5 Mayıs 2016
Sayı: KB 2016/17

Devrimci sınıf hareketi için ileri!
Kazanan Taksim iradesidir!
Birleşik, devrimci sınıf hareketi ihtiyacı
Abluka ve saldırılara karşı 1 Mayıs’ta Taksim ısrarı
Ankara, İzmir ve Bakırköy'de 1 Mayıs
Kayseri ve Adana’da 1 Mayıs’a saldırı
“Faşist saldırıların panzehiri devrimci sınıf mücadelesidir!”
1 Mayıs coşkusu dört bir yanda
Taksim-Bakırköy ayrışması, devrim-düzen ayrışmasıdır!
Adana 1 Mayıs'ı üzerine
"Direnişimizin sesini 1 Mayıs’a taşıdık"
Kocaeli 1 Mayıs’ından işçi ve emekçilere mesajlar
Avrupa’da 1 Mayıs eylemlerinden...
Avrupa’da 1 Mayıs
Asya kıtasında 1 Mayıs
Göçler, mülteciler, sorunlar ve sorumlular - 1
Özgürlüğü uğruna direnen halklar teslim alınamaz!
Kirli savaş politikalarının bedelini halklar ödüyor!
Denizler’in cüreti yol göstermeye devam ediyor!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İdamlarının üzerinden geçen 44 yılda, unutulmadılar, kavgamızda yaşıyorlar...

Denizler'in cüreti yol göstermeye devam ediyor

 

‘60’lı yıllar Türkiye’de bir büyük sosyal uyanış dönemidir. İşçi sınıfı, emekçiler, gençler ve köylülük kendi talepleri için alanlara çıkar, grevler, işgaller, direnişler gerçekleştirir. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan da bu dönemdeki mücadelelerde ön saflarda yer almış üç devrimciydiler. İdam edilişlerinin üzerinden geçen 44 yıla rağmen bugün hala unutulmayan üç yiğit devrimci.

Türkiye’deki sosyal ve siyasal uyanışın yaşandığı bu yıllarda sosyalizm fikri giderek kitleler tarafından benimsenmeye ve savunulmaya da başlanır. Hareketlenen kitlelerin o günlerde sosyalizmi temsil iddiasında olan Türkiye İşçi Partisi’ne (TİP) verdikleri destekle, dönemin seçim yasalarının da imkanıyla, bu parti meclise 15 milletvekili göndermeyi başarır. Ancak ufku düzen sınırlarını aşmayan TİP giderek sorgulanmaya başlanır.

’71 devrimci çıkışı

O dönemlerde dünyada Vietnam, Küba gibi anti emperyalist, halkçı, ulusal kurtuluşçu devrimlerin rüzgarı esmektedir. TİP’in burjuva düzenin yasalarını aşmayan ufkuna karşın, dünya ve Türkiye’deki kimi gelişmelerin de itkisiyle bugünün Türkiye devrimci hareketini ortaya çıkaracak olan THKO, THKP/C ve TKP-ML örgütleri kurulur. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan da THKO’nun kurulmasına öncülük eden devrimcilerdir. Üç devrimci, yaşamlarının sonuna kadar inançları için mücadele vermiş, hapis yatmış, bedel ödemişlerdir. Vietnam halkını kırımdan geçiren Amerikalı Commer’in arabasını ODTÜ’de yakan, Amerikan 6. Filosu’nu denize dökenler, emperyalizme geçit vermeyen “bizim Denizler” işçilerin fabrika işgallerinde, köylülerin toprak işgallerinde, faşist kuşatmayı kırmak için çatışmalarda ön saflarda yer aldılar. İdam sehpasına çıkarıldıkları 6 Mayıs 1972 sabahında, ölürken bile devrim sloganlarını haykırdılar.

Onlar bu düzenin tüm kurumlarını ve yasalarını karşılarına almışlardı. Bugün onların mirasçısı olmak demek, onların bu başeğmez tutumlarını sürdürmekle olanaklı olabilir ancak.

Devrimci mirası yaşatmak, onu daha ileriye taşımakla mümkündür. Bu mirası yaşatmak, Denizlerin düzene karşı devrim duruşunu, işçi sınıfı devrimciliğiyle yeniden üretmekten geçiyor.

Denizlerin yolu devrime çıkar

Denizler her adımda uğruna dövüştükleri sosyalizmin; düzenin meclisiyle değil ancak bir devrimle elde edilebileceğini haykırdılar. Bugün yolları parlamentoya çıkanlar, Denizlerin reddettiği ve yolunu ayırdığı bir teslimiyetçiliğe geri dönüş yapmışlardır.

Bugün Denizlerden bize kalan miras esasta düzene karşı devrim bakışıyla hareket etmeleridir.

Bugün Denizlerin yolundan gitmek demek, sermaye devletinin saldırılarına karşı devrimci bir direnişle karşı koymak demektir. Emperyalist kapitalizmin tüm saldırılarına karşın devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütmek demektir.

Denizler de ’71 devrimci çıkışının diğer önderleri Mahir Çayan ve İbrahim Kaypakkaya gibi örgütlü kimlik ve örgütlü yaşamdan yana tavır koydular. İdam sehpasında bile son sözleri ile devrime ve sosyalizme olan bağlılık ve inançlarını haykırdılar. Düzen tarafından içi boşaltılmaya, gözardı edilmeye ve ezilmeye çalışılan devrimci örgüt ve mücadele fikrini kendi yaşamlarında cisimleştirdiler.

Bugün Denizlerin gerçek temsilcileri “Devrimci bir sınıf hareketi için ileri!” şiarını yükseltiyor, devrim davasını ileri taşımak için kavgayı büyütüyorlar. Kimileri devletin icazetine sığınırken, günümüz Denizleri devrimci mücadelenin yasalarını esas alan bir irade ile hareket ediyorlar.

Bugün bunalımlar, savaşlar ve devrimler döneminde, devrime hazırlanmak, devrimci bir sınıf hareketi yaratmak onların bu militan, başeğmez, uzlaşmaz devrimci kimliğini ve ruhunu kuşanmaktan geçiyor.

Bugün Deniz olmak gerekiyor.

S. Zafer


 
§