13 Kasım 2015
Sayı: KB 2015/42

Savaş, saldırganlık ve sosyal yıkım programı kapıda
Yeni anayasa tartışmaları ve soldaki yankıları
Devlet terörüne karşı fiili-meşru mücadele!
“Haritadan sileceğiz”
Hakları kazanmanın yolu, devrimci sınıf mücadelesinden geçiyor
Ankara Katliamı protesto edildi, katledilenler anıldı
Diyarbakır ve Muş’ta tutsaklara saldırı
Şişecam’da kırılma ve ihanet!
Sağlıkta özelleştirme saldırısı
Sağlık emekçileri özelleştirmeye tepkili
Kocaer-Gürmak direnişleri üzerine
TOMİS Ege Yürütmesi kuruldu!
Direnen IFF işçileri açlık grevinde
Ekim Devrimi ve savaş
Sosyalist Ekim Devrimi: Ezilen halkların kurtuluş bayrağı
Şan olsun 17. yılında proletaryanın kurmay öncüsüne!
Asya-pasifik: Hegemonya savaşının bir başka sahası
G20: Her yönüyle kâr odaklı bir platform
Barbarlıktan fışkıran insanlık dramı
Savaş mağduru göçmenler emperyalist politikaların kıskacında
İnkarcı devlet ilkokullarda Arapça dersine hazırlanıyor
DGB 1. yılında!
“Ok fırladı çıktı yaydan!”
25 Kasım’ın mücadele çağrısı; Yaşamak için sosyalizm!
Seçimleri AKP kazandı, asgari ücretli kazanacak mı?
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Diyarbakır ve Muş’ta tutsaklara saldırı

 

Dışarıda artan baskı ve saldırılar hapishanelerde de yansımasını buluyor. Siyasi tutsaklar baskı ve yasaklarla birlikte fiziki saldırı ve cezalarla karşı karşıya kalmaya devam ediyor.

Hem darp hem de hücre cezası

Diyarbakır E Tipi Kapalı Hapishanesi’nde tutulan Fatma Gökhan ve Pınar Kekik hastaneye götürüldükleri sırada askerlerin saldırısıyla karşılaştı. Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde muayene sırasında kadın komutan İ.Ü’nün odadan çıkarılmasını isteyen Fatma Gökhan, İ.Ü’nün önce hakaretlerine ardından da talimat verdiği askerlerin işkencesine maruz kaldı, yerde sürüklenerek ring aracına götürüldü. Ring aracında bulunan Pınar Kekik de bu duruma tepki gösterince Gökhan ile birlikte askerler tarafından ring aracında darp edildi. Tutsakların saldırılara dair şikayetlerini işleme almayan hapishane yönetimi, her iki tutsak hakkında soruşturma başlatarak “görevli memura mukavemet ve slogan atmak” gerekçesiyle 5 günlük hücre cezası verdi.

Muş E Tipi’nde hak gaspları

Muş E Tipi Kapalı Hapishanesi’nde yaşanan hak ihlalleri de İHD Muş Şube yöneticileri tarafından ortaya konuldu. Tutsaklarla görüşen yöneticiler Partiya Azadiya Jinén Kurdistan (PAJK) üyesi tutsaklara yönelik baskı ve sindirme politikasının uygulandığını belirtti. PJAK’lı tutsakların revir yerine gardiyan odasında tedavi edilmeye zorlandığı belirtildi.

Ayrıca yakınları tarafından tutsaklara getirilen eşyaların uzun bir süre bekletildikten sonra tutsaklara verildiği belirtildi. Kantin fiyatlarının pahalı olduğu, tutsakların açık alanda spor yapma haklarının gasp edilmeye çalışıldığı ifade edildi.

 

 

 

 

190. F Oturması Mehmet Ali Çelebi için...

 

7 Kasım günü Galatasaray Meydanı’nda İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu tarafından, hasta tutsaklar için gerçekleştirilen F Oturması eyleminde bu hafta hasta tutsak Mehmet Ali Çelebi’nin sağlık durumuna dikkat çekildi.

Eylemde ilk olarak söz alan İHD Şube Başkanı Zeynep Ceren Boztoprak, devletin kendi yasalarına uymayarak hasta mahpusları öldürdüğünü, hasta tutsakların cezaevinde tutulması kararını doktorların vermesi gerektiğini söyledi.

Mehmet Ali Çelebi’nin avukatı Ezilenlerin Hukuk Bürosu’ndan Can Tombul müvekkilinin 1991’de tutuklanarak Bayrampaşa Hapishanesi’ne konulduğunu, 1996’da gerçekleşen Ölüm Orucu direnişi sonucu Wernicke-Korsakoff ve şizofreni hastalığına yakalandığını söyleyerek yaşadığı rahatsızlıklara değindi. Çelebi’nin doktor raporlarına rağmen adli tıbba sevk edilmeyerek tahliyesine izin verilmediğini ve “topluma ve devlete tehdit oluşturduğu” gerekçesiyle müebbet hapis cezasını çekmesi için hapishanede tutulduğunu söyledi.

İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu adına basın açıklaması okunarak Çelebi’nin en kısa zamanda tam teşekküllü bir hastanede gözetim ve tedavisinin yapılması gerektiği ifade edildi.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

 

TMMOB üyeleri ‘cumhurbaşkanına hakaret’ten yargılanıyor

 

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sekreteri Melih Yalçın ve Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi üyesi Devrim Cem Erturan’ın “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılandıkları davanın ilk duruşması 11 Kasım’da İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Yalçın ve Erturan’ın 12 Şubat 2015 tarihinde TMMOB kanununda değişiklik yapılması planını protesto amacıyla gerçekleştirilen eylemde attıkları sloganlardan dolayı yargılandıkları duruşma öncesinde, davayı protesto etmek için adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.

“TMMOB diktaya boyun eğmez” pankartının açıldığı eylemde, TMMOB Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Güniz Gacaner Ermin konuştu. Ermin, “cumhurbaşkanına hakaret” davalarının Türkiye adına utanç olduğunu belirterek, “Son bir yıl içinde açılan yüzlerce davadan anlaşılan şu ki, 13 yıllık AKP iktidarının her geçen gün bir ileri aşamaya taşınan baskıcılığı, ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasını, kendisi için kullanışlı bir araç olarak seçmiş görünüyor” sözleriyle davalara tepki gösterdi. Ermin,“Kaç-Ak saraydaki sultana”, “hırsız” ve “katil” demenin suç olmadığını ifade etti. Ermin, bugün burada bunu hâlâ suç olarak gören mahkemeye kendilerini ihbar ettiklerini dile getirdi. Ermin, “O eylemlerde biz de vardık, o sloganları biz de attık, eğer suçsa bu fiili biz de işledik” diyerek Erdoğan’ın suçlarını teşhir etti.

Yaşananların, hükümetin TMMOB’yi işlevsiz kılmak adına son yıllarda dozunu giderek arttırdığı saldırılardan bağımsız olmadığına da dikkat çeken Ermin, sonuna kadar direneceklerini vurgulayarak sözlerini noktaladı. Açıklamanın ardından, TMMOB üyeleri aynı eylemlere katılıp aynı sloganları attıklarını belirttikleri dilekçeleri savcılığa vererek kendilerini ihbar ettiler.

Duruşma sonucunda dava, 3 Aralık 2015 tarihine ertelendi.

Kızıl Bayrak / İzmir

 
§