21 Şubat 2020
Sayı: KB 2020/08

Gerici-faşist iktidarın İdlib histerisi…
AKP-saray rejimin “FETÖ ayakları”
AKP kurucusundan “Siyasal İslam çöktü” itirafı
İşsizlik de artıyor intiharlar da
DİSK 16. Genel Kurulu’nun ardından…
DİSK 16. Olağan Genel Kurulu’na dair...
Tekstil sektöründe Suriyeli işçiler…
Trelleborg işçisi yaşanılan sürece nasıl bakmalı?
Metal işçileri “sendika biziz” demeliler!
Her süreç metal işçileri adına derstir!
Geçmişten geleceğe… / 1 - DİSK’e giden yol
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü…
8 Mart’ta alanlara!
MEB ve dinci gericilik
Münih Güvenlik Konferansı’nın ardından…
Şişeden çıkan cin ve Ramelov’un formülleri
İsviçre’de “ev içi şiddet” ve toplumsal kimliğin inşası
Fransa’da “yabancı” sayısı artarken işe alımda ayrımcılık
Dinlenmesi “mümkün olmayan” kriptolu cihazlar nasıl dinlendi?
Oscar ödüllerinin ardından…
Uluslararası Otomotiv İşçileri 2. Konferansı’na doğru…
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Özgürlük, eşitlik, insanca bir yaşam için mücadeleye!

8 Mart’ta alanlara!

 

Baskı ve sömürü çarklarında öğütülmeye çalışılanların yarısını biz işçi ve emekçi kadınlar oluşturuyoruz. Ama bu düzende bizim payımıza baskının da sömürünün de en katmerlisi düşüyor. Yanı sıra kriz, savaş, saldırganlık, gericilik vb., 17 yıllık AKP döneminde yepyeni boyutlar kazanmış bulunuyor. Koyu bir karanlığın, boğucu bir kuşatmanın cenderesinde bir yaşam dayatılıyor bizlere.

Ücretlerimiz, düşük ücretin de düşüğü olarak belirleniyor. Çalışma yaşamında karşılaştığımız mobbing, aşağılanma, şiddet her geçen yıl daha da boyutlanıyor. Kriz nedeniyle ilk olarak işini kaybedenler, kapı önüne konulanlar bizler oluyoruz. Eğer çalışıyorsak, her an işten atılma korkusuyla yaşıyoruz.

Krizin derinleşmesi, birbirini izleyen zamlar en çok biz emekçi kadınları vuruyor. En temel insani ihtiyaçlarımızı karşılayamaz hale geliyoruz.

Bu kadarla da sınırlı değil biz kadınların yaşadıkları. Şiddet ve gericilik sarmalında bir yaşama mahkûm edilmeye çalışılıyoruz. Bizleri insanca yaşam koşullarından mahrum bırakan bu düzende yaşama hakkımız da ciddi saldırılarla yüzyüze. Taciz, tecavüz, şiddet, tırmandırılan gerici zihniyet ile olağanlaştırılıyor. Devlet yetkilileri ve sözde din adamlarının yaptıkları açıklamalarla kadın düşmanlığı tırmandırılıyor. Bunların sonucu olarak kadın cinayetleri akıl almaz boyutlar kazanmış bulunuyor. 2019 yılında 474, 2020 Ocak ayında ise 27 kadın katledildi.

İşçi ve emekçi kadınlar olarak, her geçen gün daha da derinleşen bu çifte baskı ve sömürüye, tırmandırılan gerici söylemlere ve şiddete karşı durmalı, bize dayatılan karanlığı reddetmeli, örgütlenmeli ve mücadelede yerimizi almalıyız.

8 Mart’tan öğrenerek baskıya, sömürüye ve şiddete karşı mücadeleyi büyütelim!

Kadın dokuma işçilerinin mücadeleleri ile tarihe kazınan ve kadın işçilerin hak arama mücadelelerine yol gösteren 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaklaşıyor. 

8 Mart, çalışma saatlerinin düşürülmesi, oy hakkı, eşit işe eşit ücret talepleriyle fabrikalardan meydanlara akan kadın işçilerin mücadelesini, özgürlük ve eşitlik arayışını simgelemektedir. 8 Mart, kadınlara dayatılan çifte sömürüye ve ezilmişliği karşı, ücretli kölelik düzenine karşı örgütlenme ve mücadele çağrısıdır.

2020 8 Mart’ında mücadele alanlarına çıkarak bu çağrıya yanıt vermeliyiz. 8 Mart’ın resmî tatil olması, eşit işe eşit ücret, kreş hakkı, kadına yönelik şiddete karşı önlemler alınması, toplumsal yaşamın her alanında eşitlik vb. taleplerle fabrikalarımızdan, işyerlerimizden başlayarak örgütlenmeliyiz. 8 Mart, özgür, eşit ve insanca bir yaşam için bu baskı ve sömürü düzenine karşı taleplerimizi haykırdığımız, mücadeleyi büyüttüğümüz bir gün olmalıdır.

İşçi Emekçi Kadın Komisyonları

 

 

 

 

 

8 Mart Platformu Kadıköy’de

 

8 Mart Platformu, “8 Mart’ta buluşuyoruz” şiarıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı yaptı. Toplantıda platformun 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Kadıköy’de miting düzenleyeceği belirtildi.

Toplantıda ilk sözü alan Şenay Kumuz, 8 Mart’ta valilik ya da kaymakamlık talimatıyla son 5 yılda olduğu gibi herkesten izole edilen yerlerde miting yapmak yerine bu yıl Kadıköy’de olacaklarını ifade etti.

Toplantıda basın metnini Sevda Erkılınç okudu. 8 Mart’ta isyanda olacaklarını vurgulayan Erkılınç devamında şunları söyledi:

“Siyasal iktidar eliyle kadınları şiddetten koruyan 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi devlet mekanizmalarınca uygulanmıyor. Mahkemeler, erkeklik indirimleriyle failleri cezasız bırakıyor. Kadınlar en çok yakınları tarafından ve evlerinin içinde öldürülürken iktidar, hala kadınları eve kapatan aile politikaları uyguluyor. Aynı iktidar Ensar Vakıfı’nın hesabını vermek yerine, çocukları cinsel istismara maruz bırakılırken sözde mağdur aileler masalıyla cinsel istismara af yasasını tartışmaya açıyor; kadınlar boşanmak istedikleri için öldürülürken sözde mağdur erkekler masalıyla kadınların nafaka hakkını gasp etmeye çalışıyor. Diyanet fetvalarıyla cinsel istismarı ve kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran iktidar, kadınların hayatlarını dini normlarla belirlemeye kalkışıyor.”

 

 

 

 

 

Nadira Kadirova dosyası kapatılıyor

 

 Adli Tıp Kurumu Özbekistan’lı Nadira Kadirova’nın ölümüne ilişkin savcılığa gönderdiği raporda, ölme nedeninin “intihar” olduğu yönünde tespitlere yer verdi. Bunun üzerine savcılığın “takipsizlik kararını yazmaya başladığı” öğrenildi.

Kadın cinayetleri davalarında faile “iyi hal” “tahrik” vb. gerekçelerle genellikle indirimli cezalar veriliyor. Şayet kadın intihar ettiyse bu durum dava konusu bile olmuyor.

23 Eylül 2019’da şüpheli bir şekilde AKP’li Şirin Ünal’ın evinde ölü bulunan Nadira Kadirova’nın ölümünün üzerinden henüz iki gün geçmişken, Ankara Emniyeti “intihar” yönünde açıklamalar yapmıştı. Kadirova’nın patronu Şirin Ünal ise Ankara Başsavcılığı’na verdiği ifade de “olayın intihar olduğunu” söylemişti.

Kadirova’nın İstanbul’da yaşayan Özbek arkadaşı Şirin Ünal’ın Kadirova’yı taciz ettiğine yönelik iddialarda bulundu. Savcılık Kadirova’nın kesin ölüm sebebinin açığa çıkması için Adli Tıp Kurumu’ndan rapor istedi.

Adli Tıp, olayın üzerinden 5 ay geçmesinin ardından Kadirova’nın ölümüne ilişkin raporunu geçen hafta tamamlayarak, savcılığa gönderdi. Kadirova’nın “bitişik atış yapmak suretiyle göğüs bölgesinin 5-6 santimetre üzerine isabet eden mermi neticesi öldüğünün”, dolayısıyla “olayın intihar olduğunun değerlendirildiği” bilgisine yer verildi.

Kadirova şayet intihar ettiyse bunun nedenlerini soruşturma gereği bile duyulmadan dosya kapatılmak isteniyor. Oysa ki bir çok kadın yaşadığı şiddet, taciz ve tecavüz gibi saldırıların yarattığı çok yönlü etkiyle intihara sürüklenebiliyor.