10 Temmuz 2015
Sayı: KB 2015/27

Tek seçenek birleşik devrimdir!
Düzen hükümetsiz, ancak başsız değil!
İncirlik üssü için ABD’yle kirli pazarlık
Savaş ve saldırganlık histerisi sürüyor!
Yargıtay Karadağ davasına itirazı reddetti
Yeni sendikayla yeniyi yükseltmeye! - B. Çağ
Yeni sendika sermaye ve uşaklarına yanıttır
B/S/H Fabrika Kurulu: Yeni sendika için görev başına
Arçelik LG'de üretimi durduran işçilere polis saldırdı
Trakya Döküm’de üretim durdu!
Hema’da işçiler hakları için üretimi durdurdu
BYUAŞ grevi ve Belediye-İş'in satışı!
İşçi sınıfı hakkını Faruk Çelik’e helal etmeyecek!
Manisa’da 15 tarım işçisi katledildi
Metal işçileri yeni sendikayı kurdu!
Metal işçileri yeni sendikayı selamladı
Almanya'da farklı iş kollarında grevler
Referandum sonuçları ve reformist Syriza'nın Troyka dansı!
Syriza'dan ırkçı siyonist rejimle işbirliği
Devrimci gençlik yaz kampında buluştu!
DGB-DLB 2015 Yaz Kampı'na katılanların izlenimleri
Liselilerden polis tacizlerine yanıt
Düzen mahkemelerinin "iyi hal" rezaleti
Kadın tutsakların hücrelere sevk planına protesto
Greif Direnişi: Sınıf hareketinin devrimci geleceği!
Kamu emekçilerinin yaz kampı başarıyla gerçekleşti
Hozan Serhad: Müzikten mücadeleye uzanan uzun yol
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Yargıtay Karadağ davasına itirazı reddetti

 

Türkiye Komünist İşçi Partisi (TKİP) militanı Alaattin Karadağ’ın 19 Kasım 2009’da sokak ortasında polis tarafından infaz edilmesi ile ilgili dava kararına yapılan itiraz Yargıtay tarafından reddedildi. Yargıtay, katil polis Oğuzhan Vural’ın cinayeti “usule uygun” olarak işlediğini belirtti.

Yargı katil polisi korumaya aldı

Komünist işçi Alaattin Karadağ’ın sokak ortasında polis tarafından infaz edilmesi ile ilgili olarak açılan davada düzen yargısı katil polisi koruyup akladı. Dava süreci boyunca Karadağ Ailesi’nin avukatlarının taleplerini reddeden, olay yeri incelemesi, MOBESE kayıtlarının izlenmesi, Karadağ’ın üst giysilerinin incelenmesi gibi prosedürleri dahi yerine getirmeyen mahkeme, 28 Mayıs 2013 tarihinde yapılan 11. duruşmada katil polis Oğuzhan Vural’ı akladı. Katil polis lehine verilen tanık ifadelerindeki çelişkiler gibi hukuki olarak üzerinde durulması gereken noktalar bile dava süreci boyunca önemsenmedi.

Sonuç olarak, Karadağ’ın “yasadışı örgüt üyesi” ve “aranan biri” olması üzerinden cinayeti meşru gören düzen yargısı, katil polis Oğuzhan Vural’ın hakkındaki tüm suçlardan beraat etmesine karar vererek polis cinayetlerinin bir düzen uygulaması olduğunu gösterdi.

Yargıtay katil polise korumayı perçinledi

Karadağ Ailesi’nin dava sonucuna yaptığı itiraz ise Yargıtay tarafından reddedildi. Katil polisin beraatına ilişkin itirazı değerlendiren Yargıtay 1. Ceza Dairesi,  katil polisin “Kasten öldürme suçundan, TCK.nun 24/1, CMK.nun 223/2-d maddeleri uyarınca beraatine” ve “Görevi kötüye kullanmak ve kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçlarından, CMK.nun 223/2-e maddesi uyarınca beraatine” karar verdi.

Yargıtay ilamında karara ilişkin şunlar belirtildi:

1- Katılan Abdullah Karadağ’ın, sanık Oğuzhan hakkında görevi kötüye kullanma ve kişilerin malları üzerinde usulsüz tasarruf suçlarından kurulan hükümleri temyize yetkisi bulunmadığından, vekillerinin bu suçlardan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin CMUK’nun 317. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. 

2- Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık Oğuzhan Vural’ın, maktül Alaettin’e karşı eyleminin sübutu kabul, oluşa ve soruşturma  sonuçlarına uygun şekilde yapılan kovuşturmada eylemi TCK’nun 24. maddesi kapsamında gerçekleştirdiği anlaşılmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılan vekillerinin sübuta, eksik incelemeye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA), 20/05/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.”

Yargıtay’ın katil polise yönelik düzen korumasını perçinleyen kararı ile birlikte, sermaye devletinin devrimci kanı döken katillerine sahip çıktığı bir kez daha anlaşıldı.

 

 

 

 

Saldırıdaki sorumluluklarını gizlemeye çalıştı

 

Diyarbakır’da, 5 Haziran’da İstasyon Meydanı’nda düzenlenen HDP mitingindeki çifte bombalı saldırıda 4 kişi hayatını kaybetmiş, 414 kişi de yaralanmıştı.

Bombalı saldırının faili olduğu gerekçesiyle tutuklanan Orhan Gönder’in saldırıdan 2 gün önce yani 3 Haziran’da, “Terör nitelikli kayıp şahıs” olarak kayıtlı olduğu halde sadece “asker kaçağı olarak” sorgulanıp bırakıldığı ortaya çıkmıştı.

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk, saldırganın korunmadığını öne sürerek, ancak yalnızca asker kaçağı olarak sorgulanmasının ortada ihmal olduğunu gösterdiğini söyledi. ? Öztürk, Orhan Gönder’in birileri tarafından özel olarak korunup kollanan bir kişi olması halinde asker kaçağı olarak da yakalanıp sorgulanmayacağını iddia etti.

Bakan Öztürk, Orhan Gönder’in serbest bırakılmasıyla ilgili olarak “Gidilmiş, yakalanıp sorgulanmış ve arandığı görülmemişse bir ihmal vardır” dedi.

Saldırgana ait kayıtların UYAP’ta görünmemesinden şüphelendiklerini belirterek suçu bilinmez bir yere atan bakan, böylelikle kendilerini aklamaya, ihmal itirafıyla da saldırının gerçekleşmesindeki sorumluluklarının üzerini karartmaya çalıştı.

Bakan Öztürk şunları söyledi:

UYAP’ta (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) görünmüyor. Polisin, Kaçakçılık İstihbarat Harekât Dairesi’nde bu ve benzeri kayıtlar tutulur. Kayıt UYAP’a girilmişse, imzalanan protokol gereğince polise verilen link ve linkteki kayıtlar polis tarafından görülür. Demek ki UYAP’a girilmemiş. Terör nitelikli bir kayıt ise UYAP’ta olması gerek. Neden girilmediğini tespit etmeye çalışıyoruz. Müfettişler iki haftadır çalışıyor. Temmuz sonuna kadar raporun tamamlanmasını ve gerçeğin ortaya çıkmasını bekliyoruz.

UYAP’ta yok. Benim kanaatim, bir ihmal var. Kasti mi değil mi araştırıyoruz. Ancak teknik de olsa başka nedenle de olsa ihmal... Müfettişler ihmalin boyutlarını araştırıyor. Teknik midir, personelin aymazlık ve gafleti midir? UYAP’ta yok ama poliste ‘kayıp’ başvurusu nedeniyle arama var. Yani bu başvuru ile UYAP kaydı olmadan da yakalanabilirdi.”

 

 

 

 

Hasta tutsaklar için
300 aydından kampanya

 

Hasta tutsaklar devletin katletme politikasıyla her geçen gün ölüme bir adım daha yaklaşırken 300 aydın, akademisyen, yazar ve şair hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için kampanya başlattı.

“Hasta tutsaklar pazarlık objesi değildir. Bu ayıba ortak olma” şiarıyla imza kampanyasını başlatan aydın, akademisyen, şair ve yazarlar hasta tutsakların sorununu gündeme getirmek için kurumlara ve basına çağrı yaparak başlattıkları kampanyanın sesinin duyurulmasını istedi.

Büşra Ersanlı, Adil Okay, Beyza Üstün, Faik Bulut, Fikret Başkaya, İsmail Beşikçi, Korkut Boratav, Temel Demirer gibi isimlerin de arasında yer aldığı kampanyaya ilişkin açıklama yapan Adil Okay, son 13 yılda, 2 bin 300 insanın raporlarına rağmen tahliye edilmediği için yaşamını yitirdiğini belirterek konunun önemine dikkat çekti.

 
§