak böyle davranmakla, bize zaferi sağlayacaktır ve onun için yapılmıştır.

Eleanor Marx

 

Sosyalizmin gün ışığına uğurladığımız Hüseyin Temiz yoldaşın ölümünün 2. yılındayız. Yaşamı ve devrimci mücadeledeki konumlanışıyla örnek bir duruş sergileyen Hüseyin Hoca ölümünden geriye önemli bir miras bıraktı.

Genç yaşta, daha lise yıllarında devrimci mücadele içerisinde yer alan Hüseyin Hoca başlattığı bu uzun yürüyüşü devrimci bir işçi olarak mücadele içerisinde soluklu ve sabırlı bir şekilde ölene kadar sürdürerek örnek bir pratik sergiledi.

Hüseyin Hoca hayatını devrim ve sosyalizm davasına adamış yiğit bir proleter devrimciydi.

Son derece zor süreçlerde mücadele içerisinde tutunmayı başaran Hüseyin Hoca, bu süreçlerde izleyen ve tabi kalan değil sürekli ileri taşıyan ve örgütleyen konumunda oldu. 12 Eylül askeri faşist darbesinin yaratmış olduğu yenilgi ortamında düzene yamananlara ve devrimci örgütlü mücadeleden kaçanlara inat Marksizm-Leninizm davasını cepheden savundu ve devrimci hareketin yeniden toparlanması sürecinde aktif rol aldı.

Bu süreçte geçmişin devrimci eleştirisi ve kopuşuyla mücadele sahnesine çıkan EKİM ile tanışması da bir rastlantıdan ziyade devrim ve sosyalizm davasına inanmış birçok proleterin o dönem vardığı doğal sonuçtu. Bu yanıyla EKİM’den Partiye giden süreçte en önlerde yürümesini bildi. Bu süreci ilmek ilmek örülmesinde aktif rol aldığı gibi bu uğurda gerektiğinde bedel ödemesini de bilmiştir.

Proletaryanın burjuvaziye karşı yürüttüğü savaşta partisinden başka silahının olmayacağının bilincinde olan yoldaşımız, dosta ve düşmana karşı yükseltilmiş bir bayrak olan Parti’nin Kuruluş Kongresi’ni ayrı bir  heyecanla karşıladı. Kuruluş Kongresi’nin ardından yenilen darbelerin yaralarının sarıldığı süreçte ortaya koyduğu pratik de bunun göstergesidir. Partisini yaşamı içerisinde her zaman farklı bir yere koymayı başaran nadir sınıf bilinçli işçilerden biridir.

Sınıfın devrimci eylemine ve rolüne inanan, bunu iliklerine kadar hisseden ve bu duyguları en sıradan işçilere dahi anlatmasını becerebilen ender işçi önderlerinden biriydi Hüseyin Hoca. Bu yanıyla örgütçü bir işçi önderiydi. Oktaş, Güven Elektrik, Texim ve Desa’da sınıf mücadelesinin ve direnişlerinin örgütlenmesinde etkin bir rol oynaması da bundan kaynaklıydı. Bunların arkasında ise partinin yoldaş üzerindeki yarattığı etkiden başka bir şey yoktur. O tüm gücünü, yaratıcılığını, çözücülüğünü, militanlığını, örgütçülüğünü ve öncülüğünü buradan almaktaydı.

İşte tam da bundan dolayı işçilerin ve devrimcilerin Hoca’sı oldu Hüseyin Temiz yoldaş. Bu yüzden öğrencileri karşısında ısrarla ve inatla iki temel noktanın altını çizerdi. Birincisi; işçi sınıfı tarihsel olarak devrimcidir. İşçi sınıfı er ya da geç devrimci eyleme girişecektir. Komünistler bugünden sınıfla devrimci temellerde birleşmeyi başarmalıdır. Bunun yolu ise süreçlerin durgunluğuna ve gericiliğin sınıf kitleleri üzerindeki etkisine aldırmadan sınıfa güvenmekten geçmektedir. İkincisi ise; sınıf bu yolda ancak devrimci partisiyle yürüyebilir. Türkiye işçi sınıfı bu yanıyla şanlıdır. Çünkü komünist işçi partisi kurulmuştur. Günün acil görevi sınıfla devrimci partinin organik bütünlüğünü sağlamaktır. Bunu da partinin ideolojik çizgisini kavramış kadrolar gerçekleştirebilecektir. Bulduğu her fırsatta partiyi ve onun birikimini genç yoldaşlara anlatmaya çalışmasının nedeni de buydu.

Devrim ve sosyalizm mücadelesi, onun gibi sınıf bilinçli devrimci öncü işçilerin özverili mücadeleleriyle büyüyecektir. Hüseyin Hoca’nın döne döne her fırsatta hatırlattığı sorumlulukları bir an bile aklımızdan çıkarmadan yol yürüyebilirsek bu mücadele ileriye taşınacaktır.

Hüseyin Hoca aramızdan bedenen ayrıldığında da çok iyi biliyordu ki geride bıraktığı bu mücadele sahipsiz kalmayacaktır. Çünkü proletaryanın devrimci partisi ısrarla ve sabırla bu mücadeleyi sürdürecektir. Evet öyle de oldu. Hoca ve yoldaşlarının yıllarca harcadıkları emeklerle inşa ettikleri silah parıldamaya ve çalışmaya devam ediyor. Hocanın yoldaşları ÇEL-MER’lerde, Ontex’lerde örnek pratiklerle yollarında kararlılıkla yürümeye devam ettiği gibi, Alaattin yoldaşın sergilediği militan ve kararlı duruşla gerektiğinde bedel ödemeyi de bilerek mücadelelerini sürdürüyor. Zaferi sağlayacak yeni savaşçılarıyla güçlenmeye devam ediyor.

Hüseyin Hoca’nın anısı önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz. Aradan geçen bu 2 yıllık süre içerisinde çokça aradık Hocamızı ve ona her ihtiyaç duyduğumuzda partimizde bulmayı başardık.

Küçükçekmece’den komünistler

 

 

 

Çiğli’de tekstil işçilerine sesleniş

Kapak yazısında 3 Nisan’da gerçekleştirilecek işçi kurultayına çağrı yapan Tekstil İşçileri Bülteni’nin son sayısı, Çiğli Organize’de bulunan tekstil fabrikalarına ulaştırıldı.

Saat 18.00’de Vena Tekstil çalışanlarına, iş çıkış saatinde dağıtım yapıldı. Çoğu işçinin mesaiye kalmasından dolayı sınırlı sayıda bülten işçilere ulaştırıldı. Dağıtım esnasında işçilerle sohbet edilirken, 8 Mart yürüyüşüne çağrı yapıldı.

Daha sonra saat 18.30’da Roteks fabrikasına dağıtım yapıldı. Geçen ay Roteks fabrikasına yönelik çıkarılan bildirin dağıtımı yapılırken firma sahipleri dağıtımı engellemeye çalışmışlardı. Bu dağıtım sırasında işçilerin ilgiyle bülteni almaları ve bazı işçilerin “Geçen ay okuyamamıştık, şimdi okuyalım” diyerek bültenleri kendilerinin alması dikkat çekti.

Roteks patronun sahibi olduğu Spot Tekstil işçilerine de bülten dağıtımı gerçekleştirildi. Tüm engellemelere rağmen dağıtım ilgiyle karşılandı ve bütün işçiler tarafından bültenler alındı.

 

Buca Organize’de imza standı

3 Mart günü ise BEGOS’ta imza standı açılarak tekstil işçileri haklarına sahip çıkmaya çağrıldı.

Buca Ege Giyim Organize Sanayi Bölgesi 2. bölgede bir araya gelen Tekstil İşçileri Kurultay Hazırlık Komitesi çalışanları, açtıkları stand ile işçieri hakları için mücadele etmeye çağırdılar. “Hakların ve geleceğin için bir imza da sen at!” ve “3 Nisan’da İzmir İşçi Kurultayında buluşalım!” şiarlarının asıldığı standda kurultay çağrı el ilanları ve Tekstil İşçileri Bülteni de yer aldı.

Öğle arasında kafetaryaya gitmek için atölyelerinden çıkan işçilere imza kampanyasının talepleri anlatılarak işçiler taraf olmaya ve mücadele etmeye çağrıldı. İşçilerin bir kısmının imza atmaktan tedirgin olduğu görülürken önemli bir kesim de “imza ile bir şey olmaz” görüşündeydi. İşçiler ile yapılan sohbetlerde imzanın tek başına çözüm değil mücadelede bir adım olduğu ifade edildi. Ayrıca çeşitli fabrikalardaki sorunlar üzerinden de konuşuldu.

İşçi kurultayının da tanıtımı yapılarak iletişim için mail adresleri toplandı. 2 saat kadar açık kalan imza standında 100 ‘e yakın işçi imza attı.