5 Mayıs 2016
Sayı: KB 2016/17

Devrimci sınıf hareketi için ileri!
Kazanan Taksim iradesidir!
Birleşik, devrimci sınıf hareketi ihtiyacı
Abluka ve saldırılara karşı 1 Mayıs’ta Taksim ısrarı
Ankara, İzmir ve Bakırköy'de 1 Mayıs
Kayseri ve Adana’da 1 Mayıs’a saldırı
“Faşist saldırıların panzehiri devrimci sınıf mücadelesidir!”
1 Mayıs coşkusu dört bir yanda
Taksim-Bakırköy ayrışması, devrim-düzen ayrışmasıdır!
Adana 1 Mayıs'ı üzerine
"Direnişimizin sesini 1 Mayıs’a taşıdık"
Kocaeli 1 Mayıs’ından işçi ve emekçilere mesajlar
Avrupa’da 1 Mayıs eylemlerinden...
Avrupa’da 1 Mayıs
Asya kıtasında 1 Mayıs
Göçler, mülteciler, sorunlar ve sorumlular - 1
Özgürlüğü uğruna direnen halklar teslim alınamaz!
Kirli savaş politikalarının bedelini halklar ödüyor!
Denizler’in cüreti yol göstermeye devam ediyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

2016 1 Mayıs’ının çağırısı;

Devrimci sınıf hareketi için ileri!

 

Geride kalan 1 Mayıs süreci sınıflar mücadelesinin verili durumunu ortaya koymakla kalmadı; aynı zamanda mevcut toplumsal muhalefetin, sendikal yapıların ve sol hareketin güncel tablosunu yansıtan bir ayna işlevi de gördü. Devrimci olan ve geleceği temsil edenlerle çürüyen ve düzene ait olanlar bir bakıma 1 Mayıs turnusolundan geçtiler. Böylelikle sınıf mücadeleleri açısından ayrışması ve aşılması gereken yanlar, hali hazırda yaşanan sorun alanları bir kez daha su yüzüne çıktı, gözler önüne serildi.

Sınıf içerisinde biriken mücadele dinamikleri 1 Mayıs alanlarına yansıtılamadı

Bilindiği üzere, işçi sınıfı ve emekçiler 2016 1 Mayıs’ını sermayenin kapsamlı yıkım saldırılarının gündemde olduğu bir dönemde karşıladı.

Düşük ücretler, ağır ve yıpratıcı çalışma koşulları ile, yeni hak gaspları anlamına gelen saldırı programları bu aynı dönemde işçi sınıfı içerisinde önemli hareketlilikler yaşanmasına yol açtı. Tekil fabrika direnişleri ve lokal eylemlerin yanı sıra, asgari ücret ve Ocak zamlarıyla birlikte metal sektöründe başlayan eylemli süreç bu durumun en somut örnekleri oldu.

Fabrikalarda ve kimi sektörlerde yaşanan bu gelişmeler üzerinden 1 Mayıs’ı önceleyen dönemde işçi sınıfı içerisinde önemli imkanların biriktiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Fakat son dönemde sınıf içerisinde şekillenen bu mücadele dinamiklerinin 1 Mayıs alanlarına gereğince yansıdığını söylemek mümkün değil. Elbette içinden geçilen dönemin ağır siyasal koşulları bu tablonun bir nedeni olarak öne sürülebilir. Ancak bunun kendisi sorunun sadece bir yanını tariflemek, belirleyici olanı silikleştirmek anlamına gelecektir. Zira, işçi sınıfı içerisinde gelişen mücadele dinamiklerinin ve her geçen gün büyüyen öfkenin 1 Mayıs alanlarına yansıtılamamasının gerisinde, işçi sınıfının mevcut bilinç ve örgütlenme düzeyi ile sınıf hareketinin gelişmesinin önünde ciddi bir engele dönüşmüş bulunan işbirlikçi-icazetçi sendikal yapılar yer almaktadır.

“Siyasal atmosferin tüm ağırlığına rağmen 2016 1 Mayıs’ı, sermayenin kapsamlı saldırıları karşısında işçi sınıfı ve emekçilerde büyüyen öfkenin akacağı bir kanal olabilirdi. Bugün mevzilerde ve kimi sektörlerde biriken mücadele dinamikleri 1 Mayıs vesilesiyle güçlü bir çıkışın zemini olarak değerlendirilebilirdi. Mevcut sendikal hareketin başını tutanlar bırakalım işçi sınıfına bir mücadele kanalı açmayı ve 1 Mayıs’a hazırlanmayı; süreç boyunca mevzi direnişlerin ve sektörel çıkışların bastırılması için elinden geleni yaptılar, sınıf hareketini daha ilk aşamada baltalayan bir misyonla hareket ettiler.” Devrimci 1 Mayıs için devrimci sınıf hareketi (www.kizilbayrak1.net)

Greif İşgali, Metal Fırtınası vb, son dönemde yaşanan sınıf eylemlerine ve 2016 1 Mayıs’ına bütünlüğü üzerinden bakıldığında bu gerçeklik tüm çıplaklığı ile görülebilir.

Mevcut sendikal yapılar çökmüştür, aşılmalıdır

1 Mayıs aynasından yansıyan bu tablo, Türkiye’deki mevcut sendikal anlayışların tamamen iflas ettiğini ve her açıdan aşılmayı beklediğini bir kez daha göstermiştir.

Yine 2016 1 Mayıs’ı göstermiştir ki, gerek Türk-İş, Hak-İş, Memur-Sen gibi bizzat sermayenin denetiminde hareket eden gerici-işbirlikçi sendikal yapılar, gerekse de DİSK ve KESK gibi icazetçi, uzlaşmacı çizgiye sahip olan kesimler hiç bir şekilde 1 Mayıs’ın devrimci ruhunu ve tarihsel-sınıfsal özünü temsil etmemektedir.

Zira Çanakkale’de ve Sakarya’da yaptıkları mitinglerle işçi sınıfını burjuva düzene yedeklemek için ellerinden geleni yapan Türk-İş ve Hak-İş; sosyal yıkım saldırıları karşısında aylardır kıllarını bile kıpırdatmamışlardır. İşçi ve emekçilerin talepleri için herhangi bir mücadele programı-pratiği ortaya koymamışlardır. Bu nedenle hiçbir şekilde 1 Mayıs, bu türden yapıların tekeline bırakılmamalıdır/bırakılmayacaktır da.

Aynı şey DİSK ve KESK gibi, özü itibarıyla icazetçi-uzlaşmacı bir çizgiye sahip olan sendikal çevreler için de geçerlidir. Zira bu kesimlere de, sınıf hareketini burjuva düzen sınırları içerisine hapseden bir anlayış hakimdir. Bu yönüyle devrimci sınıf hareketinin önünde ciddi bir engel olarak durmaktadırlar. Son Bakırköy pratiği ise bu durumu bir kez daha doğrulamış ve icazetçi-uzlaşmacı sendikal kastın 1 Mayıs’ı hiçbir şekilde temsil edemeyeceğinin tescili olmuştur.

Reformizm utanç verici bir şekilde düzene boyun eğmiştir

2016 1 Mayıs’ı sol hareket açısından da bir turnusol işlevi gördü. Özellikle İstanbul 1 Mayıs’ı bu açıdan önemli gelişmelere sahne oldu. Sınıf devrimcileri olarak 1 Mayıs günü yaptığımız şu değerlendirme, aslında sol hareketin verili tablosunu yeterince özetliyor;

“2016 1 Mayıs’ına damgasını vuran bir başka önemli gelişme ise İstanbul 1 Mayıs’ında yaşandı. Taksim Meydanı’nın bu yıl bir kez daha yasaklanması, Taksim’in kazanılması bakışı ile 9 yıldır birlikte hareket eden güçler içerisinde gelinen yerde ayrışma yaşanmasına yol açtı. 2007’den beri Taksim 1 Mayıs’ını birlikte örgütleyen güçlerin büyük bir kesimi sermaye devletinin yasak zincirine boyun eğerek soluğu Bakırköy’de aldı. DİSK, KESK, TMMOB, TTB ile HDP, KP, EMEP, Haziran vb. bir dizi reformist çevre düzen icazetine sığınarak, Bakırköy 1 Mayıs’ında buluştular. Politik açıdan iflas ve iddiasızlık anlamına gelen bu tutum, hiç gecikmeden sermaye düzeninin takdir ve teşekkürü ile karşılandı.

9 yıldır Taksim iradesinin öznesi olan sınıf devrimcileri ve kimi ilerici-devrimci güçler ise 1 Mayıs’ta Taksim kararlılığını sürdürdüler. Hiçbir meşruluğu olmayan Taksim yasağını tanımayarak 1 Mayıs’ı direniş gününe çevirdiler. Bu yönüyle tarihsel ve sınıfsal özüne uygun bir 1 Mayıs pratiği ortaya koydular.” Devrimci 1 Mayıs için devrimci sınıf hareketi (www.kizilbayrak1.net)

Bu durum, hiç de şaşırtıcı değildir. Zira 1 Mayıs sürecinde ilerici-sol güçlerin büyük bir kesiminde cisimleşen icazetçi tutum sol harekette uzun yıllardır yaşanan kırılmanın, devrim iddiasını yitirmenin doğal bir sonucudur. Devrim iddiasını yitirenlerin, düzenin belirlediği alanlarda hareket etmesi ve politika yapması kaçınılmazdır. Bu nedenle Taksim meselesi bir yer tarışması değildir. Sermaye düzeni de süreci buradan okumuştur ve Bakırköy’cülere tam da 1 Mayıs sabahında takdir ve teşekkürlerini iletmiştir.

Çözüm devrimci sınıf hareketi

Sonuç olarak; “2016 1 Mayıs’ı bir kez daha, sermayeden ve onun uzantıları olarak hareket eden sendikal bürokrasiden bağımsız, sınıfın taban dinamizmine ve kendi bağımsız devrimci sınıf çizgisine dayanan devrimci bir sınıf hareketi yaratmadan, 1 Mayıslar’ın tarihsel ve sınıfsal özüne uygun örgütlenmesinin mümkün olamayacağını göstermiş oldu.” Devrimci 1 Mayıs için devrimci sınıf hareketi (www.kizilbayrak1.net)

Bu nedenle yeni dönemde tüm dikkatler; gerek toplumsal yaşamın üzerine çöreklenen gerici-boğucu atmosferin dağıtılması için, gerek işçi sınfının önünde dikilen her türden barikatın aşılması için, gerekse de 1 Mayıs gibi tarihsel öneme sahip günlerin devrimci özüne uygun bir şekilde örgütlenmesi için işçi sınıfının devrimcileştirilmesi ve devrimci bir sınıf hareketi inşa edilmesine odaklanmalıdır. 2016 1 Mayısının en özlü mesajı ve güncel çağırısı bu olmuştur.

 
§