21 Şubat 2014
Sayi: KB 2014/08

Greif işçilerinin davası kazanacaktır!
Greif işçileri: Ayak oyunlarınız boşa,
mücadele azmimiz zaferi getirecek!
DİSK’i kuran ruh Greif’ta!
DİSK’in Greif ziyaretinden yansıyanlar
Direniş kapıya dayanınca...
Birleştik ve direnişin kalesi yarattık!
Greif’te direnişin yaratıcılığı: Sınıf sahnede!
Greif’in işgalci kadınları...
Tariş’ten Greif’a dal Budak salan ihanet!
Türk-İş mitinginden yansıyanlar
BDSP 2014 yerel seçim bildirgesi
BDSP: Seçimlerde devrime çağıracağız!
Bir burjuva partisi, bin koltuk kavgası
Sansürü koyulaştırma yasası
Yerel seçim süreci ve kadınlar
Carrefour’da adım adım taşeronlaştırma
Enerji tekelleri için
Kıbrıs sorununa “çözüm”
“Çözüm süreci”nin son perdesi
Venezuela’da
karşı-devrimci çeteler işbaşında
Kuraklık kapıda!
Denizbank’a müşteri olmayacağız!
Gençliğin geleceği işçi sınıfı saflarında!
“Sizleri umutla takip ediyoruz”
Adana’dan Greif işçilerine selam…
Greif’ta işçi demokrasisi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Tariş’ten Greif’a dal Budak salan ihanet!

Greif’ta sınıf işbirlikçiliğiyle gündeme gelen Tekstil Sendikası Genel Başkanı Rıdvan Budak’ın kabarık bir sicili var. Öyle ki DİSK’in son 40 yılında Budak bir biçimde var ve hemen her dönem işçilerin tepkisini toplayan icraatlarıyla biliniyor.

Daldan dala hızlı yükseliş

1950 doğumlu olan Budak’ın DİSK yönetim kuruluna giriş tarihi 1977’dir. DİSK Tekstil’in başkanlık koltuğuna ise 1979’da oturur. 1980-1984 arası pek çok DİSK yöneticisi gibi tutukludur. Bu yılları Budak unutmayacaktır. 1990’de SHP Merkez yönetim kurulu üyesidir. 1992’de yeniden DİSK Tekstil’in, 1994’de de DİSK’in Başkanı olur. 1997’de tekrar DİSK Tekstil başkanlığına döner, 1999’da ise DSP’nin İstanbul milletvekili olur. 2002’de istese de CHP’den yeniden meclise giremez. Sendikacılığa kaldığı yerden devam eder.

Tariş’te direniş kırıcılığı

Böylesine baş döndüren bir sendikal ve siyasal yaşamı olan Budak, bugün oynadığı misyonu, 80 öncesi, Türkiye işçi sınıfının son büyük direnişi olan İzmir Tariş direnişinde de oynar. 22 Ocak’ta başlayan işçi direnişi asker ve polis tehdidi altındadır, Tariş kuşatılmıştır. 5. Gün DİSK direnişi bitirme kararı alır. DİSK’in bu kararını duyan işçiler “savaştık-savaşacağız!” sloganını, “direnişi kıranın kafasını kırarız!” sloganına çevirir. DİSK yönetimi direnişi bitirebilmek için, asla uygulamayacağı sözde eylem kararları aldığını açıklar. Tariş işçilerine “DİSK genel greve gidecek, direnişi kaldırın” denir. İşte bu öneriyi Tariş işçilerine kabul ettirmeye çalışan, o dönemde de DİSK Tekstil-İş Genel Başkanı olan Rıdvan Budak’tır. İşçiler cevaplarını Rıdvan Budak’ı, Rıza Güven’i (DİSK Başkan Vekili) ve Mehmet Mıhlacı’yı (Gıda-İş Genel Başkanı) döverek verirler. Ancak Budak kararlıdır. Çeşitli görüşmelerle direnen işçileri bölmeyi başarır. İşçiler direnişe bir süreliğine son vermek zorunda kalırlar. Tarih 31 Ocak 1980’dir. Kısa süreliğine geri çekilen Tariş direnişi devrimci işçilerin çabasıyla yeniden başladığında bedeli daha ağır olacaktır. 10-11 Şubat’ta İzmir’de Tariş ve Çiğli İplik Fabrikası’nın yanı sıra işçilerin oturduğu Gültepe, Çimentepe ve Çiğli’de 2 gün boyunca dişe diş bir mücadele verilir. Direniş zor yoluyla kırılsa da muazzam bir destan ve deneyim bırakmıştır. 17 yaşındaki Cemil Oral polis tarafından sırtından vurularak öldürülürken, yüzlerce yaralı ve tutuklu işçi vardır.

5’li çete ile işbirliğine devam

DİSK yeniden kurulduktan sonra tüzük değişikliği gündemdedir. Rıdvan Budak tüzüğün neden değişmesi gerektiğini anlatırken aklında hapis yılları vardır; “Bir 5 yıl daha bu yüzden yatamam” der. 90’lı yılların ikinci yarısında MGK’nın yönlendiriciliğinde Türk-İş, Hak-İş, TİSK ve TOBB yöneticileriyle birlikte oluşturulan meşhur “5’li çetenin” içinde yer alan DİSK’in başındaki isim yine Rıdvan Budak’tır. Artık o derin bir sendikacıdır. 12 Eylül’den sonra “bugüne kadar işçiler güldü artık gülme sırası bizde diyen” Halit Narin’le birlikte Sabancı için üzülür. Karşısındakini “seni Cumhurbaşkanı Demirel’e şikayet ederim” diye korkutmaya çalışır, dönemin başbakanı Mesut Yılmaz’dan övgüler alır. 1999’da ise DSP’den meclistedir.

“Sanayicilere yeşil pasaport dağıtılmalı”, “Sanayicilere özelleştirilecek şirketler bedava verilmeli...”, “Dünyada artık mülkiyet tartışması bitmiştir. “(24 Ağustos 2001 Sabah Gazetesi) diyen Rıdvan Budak 2002’de yeniden seçilemeyince yine sendikaya döner. Tasası yine işçi sınıfının sorunları değil, kapitalistlerdir. Budak için eski sendikacılık devri çoktan kapanmıştır. Başkanı olduğu DİSK Tekstil imzasıyla gazetelere verilen ilanda; “Türkiye sanayisi nefes alma süresini yakalamalıdır” denir ve hükümetten, kapitalistlerin “zaten toplanamayan” SSK primlerinin bir yıl ertelenmesini, enerji fiyatlarının yarı yarıya düşürülmesini, ücretler üzerindeki vergi oranlarının azaltılması ister. 2009 yılında, TÜSİAD gibi sermaye kuruluşlarına “birlikte eylem yapalım” der.

Zegna da giyerim, beş yıldızlı otelde de kalırım”

Kısaca Budak safını çoktan seçmiştir. İşçinin parasıyla rahatlıkla “Zegna da giyerim, beş yıldızlı otelde de kalırım” demektedir. Bugüne kadar bir çok işçiyle karşı karşıya gelen, kimi zaman ticaretle uğraşan, koltuğunda kalmak için her yolu deneyen, Budak’ın yaşamı aynı zamanda bir sınıfa ihanet tarihidir. Geçmiş bir tarafa son bir kaç yıl bile, Budak’ın başkanı olduğu DİSK Tekstil için yüz kızartıcıdır. İstanbul’da Cesur Çuval, Antep’te Çemen Tekstil işçilerinin ihanete uğraması, Adana’da binlerce işçinin çalıştığı BOSSA’nın Öz İplik-İş’e kaptırılması en bilinen örneklerden sadece bir kaçıdır.

Bilinir, ağaç kesilirken en zor kısmı ağacın budaklı tarafıdır. İsabetli ve sert vurmak gerekir. Sınıf hareketi içinde sendika bürokrasisinin daha fazla dal Budak salmasına izin verilmemelidir.

 

 

 

 

Greif’ın sesi yankılanıyor

 

Ankara

DTCF Ekim Gençliği, Greif işgalinin ve Greif işçilerinin sesini üniversitelilere duyuruyor.

Ekim Gençliği, Greif fabrikasından işgal fotoğrafları, direniş talep ve şiarlarını içeren ve direnişi selamlayan ozalitleri fakültenin dört bir yanına asarak Greif işçilerinin sesini kampüse taşıdı.

Ayrıca, Ekim Gençliği standında öğrencilerle, akademisyenlerle ve misafir olarak giren emekçilerle Greif işgali üzerine sohbetler edildi. Standda, öğrencilerle kolektif olarak hazırlanan “İşçi gençlik el ele örgütlü mücadeleye” ve “Soruşturmalara, baskılara, faşizme inat buradayız” şiarlı dövizler de kullanıldı. Kızıl Bayrak ve Ekim Gençliği öğrencilere ve emekçilere ulaştırıldı. Gün boyunca Konur Sokak’ta açılan standda ise Greif işçilerini anlatan Ekim Gençliği imzalı ozalitler kullanılarak ve ajitasyonlarla emekçilere seslenildi. Greif direnişi üzerine gençlerle sohbet edildi. Taşeronluk sistemi üzerinden Greif işçilerinin yol gösterici misyonuna vurgu yapan ajitasyonlarla emekçilere seslenildi. Perşembe günü gerçekleşecek olan tiyatronun biletleri de dağıtıldı.

Sınıf devrimcileri, direnen işçilerin sesini Mamaklı emekçilere ulaştırıyorlar. Greif’le dayanışmayı yükseltmeye çağıran duvar gazeteleri Tuzluçayır, Natoyolu, Tek Mezar ve Şirintepe bölgelerine yaygın bir şekilde yapıldı.

Gebze

Sınıf devrimcileri açtıkları standla Greif işçilerinin sesini Hadımköy’den Gebze’ye taşıyor.

Greif işgalinin 8. gününde açılan standın önüne “Fabrikalarını işgal eden Greif işçileriyle sınıf dayanışmasını yükseltelim! İşgal, grev, direniş!/BDSP” ozaliti asıldı. Standda Kızıl Bayrak, Ekim Gençliği, Liselilerin Sesi, Metal İşçileri Bülteni ve Grev gazetesinin satışı da gerçekleştirildi.

Greif işçisi emeği ve onuru için ‘İŞGAL’de...” başlıklı BDSP bildirilerinin dağıtımını da yapan sınıf devrimcileri, ajitasyonlarla, Greif işçilerinin taşeronluğa ve düşük ücretlere karşı verdikleri mücadeleye Gebzeli emekçilerin de ortak olması çağrısında bulunuldu.

Gebzeli işçi ve emekçilerin ilgi gösterdiği standda Greif işçilerinin mücadelesi anlatıldı. Greif işçilerinin mücadelesine hayran kalan emekçiler, bu haftaki sayısında işgale genişçe yer veren Kızıl Bayrak gazetesi de aldılar.

İstanbul

Sarıgazi’de sınıf devrimcileri ücretli kölelik düzenine karşı ayağa kalkan Greif işçileriyle dayanışmayı büyütmek ve onların sesini işçi ve emekçilere taşımak için çalışmalarına devam ediyor.

Her gün dayanışma stantları açılarak işçi ve emekçilere alınması gereken yolun fiili meşru ve militan eylemler olduğu vurgulanıyor. Bu yolda yürüyen Greif işçileri ile dayanışmayı büyütmeye çağrılıyor.

Kızıl Bayrak / Ankara-Gebze-İstanbul

 
§