3 Ocak 2020
Sayı: KB 2020/01

Yeni yılda mücadeleye hazır olmalıyız!
Sarayın boş hayalleri, Libya’nın kaliteli petrol kuyuları 
Saray rejiminin Kanal İstanbul’u… Beka sorunu, talan, küstahlık!
Kanal İstanbul’u kim ister?
Ekonomide pembe hayaller ve gerçekler
Sermayeye kölelik çarkı kırılmalıdır!
OHAL Komisyonu’nun oyalama taktiğine karşı fiili-meşru mücadele!
Kriz bahane, kâr şahane!
EATON direnişi deneyimi
Birleşelim, kazanalım!
Tarihsel dönem ve devrimci parti - 2
2019’da kadın mücadelesi ve gösterdikleri
Kimya sektöründe kadın işçiler
Geride kalan yıl içinde üniversiteler
Dünyada 2019: Kitle hareketleri ve halk isyanları yılı
İdlib operasyonu ve Suriye savaşı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Ekonomide pembe hayaller ve gerçekler

 

Erdoğan ve AKP’si işçi ve emekçileri pembe hayallerle kandırmaya, başarı tabloları çizmeye devam ediyorlar. Krizin geride kaldığından, ekonomik büyümeden, istihdam artışından dem vurmaktan vazgeçmiyorlar. Oysa kitlelere yutturmak istedikleri bu pembe tablonun Türkiye gerçekliğiyle hiçbir ilgisi yok.

Erdoğan, AKP’nin 17 yılda 9 milyon yeni kişiye iş sağlayarak, istihdam rakamını 29 milyona yükselttiğinden bahsetmişti. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ise 2020 için hazırlanan Yeni Ekonomi Programı’ndaki hedefe göre, “2019 sonu itibarıyla artık yüzde 5’in üzerindeki büyümeyle ekonomide ve istihdamda çok daha iyi bir döneme hızla ilerliyoruz” demişti.

Fakat rakamlar, hem de devletin kendi kurumunun, TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) verileri başka şey söylüyor. TÜİK’e göre, AKP’nin iktidara geldiği 2002’de yıllık 21 milyon 354 bin olan istihdamdaki kişi sayısı, son yayınlanan temmuz istatistiklerinde 28 milyon 517 bin kişi oldu. Demek oluyor ki istihdam edilen kişi sayısı 7 milyon 200 bin kişi arttı. Aynı süre zarfında çalışabilecek yaştaki nüfus sayısı ise 13,5 milyon arttı. Yani bu nüfusun yarısına iş yaratılamadı.

Büyüme hikayesini ise, konunun uzmanları öncelikle bütçe dengeleri ve ikinci olarak da banka kredilerindeki artışın gerçekleşmesi açısından “imkânsız” diye niteliyorlar. Büyüme rekorları kırmakla övünen AKP için bu konu “çok önemli.” Oysa krediler sayesinde ve tüketime dayalı büyümeyle dönen çark, krizle birlikte tekliyor. AKP kadroları öncelikli çözüm bekleyen sorunların ekonomiyle ve adalet sistemiyle ilgili olduğunu dile getiriyorlar. AKP olası bir erken seçim için kendi parti tabanına yönelik yaptığı çalışmalarda ekonomik büyümeyi öne çıkarmakta, “Ekonominin mutlaka canlandırılması” gerektiğini belirtmektedir. Kamu bankaları eliyle tüketimde belli bir canlılık sağlamayı ve bu sayede de yatırım çekmeyi umuyorlar. Ancak hayat pahalılığının artığı, ücretlerin eridiği koşullarda tüketimdeki zayıflık bekledikleri büyümeyi de engelliyor. Tüketim giderlerinin ise Türkiye ekonomisinin en önemli desteği olduğu belirtilmektedir.

2019’un Temmuz-Eylül aylarını kapsayan üçüncü çeyreğinde GSYH’da %1,1 büyüme beklenirken, geçen yılın aynı çeyreğine göre ancak %0,9 artış yaşandı. Bu tablonun AKP’nin istediği yönde değişeceğine dair emareler de ortada yok. Düzen siyasetinin “istikrasız” hali, ABD yaptırımları, Suriye ve şimdi de Libya üzerinden girilen savaş bataklığı, 2020’nin Türkiye için hiç de çizilen pembe tablolara uygun geçmeyeceğini gösteriyor.

Gerçek tabloda, işsiz sayısında bir yılda yaşanan artış 55 ilin nüfusunu geçmiştir. İstihdam edilen sayısı giderek düşmekte, cari işlemler dengesizliği devam etmektedir. Pembe tablolar çizilen, sahte başarı hikayeleri ve büyüme hayalleri anlatılan işçilere reva görülen asgari ücretin hali ortadadır. Oysa aynı tabloda sermaye sınıfına teşvikler devam etmekte, türlü kolaylıklar sağlanmaktadır. Saraydaki lüks yaşam devam etmekte, savaşa, dinsel gericiliğe devasa bütçeler ayrılmaktadır. Sermaye ve Erdoğan AKP’si, işçi ve emekçileri iliklerine kadar sömürme konusunda tüm hızla yola devam etmektedirler.

Bu tabloyu değiştirecek olan ise işçi ve emekçilerin örgütlü birliklerini yaratmaları ve sınıf mücadelesini büyütmeleridir. İşçi ve emekçi kitleler üretimden gelen gücün farkına vararak, sömürüye, yoksulluğa, işsizliğe dur diyebilmelidirler.

 

 

 

 

2019’da halkın enflasyonu yüzde 42,6!

 

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonun Ar-Ge birimi KAMUAR’ın hesaplamalarına göre, Aralık ayında temel gıda ürünlerinin fiyatları, Kasım ayına kıyasla yüzde 4,6 arttı. Bir önceki yılın Aralık ayına kıyasla artış ise yüzde 42,6 oldu. 12 aylık ortalama fiyatlar üzerinden kaydedilen artış da yüzde 49,2 oldu.

Yoksulları daha çok etkiliyor

Türkiye’nin en zengin yüzde 20’lik kesimi ile en yoksul yüzde 20’sinin harcamalarından gıdaya ayırdığı payların farklılıklarına değinilen araştırmada, “Dolayısıyla gıda fiyatlarında yaşanan artış ve azalışlar, harcamalarının büyük bölümünü gıdaya ayırmak zorunda bulunan yoksulların enflasyonunu zenginlere göre çok daha fazla etkiliyor” ifadeleri kullanıldı.

Araştırmada, temel gıda ürünlerinin fiyatlarındaki aylık, yıllık ve 12 aylık ortalama fiyatlardaki değişimler şöyle açıklandı:

-Aralıkta süt ve süt ürünleri ile yumurta harcamaları peynir fiyatlarında yumurta fiyatlarına bağlı olarak yüzde 17,6 oranında artarken, katı ve sıvı yağ fiyatlarında ise yüzde1,8 oranında azalış gözlendi. Meyve harcamalarının yüzde 5,3 oranında arttığı aralık ayında sebze harcamalarında ise bir önceki aya göre yüzde 5,5 oranında yükseliş gözlendi. Bakliyat fiyatları yüzde 6,9 oranında artarken, salça, zeytin, bal, çay tuz ve benzeri gıda maddelerinden oluşan diğer gıda fiyatlarında yüzde 0,5 oranında artış oldu.

-2019 yılında ekmek, un, bulgur, makarna ve benzerlerinin fiyatlarında yüzde 10,5, et-balık fiyatlarında 8,6, süt ve süt ürünleri ile yumurta fiyatlarında yüzde 58 oranında artış yaşandı. Bir yıl öncesine göre göre katı ve sıvı yağ fiyatları yüzde 15 oranında arttı. Meyve fiyatları yüzde 79,1 oranında, sebze fiyatları ise yüzde 74,6 oranında artış gösterdi. Bakliyat fiyatları yüzde 26,5 diğer gıda fiyatları ise yüzde 40,8 oranında arttı.

-Yıllık ortalamalara göre ekmek, un, bulgur, makarna fiyatları yüzde 21,3, et ve balık fiyatları yüzde 14,5, süt, süt ürünleri ve yumurta fiyatları yüzde 41,2, yağ fiyatları yüzde 19,1, meyve fiyatları yüzde 94,4, sebze fiyatları yüzde 134,7, bakliyat fiyatları yüzde 21,3, diğer gıda maddelerinin fiyatları da yüzde 31,7 oranında artış kaydetti.