10 Mayıs 2019
Sayı: KB 2019/19

Seçim sisteminin iflası!
İstanbul seçimleri ve devrimci sınıf tutumu
ABD’nin Patriot’ları, Rusya’nın S-400’leri ve Türkiye’nin çıkmazı
Güler yüzlü kapitalizm mi, sömürünün olmadığı sosyalizm mi?
Kayseri 1 Mayıs’ı ve ötesi
Sendikal bürokrasi kaleyi içeriden çökertme peşinde!
Krizin etkileri, taleplerimiz ve emeğin korunması mücadelesinin önemi
Birleşik Metal-İş İstanbul 1 No’lu Şube Genel Kurulu üzerine
Esenyurt’ta işçilerle kurultay hazırlık anketleri
Greif Direnişi ve Metal Fırtına deneyimleri üzerine
ABD’nin Venezuela’da rejim değişikliği operasyonu
Filistin halkının direnişi “Asrın Anlaşması”nı bozguna uğratacaktır!
1 Mayıs aynasında Sarı Yelekliler
Stalingrad’dan Berlin’e Kızıl Ordu’nun faşizme karşı zaferi
Ailenin bütünlüğü, sömürü düzeninin devamı
Kapitalizmin güncel resmi: Soma Katliamı
15 Mayıs Kürt Dil Bayramı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kapitalizmin güncel resmi: Soma Katliamı

 

13 Mayıs 2014 yılında son dönemlerin en büyük işçi katliamı gerçekleşti Soma’da. Resmi rakamlara göre 301 işçinin can verdiği maden katliamı, kapitalizmin işleyişinin kanlı bir tablosuydu adeta.

Katliam sonrasında göstermelik mahkemelerin en üst düzey sanığı, Soma Kömür İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan idi. Geçtiğimiz ay, aldığı 15 yıllık cezanın yattığı süreye denk gelmesi nedeniyle tahliye edildi. Yetmediği gibi bir de hediye verildi kendisine. Gürkan tahliye edilmekle kalmadı, tekrar maden işletebilme yetkisine de kavuştu.

Katliamda yaşamını yitiren ailelerin avukatı Selçuk Kozağaçlı, “Türkiye’de bu kadar zengin olup da bu kadar süre hapiste kalan kimse yoktur” demişti. Şu anda Kozağaçlı tutuklu, Can Gürkan ise serbest. Can Gürkan’ın bu kadar süre bile hapis yatması katliamın büyüklüğü, kamuoyunun tepkisi, cemaatlerinden devletine iktidar güçlerinin ailelere yaptığı davadan vazgeçme baskısına rağmen vazgeçmeyen ailelerin tepkisi nedeniyledir. Can Gürkan, bir dava gününde, “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner” demişti. Biliyor ki bu sistemin adaleti, hükümeti kendinden yana.

Can Gürkan Soma Kömür İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı olarak katliamın sorumlularından yalnızca biridir. Katliamın arkasında Soma Holding, sermaye devleti ve dolaysız biçimde AKP iktidarı bulunmaktadır. Dönemin Çalışma Bakanı bu ocağı örnek göstermişti. Dönemin başbakanı Erdoğan ise katliamı “fıtrat-kader” diye açıklamıştı. Soma halkı bu sözler karşısında tepki göstermişti. Başbakanlık müşaviri Yusuf Yerkel yere düşen bir maden işçisine tekme atmıştı.

AKP iktidarı döneminde Soma’da tarım bitirilmiş, Soma halkı madende çalışmaya zorunlu bırakılmıştı. Soma maden ocağı özelleştirilmiş, kömür alımı garantisi verilmiş, 2012 yılında üretim fazlası %47, 2013’te %53’e çıkarmıştı. İktidara yakın sermayedarlar taşeronluk köleliği ile işçileri daha fazla sömürerek zenginleştiler. Katliamdan önce bakanlık adına teftiş yapılmış, tutanak düzenlenmişti. Yaklaşık iki ay sonra katliam gerçekleşti. Var olan tutanak bile Soma Holding ve AKP iktidarının işbirliğini göstermektedir.

Soma Katliamı’nın temel nedenlerinden biri taşeron köleliğidir. AKP iktidarı döneminde taşeron köleliği artmaktadır. Kuralsız çalışma, ucuz işçilik, hiçe sayılan işçi sağlığı ve güvenliği taşeron köleliğinin tanımıdır. Soma’da yaşanan da buna tekabül etmektedir. İşçiler Soma madenlerinde işe alımlarda tarımdaki gibi “dayıbaşı” dedikleri taşeronların olduğunu mahkemelerde anlattılar. Taşeronlar kendileri de çalışıyor gibi görünen ve çıkan kömür üzerinden prim alan, kapitalistlerin madendeki yüzü, maşası, “Hadi, hadi” diyerek işçilere baskı yapanlardır. Maden-İş Sendikası yöneticileri de patronlardan, taşeronlardan farklı değil.

Soma Katliam’ının ardından göstermelik yargılamalar ve cezalar verildi. Bir gecede işsiz kalan 2.831 madenci tazminatlarını alamadı. Soma madenlerinde kölelik devam ediyor.

Kapitalistler yüzlerce işçinin can güvenliği yerine hep daha fazla kâr etmeyi önemserler. Özelleştirme ve taşeron köleliği kapitalizmin özetidir. Güncel resmi ise Soma Katliamıdır.

 

 

 

 

Nisan ayında en az 145 iş cinayeti yaşandı

 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 2019 Nisan ayında yaşanan iş cinayetlerine ilişkin hazırladığı raporu yayımladı. Rapora göre geçtiğimiz ay en az 145 işçi çalışırken yaşamını yitirdi.

Direnişlerinin 63. gününde olan Kale Kayış işçilerinin selamlanmasıyla başlayan raporda; Nisan ayında 145 iş cinayeti: 2’si çocuk, 7’si kadın ve 10’u göçmen...

Yüzde 76’sını ulusal ve yerel basından; yüzde 24’ünü ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve sendikalardan öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla Nisan ayında en az 145 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi...” denildi.

Raporda meslek hastalığı nedeniyle gerçekleşen iki iş cinayeti olduğu, ancak ILO ve WHO verilerine göre 1 “iş kazası sonucu ölüm” karşılığında yaklaşık 6 “meslek hastalığı sonucu ölüm” olduğu hatırlatıldı.

4 ayda 545 iş cinayeti

Diğer yandan Şubat ve Mart aylarına ilişkin ellerine yeni ulaşan iş cinayeti haberleri olduğu; buna göre Ocak ayında en az 159, Şubat ayında en az 127, Mart ayında en az 114 işçi ve Nisan ayında en az 145 işçi olmak üzere; 2019 yılının ilk dört ayında en az 545 işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiği belirtildi.

Raporda açıklanan diğer veriler ise şu şekilde:

• 145 emekçinin 129’u ücretli (işçi ve memur), 16’sı kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor...

• Ölenlerin 7’si kadın işçi, 138’i erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım, tekstil, eğitim ve sağlık işkollarında gerçekleşti…

• İki çocuk işçi can verdi. Çocuk işçi cinayetlerinin tarım işkolunda gerçekleşti…

• 10 mülteci/göçmen işçi yaşamını yitirdi. Mülteci/göçmen işçilerin 5’i Suriyeli, 2’si Afganistanlı, 1’i Çek, 1’i Gürcistanlı ve 1’i Özbekistanlı...

• Ölümler en çok inşaat, tarım, taşımacılık, ticaret/büro, metal, belediye/genel işler, konaklama/eğlence, madencilik, tekstil ve sağlık işkollarında gerçekleşti. Bu ay tarımda ölenlerin en az yüzde 46’sı ücretli. Yüzde 54’ünü oluşturan çiftçi ölümlerinin ise bir kısmının başkasının tarlasını işleme ya da çobanlık vasıtasıyla ücretli olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizmekle beraber net olarak bir oran veremiyoruz...

• En fazla ölüm nedeni trafik/servis kazası, ezilme/göçük, yüksekten düşme ve kalp krizi...

• Nisan’da Türkiye’nin 48 şehrinde ve yurtdışında beş ülkede iş cinayeti gerçekleştiğini tespit ettik. En çok iş cinayeti Antalya, Bursa, İzmir, İstanbul, Gaziantep, Ankara, Manisa, Sakarya, Kocaeli, Konya, Şanlıurfa ve Tekirdağ’da yaşandı...

• Ölenlerin 2’si (yüzde 1,37) sendikalı işçi, 143 işçi ise (yüzde 98,63) sendikasız.