31 Mayıs 2013
Sayı: KB 2013/22

 Kızıl Bayrak'tan
İşçi sınıfı grev ve direnişlerle çıkış arıyor
MESS Grup TİS sürecinde kritik günler ve olası gelişmeler
Seçim hesapları aynasında “çözüm süreci”
AKP gericiliği topluma egemen kılmak istiyor
Erdoğan’ın Reyhanlı şovu sonuç vermedi
Alaattin Karadağ’ın
katilleri aklandı
Av. Zeycan Balcı Şimşek ve Av. İbrahim Ergün’le Alaattin Karadağ Cinayet Davası üzerine konuştuk
Yasağa karşı eyleme polis saldırısı
Polis tacizlerine karşı açıklama
Bosch direnişçisi
Akan Yılmaz ile konuştuk
Gebze’de metal işçilerine mücadele çağrısı
THY’nin oyunlarına karşı grev kararlılıkla sürüyor
THY’de grev ve mücadele sürüyor
Atilay Ayçin ile
THY grevi üzerine konuştuk
15-16 Haziran’ın yolunu açan işgal, grev, direniş ve özyönetim deneyimleri
Çin çalışma rejimi küreselleşiyor! - Volkan Yaraşır
Dünyanın sokakları hareketli

Fransız emperyalizminin
Afrika politikası

Tetikçileri kurtarma telaşı
Suriye’de yıkıcı savaş ve krizden çıkış arayışları
Rusya: S 300’ler Suriye’ye teslim edilecek!
Bu kuşun kanatlarında
barış yok! - T. Kor
“Marjinal” değil özgürlük ve gelecek isteyen yüzbinleriz!
AKP gölgesini satamadığı tüm ağaçları kesiyor
Deli Dumrul’un sahte cenneti
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Yasağa karşı eyleme polis saldırısı

 

Devrimci ve ilerici kurumlar, 25 Mayıs günü, Taksim yasağına karşı eylem yaptılar.

Eylem öncesinde, toplanma yeri olan Atlas Pasajı önünde TOMA ve çok sayıda çevik kuvvet polisi konuşlandırıldı. Ayrıca Demirören AVM yakınındaki sokaklar ile Yeşilçam Sokağı’na da polis barikatı kuruldu. Tarlabaşı’ndan İstiklal Caddesi’ne gidilen sokakların girişinde de polis ekipler halinde konuşlandırıldı.

Polis caddede terör estirdi

Eylem başlamadan İstiklal Caddesi’ni ablukaya alan polis, cadde üzerinde ellerinde kapalı halde flamalar bulunan beş kişilik bir grubu ön ve arkadan kalkanlarla sıkıştırarak ara sokaklara sürükledi.

Atlas Pasajı önünde buluşan bir gruba saldıran polis, kimsenin beklemesine izin vermeyerek toplanmayı engellemeye çalıştı.

Ayrıca toplanma saati öncesi polis takip ettiği devrimcilere arkadan saldırarak zorla kimlik kontrolü ve üst araması dayattı, gözaltına almaya çalıştı.

İstiklal Caddesi üzerinde de saldırıya başlayan polis, eyleme katılmak için gelen on kişilik bir grubu da engelleyerek ara sokaklara sokmak istedi. Grup polise sloganlarla yanıt verirken saldırı yaşandı. Grubu duvara sıkıştıran polis coplayarak, tekmeleyerek linç edercesine saldırdı. Polisin azgın saldırsına tepki gösteren çevredekiler “Polis defol!” sloganları attı. Ara sokakta da saldırılarını sürdüren polis, grubu Tarlabaşı yönüne doğru dağıttı.

Demirören AVM önüne barikat kurularak, hiç kimsenin Taksim yönünde ilermesine izin verilmedi. Bu barikatın arkasına yüz metre uzaklıkta bir barikat daha kuruldu. İstiklal’e gezmeye gelenler dahi ara sokaklara yönlendirildi. Birarada olan her 5-6 kişilik grup dağıtıldı.

Taksim’de saldırılara ısrarlı yanıt

Polisin eylem henüz başlamadan saldırmasıyla ara sokaklarda çatışmalar başladı. Gaz bombalı saldırılara devrimci ve ilerici güçler taşlarla karşılık verdi. Burada çatışan kitle, Taksim İlkyardım Hastanesi’ne doğru çekildi. Polis, burada toplanan kitleye tazyikli su ile saldırarak dağıttı.

Ara sokaklarda çatışmaların yaşandığı esnada BDSP’li bir grup Burger King’de “Baskılarınız ve yasaklarınız sökmeyecek! Taksim yasağını tanımıyoruz!” şiarlı pankart açtı. Polis pankart açan BDSP’lilere saldırarak gözaltına aldı. 3 BDSP’liyi yerlerde sürükleyerek ve üzerlerine çıkarak gözaltına alan polis, basının da görüntü almasını engelledi.

Aynı sıralarda Teknosa mağazası yanındaki sokaktan İstiklal Caddesi’ne çıkarak sloganlar atmaya başlayan gruba polis gaz bombası ile saldırdı.

İstiklal Caddesi’nde yaşanan çatışmaların ardından caddeye çıkan tüm sokaklara çevik kuvvet konuşlandırıldı. Gruplar Tarlabaşı’nda eyleme devam etti. Polis bir müddet sonra gelerek gaz bombaları ile saldırıya geçti. SDP İl Binası’nın yakınlarındaki sokakta yaşanan polis saldırsının ardından kitle de polise taşlarla karşılık verdi. Tarlabaşı’nın ara sokaklarında barikat kuran kitle, ayrıca ateş yaktı. Barikat başında bir süre sloganlarla beklenildikten sonra kitle geriye doğru çekildi. Burada “Yaşasın Türkiye Komünist İşçi Partisi! / TKİP!” ve “Umudun adı DHKP-C” sloganları yükseldi.

Tarlabaşı’nda yaşanan çatışmanın ardından polis geri çekildi.

Eylemde, biri omuzuna isabet eden gaz kapsülü, bir diğeri bacağına isabet eden plastik mermi ile olmak üzere 8 BDSP’li yaralandı. Bir tanesinin belinde önemli bir yarık oluştu.

Pankart açtıkları sırada gözaltına alınan BDSP’liler ise Taksim Karakolu’na götürüldüler. BDSP’liler sağlık kontrolüne götürüldükten sonra serbest bırakıldılar.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

 

 

Limitler aşılıyor

 

1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nın işçi ve emekçilere yasaklanmasının ardından vahşi boyutlara ulaşan devlet terörünün dozu her geçen gün daha da artıyor. Yasağa karşı fiili-meşru mücadele yolunu tutan ilerici ve devrimciler, gerici-faşist rejimin azgınca saldırılarına maruz kalıyor. Devrimci güçlerin direnme kapasitesi adeta sınanıyor.

Daha önce kitle eylemlerine saldırırken gaz bombasını yerden fırlatan veya havadan atış yapan sermaye devletinin kolluk güçleri Taksim’in keyfi biçimde yasaklanmasının ardından kitle eylemlerine gözü dönmüş biçimde saldırmaya başladı. Yatay atış tekniğiyle bizzat eylemcileri hedef alan polis 1 Mayıs, 6 Mayıs Denizler anması ve Kaypakkaya anmaları sırasında limitleri aşarak birçok ilerici ve devrimcinin kalıcı hasarlar oluşacak biçimde yaralanmasına neden oldu.

Ez ve bitir” taktiği

“Ezme” üzerine kurulan saldırı politikası en son 25 Mayıs’ta ilerici ve devrimci güçlerin örgütlediği “Taksim yasağını tanımıyoruz!” şiarlı eylemde kendini gösterdi. Toplanma noktası olarak verilen Atlas Pasajı’nın önü ve İstiklal Caddesi’ndeki ara sokaklar da dahil olmak üzere tüm bölge eylemden saatler önce TOMA, panzer ve çevik kuvvet polislerince adeta abluka altına alındı.

Devletin gözü dönmüş bir biçime bürünen terörü öylesi boyutlara vardı ki, 25 Mayıs eyleminde ilerici ve devrimci güçlerin üzerine plastik mermiler yağdırıldı. Herhangi bir ölçü tanımayan kolluk güçleri bu eylemde sokak aralarına çekilen sivil polislerin de yardımıyla kitleyi sıkıştırma ve ezme taktiği denediler. Polisin azgınca saldırısında kıskaca alınan birçok kişi plastik mermilerle vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralandı.

Devletin baskı ve terörünün boyutunu gösteren diğer bir veri ise ilerici ve devrimci basının karşılaştığı polis tehditleri ve fiili engellemeler olarak kayda geçti. Polis, terörünün dozunun fotoğraflara ve görüntülere yansımasını engellemek için gözü dönmüşlükte sınır tanınmadı.

Devlet terörü geri tepiyor…

Ancak tüm baskı ve yasaklara rağmen ilerici ve devrimci güçler, sermaye devletinin dayatmalarına boyun eğmiyor. Baskı ve terörle kitle eylemlerini susturacağını sanan sermaye devletinin izlediği politika, devrimci iradenin duvarına çarpıyor. Yasağa karşı gerçekleştirilen eylemler kitlesel katılımlara sahne olmasa da özellikle genç güçlerin devlet terörü karşısında kendisini eğitmesine ve militan duruşu geliştirmesine de hizmet ettiği görülüyor.