25 Mart 2016
Sayı: KB 2016/12

Savaş, sömürü, baskı, zulüm...
Sokakların sessizliği!
Sınıf eksenli birleşik devrimci direniş
Gözaltı ve tutuklamalar sömürü düzeninin devamı için
Güçlü bir 1 Mayıs için seferber olalım!
Belirleyici olan işçilerin birliği ve üretimden gelen gücünü kullanma başarısıdır!
Topyekûn saldırılara karşı topyekûn direnişe!
Kölelik yasalarının önünü açmak için “taşeron kalkıyor” yalanı
Samba’dan mı ithal edelim yoksa Vals’ten mi?
Mercedes işçileri ilk önemli adımı attı
Bu mücadele devam ediyor, yeni dönemin bilinci, güçleri ve unsurlarıyla…
Yasaklara rağmen Newroz ateşleri yakıldı
Amed’de on binler Newroz’u coşkuyla kutladı
Avrupa Newroz’una coşku ve direniş kararlılığı hakimdi
Rojava’da kırılgan federasyon ilanı
Obama Küba’da “değişim” peşinde
Dinci-gericiliğin tecavüzü aklama çabaları
Devrimci Gençlik Birliği II. Genel Kurulu gerçekleşti
“Vurulup düşseler de her kuşatmada, serüvencidirler onlar ve hiç ölmezler”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Samba’dan mı ithal edelim yoksa Vals’ten mi?

 

Bu başlığın kıdem tazminatıyla ilgisi ne diye sorabilirsiniz. Geçen gün bir ana haber bültenini izlerken bu haberi görünce ben de aynı şeyi söyledim. Haber sunucusu “Samba’dan mı ithal edelim yoksa Vals’ten mi?” diye söze girdi. Sonrasında kıdem tazminatıyla ilgili olduğunu açıkladı. Haberin devamında kıdem tazminatı fonunun sürekli tartışıldığı fakat iki adım ileri bir adım geri gelindiği hiçbir yol kat edilemediği söyleniyor. Samba, Brezilya’ ya özgü, biraz hareketli ve kıvrak; Vals, Avusturya’ya özgü sürekli dönüp dolaşıp aynı yere gelinen bir dans türüymüş. Şöyle devam ediyor haber: Hükümet kıdem tazminatı fonu için iki model üzerinde çalışma yapıyormuş.

Brezilya modeline göre; patron aylık ücretin yüzde 8’ini işçiler adına açılan hesaba yatırmakla yükümlüymüş. Hesapta aylık 120, yıllık 1440 TL birikiyormuş. İşçinin bu parayı çekebilmesi için emekli olması şartı varmış. Avusturya modeline göre patron her ay brüt ücretin yüzde 1,53’ünü işçiler adına açılan hesaba yatırıyormuş. Hesapta aylık 32 TL, yıllık 384 TL para birikiyormuş. İşçinin bu parayı çekebilmesi için işten çıktıktan sonra 5 yıl bekleme şartı varmış. Haber sunucusu haberin sonunda da şöyle bir espriyle haberi bitiriyor: “Biz de ikisinin karışımını yaparız. Çalışma bakanı da zaten Trabzonlu ikisinin karışımı kolbastı ortaya çıkar. Türk usulü olur” diyor.

Bana göre bu üç usul de biz işçiler ve emekçiler için hiç de iyi olmayacak. Çünkü iş güvencemiz olan kıdem tazminatımız elimizden bir şekilde alınmaya çalışılıyor. Hem bu fon oluşturuldu diyelim, bugün bizler için ayrılan işsizlik fonundan çeşitli sebeplerle patronların yararlandığı biliniyorken, böyle bir şey artık bizim hayatımızı daha da zorlaştıracaktır. Hatta kiralık işçi yasası da çıkarılıyorken… Bu uygulama zor mücadelelerle kazanılmış olan kıdem tazminatı hakkımızı elimizden alacak demektir.

Hem bu uygulamaya hem de çalışma ve yaşam koşullarımızı tamamen köleleştirecek olan yasalara karşı çalıştığımız her yerde birleşmeliyiz. Hakkımızı hep birlikte aramalıyız. Bugün bunlara karşı bir şeyler yapmazsak yarın daha da kötü çalışma ve yaşam koşulları bizleri bekliyor. İşte bu yüzden; gücümüz birliğimizden gelir!

Mersin Serbest Bölge’den tekstil işçisi

 

 

 

 

Kreş talebi için mücadele çağrısı

 

Sultanbeyli Greif fabrikasında kadın işçilerin “ücretsiz kreş” talebini DİSK Tekstil Sendikası “kreş hakkımızın olup olmadığını bilmiyorum, yasal mevzuata bakmam gerekiyor” diyerek geçiştirirken, patron da “cezayı ödemek daha karlı” diyerek kendi tutumunu ortaya koymuştur.

Bu durum üzerine Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası (DEV TEKSTİL) 18 Mart akşam iş çıkışı Sultanbeyli Greif işçilerini “ücretsiz kreş hakkı” için kendi birliklerini kurmaya ve mücadeleye çağırdı. Bir çok işçinin olumlu karşıladığı bildiride; “Kreşin hak olduğunu bilmeyen sendika mı olur! Bizler hem sendikalı hem de kadrolu işçileriz. İşyerinde kreş, bakım evi, yuva yasal hakkımız. Yasalara göre 150 ve üzeri sayıda kadın işçinin çalıştığı işyerlerinde kreş açma zorunluluğu var. Ama patronlar bu hakkı bize vermiyorlar. Çünkü patron kreş açmayınca cezası çok cüzi bir para. Patronlar kreş açıp masraf yapmak yerine bu cezayı ödemeyi daha karlı sayıyorlar. Sendika da patronla ters düşmemek için bu hakkı talep etmiyor, ‘biz bunu bir araştıralım!’ söylemiyle bizleri oyalıyor” ifadeleriyle hem DİSK Tekstil hem de Greif patronu teşhir edildi.

Mücadele çağrısıyla sona eren bildiride şu ifadeler kullanıldı: “Sendika taşeronu kaldırmak hayal diyordu, direnişle gerçeğe çevirdik. Kadrolu olmak hayal diyordu gerçeğe çevirdik. Şimdi kreş hakkımızı da gerçeğe çevirelim. Bu sorun sadece kadınların değil, aynı zamanda erkek işçilerin de sorunu. Biz bu hakkı kazanırsak erkek işçiler de faydalanabilecek. Hakkımızı söke söke alana kadar birlikte mücadele edelim. Unutmayalım ki, gücümüz birliğimizden gelir. Birlik olursak çözemeyeceğimiz sorun yok.”





DEV TEKSTİL tekstil işçilerine seslendi

 

Kartal'da 18 Mart’ta tekstil fabrikası önünde, DEV TEKSTİL tarafından hazırlanan “Herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi” şiarlı bildiriler dağıtıldı. Bildirde meclise sunulan “güvenceli esnek çalışma” adlı yasa tasarısı, Özel İstihdam Büroları ve kiralık işçilikle ilgili ayrıntılar yer aldı.

Vardiya değişimi sırasında gerçekleştirilen bildiri dağıtımında işçilerin kıdem tazminatıyla ilgili değişiklikler yapıldığından haberdar olduğu fakat ayrıntıları bilmedikleri görüldü.

 

 

 

 

Konya’da işten atılan işçiler direnişe geçti

 

Konya’da Çavuşçugöl Mahallesi’nde bulunan kömür madeninde taşerona bağlı olarak çalışan işçiler Türkiye Maden İşçileri Sendikası’na üye olmaya başladı. 61 işçi sendikalaşırken, patron keyfi olarak “sendikalı işçi ile çalışmayacağım” diyerek saldırıya geçti. İşçileri tehdit eden ve sendikaya karşı karalama kampanyası başlatan patron, daha sonra 17 işçiyi işten attı. 18 Mart gecesi işçileri telefonla arayan patronun, “işe geldiğinizde sahaya inmeyin muhasebeye uğrayın, ben sendikalılarla çalışmak istemiyorum” dediği ifade edildi.

Patronun saldırısına dair açıklama yapan Maden-İş Sendikası Konya Havalisi Şube Başkanı Yıldırım Beyazıt Çetin, “Cumartesi günü mesaiye başlayan 17 işçi kardeşimiz işten çıkartıldıkları, bazı evrakları imzalamaları istendiği bilgisi üzerine biz de sendika olarak iş yerine geldik” diyerek işçilerin işten atıldığını belirtti.

İşletme nizamiyesi önünde çadır kurarak direnişe geçen 17 işçi adına “İşyeri yönetimi ile herhangi bir problemimiz yok” diyen sendika yöneticisi, “Bizim derdimiz yasa ve Anayasa’dan doğan haklarımızı kullanmaktır. Bizim derdimiz sendikalı olarak aynı işyerimizde çalışmaktır" ifadelerini kullandı.

Yeraltından Sesler Platformu da yazılı bir açıklamayla işçileri selamladı.


 
§