8 Ocak 2005
Sayı: 2005/02(02)


  Kızıl Bayrak'tan
  ABD-İsrail şer ekseninin hizmetindeler
  Sağlıkta özelleştirmenin kılıfı; Sağlıkta Dönüşüm Projesi
  Özelleştirmeler durdurulsun, kölelik yasaları çöpe atılsın!
  Sosyal saldırılara karşı sınıf mücadelesi!
  Sefalet ücreti politikası 2005 yılında da devam edecek
  Patronlar kıdem tazminatını 15 güne indirmek istiyor
  DİSK'in 2004 daporu üzerine
  CHP'de patlayan "cerahat"
  Abdullah Gül siyonist şeflerin huzurunda
  "Yardım koalisyonu", "Bağdat fatihi" feneralden sorulacak
  Tasfiyecilik, sahte dostlar ve ötesi
  Birleşik gençlik kurultayı için ileri!/Orta sayfa
  Birleşik bir gençlik kurultayı için harekete geçildi
  2004'te gençlik hareketi
  Mimar Sinan'da tepki büyüyor
  İşgal karşıtı direniş seçim oyununu bozmaya aday
  Filistin halkının cellatları Irak'ta işbaşında!
  İsrail işgali altında "özgür seçimler"
  Almanya;Burjuva demokrasisinin iç yüzü
  OSİM-DER 1. Olağan Genel Kurulu yapıldı
  Bültenlerden
  BEKO'da kitlesel işçi kıyımı
  Ya barbarlık ya sosyalizm!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 

Abdullah Gül siyonist şeflerin huzurunda...

Sözde ‘Ortadoğu barışı' için emperyalizmin ve
siyonizmin hizmetindeler!

Kasap Şaron Ramallah'taki karargahına hapsettiği Arafat ile görüşme yapılmasına son üç yıldır izin vermiyordu. Bu durum Türkiye'den İsrail'e üst düzey ziyaretlerin yapılmasını geciktirdi. AKP'nin takiyyeci şefleri, Arafat'ı bir yana bırakıp Şaron'la görüşmeyi uygun bulmadılar.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Yaser Arafat'ın ölümünün ardından Filistin'in yeni liderini seçmeye hazırlandığı bir dönemde, kalabalık bir heyetle İsrail, Filistin ve Ürdün'ü kapsayan Ortadoğu turuna çıktı. Bu en üst düzey ziyarete iki taraf da önem veriyor. Siyasi gözlemciler, ziyaretin ‘içeriğinden çok yapılıyor olmasının' önemli olduğunu belirtiyor.
Gül'ün ziyareti, ABD Dışişleri Bakan yardımcısı Richard Armitage'nin Ankara'dan ayrılmasından bir gün sonra, Türkiye, İsrail ve ABD'nin bu ayın ortalarında Akdeniz'de üçlü tatbikat yapacağı açıklamasının da hemen ertesinde gerçekleşti.

ABD emperyalizminin ziyarete verdiği önem

Kimi aksaklıklara rağmen, Ankara'daki işbirlikçilerinden çok memnun olan savaş kundakçıları, Gül'ün Ortadoğu gezisine hararetli şekilde destek verdiler. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Adam Ereli geziyle ilgili bir açıklama yaparak, ‘Türkiye, Filistin yönetiminin kontrolü altındaki bölgelerde faaliyet gösteren terörist grupların terörü bırakmaya iknasında pozitif ve yapıcı bir rol oynayabilir. Türkiye, İsrail ile Filistinliler arasında diyalogun ilerletilmesi çabalarının desteklenmesinde pozitif bir rol oynayabilir' dedi.
Bu açıklama, Gül başkanlığında İsrail'e giden kalabalık heyetin temel misyonuna ışık tutuyor. Elbette bu görüşmelerde karşılık ilişkilerin geliştirilmesi, ticaret hacminin arttırılması, iki taraf arasındaki ilişkilerin çok boyutlu hale getirilmesi gibi konular da ele alınıyor. Ancak savaş kundakçılarının ‘Filistinli grupların terörden vazgeçirilmesi' yönünde yaptıkları vurgu, Gül'ün ziyaretinin taşeronluk boyutunu da gözler önüne seriyor.

Siyonist şeflerle üst düzey temaslar

Ortadoğu turuna İsrail'den başlayan Gül, resmi temaslarına başladığı gün Mescid-i Aksa'yı ziyaret etti. Cami hakkında bilgi alan Gül, burada namaz kılıp dua etmeyi de ihmal etmedi.
Irkçı-siyonist rejimin önde gelen isimleriyle peşpeşe biraraya gelen Gül, İsrail Cumhurbaşkanı Moşe Katsav, Başbakan Ariel Şaron, Başbakan Yardımcısı Ehud Olmert, Dışişleri Bakanı Silvan Şalom ve hükümette başbakan yardımcısı olarak görev alacak İşçi Partisi lideri Şimon Peres'le görüştü.
Olağanüstü kalabalık bir heyetle İsrail'e giden Gül'ün açıklanan resmi gündemi şöyle: Türkiye-İsrail ilişkilerinin eski seviyeye getirilmesi, yeni Filistin yönetimine destek verilmesi ve Ortadoğu'da ortaya çıkan ‘tarihi fırsat' penceresinin -ne anlama geliyorsa!- Türkiye'nin de katkılarıyla desteklenmesi.
Şaron'un sağ kolu Şalom ile yaptığı görüşmenin ardından Gül, ‘Türkiye, Ortadoğu barışına destek vermeye hazır. Fırsatların kaçırılmaması gerekiyor' dedi. Türkiye-İsrail dostluğunun son derece sağlam olduğunu belirten Gül, Şalom ile düzenlediği ortak basın toplantısında, İsrail'i ziyaret etmekten dolayı çok memnun olduğunu ifade ederek, bunun uzun zamandır beklenen bir ziyaret olduğunu ve Şalom ile böylece sekizinci kez biraraya geldiğini kaydetti. Gül, bunun iki ülke arasındaki dostluğun bir göstergesi olduğunu da ifade etti.
Türkiye-İsrail ikili ilişkilerinin son derece iyi olduğuna ve ticaret hacminin 2 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken Gül, Türkiye'nin İsrailli turistler için ABD'den sonra en önemli merkezlerden biri olduğunu da anımsattı. Gül, ‘Artık harekete geçerek barış için enerji harcamanın zamanı geldi' diye konuştu. ‘Barış için ilk kez iyimserim' diyen Gül, sadece kendisinin değil İsrail ve Filistin taraflarıyla Suriye ile Lübnan'ın da aynı şekilde iyimser olduğunu, bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini iddia etti.
Ortak basın toplantısında konuşan Şalom da barıştan yana olduklarını iddia ederek, işbirliği çerçevesinde terör güçlerinin zayıflamasını istedi. Hem Türkiye'nin hem İsrail'in terörden çok çektiği teranesini tekrarlayan siyonist bakan, ‘işbirliği genişlemesi ve küresel düşmana karşı mücadele için çeşitli işbirliği yollarını aradık' şeklinde ifadeler kullandı.

Gül siyonist basın kıskacında

Siyonistler, her zaman kendilerini ‘mağdur' gösteren bir söylemin ardına sığınırlar. Filistin halkına karşı işledikleri insanlık suçlarını eleştirenleri de, ‘anti-semitizm' yapmakla suçlarlar. Bu zihniyete göre, çilek toplayan Filistinli çocukları tanklardan attıkları bombalarla parçalayan İsrail askerleri ‘mağdur' durumdaydı, kendilerini savunmak için bu katliamı yapmak zorunda kalmışlardı!
İsrail ordusunun Filistin mülteci kamplarında yaptığı yıkım ve katliam, İsrailli siyonist bir bakana bile Nazi toplama kamplarını hatırlattığı halde, Tayyip ve takiyyeci takımından bazı zat-ı muhteremlerin zoraki İsrail'i eleştirmesi, siyonistleri fena halde kızdırmıştı. Bu kızgınlık hala geçmemiş olmalı ki, İsrail basını bu noktada Gül'ü sıkıştırmaya çalıştı. Şaron'a yakınlığıyla bilinen Jerusalem Post gazetesi, Gül'e sorulan ‘Başbakan Tayyip Erdoğan'ın İsrail hakkındaki devlet terörü suçlamasına ne diyorsunuz'' sorusuna, ‘Olumsuzluklarla yaşamanın zamanı değil. Olumlu olandan bahsetme zamanı' yanıtı vermesinden pek hoşlanmadı.
Gül, Ha'aretz gazetesinin Erdoğan'ın sözleriyle ilgili sorusuna da benzer bir yanıt vererek, ‘geçmişe sünger çekme' mesajı iletti. Gül'ün bu gazeteye yaptığı açıklama şöyle: ‘Bölgedeki yeni atmosfer nedeniyle bütün bunları geçmişte bırakmamız gerek. Zaman eleştirme zamanı değil, olumlu şeylere bakma zamanı. Bu şeyleri tartışmaya devam edersek suçlamalar ve karşı suçlamalarla karşılaşacağız ve zaman, bunlarla uğraşma zamanı değil.'

Kudüs'te siyonizme, Ramallah'ta Filistin'e destek!

İsrail'deki görüşmelerinin ardından Filistin'e geçen Gül, Filistinli yetkililerle biraraya geldi. Bakan Gül, İsrail ve Filistin'deki temaslarında, ‘Türkiye'nin Ortadoğu barış sürecine somut ve özgün katkılar yapmaya hazır olduğu' mesajını verdiği belirtildi.
Ramallah'ta Gül'le görüşen Filistin Dışişleri Bakanı Nebil Şaat, Ortadoğu'da kalıcı barışın sağlanması için Türkiye'nin oynayacağı rolü memnuniyetle karşılayacaklarını söyledi. Şaat, Gül ile yaptığı ortak basın toplantısında, Filistin devletinin kurulmasından itibaren Türkiye'nin bu devleti tanıyan ilk ülke olduğunu hatırlatarak, ‘Filistin ile Türkiye arasındaki ilişkiler her zaman kuvvetli olmuştur ve olacaktır' diye konuştu.
Filistin yönetimi de muhakkak ki, Türkiye-İsrail ilişkilerinin boyutunu bilmektedir. Ancak devletler bazından bakıldığında neredeyse destekten yoksun durumda olan Filistin yönetimi, Ankara kaynaklı demagojik söylemlere bile değer biçmek durumunda kalıyor.
Gül ise, ‘Biz Filistin'in davasını kuvvetli şekilde desteklemeye devam edeceğiz' dedi. Gül, Türkiye'nin Filistin devletini tanıyan devletler arasında yeraldığını hatırlatarak, Filistin devletinin Filistin toprakları üzerinde en kısa zaman içinde kurulmasının ve Filistin halkının sıkıntılarının sona ermesini arzu ettiklerini öne sürdü.
Bu sözlerin ardından ise, İsrail tarafının da kalıcı çözüm için gereken herşeyi yapmaya hazır olduğunu iddia eden Gül, İsrailli yetkililerin bunun için intihar saldırılarının durması gerektiği yönünde açık bir mesaj verdiğini de ifade etti.
Bu sözler, Filistin davasından yana olan birinin değil, tipik bir siyonist zihniyetin yansıması olabilir ancak. Buna göre İsrail rejimi ve kasap Şaron barış istiyor, ancak önce intihar saldırılarının bitmesi gerekir. Bu tezi, ancak Bush-Şaron ikilisi ve onların izinden gidenler savunabilir. Yani Amerikancı Gül, bu meziyetini Ramallah'ta da göstermekten geri durmamıştır.
Hemen tüm konuşmalarında barış için yeni bir pencerenin açılmasından sözeden Gül, ‘Arafat barışın önünde engeldi' tezini kendince doğrulamaya çalışıyor. Ortaya çıkan fırsatlardan, bu fırsatların kaçırılmaması gerektiğinden sözeden Gül, nedense bu fırsatların ne olduğu konusunda hiçbir ipucu veremedi. Zira bu zorlama ifadelerin dayandığı nesnel bir zemin yoktur. Kendisi bu içi boş lafları ettiği sırada, çilek toplarken bedenleri parçalanan yedi çocuğun sözünü bile etmedi. Sadece bu olay bile, Gül'ün şişirdiği yalan balonlarını patlatmaya yeter.
Açıktır ki Amerikancı AKP hükümetinin en Amerikancı bakanlarından olan Gül olaylara Washington ve Tel Aviv penceresinden bakıyor. Bu pencere ise, Filistin halkının dostlarının değil fakat düşmanlarının baktığı penceredir.
--------------------------------------------------------------------------

İsrail ordusu çilek toplayan çocuklara bombalarla saldırdı...

Çocuk katillerinden Abdullah Gül'e kanlı ‘karşılama'

İsrail'de bulunan Amerikancı-dinci takımının önemli ismi Türk Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Şaron ve adamlarının ‘barış istediğini' iddia eden açıklamalar yaparken, siyonist ordunun Gül'e hazırladığı karşılama töreni farklı şeyler anlatıyor. Şaron ve rejimine duyduğu hayranlıktan gözleri kamaşmış olmalı ki, bu Amerikancı zat, çocuk katleden siyonistlerin barış istediğini söyleyebiliyor.  
Gül'ün ziyaretinden hemen önce Gazze Şeridi'ndeki Han Yunus'ta 3 gün süren saldırılarda, 13 Filistinli'yi öldüren ve 10 evi yerle bir eden İsrail askerleri, bu vahşi katliamdan sonra yine Gazze Şeridi'ndeki Beyt Hanun köyü ile Cebaliye mülteci kampına saldırdı. İsrail Hava Kuvvetleri'ne bağlı helikopterlerin kampa füze attıkları bildirildi.
Gül'ün İsrail ziyareti devam ederken Gazze Şeridi'ne dönük saldırıları sürdüren İsrail ordusu, Filistinli 7 çocuğu hunharca katletti. 4'ü ağır olmak üzere 6'sını yaraladı. Beyt Lahiya kentinde tank ateşiyle öldürülen çocukların yaşları 11 ile 17 arasında.
Bölgede bulunan Kemal Hastanesi müdürü Dr. Mahmut el Asli yaptığı açıklamada, ölenlerin yaşlarının 11 ile 17 arasında olduğunu ifade etti. Asli ayrıca, ölenlerden 6'sının Jaben ailesi ferdi olduğunu ve 3'ünün kardeş olduğunu da sözlerine ekledi. Asli, 4'ünün ağır olmak üzere 6 kişinin yaralandığını belirtirken, hastanenin acil servis bölümünün kanlarla dolduğu ve morgun kapısında birçok kadının bayıldığını anlattı. Hastane yetkilileri, ölenlerden bazılarının cesetlerinin tanınmayacak halde parçalandığını bildiriyorlar.
Görgü tanıkları, İsrail askerlerinin tanklardan attıkları bombalarla, tarladaki patates ve çilekleri toplamak ile meşgul olan çocukları parçaladığını anlattılar.
Siyonistlerin barış istemelerinden sözetmek bir yana, onları meşru görenler de bu cellatların suç ortaklarıdır.

--------------------------------------------------------

Uşaklar iman tazeledi...

‘Türkiye-ABD ilişkileri
herşeyin üstündedir'

Bush liderliğindeki savaş kundakçısı çetenin etkin isimlerinden Amerika Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Armitage, Irak ve Suriye ziyaretlerinden sonra Türkiye'ye geldi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile görüşmesinden sonra -Tayyip Erdoğan Ankara'da olmadığı için- Meclis Başkanı Bülent Arınç ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ile de biraraya geldi.
Armitage, bölge turunun ilk durağı Irak'ta, Irak Kürdistan Demokratik Partisi (IKDP) lideri Mesut Barzani ile biraraya geldi. Erbil kentinde gerçekleşen görüşmenin ana konusunu Irak'ta 30 Ocak'ta yapılması öngörülen seçimler oluşturdu. Armitage'ın, görüşmede haydutbaşı Bush'un Kürt halkına verdiği desteği içeren bir mektubu ilettiği öne sürüldü.
Armitage, 30 Ocak'ta Irak'ta yapılacağı söylenen seçimler öncesinde Barzani-Talabani ikilisini uyardı. Zira Kürt liderler Kerkük'ün Kürdistan'ın bir parçası olduğuna dair anlaşma olmadan yerel seçimlerin yapılmasına karşı çıkıyor. Armitage haydudu, Kerkük'te seçim öncesi sorun çıkarmaması ve yerel seçimlerin boykot edilmemesi için Kürt yetkilileri uyardı. Bu arada Barzani, haydutbaşı Bush'a bir mektup göndererek, uşaklığa sadakatle devam edecekleri yönünde güvence verdi.
Irak'tan Suriye'ye geçen savaş kundakçısı, Şam'da Devlet Başkanı Beşar Esad ve Dışişleri Bakanı Faruk Şara ile görüştü. Armitage, Suriye'nin Irak sınırının güvenliği konusunda ‘gözle görülür ilerlemeler kaydettiğini'' ancak ülkeye yabancı militanların sızmasını engellemek amacıyla daha fazla çaba harcaması gerektiğini öne sürdü. Armitage, Irak'a dair dayatmaların yanısıra Lübnan'a müdahaleden vazgeçilmesi ve Filistinli direnişçilerin desteklenmemesini de istedi. Armitage'ın, Esad ile BM Güvenlik Konseyi'nin Lübnan'daki yabancı askerlerin çekilmesini öngören 1559 sayılı kararının uygulanmasının ‘gerekliliği' konusunda da görüştüğü açıklandı.
Suriye'den Türkiye'ye geçen Armitage, Ankara'daki Amerikancılarla üst düzeyde görüşmeler yaptı. Görüşmeler öncesinde açıklama yapan Abdullah Gül, ‘Türkiye-ABD ilişkileri herşeyin üstündedir' diyerek Amerikan uşaklığının geleneksel, çok geniş ve derin olduğunu vurguladı. Amerikancı Gül, ‘ilişkilerin aynı şekilde devam etmesini isteriz' diye konuştu.
Ankara'daki Amerikancılar'ın öne çıkardıkları konu belli. Kongra-Gel varlığının ortadan kaldırılması için somut taahhüt istiyorlar. Tabii bu istekleri yine kursaklarında kaldı. Zira bu koşullarda işgal ordularının Kürtler'e karşı saldırıya geçemeyeceği açıktır.
Armitage'ın gündemi ise, Irak seçimleri. Bu konuda uşaklarından aktif yardım istiyor. Somut olarak da, Sünniler'in seçimlere katılmasını sağlamak için Türkiye'nin devreye girmesini talep ediyor. Dahası Armitage, komşu ülkelerin Irak'taki gruplara seçimlere katılım için ortak çağrı yapmasını beklediklerini de Gül'e aktarmış. Amerikancı Gül, 6 Ocak'ta Amman'da yapılacak Irak'ın komşuları zirvesinde kendilerinin de bunun için çalışacaklarını efendisine iletti.
Washington'daki savaş kundakçılar ile Ankara'daki işbirlikçileri arasında ortaya çıkan pürüzler, Kürt sorunu noktasında düğümleniyor. Türk sermeye devleti inkar politikasında ısrar ederken, işgalci ABD, Irak'taki tek müttefiki olan Kürtler'i karşısına almaktan şimdilik kaçınıyor. Ama herşeye rağmen her iki tarafın konumu belli. Efendi-uşak ilişkisi devam ediyor!..