02 Kasım 2013
Sayı: KB 2013/42

HDP “yeni bir umut” mu?
Yurtta taşeron, cihanda taşeron!
Uzmanlar uyarıyor: Marmaray’a binmeyin!
Van’da depremzedelerin açlık grevi sürüyor
MGK toplantısına savaş ve saldırganlık damga vurdu!
Bu vahşeti durdurabiliriz!
Sermaye istiyor, hükümet uyguluyor!
Capital 500’ün gölgede bıraktıkları
Çocuk emeği sömürüsünde durmak yok, yola devam!
Sempozyum üzerine...
“Haklarımıza sahip çıkmak için ‘direnİŞÇİ’”
Sincan’da işçiler birliğini güçlendiriyor!
MİB MYK Kasım Ayı Toplantısı...
Büyük devrimin aynasında parti davası
Ekim Devrimi üzerine - V.İ. Lenin
Ortak tehdide karşı Irak-Suriye ittifakı
NATO füzeleri özgürlük değil kaos getirdi
Dünyadan grev sloganları yükseliyor!
İzmir’de Gezi’nin 6 Kasımı’na doğru
ODTÜ’ye destek eylemleri
Ethem’in katili Şahbaz davası ertelendi
Cinsel taciz ve şiddete karşı yükseltilecek her ses...
“Bilinçlenmeli, mücadele etmeliyiz”
Özgürlük, devrim, sosyalizm etkinliklerine hazırlık
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ethem’in katili Şahbaz davası ertelendi

 

Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk duruşması 23 Eylül’de görülen ve mahkeme salonunda yaşanan olaylar nedeniyle ertelenen duruşma 28 Ekim’de gerçekleştirildi.

Davaya ilk duruşmada da olduğu gibi izleyicilerin katılması engellenmeye çalışıldı. Mahkeme Başkanı Afak İlleez, yaptığı açıklamada, “İlk duruşmada çıkan olaylar nedeniyle yapamamıştık. Bu nedenle bu duruşma kapalı olacak” dedi. Fakat kapalı duruşma adliye önünü miting alanına çeviren kitlenin kararlılığı üzerine açık duruşmaya çevrildi.

İlk duruşmaya peruk, gözlük ile kendini kamufle ederek gelen katil polis Ahmet Şahbaz duruşmaya katılmadı. Şahbaz’ın avukatları, ifadesinin görev yaptığı Urfa’dan telekonferans yöntemi ile alınması talebinde bulundu.

Sarısülük ailesinin avukatlarıysa mazeretsiz duruşmaya katılmadığı için katil polis hakkında yakalama kararı çıkarılmasını talep ettiler.

Talepler için mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi. Ara kararını açıklayan heyet, savcının da vurgusuyla “sanık polisin kaçma ve delil karartması şüphesi olmadığı” gerekçesini savundu. Şahbaz’ın tutuklanması talebini reddetti.

Ayrıca Şahbaz’ın savunmasının Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile yani telekonferans yoluyla Urfa’dan alınması talebini kabul ederek, davayı 2 Aralık’a erteledi. Mahkeme heyetinin kararları salonda bulunanlar tarafından protesto edildi.

Duruşma süresince, sloganlarla Adliye önünde bekleyen devrimci ve ilerici güçlere kararın açıklanmasının ardından polis saldırdı. Tazyikli su ve gaz bombaları atarak saldıran polis, adliye bölgesini adeta dumana boğdu.

Saldırının ardından Güvenpark’ta basın açıklaması yapıldı. İlk sözü Ethem Sarısülük ailesi avukatlarından Kazım Bayraktar aldı. “Bir duruşma değil tiyatro yaşandı. Tiyatro bitti, polis saldırısı başladı” diyen Bayraktar, mahkemedeki hukuksuzlukları anlattı. Bayraktar şunları ifade etti: “Hukuksuzluğu teşhir etmeye devam edeceğiz. Polis terörü vardı. Şimdi darbe mahkemelerinde gördüğümüz askerle sıkıyönetim görüntüsü vardı.”

Bayraktar, “adalet barikatlarda, sokaklarda tecelli edecektir” diyerek sözlerini tamamladı. Basın açıklaması Ankara Dayanışması adına yapılan konuşma ile devam etti.

Ankara Dayanışması adına yapılan konuşmada 3 ağır yaralının olduğu bilgisi verildi. Ankara Dayanışması’nı oluşturan bileşenler olarak Ethem’i sahiplenmeye devam edecekleri ifade edildi. Türkiye’yi açık bir cezaevine çevirmeye karşı mücadeleyi sürdürecekleri söylendi. Konuşma bitiminde “Katil devlet hesap verecek!” sloganları haykırıldı.

Eylemde HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel de söz aldı. “Adalet için Sarısülük davasını takip edeceğiz” diyerek hükümete seslenen Tuncel, “Şahbaz’ın görevden el çektirilmesi” ve “tutuklanma kararı verilmesi” çağrısı yaptı.

Mustafa Sarısülük ise “Haziran’dan beri yürüttüğümüz mücadeleyi büyütmemiz gerekiyor” diyerek sözlerine başladı. Faşist devlet zihniyetinden hukuk ve adalet beklentisi olmadığını vurgulayan abi Sarısülük, özgürlük ve adaletin barikatlarda, sokaklarda olduğunu söyledi.

Av. Kazım Bayraktar yeniden söz alarak “duruşma günlerini mücadele günlerine dönüştürülmeliyiz” dedi. Bayraktar, Ali İsmail Korkmaz ve Ethem Sarısülük davalarına katılım çağrısı yaptı.

Basın açıklaması “Bu daha başlangıç mücadeleye devam!”, “Ethem yoldaş ölümsüzdür!” sloganları ile bitirildi. Polis saldırısında gözaltılar ve yaralanmalar yaşandı.

Ethem’in davasına Adana’dan tepki

Katil polisin tutuklanması talebinin reddedilmesi ve adliye dışındaki polis terörü Adana’da protesto edildi. 5 Ocak Meydanı’nda yapılan açıklamada “Adaletiniz size kalsın, hepimiz Ethem’iz! Katiller halka hesap verecek!” pankartı açıldı. Eylemi Adana HDK, İHD, ÇHD, KESK, DİSK ve Adana Tabip Odası birlikte yaptı. Kurumlar adına basın açıklamasını ise Güven Boğa okudu.

Kızıl Bayrak / Ankara - Adana

 

 

 

 

Onursuzca yaşamaktansa
onurluca ölmek yeğdir

 

En büyüğü 26 yaşında olan gençlerin ölümü göze almaları, katillerin anlayamayacağı bir şey. Tetikçilerin kafası değil onursuzluğu bunu anlamalarına engel. Bu yüzen korkuyorlar. Hiç düşünmeden verilen emri uygulayıp, Ethem’i vuranlar Ethem’den çok korkuyorlar. Çünkü Ethem biyolojik olarak dursa bile, yüreği hala devrim ve sosyalizm için atan bir devrimci. Onurluca yaşamak için ölümden sakınmayan bir insan. Ölümsüzlüğü kucaklasa bile, hiç ölmeyecek gülümsemesi, sadece onur değil, umut da aşılıyor.

Tetikçi Ahmet Şahbaz’ın “havaya ateş ederken” Ethem’i vurduğunu dahi söyleyebildiler. Hem de hedefli olarak Ethem’e ateş ederken ki görüntüleri kendi medyalarında dahi gösterilirken. Erdoğan’ı, Mutlu’su polislerin vahşice demenin bile masum kaçacağı saldırıları ekranın yarısında gösterilirken, diğer yarısında, “kimsenin kılına zarar vermiyoruz” demişlerdi. Tarihe geçen onursuzluk örneklerine bir yenisini eklemişlerdi, tetikçi “masum” derken! Onların onursuzluk imparatorluklarında onurluca yaşamak istemişti, Ethem, Ahmet, Abdullah, Medeni, Mehmet, Ali İsmail, Hasan Ferit. Ama bu çocuklar o gün yalnız değillerdi. Onlar gibi, insanca, onurlu bir yaşam için yüreği çarpan binler vardı yanlarında. Bugün binler azalsa da yarın milyonlar olacağı açık.

23 Eylül’de kah ana, kah abi kardeş, kah yoldaş, dost yürekleri Ethem’le birlikte atan onlarca yürek adliye önündeydi. Oraya gelmese bile yürekleri Ethem’le birlikte atan binlerce yürek vardı. Elbette onursuzluk imparatorluğunun mahkemelerinden onurla örtüşen bir karar beklemiyordu hiç kimse. Ama adliyede beklenenden fazlası oldu. Tetikçi korunurken, Ethemlere saldırıldı.

28 Ekim’de de benzeri bir şey yaşandı. Saldırdıkça korkutacaklarını sanıyorlar. 12 Eylül’den 31 Mayıs’a kadar sandıkları gibi olmuştu da. Ama 31 Mayıs’tan sonra en büyüğü 26 yaşında olan gençler onların ezberlerini bozdular. Onursuzca yaşamaktansa onurluca ölmek yeğdir, dediler. Tetikçilerin yargılandığı mahkemede Ethemler onursuzca yaşamamak için, hesap sormaya gidiyorlar. Sadece mahkemede değil, yaşamın her alanında, yüreği Ethemlerle, Ali İsmaillerle, Hasan Feritlerle birlikte atanlar, yüreklerinin hareketine uygun davranmalıdır. Ethemler, kendilerine iyi çocuklardı denilip dizlerin dövülmesi için değil, dizleri döven eller yumruk olup onursuzluk imparatorluğu çökene dek vurulsun diye ölümü kucakladılar.

Evet, bir bildikleri var bu çocukların.

M. Kurşun

 
§