İçindekiler:

14 Mayıs 2022
Sayı: KB 2022/18

Yaşasın işçilerin birliği halkların kardeşliği
Rezaletler ve riyakarlıklar serenomisi
Göçmenin ekonomi politiği
Düzen siyaseti ve İmamoğlu'nun otobüsü
"Güvenlik" harcamaları
Özelleştirmeler ve kağıt krizi
2022 1 Mayıs'ının ardından...
Sermayeye teşvik
Acarsoy işçileri röportajı
Katliamın 8. yılında madenciler anıldı
Gençlik hareketi ve partinin gençlik çalışması
Faşizmin yenilgisinin 77. yılı...
Almanya'da savaş ve silahlanmaya karşı kampanyalar
Sol Parti'de neler oluyor?
Sri Lanka'da emekçilerin direnişi
"68 gençlik hareketinin kolektif ruhu"
Çocuk işçi sömrüsü
İbrahim Kaypakkaya ölümsüzdür!
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

Düzen siyaseti ve İmamoğlu’nun otobüsü

 

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun düzenlediği Karadeniz gezisine kattığı bazı ‘gazeteci’ isimler, tartışmalara vesile oldu. Ertuğrul Özkök, Nagihan Alçı, Akif Beki gibi AKP-Saray rejimine hizmet eden kişilerin basına yansıyan bir fotoğrafta yer almaları farklı tepkilere neden oldu. İmamoğlu’nun eleştirilere verdiği tepki ise, soruna tuz-biber ekti.

Saray rejiminin medyadaki tetikçileriyle poz veren İmamoğlu, kendisine oy veren milyonlarca insanı hiçe sayan bu tutumunun eleştirilmesine ise, ‘tipik bir burjuva politikacısı olduğunu’ kanıtlayan bir tepki verdi. Eleştirilere, “Bu kardeşiniz için vız gelir tırıs gider. Hiç umurumda değil” yanıtı veren İmamoğlu, dinci-faşist saray rejiminin zihniyetiyle bir sorunu olmadığını, Alçı-Özkök-Beki (Beki son dönemde ‘muhalif’ oldu) üçlüsünü kucaklayarak göstermekle kalmadı, eleştirilere küstahça yanıt vererek gericilerle kucaklaşmaya devam edeceği mesajını da verdi.

Özür mü kabahat mi?

Eleştiriler karşısında sergilediği kibir geniş tepkilere neden olunca “özür” dilemek zorunda kalan İmamoğlu, bunu yaparken de, gericilerle ilişkilerinin devam edeceğini de dile getirdi.

Konuyla ilgili açıklamasında, “Ben çiftçi çocuğuyum. Benden kibir doğmaz. Bu yakıştırmaları yapan arkadaşlardan sadece ve sadece, dün bir konuşmada yaptığım ‘vız gelir, tırıs gider’ lafımdan dolayı özür diliyorum. Ama onun ötesinde yapılan bütün konuşmalarımın ve eylemlerimin arkasındayım…” ifadelerini kullanan İmamoğlu, sadece ve sadece ‘vız gelir, tırıs gider’ lafından dolayı özür diliyor. Yani İmamoğlu, biri “bütün zamanların en rezili” diye anılan, diğeri Fethullah Gülen cemaati militanlığından saray rejiminin en azgın tetikçiliğine terfi etmiş, öteki bir dönem AKP şefinin basın sözcülüğünü yapmış bu üçlü ile ‘iyi işler’ yaptığını iddia ediyor ve arkasında duruyor.

Düzen siyaseti/düzen gazeteciliği

Düzen siyasetinin şefleri her zaman otobüslerine ya da AKP şefi örneğinde olduğu gibi uçaklarına gazeteci doldururlar. Bu da burjuva siyasetçilerle burjuva medya/burjuva gazeteciler arasında kirli/girift ilişkiler kurulmasına zemin hazırlar. Bu zehirli iklimde kelimenin gerçek anlamında gazetecilik yapmak kolay değil elbet. Bu ancak gerçekten ideali, değerleri, ilkeleri olanların üstesinden gelebileceği bir iştir. Bundan dolayı burjuva medyada gerçek gazetecilere “nadiren” rastlanır. Bu konuda tutarlı bir duruş sergilemeye çalışanlar ise, sermaye iktidarının hedefinde olurlar.

Düzen gazetecilerinin çoğu, kim başta ise onun otobüsüne/uçağına atlarlar. Bu tiksinti verici tiplerin en kıdemli ve en pervasız temsilcilerinden biri Ertuğrul Özkök’tür. Düzen kurumlarının dünyasında ilke-değer-tutarlılık-haysiyet gibi meziyetlere yer olmadığı için, düzenin hizmetindeki gazeteciler bir otobüsten öbürüne seri şekilde geçiş yaparlar.

Burjuva siyasetçiler cephesinde de durum aynıdır. Onlar da işlerine yarayacağını, kendilerine iyi hizmet edeceklerini var saydıkları gazetecileri etraflarında toplamaya başlarlar. Bu hem düzenin siyasetinin hem düzen medyası gazeteciliğinin sefaletinin resmidir.

Bir de ‘kucak’ meselesi var

Burjuva gazeteciler düzen politikacılarının kucağına oturmaktan ‘kıvanç’ duyarlar. İşin iğrenç yanı çıkarları çatıştığında ya da etrafında durdukları düzen siyasetçileri arasında gerilim olduğunda birbirlerine de girerler. Saray rejiminde ise, beslemeler arasında çatışmalar birbirini izler. Zira böylesi rejimlerde ‘sarayın en iyi soytarısı benim’ rekabeti şiddetlenir. Yıllardan beri dinci-gerici saray beslemeleri arasında cereyan eden çatışmalar bu kepazeliğin ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor.

Bu son olayda da halen saray rejiminin çöplüğünü eşeleyenler, İmamoğlu’nun otobüsüne binenlere saldırdı. Tayyip Erdoğan’ın ‘kucağında’ oturanlar, diğerlerini İmamoğlu’nun ‘kucağına’ oturmakla itham ettiler. Düzen siyaseti ile düzen gazeteciliğinden yansıyan bu rezil tablo, dinci-faşist rejimden bıkan milyonlara “her şey güzel olacak” diye vaatlerde bulunan burjuva politikacısının çapını da gözler önüne seriyor.

 

 

 

 

 

Yargıtay Kaftancıoğlu’nun cezasını onadı

 

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun üç davadan aldığı cezalar Yargıtay tarafından onandı. Yargıtay’ın kararına göre, Kaftancıoğlu’nun 3 davadan aldığı ceza onanırken yargılandığı 2 dava ise düşürüldü. Kaftancıoğlu sosyal medya hesabında paylaştığı videoda şunları söyledi:

“Biz iktidardaki kötülüğü gönderinceye kadar, bu ülkede sadece Canan Kaftancıoğlu için değil 84 milyon için hukuku yeniden sağlayıncaya kadar çalışmaya devam edeceğiz. Asla ve asla umudunuzu kaybetmeyin. İktidardaki kötülüğü bizler umudu örgütleyerek göndereceğiz. İşte o zaman bu ülkede gerçek adalet, gerçek hukuk tesis edilmiş olacak.”

Karar İstanbul’da protesto edildi

Kaftancıoğlu’na 4 yıl 11 ay hapis cezası verilen ve siyasi yasak getiren Yargıtay kararı, CHP İstanbul İl Başkanlığı önünde yapılan eylemle protesto edildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yaptığı açıklamada Erdoğan’a şu şekilde seslendi:

“Sen ikiyüzlüsün, sen zorbasın, sen diktatörsün. Zulmün artık son buluyor. Zorbalığı, küstahlığı artık son buluyor. Yaklaşan gök gürültüsünü duyuyor musun? Bu insanlarımızın gürültüsüdür. Bu emeklilerimizin gürültüsüdür. Geleceğini çaldığın bu kızgın insanların sesini duyuyor musun? Özgürlüğü şarkısını söyleyenlerin sesini duyuyor musun?

Erdoğan biz görev aldığımızda sana rağmen her şeyin daha iyiye gideceğini, huzur ve sükûnetin bu ülkeye geleceğini biliyoruz. Bütün acımasızlıklar senin zayıflıklarından doğuyor. Sen zayıfsın, biz güçlüyüz. Sen sırça köşkte yaşayacaksın, biz omuz omuza yürüyeceğiz. Hiç endişe etmeyin, zalimin zulmü karşısında asla geri adım atmayacağız. Halka duyduğumuz sevgiyle yolumuza devam edeceğiz. Adalet bu ülkeye ya gelecek ya gelecek.”

Kılıçdaroğlu, 21 Mayıs’ta Bursa’da yapılması planlanan mitingin İstanbul’da yapılacağını duyurdu.

Karara tepki

İstanbul Tabip Odası, İzmir Barosu, Türk Tabipleri Birliği, Gezi Davası'nın tutuklu kadınları, HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, HDP’li Sezai Temelli, İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin’in yanı sıra SOL Parti, EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, TKP, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Halkevleri de sosyal medya hesaplarından yaptıkları paylaşımla Kaftancıoğlu kararına tepki gösterdi.