16 Aralık2011
Sayı: SİKB 2011/47

 Kızıl Bayrak'tan
Mücadelenin geleceğini sınıfın bağımsız inisiyatifi belirleyecektir!
“Sıfır sorun”dan “herkesle çatışma”ya
İktidar ve rant uğruna cemaat savaşları.
Ankara’da binler haykırdı:
Hepimiz eşkıyayız!
Polis-yargı-Adli Tıp işbirliğiyle
kadına işkence!
Türk-İş’te “değişim” olmadı
DİSK: “Mücadele... mücadele... mücadele...”
Armine'de direniş kazandı
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nde örgütlenme deneyimi
Sınıf sendikacılığı bayrağı altında birleşelim!
19-22 Aralık katliamı ve direnişi
11. yılında!
“Bedenlerini aldılar ama bilinçlerini teslim alamadılar”
“Operasyonun yapılacağı
biliniyordu”
“F tipi cezaevleri kapatılmalıdır”
Sermaye devletinin “insan hakları”
sicili: Dizginsiz baskı ve terör!
Maraş’ın katili sermaye devleti!
Erdal Eren mezarı başında anıldı.
AB’nin periferisi
Çinleşiyor… - Volkan Yaraşır
Rusya’da onbinler gerici rejime
karşı alanlara indi
‘İşgal et’ eylemleri ABD limanlarına sıçradı
BM Dünya İklim Zirvesi’nden
sonuç çıkmadı.
Devlet bizi sevmesin - G. Umut
Çetinsaya YÖK’e, Özcan Köşk’e!.
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Armine’de direniş

Hazır giyim markası ARMİNE’ye fason üretim yapan Moda Stil’de çalışırken keyfi biçimde işten atılan Topkapı İşçi Derneği üyesi Yavuz Güneş’in, Sultançiftliği’ndeki atölye binası önünde başlattığı direniş kazanımla sonuçlandı.

Atölye binası önündeki bekleyişinin 3.gününde direniş çadırı kuran Güneş’in mücadelesini Moda Stil ve tekstil patronlarını korkuttu.

Direniş çadırına saldırılar

Çevredeki atölyelerde çalışan işçilerin de desteğini alan Güneş’in çadırı 3 defa saldırıya uğrayarak patron ve adamları tarafından yıkıldı.

İlk saldırı, görgü tanıklarının ifadelerine göre 7 Aralık akşamı yaşandı. Sabah direniş alanına gelen direnişçi işçi ve Topkapı İşçi Derneği üyeleri çadıra yönelik gerçekleştirilen saldırıyı teşhir ederek çadırı yeniden kurdular. Çevre atölyelerde çalışan işçilerin desteğiyle kurulan çadır patronları tedirgin etmeye devam etti.

8 Aralık günü öğleden sonra, PTT’de 215 gün direnen PTT direnişçisi Cafer Kalağ Moda Stil direnişini ziyaret etti. Moda Stil direnişçisinin yanında olduğunu ifade eden Cafer Kalağ deneyimlerini paylaştı. Paşabahçe Devlet Hastanesi’ndeki direnişi kazanımla sonuçlanan Türkan Albayrak Moda Stil direnişçisi Yavuz Güneş’i aradı. Direnişle ilgili bilgi alan Türkan Albayrak, Yavuz Güneş’e direnişinin haklı ve meşru olduğunu ifade etti.
Direnişin 5. günü (9 Aralık) sabahı direnişçi işçi Yavuz Güneş ve Topkapı İşçi Derneği üyeleri atölye önüne gelmeden önce çadıra tahammül edemeyen patronlar tekrar saldırdılar. Saldırıya tanıklık eden emekçiler Moda Stil patronu Sami Yılmaz’ın saldırıyı gerçekleştirdiğini ifade ettiler.

Çadıra yapılan saldırıdan sonra direniş alanına gelen Güneş ve dernek üyeleri atölye önünde sloganlar atarak saldırıyı protesto ettiler. Öğlen saatinde çevre atölyelerde çalışan işçiler ziyaretler gerçekleştirdiler. Şair Rahime Henden de telefonla arayarak direnişin yanında olduğunu ifade etti.

Yavuz Güneş, direnişini Gaziosmanpaşa’da bulunan Armine mağazası önüne taşıdı. 10 Aralık günü Armine mağazı önünde toplanan Güneş ve Topkapı İşçi Derneği üyesi işçiler, “Armine-Moda Tekstil patronları işçi kanı emiyor - Kahrolsun ücretli kölelik düzeni! / Topkapı İşçi Derneği” şiarlı pankart açarak basın açıklaması gerçekleştirdiler. Basın açıklamasının ardından mağaza önünde oturma eylemi yapıldı.

Direnişin 7. gününde (11 Aralık) patron ve adamları direniş çadırını tekrar yıktı. Direnişin 8. günü (12 Aralık), patronlar tarafından yıkılan direniş çadırının tekrar kurulması ile başladı. Direniş alanının yakınındaki bir okulda görev yapan Eğitim Sen İstanbul 4 No’lu Şube üyesi eğitim emekçileri direniş çadırını ziyaret etti.

Israrlı ve kararlı mücadelesi sonunda Yavuz Güneş’in talepleri Moda Stil patronu tarafından kabul edildi. 13 Aralık günü “Direne direne kazandık!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yendi!”, “Zafer sokakta kazanılır!” sloganlarıyla yürüyüş yapan Topkapı İşçi Derneği kazanımı diğer işçilere duyurdu..

 

 

 

Sarıgazi’de imza standı

Ümraniye İşçi Birliği, sermaye örgütleri ve hükümetin gündeminde bulunan kıdem tazminatının gaspı saldırısına karşı faaliyetlerini sürdürüyor.

Ümraniye İşçi Birliği, Aralık ayında işçi ve emekçilerin tepkisini örgütlemek amacıyla propaganda ve ajitasyon çalışmaları başlattı. Kıdem tazminatının gaspına karşı meclise yollamak üzere imza stantları açılmaya başlandı. 10 Aralık Cumartesi günü Sarıgazi Meydanı’nda imza standı açıldı. Acil demokratik taleplerin yer aldığı, işyeri komitelerinde örgütlenmeye ve genel greve çağrı yapan ozalitler yer aldı. Ayrıca “kıdem tazminatı gaspına karşı; sokağa, eyleme, genel greve!” şiarlı bildirilerin dağıtımı yapıldı. İmza kampanyasına ilgi oldukça yoğundu. Stant faaliyeti sırasında işçi ve emekçilerin kıdem tazminatının gaspı konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıkları gözlemlendi.

İmza kampanyası Ocak ayının ortalarına kadar devam edecek. Sanayi havzalarında ve fabrikalarda da imzalar toplanacak.

 

 

 

 

“Madenler işçiye mezar olmasın”

Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesindeki Bükköy Madencilik’e ait kömür ocağında 10 Aralık 2009 tarihinde meydana gelen grizu patlamasında iş cinayetine kurban giden 19 işçinin yakınları Bursa’da eylem yaptı. Facianın ardından açılan ancak halen sonuçlanmayan davanın 22 Aralık’ta görülecek duruşmasına dikkat çekmek isteyen işçi yakınları sorumluların cezalandırılmasını talep ettiler.

Nilüfer ilçesi Batı Garajı’nda biraraya gelen aileler ölen maden işçilerinin fotoğraflarını taşıdılar.

Daha sonra Kent Meydanı’na geçen işçi yakınları, “Artık ölmek istemiyoruz!”, “Madenler işçiye mezar olmasın!” sloganları eşliğinde Atatürk Anıtı önüne yürüdü.

Ölen madencilerin yakınları adına basın açıklamasını okuyan Nihat Hanay, Türkiye’nin bu davaya sahip çıkması gerektiğini belirtti.

19 işçinin yaşamını yitirdiği facianın ardından Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada Bükköy Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Ercan ile şirketin yönetim kurulu üyeleri Orhan Latif Ercan, Kasım Karataş, Fahrettin Şolpan, İşletme Müdürü Hayrettin Çelik ve Ocak Şefi Bayram Erdoğan hakkında ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’ suçundan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Ancak dava kapsamında hiç kimse tutuklu bulunmuyor.

 

 

 

 

Ankara’da kıdem tazminatı paneli

Ankara’da “Kıdem tazminatı hakkıma dokunma” başlıklı panel 11 Aralık günü gerçekleştirildi. Mamak İşçi Birliği Girişimi tarafından Bahçeliyurt Köyü Derneği’nde yapılan etkinliğe çeşitli sektörlerden işçiler katıldı.

İşçi direnişlerinin konu edildiği sinevizyon gösterimi ile başlayan etkinlik Avukat Evin Konuk’un sunumu ile devam etti. Konuk ilk önce kıdem tazminatının ne anlama geldiği, ne gibi durumlarda tazminat hakkının kazanıldığı, son olarak kıdem tazminatının fona devredilmesi ile işçi sınıfının ne gibi kayıpları olacağına değindi. Ayrıca, hakların mücadele ile kazanılabileceğine ve örgütlenmeye vurgu yaptı.

Mamak İşçi Birliği Girişimi sözcüsü Mamak’ta yaşayan işçilerin birçok yerde olduğu gibi örgütsüz olduğunu belirterek taban örgütlerinin oluşturulması gerektiğini dile getirdi. İşçilerin sorunlara sınıfsal yaklaşmaları gerektiğini dile getirdi. İşçi sınıfının sorunlarının farkında olmadığından bahseden sözcü bu etkinliklerin ve işçi toplantılarının çoğaltılması gerektiğini belirtti.

Serbest kürsü bölümünde eski bir sendikacı CHP’nin işçi komisyonu olduğunu belirterek düzen partisinin propagandasını yapmaya çalıştı. Ardından mahallede oturan bir işçi kendinin de CHP’li olduğunu ancak bugüne kadar böyle bir şey olmadığını dile getirdi. Başka işçiler de örgütlenme ve mücadeleye dair öneri ve görüşlerini ortaya koydular. Önerilerden bazıları asgari ücret, ulusal istihdam stratejisi gibi konular üzerine oldu. Düzenli olarak toplanmayı önüne koyan işçiler bununla beraber bir işçi birliği oluşturulması gerektiğini gündemlerine aldılar. Yaklaşık dört saat süren ve canlı tartışmalara sahne olan etkinlik, mücadele ve örgütlenme çağrısı ile son buldu.

Kızıl Bayrak / Ankara

 

 

 

Asil Çelik’te eylemler...

Bursa Asil Çelik’te 2011-2013 dönemi toplu iş sözleşmesi sürecinde anlaşmaya varılamaması üzerine Birleşik Metal-İş üyesi işçiler çeşitli eylemler gerçekleştiriyor.

İşçiler “Hakkımı istiyorum”, “Fedakarlık sırası sizde” taleplerini çeşitli eylem ve etkinliklerle duyuruyorlar.