15 Ocak 2016
Sayı: KB 2016/02

İşçi sınıfı yeni fırtınalara gebe
“Elinde çekiç olan her şeyi çivi olarak görür!*
”Big Brother” (F)işliyor!
Sultanahmet Katliamı’nın faili AKP ve sermaye devletidir
Kürt halkına karşı yeni İstiklâl Mahkemeleri!
Taraf olan Kürt basını hedefte
Savaş ekonomisi emekçileri vuruyor
Sınıf davasına inanmak yürek ister!
Öfkeyi daha örgütlü ve güçlü hale getirmek için!
Sultanbeyli Greif’te baskılar artıyor!
Gençlik hareketi ve partinin gençlik çalışması
Geleceğimizden ve özgürlüğümüzden vazgeçmiyoruz!
Çocuklar öldürülüyor
İşçi ve emekçi kadınlar Kadın İşçi Kurultayı’nda buluşuyor!
M. Akif Ersoy EAH’ta kölece çalışma koşulları
Ezilen halklarla emekçilerin direnişini birleştirelim!
Madaya: Emperyalizmin kanlı yüzü
Bir esintiden fırtınalara...
Hrant için adalet, işçi sınıfının ellerinde!
Kızıl Bayrak yukarı! Daha daha yukarı!

Devrimin kartalı: Rosa Luxemburg

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Bir esintiden fırtınalara...


Kapitalistler, bulundukları zirvelerde duydukları bir esintiyle ürperiyor. Bu esinti ne kadar hafif olsa da işçi sınıfı ve emekçilerin üzerine basa basa zirvelere tırmanan kapitalistler için yarın kopacak ve büyük altüst oluşları beraberinde getirecek fırtınanın bir habericisi... Bunun için Türkiye’nin en zengin kapitalistlerinden biri olan Ali Koç’un G20 Liderler Zirvesiyle eş zamanlı yapılan (businesss) B20 toplantılarındaki, “Eşitsizliğin ortadan kalkması için, kapitalizmin ortadan kaldırılması gerekir. Ben, en azından eşitsizliğin minimum seviyeye indirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Gerçek sorun, kapitalizmdir.” sözleri hiç de şaşırtıcı değil, bir gerçeğin ve buna karşı kendi sınıfını uyaran bir refleksin ürünü olabilir ancak. Ali Koç’un bu sözlerinin çokça tartışılmasından sonra yaptığı röportajda kapitalizmi “eleştirmeyi” devam ettirmesi de, bir önlem ve sorunun yakıcılığına ısrarlı bir şekilde bir çubuk bükme.

Röportajdan alıntılarla görelim. “...dünya genelinde gelir dağılımındaki eşitsizlik hala büyük bir sorun teşkil ediyor. Türkiye başta olmak üzere bazı gelişmekte olan ülkelerde gelir dağılımında kısmi bir düzelme gözlense de, gelişmiş ülkelerde gelir dağılımı bozulma eğiliminde. Hatırlanacak olursa, global kriz sonrasında ABD’de en zengin %1’lik kesimin milli gelirden ve servetten giderek daha fazla pay alıyor olması büyük bir tartışma başlatmış ve “Occupy Wall Street” hareketinin de ana sloganı “biz %99’uz” olmuştu.” Ali Koç’un bu uyarısı, ABD Merkez Bankası'nın Teksas Fed Başkanı Robert Fischer’ın Wall Street eylemleri sonrasında “Çok fazla insanımız çok uzun süredir işsiz. Hiç de eşit olmayan bir gelir dağılımımız var. İnsanlar çok fazla hayal kırıklığına uğradı ve ben onların bu hüsranını anlayabiliyorum” sözleriyle ne kadar da benzerlik taşıyor.

Ali Koç’un röportajında kapitalizme yönelik itiraflarına devam edelim. “Dünyamızın kısıtlı kaynaklarını hoyratça kullanmamız sonucunda aşırı iklim olayları, susuzluk ve çölleşme dünyanın birçok bölgesini insan yaşamına elverişsiz hale getiriyor.” Tanıdık geldi değil mi? Ali Koç kapitalist üretim sayesinde dünyanın en zengini olan Bill Gates ‘in iklim değişikliği sorununa yönelik“Kapitalizm bizi iklim değişikliğinden kurtaramaz. Çare sosyalist politikalar” önerileriyle ne kadar da paralel düşünüyor?

Yine aynı röportajda “...ücretlilerin milli gelir içindeki azalan payının ve eşitsizliklerin, sadece işçi temsilcilerinin ya da sol eğilimli akademisyen ve düşünce insanlarının ilgi alanıyla sınırlı kalmaktan çıktığını ve toplumun çok daha geniş kesimleri tarafından benimsendiğini gösteriyor” diyen Ali Koç; “ Bana göre sosyal açıdan sürdürülemez bir ortamdayız. Ekonomik açıdan sürdürülebilirlik artık yetmiyor, sosyal açıdan da sürdürülebilirliği sağlamak gerekiyor. Pek çok veriye bakınca bunun sürdürülemeyeceğini görüyorsunuz. Nitekim mülteci krizi ve göç dalgaları, terör bunun örnekleri. Gelir eşitsizliği başta olmak üzere bu sorunları liderler ya da iş dünyası gönüllü olarak düzeltemezse birilerinin bunu zorla düzeltmeye çalışacağından emin olabiliriz” acı itirafında da bulundu.

Kapitalizmin tartışılmasını işçi sınıfına bırakmamak için birbiri ardına açıklamalarda bulunan sermaye sözcüsü Ali Koç, ya kapitalizmin yeniden reforme edilmesini ya da kapitalizmi tartışmaya başlayan işçi sınıfının, sermaye sınıfı açısından bir son olduğunu şu sözleriyle açıklıyor.

...mevcut yapının sürdürülemez olduğunu kabullenerek, kapitalizmi yeniden düşünmemiz gerekiyor. Bir başka ifadeyle, kapitalizmin kendini yeniden keşfetmesi, yeni bir dinamizm yaratarak dünyamızı bir dönem daha ileriye taşıyacak bir yapıya dönüşmesine ihtiyaç duyuluyor. Kapitalizm bunu daha önce birkaç kez yaptı bundan sonra da yapmaması için hiçbir neden yok. Eğer bu dönüşüme tüm paydaşlar öncülük etmez ve yönlendirmezsek, iş dünyasının son 30-40 yılda büyük zorluklarla elde ettiği kazanımları kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz.

Ali Koç’un, pek çok yerde şaşkınlıkla karşılanan ve çokça tartışılan röportajı aslında dünyadaki tablodan kendi sınıfı adına çıkarsamaları sonucu kapitalist paydaşlarına bir çağrı niteliği taşıyor. Ki otomotiv sektörünün devi olan Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ali Koç, bir esintinin nasıl da fırtınalara dönüştüğünü Metal Fırtınası’ndan dolayı taze deneyimlemiş biri olarak da bu çağrısını daha yakıcı bir şekilde ortaya seriyor. Tıpkı Mısır’da Tahrir’de, ABD’de New York’ta başlayan kıpırdanışın dünyanın pek çok ülkesinde depremlere yol açtığı gibi.

Piramidin en tepesinde bulunanlar şimdi aşağılara bakıp uçurumun ne kadar da derin olduğundan sözediyorlar; kuşkusuz düşme tehlikesi yaklaşığtı için.

 

 

 

 

Chomsky’den Erdoğan’ın ‘davetine’ yanıt

 

Tayyip Erdoğan, 12 Ocak’ta 8. Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Kürdistan’daki devlet terörüne karşı imza kampanyası düzenleyerek, “Bu suça ortak olmayacağız” diyen Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifiyle bir araya gelen 1128 akademisyeni hedefe çakmıştı.

Aralarında Noam Chomsky’nin de olduğu bildiriye imza atan yabancı akademisyenlere çağrıda bulunan Erdoğan, “Kendilerini Türkiye’ye davet ediyorum, ne oluyor kendilerine anlatmaya hazırız. ABD Büyükelçiliği, Chomsky’yi davet etsin, misafir edelim. Bölgeyi, bu akademisyen sıfatlı 5. kol elemanlarıyla değil, kendi gözleriyle görsün” demişti.

Bu konudaki değerlendirmesinin kendisine bolca sorulduğunu ve ‘kısaca cevaplamak istediğini’ belirten Chomsky, “Türkiye, Erdoğan’ın birçok yoldan yardım ettiği IŞİD’i suçluyor, diğer taraftan IŞİD’den çok da farkı olmayan El Nusra’yı desteklerken. Ve Erdoğan, Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan ana güç olan Kürtlere karşı işlediği suçları lanetleyen kişileri suçluyor. Başka bir yoruma ihtiyaç var mı?” dedi.





Göçmenler ölmeye devam ediyor

 

8 Ocak günü Balıkesir’in Havran ilçesinde yarısını göçmen yolcuların oluşturduğu yolcu otobüsü takla attı, 8 kişi yaşamını yitirdi.

Aynı gün Çanakkale’de Suriyeli, Afganistan ve Myanmarlı göçmenleri taşıyan otobüsün kaza yapmasıyla 2 göçmen hayatını kaybetti.

11 Ocak günü Çanakkale’den Yunanistan’a geçmek isteyen göçmenleri taşıyan teknenin batması sonucu iki kadın bir de çocuk boğularak hayatını kaybetti.

 
§