İçindekiler:

1 Ekim 2023
Sayı: KB 2023/16

Sınıfa karşı sınıf!
MESS TİS sürecinde görüşmeler başlıyor.
Hakkımız olanı söke söke alma zamanı!
Saray rejimi Kıdem Tazminatı'na göz dikti.
Bir burjuvanın timsah gözyaşları.
Saray rejiminin ABD "çıkarması"
CHP'de "gericilik" krizi
Gerici faşist rejim mülakattan vazgeçmiyor
Tepeden tırnağa çürümüşlüğün belgeleri!
Diyanet: Siyaset, çürüme, şatafat
Sivas katliamı davası "zamanaşımı" gerekçesiyle kapatıldı
Devrime ve sosyalizme adanmış yarım yüzyıl!
Çin- Suriye "stratejik ortaklığı"
"Transatlantik Eğilimler 2023" raporu
"Af örgütü" raporu: Devlet şiddeti artıyor
"Avrupanın yüzkarası" olarak mülteci politikaları
Gültekin Malcı işine geri döndü!
İşçi sınıfı kazandı, dayanışma kazandı!
Sol parti/ Die Linke'de yeni yol ayrımı!
Dağlık Karabağ'da çatışma ve küresel güçler
İnfaz düzenlemesi ve kadın cinayetleri
Eğitimde dinci gerici dönüşüm
Çocuk iş cinayetinde katledildi
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

 

“Transatlantik Eğilimler 2023” raporu

 

Amerika Birleşik Devletleri Alman Marshall Fonu (GMF), farklı ülkelerdeki bazı kurumlarla iş birliği yaparak “Transatlantik Eğilimler 2023” raporunu salı günü yayınladı. Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Litvanya, Hollanda, Polonya, Portekiz, Romanya, İspanya, İsveç, Türkiye, Birleşik Krallık, Birleşik Devletler gibi 14 ülkeyi kapsayan kamuoyu araştırmasının, “algıların yeni jeopolitik gerçeklere uyum sağladığını” gösterdiği iddia ediliyor.

Rapor, küresel düzen, Transatlantik ilişkiler, güvenlik ve savunma, Çin ve küresel zorluklarla ilgili güncel konularda kamuoyu araştırmasını değerlendiriyor. 14 ülkeden elde edilen veriler, Atlantik’in her iki yakasında da daha rekabetçi ve daha çatışmalı bir ortamın hakim olduğunu tespit ediyor. Anket katılımcıları, küresel düzenin önümüzdeki beş yıl içinde önemli ölçüde değişmesini bekliyor ve sadece %37’si “ABD’nin önümüzdeki beş yıl içinde küresel ilişkilerde en etkili aktör” konumunu koruyacağına inanıyor.

Rapora göre özellikle de gençler olmak üzere ankete katılanların çoğunluğu, AB’nin burnunun dibindeki savaşa rağmen “iklim değişikliği ve göçü” en önemli güvenlik sorunları olarak görüyor. Üçüncü sırada “Ülkeler arası savaş” yer alıyor. Düzenin propoganda aygıtlarınca “en büyük tehlike” olarak gösterilen Rusya ise dördüncü sırada yer alıyor. Gençler yaşlılara kıyasla Rusya ve Çin’den daha az korkuyor. Anket katılımcıları, beş yıl içinde dünyanın en etkili aktörünün ABD mi yoksa Çin mi olacağı konusunda giderek daha fazla ayrışıyor. Bu da “yakın vadede Amerika’nın gücünde önemli bir düşüşü yansıtan iki kutupluluğa doğru gidişin” geniş kitleler tarafından da fark edildiğine işaret ediyor. Bu arada Çin’in, medya tekelleri ve politikacılar tarafından yansıtılığı gibi “ciddi bir güvenlik sorunu” olarak görülmediği ve “gelişen teknolojiler, ticaret ve kriz yönetimi” konularında Çin’le işbirliğinin genişletmesine olumlu bakılıyor.

Batı’da Rusya ve Çin korkusu sınırlı

Raporun bildirdiğine göre pek çok konuda önemli bir kuşak farkı da dikkat çekiyor. Genç katılımcıların ABD etkisini olumsuz, Çin ve Rusya etkisini olumlu görme olasılıkları yaşlılara göre daha yüksektir. Gençler, NATO’nun ülkelerinin güvenliği açısından önemi konusunda büyüklerine göre daha az ikna olmuş durumdalar. Genç katılımcılar, önümüzdeki beş yıl içinde Çin’in dünyanın en etkili aktörü olarak ABD’nin yerini alacağına inanıyorlar. Gençler arasında AB’nin daha güçlü bir üçüncü oyuncu haline gelmesiyle çok kutupluluğa doğru bir geçiş olacağınına dair düşünceler de belirgin bir eğilimi ifade ediyor.

Bu veriler, savaş çığırtkanlığı yapan medya tekellerinin gençleri “kafalama” propogandasından istedikleri sonuçları elde demediklerini gösteriyor.

Rusya veya ülkeler arasındaki savaş, ankete katılan ülkelerin sadece üçünde en büyük güvenlik endişesi olarak kabul ediliyor. ABD’de, Kanada’da ve bir düzine NATO üyesi Avrupa ülkesinde, katılımcıların önemli bir kısmı, hükümetlerinin Ukrayna’ya verdiği destek konusunda giderek daha şüpheci olmaya başlamış. Alman Marshall Fonu (GMF) yöneticilerinden Gesine Weber, bu durum “artık hükümetler için gerçekten büyük bir zorluk olacak” diyor. Hem askeri hem de Ukrayna’nın yeniden inşasına verilen desteğin “çöktüğü” ileri sürülüyor ve Ukrayna yorgunluğunun yayıldığı belirtiliyor. ABD’de özellikle Cumhuriyetçi seçmenler hızla artan sayıda yardımın devam etmesini reddediyor. Bu tutumun Almanya, Fransa ve İtalya’da da yaygın olduğu ifade ediliyor.

Tayvan’ın Çin tarafından saldırıya uğraması durumunda herhangi bir askeri desteğin verilmesini kabul eden kimse yok neredeyse. Tayvan’ın işgali durumunda ilgili ülkelerin halkı, silah veya asker göndermek yerine diplomatik eylem ve yaptırımları tercih ediyor. Ankete katılanların %37’si ABD’nin önümüzdeki beş yıl içinde küresel ilişkilerde en etkili aktör konumunu koruyacağına inanıyor. Yaklaşık yüzde 30’luk kesim ise bu rolü Çin’in üstleneceğini öngörüyor. Atlantik’in her iki yakasındaki insanların çoğu Çin ile ticaret, enerji ve teknoloji gibi alanlarda daha fazla işbirliği istiyor

Transatlantik ilişkiler konusunda, ankete katılan 14 ülke arasında yanıt verenlerin çoğu ABD ile Avrupa arasındaki ilişkinin aynı kalmasını bekliyor (%55). Ankette yer alan diğer ülkeler hakkındaki algıları sorulduğunda, yabancı kamuoyunun büyük olasılıkla Kanada (%71), Almanya (%70) ve İsveç‘i (%69) güvenilir ortaklar olarak tanımlıyor. Romanya (%34) ve Türkiye (%26) ise en az güvenilir ülkeler olarak görülüyor. Rapora göre ankete katılan Almanların sadece yüzde 16’sı, İsveçlilerin ise yüzde 14’ü Türkiyeyi “güvenilir” olarak görüyor. Rapor, ayrıca Türklerin yüzde 65’inin kendi ülkelerindeki demokrasinin durumundan memnun olmadığını da ortaya koyuyor…

Yararlanılan Kaynaklar:Telepolis, Gmfus.org ve SRF