İçindekiler:

8 Ağustos 2021
Sayı: KB 2021/Özel-28

Çevresel yıkıma karşı mücadeleye!
Esas felaket yangınlar mı?
AKP’nin “mülteci seviciliği”
İktidarın “anti-emperyalistliği”
Irkçı katliam protesto edildi
Gelin canlar bir olalım...
Gerçekleri yazmaktan vazgeçmeyeceğiz
Ankara yürüyüşü saldırılara rağmen sürüyor
Yasal haklarımız ve daha fazlası için...
Burjuva devrimleri, cumhuriyet ve “piyasa” / 2 - H. Fırat
Reşat Fuat Baraner: Yarım yüzyıllık devrimci yaşam!
İran’da işçi sınıfı ve emekçi kitleler ayakta!
Afganistan: Emperyalist işgalin 40. yılı
Tokyo Olimpiyatları üzerine
İklim değişikliği ve yaklaşan “felaket”
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Özgür Basın Emekçileri:

Gerçekleri yazmaktan vazgeçmeyeceğiz

 

Konya’daki ırkçı katliama karşı İstanbul Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla 31 Temmuz’da Beyoğlu’nda yapılan eyleme polis ve faşist çeteler saldırmıştı. Eylemi takip eden gazeteciler de önce polislerce hedef gösterilerek faşist çetelerin saldırısına uğramış, ardından da gözaltına alınmıştı.

“Özgür Basın Emekçileri” 4 Ağustos günü İnsan Hakları Derneği’nde gerçekleştirdiği basın toplantısıyla bu saldırıları kınayarak “Gerçekleri yazmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.

“Bu saldırılar sistematik, devletin bir politikası”

İlk sözü alan Mezopotamya Ajansı muhabiri Enes Sezgin, yaşadığı saldırıyı anlatarak “Faşist grup planlı olarak hem eyleme katılanlara hem de basına saldırdı. Sivil polislerin doğrudan hedef göstermesi ile linç girişimi oldu. Saldırının ardından haber yazmak için oturduğum parkta 20-30 kişilik polisin saldırısına uğradım” dedi. Sezgin, Kasımpaşa Karakolu’na götürüldüğünü ve burada gördüğü işkenceyi anlatarak şunları belirtti:

“Irkçı söylemlerle darp edildik. Polis amirden emir aldığını söyledi peki amir emri kimden alıyor? Bu sistematik saldırılar devletin bir politikası haline gelmiştir. Ancak onlar vurdukça biz güçleneceğiz, onlar vurdukça gerçekleri yazmaktan geri durmayacağız.”

İşkence ve kötü muamele sürecine dair Av. Sercan Korkmaz söz alarak “İşkencenin sistematik ve olağan hale geldiğinin bir başka örneği yaşandı. Hukuki süreç başladı ve takipçisi olacağız” dedi.

“Gerçek halka ulaşmasın istiyorlar”

HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu söz aldı ve şunları ifade etti:

“Baskıcı bütün rejimler ise önce basını kontrol altına almaya çalışmakla başlar. Çünkü basının görevi gerçeğin bilgisini halka ulaştırmaktır. AKP, basını kontrol altına almak için 2 yol kullandı. İlki ana akım medyanın satın alınması oldu. İkincisi halkın doğrudan bilgi kaynağı olan özgür basının kontrol altına alınmaya çalışılması oldu. Genelge ve yasalarla özgür basın kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Tüm yasal engellemelere rağmen kontrol altına alamadıkları özgür basını baskı ve zorla karşı karşıya bırakıyorlar. Gerçeğin bilgisi halka ulaşmasın istiyorlar. Ülke baştan sona iktidarın bilinçli bilinçsiz tercihleri sonucu yanıyor. Görüntülerin halka ulaşması engelleniyor. Ana akım medya ne kadar satın alınırsa alınsın özgür basın gerçeği halka anlatmaya devam ediyor.”

“Gazeteciliğin kriminalize edilmesine izin vermeyeceğiz”

Ardından “Özgür Basın Emekçileri” adına basın metnini okuyan sendika.org muhabiri Ceylan Bulut yaşanan saldırıyı anlatarak şunları ifade etti:

“Mezopotamya Ajansı muhabiri Enes Sezgin, Yeni Yaşam Gazetesi çalışanı Rojin Altay, Sendikaorg muhabirleri Derya Saadet ve Ceylan Bulut, Özgür Gelecek muhabiri Taylan Öztaş, ANF muhabiri Zeynep Kuray, Gazete Fersude muhabiri Hayri Tunç da haber takibi sırasında saldırıya uğradı. Bu saldırı sırasında gazeteciler Bulut, Saadet, Sezgin ve Öztaş ağır şekilde darp edildi, yaralandı.”

Bulut “Meslektaşlarımız hem şiddet gördü hem de haksızca yargılandı. Meslektaşlarımız hastane sonrasında gözaltı aracında işkence, şiddetin yanı sıra insanlık onuruna yakışmayacak ağır hakaret ve küfürlere de maruz kaldı. Bizler gazeteciler olarak meslektaşlarımızın yaşadığı polis şiddetini, işkenceyi asla ve asla kabul etmiyoruz” dedi.

Gazetecileri susturmak ve sahada yaşanan hak ihlallerini kamuoyuna duyurmamak için devlet güçlerinin tüm baskı aygıtlarını kullandığını; şiddet, işkence, gözaltı ve tutuklama saldırılarının sürdüğünü belirten Bulut, şöyle devam etti: 

“38 basın emekçisi gazetecilik yaptıkları için tutuklu. Üzerimizde Demoklesin kılıcı gibi sallanan yargıya bir kez daha sesleniyoruz, tutuklu meslektaşlarımız bir an önce serbest bırakılsın. Bizler gerçekleri yazmaya gerçekleri halka ulaştırmaya devam edeceğiz. Tüm baskı, tehdit, şiddet, gözaltı ve tutuklamalara rağmen bizler işimizin başında olacağız. Halkın haber alma hakkını sonuna kadar savunacak, gazeteciliğin kriminalize edilmesine izin vermeyeceğiz.”

Gazeteciler ırkçı saldırıyı protesto etti

Basın toplantısından önce gazeteciler Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nde açıklama yaparak, saldıranlar hakkında suç duyurusunda bulundu.

“Nefes alamıyoruz, gazetecilik boğulamaz” yazılı pankartın açıldığı eylemde Basın-İş adına yapılan konuşmada, sadece dayanışmak için değil saldırıya uğrayan gazeteciler için hak aramak için sık sık yan yana gelindiği belirtildi. 

HDP Milletvekili Musa Piroğlu da konuşmasında “Devlet güçleri uzunca bir süredir basını baskı altına almaya çalışıyor. İktidar bunun bir aygıtı, bir aracı olarak ulusal medya denen ana akım medyayı satın aldı ve kendine bağımlı hale getirdi. Düştüğü aciz durumu orman yangınlarında görmeye devam ediyoruz. Ülkenin bir yanı yanı ateş içindeyken, yandaş basın yangını görmezden gelmeye devam ediyor. Aynı şekilde ülkenin kendisi sefalete boğulurken de oluyor. İktidarın temel bir açmazı şu, medyanın bir kısmını satın alabilir, bir kısmını kendine bağlayabilir, ancak özgür basını susturamıyor” dedi.

Saldırganlara hâlâ işlem yapılmadı

Basın metnini saldırıya uğrayan gazetecilerden Derya Saadet okudu. Saadet maruz kaldıkları şiddet hakkında şunları söyledi:

“Bu süreçte olay yerindeki sivil polisler saldırganlara engel olmazken, gazeteciler yine meslektaşlarının yardımıyla saldırganların arasından kurtulabildi. Kasımpaşa’da saldırıya uğrayan ve daha sonra hastaneye giderek darp raporu alan Özgür Gelecek muhabiri Taylan Öztaş, oradan ters kelepçeli olarak çıkartıldı. Bir süre boyunca nerede olduğu öğrenilemeyen Enes Sezgin ise hastanede meslektaşları tarafından üstü başı yırtılmış bir halde gözaltı işlemi için sağlık kontrolüne getirildiğinde görüldü. Bu olayın üzerinden 4 gün geçti. Halen bu şiddeti uygulayan faşist saldırganlar hakkında bir işlem yapılmadı.” 

Saldırılar karşısında yılmayacaklarını vurgulayan Saadet “Tüm sorumlular yargılanana kadar sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi. Açıklamanın ardından suç duyurusunda bulunuldu.