9 Mart 2018
Sayı: KB 2018/10

Emperyalistler ve işbirlikçileri yenilecek, direnen halklar kazanacak!
Ekonomide sahte rekorlar ve gerçekler
Sağlıkta neo-liberal programların çöküşü
“Tarım politikalarıyla şeker fabrikaları zarar ettirildi”
Efrîn’de “ateşkes” boyunca 33 sivil katledildi
İşçi ve emekçiye reva görülen yoksulluk
“İşimizi geri alacağız!”
Performans sistemine karşı Eğitim Sen’den kampanya
Devletten çocuk işçilikle mücadele yalanı!
‘Türkiye’de Kadınlar ve Kadın Emeği’ raporu
Burjuva toplumu ve burjuva kadın hareketi - H. Fırat
Sınıf devrimcilerinden 8 Mart etkinlikleri
Ekim Devrimi’nin 100. yılında Kollontay’ı okurken…/ 7
Siyasal süreç ve gençlik mücadelesi
Büyüyen küresel ‘‘ticaret savaşları”
Avrupa’da ırkçı-faşist tırmanış!
Körfez şeyhleri “Hizbullah’ın şifreleri”ni çözebilir mi?
Nükleer rekabet ve savaş tehdidi
Gazi Direnişi 23. yılında
Kiralık senaryolu “Freiheit” filmi üzerine
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Devletten çocuk işçilikle mücadele yalanı!

 

Kendi ve bedeni küçük ruhu kocaman çocuk”, çocuk işçiliğe karşı mücadelenin simgesi Iqbal Masih’e…

2018, çocuk işçilikle mücadele yılı ilan edildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, “Çocuk İşçiliği ile Ulusal Mücadele Programı” genelgesini Resmi Gazete’de de yayınlayarak 2023 hedefli yürürlüğe soktu.

Bakan Jülide Sarıeroğlu genelgeyi şu cümlelerle anlattı: “Dünya üzerinde çocuk işçiliği ile mücadelede kararlı adımlar atan ülkelerin başında gelen Türkiye, çocuk işçiliği ile mücadelede kendi politikalarını oluşturmakta ve bu politikaları başarıyla hayata geçirerek dünya ülkelerine örnek olmaktadır. ‘Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Ulusal Programının Etkin Uygulanması ve 2018 Yılının Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yılı İlan Edilmesi’ne ilişkin sayın Başbakanımızın imzasıyla yayımlanan genelgenin bugün yürürlüğe girmiş olması da hükümetimizin konuya ilişkin hassasiyetini ortaya koymaktadır. Genelgeyle amacımız, 2018 yılında şimdiye kadar gerçekleştirilen çalışmalara hız kazandırmak, yapılan çalışmalarda çocuk işçiliğiyle mücadele konusuna öncelik vermek ve toplumun tüm kesimlerinin konuyla ilgili farkındalıklarını arttırmak olacaktır.”

Tam timsah gözyaşı misalı bir durum. Çocuk işçiliğe karşı mücadele ettiğini ilan edenler, çocuk işçiliğin önünü açan ve küçük yaşlarda çalışmayı yasallaştıranlardır. Sorunu yaratanlar çözümün parçası olamazlar.

Biliyoruz ki sanayi devriminin ilk yılları ile birlikte çocuk işgücü, kadın işgücü ile birlikte üretime çekildi. Neden çocuk ve kadın? Çünkü ucuz işgücü. Ve de çocuklar minik elleri ve bedenleri ile en küçük yerlerde, en girilmez deliklerde çalıştırılma avantajı sağlıyordu patronlara.

Mücadele reklamdı, çıraklık asıl film!

Günümüzde çocuklar en çok tarımda, sokakta ve sanayide çalışıyor. Türkiye’deki çocuk işçi sayısı 2 milyona yaklaşmış durumda. Hemen hepsi kayıt dışı ve sigortasız. Son 5 yılda 260 çocuk iş cinayetinde yaşamını yitirdi.

Çocuk işçilikle mücadele bayrağı çekildiği söylenen Türkiye’de çocuk işçiliğin yasal adı olan çıraklık işletiliyor, hatta aday çıraklık ile çalışma yaşı yasal olarak 9’a düşürülmeye çalışılıyor. Görüldüğü üzere çocuk işçilik engellenmiyor, yasallaştırılıyor! Meslek lisesi öğrencileri staj adı altında bu sömürü çarkının içinde. Kayıt dışı çalıştırılan çocukların tespiti ve eğitim hayatlarına devam etmelerini sağlayacak bir yaklaşım ortada yok.

Türkiye’de göçmen nüfus her geçen gün artıyor. Ortadoğu’daki savaş ve Afrika ülkelerindeki yoksulluk göç oranını yükseltiyor. Türkiye’de yaşayan göçmen nüfusun çocukları ise kötünün de kötüsü koşullarda işlerde çalıştırılıyor.

DİSK-AR’ın verilerine göre;

-Okula gitmeyen çocuklar için haftalık çalışma süresi 54 saat

-Çocukların % 3,4’ü yaralanmış ya da sakatlanmıştır

-Çocukların üçte birine işyerinde yemek verilmiyor

-Yarısından çoğu 400 TL altında ücret ile çalıştırılıyor

Çıraklık, ilk organize olmuş mesleki eğitim olarak tanımlanmaktadır. Çıraklık eğitimi ile bireyde hem iş hem de yaşadığı toplum için gerekli olan davranışların kazandırılması hedeflenilmiştir. Böylece nitelikli işgücü ihtiyacı karşılanırken din ile yoğrulmuş, düşünmeyen, sorgulamayan toplumun tohumları atılıyor.

Çocuk işçiliğe karşı Iqbal Masih’in bayrağını yükseltelim!

Kendisi Pakistanlı bir çocuk işçi olan ve kısacık ömrünü çocuk işçiliğe karşı mücadeleye adayan Iqbal Masih’in yaşam öyküsü tüm çocuk işçilere yol göstericidir. Çocuk sömürüsünün son bulması için çocuk işçiliği kâr etmenin bir yolu olarak gören kapitalist düzene, patronları her türlü yasalarla koruyan sermaye devletine ve yalanlarla sömürünün üstünü örtmeye çalışan sermaye sözcüsü hükümete karşı örgütlü mücadele vermeliyiz.

Z. İnanç

 

 

 

 

Şubat’ta 123 iş cinayeti yaşandı

 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Şubat ayında en az 123 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini belirtti.

Şubat ayında meslek hastalığı nedeniyle gerçekleşen iş cinayeti tespit edemediklerini belirten İSİG Meclisi, ILO ve WHO verilerine göre 1 “iş kazası sonucu ölüm” karşılığında yaklaşık 6 “meslek hastalığı sonucu ölüm” yaşandığını hatırlatarak, bu durumda Türkiye’de Şubat ayında 700’ün üzerinde işçinin meslek hastalıklarından dolayı ölmüş olabileceğini ifade etti.

Meclisin raporuna göre, Şubat ayında yaşanan iş cinayetlerine ilişkin bilgiler şöyle:

* 123 emekçinin 102’si ücretli (işçi ve memur), 21’i kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor...

* Ölenlerin 11’i kadın, 112’si erkek. Görülmeyen kadın emeği ve gizlenen kadın işçi ölümlerini değerlendirdiğimizde, bu ay kadın işçi ölüm oranı genelde tespit edebildiğimizin üzerinde...

* 15-16 ve 17 yaşında olan 3 çocuk çalışırken can verdi. Ölen çocukların 3’ü de tarım emekçisi. Yılın ilk iki ayını değerlendirdiğimizde çocuk işçi ölümlerinde geçen seneye göre artış söz konusu...

* Savaş nedeniyle yurtlarından gelen 2’si Suriyeli ve 1’i Iraklı toplam 3 mülteci/göçmen işçi yaşamını yitirdi.

* Ölümler en çok inşaat, tarım, taşımacılık, metal ve ticaret / büro işkollarında gerçekleşti. Diğer yandan OHAL sonrası için yaptığımız sanayi işçilerinin iş cinayetlerindeki oransal artış sürüyor. Sadece metal değil, madencilik, tekstil ve enerji işkollarına da dikkat çekelim.

* En fazla ölüm nedeni trafik/servis kazası, ezilme/göçük ve yüksekten düşme. Bu ay kalp krizi / beyin kanaması kaynaklı ölümlerde de ciddi oransal bir artış söz konusu. Genel süreci değerlendirdiğimizde Kocaeli’ndeki ücretliler içinde kalp krizi / beyin kanaması sonucu ölümleri vurgulayalım...

* En çok iş cinayeti Kocaeli, İstanbul, Hatay, Aydın, Denizli, Mersin, Samsun, Antalya, İzmir ve Zonguldak’ta yaşandı...

* Ölenlerin 5’i (yüzde 4) sendikalı işçi, 118 işçi ise (yüzde 96) sendikasız. Sendikalı işçiler madencilik, metal, enerji, taşımacılık ve belediye işkollarında çalışıyorlardı.

 

 

 

 

Trakya’da Metal İşçileri Bülteni dağıtımları

 

Çorlu ve Kapaklı’da Metal İşçileri Bülteni’nin “MİB’li ol! Komiteni Kur! Kazanmanın yolunu aç!” kapaklı son sayısı metal işçilerine ulaştırıldı.

08.00-16.00 ve 16.00-00.00 vardiyalarının servis duraklarında B/S/H/, Arçelik, HEMA, SİO ve EGO işçilerine dağıtım gerçekleştirildi.

Dağıtımlar esnasında örgütlü, örgütsüz işçilerle sözleşme ve fabrikalardaki durumlar üzerinde sohbetler gerçekleştirildi. Dağıtımlar esnasında işçiler, MİB’li olmaya, birliklerini güçlendirmeye çağrıldı.

Yüzlerce bültenin metal işçilerine ulaştırıldığı dağıtımlarda sözleşme sonrasında işçilerin bültene karşı oldukça ilgili olduğu dikkat çekti.



 
§