8 Ocak 2005
Sayı: 2005/02(02)


  Kızıl Bayrak'tan
  ABD-İsrail şer ekseninin hizmetindeler
  Sağlıkta özelleştirmenin kılıfı; Sağlıkta Dönüşüm Projesi
  Özelleştirmeler durdurulsun, kölelik yasaları çöpe atılsın!
  Sosyal saldırılara karşı sınıf mücadelesi!
  Sefalet ücreti politikası 2005 yılında da devam edecek
  Patronlar kıdem tazminatını 15 güne indirmek istiyor
  DİSK'in 2004 daporu üzerine
  CHP'de patlayan "cerahat"
  Abdullah Gül siyonist şeflerin huzurunda
  "Yardım koalisyonu", "Bağdat fatihi" feneralden sorulacak
  Tasfiyecilik, sahte dostlar ve ötesi
  Birleşik gençlik kurultayı için ileri!/Orta sayfa
  Birleşik bir gençlik kurultayı için harekete geçildi
  2004'te gençlik hareketi
  Mimar Sinan'da tepki büyüyor
  İşgal karşıtı direniş seçim oyununu bozmaya aday
  Filistin halkının cellatları Irak'ta işbaşında!
  İsrail işgali altında "özgür seçimler"
  Almanya;Burjuva demokrasisinin iç yüzü
  OSİM-DER 1. Olağan Genel Kurulu yapıldı
  Bültenlerden
  BEKO'da kitlesel işçi kıyımı
  Ya barbarlık ya sosyalizm!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın



 

Almanya: "Devlet düşmanı" bir öğretmen ve burjuva demokrasisinin gerçek yüzü

Lenin, Dönek Kautsky kitabında burjuva demokrasisinin ikiyüzlülüğünü teşhir eder; proletarya diktatörlüğü ile burjuva demokrasisi arasındaki temel farklılıkları net bir şekilde ortaya koyar.
Bütün burjuva liberallerinin iddialarının tersine, burjuva demokrasisi kapitalizmde yalan ve sahteliklerle yoğrulmuş, zenginler için bir cennet, ezilenler ve sömürülenler için ise bir tuzak ve göz boyamadan başka bir şey olamaz.
AB sürecinde yaygarası koparılan ‘demokrasi normları' da, sömürülenleri aldatmanın sermaye sahiplerinin egemenliğini pekiştirmenin bir aracıdır. AB'nin ‘demokratik devletleri' emekçiler üzerinde bir baskı ve sindirme aracıdır. Yakın dönemde Almanya'da yaşanan ve tekil olmayan bir olay, Lenin'in Dönek Kautsky kitabındaki burjuva demokrasisi konusundaki değerlendirmelerin her satırını yeniden doğruluyor.
‘Tehlikeli öğretmen'
‘Soğuk savaş' sürecinde ayyuka çıkan anti-komünizim histerisinin sona erdiğini düşünenler fena yanıldılar. Baden-Wüttenberg eyaleti Kültür Bakanlığı, 34 yaşında bir öğretmen adayına görev vermeyi, ‘tehlikeli' olduğu gerekçesiyle Kasım ayında aldığı bir kararla reddetti.
Öğrencilik döneminde Anayasa Koruma Örgütü tarafından izlenen ve hakkında rapor tutalan Michel Csaszkoczy göreve başvurduğunda, bir komisyonun inanılmaz sorularıyla karşılaşır. Öğretmen adayının yanıtları komisyon üyelerin dikkatini çeker. Komisyon öğretmen adayının ‘Anayasaya bağlılığına şüphe' duyulduğu notunu düşer ve bu Kültür Bakanlığı'nın sonraki red kararına temel oluşturur. Kültür Bakanlığı bu kararını 28 Ocak 1972'de çıkarılan ‘radikal-yasasına' dayandırır. Sol hareketin gelişmesine tepki olarak Willy Brand hükümeti radikaller yasası çıkarır ve bu yasaya dayanarak Anayasayı Koruma Örgütü 3,5 milyon kişiyi gizli olarak soruşturur. Soğuk savaş atmosferinde devlet içine ‘komünistlerin sızmasını' engellemek için uygulanan bu yöntemler sonucu 11 bin kişi hakkında dava açılmış ve 265 kişinin memurluk görevlerine son verilmiştir. Bu yasa yasal faaliyet sürdüren DKP'nin (Almanya Komünist Partisi) bütün üyelerini kapsamına almıştır. Bu yasa, 1980'li yıllarda bazı eyaletlerde kaldırılmasına karşın, Almanya'nın birçok eyaletinde hala geçerliliğini koruyor.
İşin ilginç yanı, öğretmen adayı Michel Csaszkoczy'nin herhangi komünist bir örgütle ilişkisinin olmaması. Öğretmen adayı öğrencilik döneminde duyarlı bir anti-faşisttir, neo-Nazi hareketine karşı aktif mücadeleye katılır. Heidelberg kentinde sanat, tarih ve Alman dili ve edebiyatı öğrenimi yanında, Hitler faşizmini teşhir için turistlere rehberlik yapar. Yahudiler'in toplanıp trenlere doldurulduğu pazar alanında bunu sessizce izleyen ‘vatandaşların' tutumundan sözeder. Heildelberg'de küçük bir anti-faşist inisiyatif içinde çalışan bu öğretmen adayını Anayasayı Koruma Örgütü ‘sol radikal' olarak kaydeder. Hakkında adeta bir küçük kitap yazılır. Csaszkoczy'nin öğretmenlik görevi için ‘tehlike' oluşturduğu gerekçesiyle görevden alınması bakanlığa önerilir.
‘Tehlikeli' olarak sınıflandırılan eylemlerin başında ‘92 yılında ilticacıları geri gönderilmesine karşı protestoya, ‘99 yılında ‘NATO ve Almanya'nın savaş politikasına karşı' gösteriye katılmak gelmektedir. Bakanlık için bu eylemler ‘meslek yasağı' için yeterli. Kültür Bakanlığı tarafından görevlendirilen dört müfettiş 105 dakika boyunca öğretmen adayına değişik konularda sorular sorarak ‘fikrini öğrenmeye' çalışır. Diplomasını 1,8 (Pekiyi) notuyla alan öğretmen adayının başarısı da fazla etkili olmaz. Zira Csaszkoczy ‘faşist gelişmeye karşı mücadeleyi bir sorumluluk olarak algıladığı'nın altını yeniden çizer. Bu, müffetişlerden oluşan komisyon için, ‘devlet düşmanı', ‘anayasa için tehlikeli' notlarının doğruluğunun onayı olur.
İlerici kamuoyu, eğitim ve bilim emekçileri sendikası ve diğer anti-faşist hareketlerin desteğini alan öğretmen adayı mücadelesinde kararlı olduğunu vurguluyor ve ‘İşte Almanya'da demokrasi!' diyor.
AB insan hakları mahkemesi tarafından ‘95 yılında, AB içinde geçerli olan memurluk ve insan hakları normlarına ters düştüğü gerekçesiyle bu yasanın yürürlükten kaldırılması istenmiştir. ‘87 yılında DKP'ye üye olmasından dolayı görevden alınan bir öğretmen yeniden göreve alınmak zorunda kalınmıştır.
‘Komünizm hayaleti' üzerinden şekillenen bir devlet politikasından farklı bir uygulama beklenilebilinir mi' İşte gerçek burjuva demokrasisi!
-----------------------------------------------------------------------------

Almanya çapında Hartz IV'de karşı
eylemler devam ediyor

2005 yılı Hartz IV saldırısına karşı Almanya çapında gerçekleştirilen eylemlerle başladı. 2004'ün Ağustos ayından itibaren yüzbinlerin yaptıkları eylemlerle protesto ettikleri Hartz IV saldırı paketi 2005'in Ocak ayından itibaren yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Almanya'nın 100'e yakın kent ve kasabasında Hartz IV karşıtı gösteriler yeni yılda da devam etti.
3 Ocak sabah saatlerinde 100'e yakın yerleşim alanında göstericiler çalışma ajendalarının bazılarını işgal ettiler. İşgal eylemlerinin mümkün olmadığı yerlerde ise çalışma ajendalarının önünde protesto gösterileri düzenlendi. Polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı çalışma ajendalarında yer yer polis göstericilere saldırdı.
Almanya'nın birçok şehrinde devam etmekte olan Hartz IV karşıtı gösteriler de akşam saatlerinde gerçekleştirildi. Berlin'de yılın ilk Pazartesi gösterisine 350 civarında kişi katıldı. BİR-KAR taraftarları olarak katıldığımız gösteri SPD merkezine kadar devam etti. Burada yapılan konuşmaların ardından eylem bitirildi.

BİR-KAR/Berlin

-------------------------------------------------------------------------------------------
Rüsselsheim'da Pazartesi eylemi...

3 Ocak günü saat 17.30'da yaptığımız mitinge bu hatfa katılım ve ilgi önceki haftalara göre daha fazlaydı'. Hartz IV kanununa karşı ve OPEL'deki tazminatlı çıkışla ilgili konuşma büyük bir ilgiyle dinlendi. Ayrıca değişik insanlar eylemde anlamlı konuşmalar yaptılar.
Biz de ‘OPEL'de grev deme günü!' başlıklı bildirimizi, 8 Ocak'ta Rüsselsheim'de OPEL işçilerine dönük yaptığımız toplantı çağrısıyla birlikte yayg'nca dağı'ttık. 3-4 haftadır Pazartesi eylemimizi güçlendirmek için bağış da topluyoruz. Bu parayı OPEL işçilerine dönük olarak kiraladı'ğımız salon, bildiri vb. giderlerini karşılamak için kullanacağız. Haftaya daha güçlü bir katılım sağlamak için çalışıyoruz. Bu arada 8 Ocak'da OPEL işçilerini davet ettiğimiz tartışma toplantısına işçi ailelerini de katmaya çalışacağız.

BİR-KAR/Rüsselsheim