8 Temmuz 2006 Sayı: 2006/26
  Kızıl Bayrak'tan
   Kurultay çalışmasının hedefleri ve başarı ölçütleri
  Köhne düzeninizi yeni “terör” yasanız da kurtaramayacak!
  Yeni TMY CHP’nin tam desteğiyle çıktı
  Demokratik hak ve özgürlükler mücadelesini yükseltelim!
  Tersane İşçileri Birliği’nden işçi cinayetini protesto eylemi
  Sivas katliamını unutmayacağız, utturmayacağız!
2 Temmuz eylemlerinden...
DİSK Genel-İş Sendikası 1 No’lu Şube Sekreteri Kemal İkisivri...
Sendikal ihaneti aşmanın yolu
Ludist hareketten ‘’mevzuatiçi’’ sendikacılığa: Y. Akkaya
Reformist solda “Zeytin Dalı” heyecanı
  Gençlik kampında buluşalım!
  Siyonistlerden Filistin halkına toplu cezalandırma...
  Savaş kundakçıları terörist İsrail devletinin kalkanı
  ABD emperyalizmi Nepal halkının iradesini kırmaya çalışıyor
  General Motors işçileri Portekiz’deki sınıf kardeşleriyle dayanışma içinde
  Şakirpaşa İşçi Kültür Evi’nde 2 Temmuz etkinliği...
  TUYAB Ulucanlar’daki kadın tutsaklara saldırıyı protesto etti...
  Mamak’ta 2 Temmuz mitingine çağrı yürüyüşü...
  Partizan ile sınıfın mücadele ve örgütlenmesinin önündeki engeller üzerine konuştuk...
  Çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakmak için...
  Ortadoğu’da çirkin pazarlıklar dönüyor
  Filistin, Afganistan, Irak... Sırada İran var...
  Bir-Kar: Filistin halkıyla dayanışmaya!
  Mücadele Postası

Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

DİSK Genel-İş Sendikası 1 No’lu Şube Sekreteri Kemal İkisivri ile konuştuk...

“En büyük kazanımımız sınıf çıkarları temelinde biraraya gelmemizdi’’

25 Ocak 2006 tarihinde Kartal Belediyesi’yle ile Genel-İş Sendikası arasında süren TİS’lerde ücret maddelerinde anlaşmazlık yaşanması üzerine Kartal Belediyesi işçileri 24 Mayıs günü yaptıkları yürüyüşle belediyeye grev kararını asmışlardı. Yaklaşık 400 işçiyi kapsayan toplu iş görüşmelerinin tıkanması üzerine DİSK Genel-İş Sendikası üyesi işçiler 60 günlük greve çıkma sürelerinin 37. günü olan 26 Haziran’da üç farklı bölgede greve çıktılar. Belediye işçilerinin 2 gün süren grevin öncesi ve grevin sonuçları üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası Anadolu Yakası 1 No’lu Şube Sekreteri Kemal İkisivri ile konuştuk...

- İstanbul’un farklı yerlerinde yaptığınız toplu iş görüşmelerinde tıkanma yaşanması sonucunda birçok bölgede grev kararı astınız. Anadolu Yakası’nda Kartal ve Kadıköy belediyeleri grev kararı asılan yerlerden ikisi. Geçtiğimiz hafta içerisinde ise Kartal Belediyesi işçileri 2 günlük bir grev süreci yaşadı. Grev sürecine nasıl gelindi ve nasıl sonuçlandı?
Birkaç dönemdir özellikle de iki dönemdir toplu sözleşme süreçlerinde 4857 sayılı İş Yasası’nın getirmiş olduğu bazı hak ihlalleri var. Bu yasa bizim açımızdan hak kaybı iken, işverenler cephesinden bir kazanç durumunda. Sözleşme sürecinin özellikle bu noktalarda kilitlendiğini görüyoruz.
Bu dönem Kartal’da idari maddelerin birçoğunda anlaşma sağlayabilirdik, ancak merkezi hükümet ve büyükşehir belediyesinin müdahalesiyle görüşmeler belli bir noktadan sonra tıkandı. Kartal’ın toplu iş görüşmeleri süreci diğer belediyelere göre erken başladı. Bu nedenle idari maddeleri de diğer belediyelere göre daha kısa sürede çözdük. Tabii grev süreci de diğer belediyeler göre daha önde geliyordu. Ayrıca biz greve çıkma süresinin son gününü de beklemedik. Arabulucunun raporunun elimize ulaşmasından sonra, grev kararının ilanından sonra 60 gün içerisinde greve gidilir normalde. Biz 37. gününde grev uygulamasını başlattık. Kartal’da grevi önce biz başlattık. Biz belediyelere, işyerlerine gidiyoruz, görüyoruz ki Kartal Belediyesi işçilerinin örgütlülüğü diğer belediyelere nazaran daha güçlü. Doğal da olsa hakkına sahip çıkabileceği bir yapısı var.
Diğer belediyelerin sözleşmeyi bizden önce imzalamasının yaratacağı olumsuz sonuçların bizi etkileme olasılığı vardı. Biz de şunu dedik, “Biz en iyisi diğer belediyelere göre grev kararına daha erken alalım. Böylece diğer yerlere hem moral vermiş hem de örnek almalarını sağlamış oluruz. “Tabii bunu yaparken Genel-İş’in diğer şubeleriyle de görüştük. “Cepheyi bir yerden yaralım. Biz burada grev kararını erken alalım, siz de bize gece gündüz destek verin’’. “Bu anlaşma yine masada bitecek ama, bu grevler eylem ve etkinliklerle sokağa taşmadığı sürece sürecin önünü açamıyoruz’’ dedik. Diğer şubeler bize bu sözü verdiler. Grevin iki gün sürmesine rağmen sık sık ziyaretler oldu. Demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler bu süreçte bize destek verdiler.
Ama en etkileyici yöntem, belki de kimsenin cesaret edemeyeceği, belediyenin en çok güvendiği “biz nasıl olsa hizmetlerimizi taşerona yaptırıyoruz, siz isterseniz greve gidin’’ sözlerine karşı taşeronlara müdahale etmemizdi. Bunu da yaptığımız görüşmelerde kendilerine söyledik. Bu uyarımızı dikkate almadılar ve grevin ilk gününde biz hizmet yürüttüğümüz şirket çalışanlarına müdahale ettik. Özellikle Esentepe Pazartesi pazarını işçilerin temizlemesine izin vermememizden sonra Kaymakam ve Emniyet Müdürü, güvenlik güçleri devreye girdi. Bizim kararlılığımız üzerine Kaymakam greve bir gün ara vermemizi istedi ve sorunu çözeceğini söyledi. Bir gün sonra bir-iki puan daha yükseldi. Ama bu teklifi de kabul etmedik. Bir sonraki gün Hürriyet Mahallesi’nde sayıca kalabalık ve daha kararlı bir şekilde Pazar yerine gittik. Güvenlik güçleri de oraya geldiler ve müdahale edeceklerini söylediler. Bize, “Yasadışı hareket ediyorsunuz, bu insanların çalışmasına müdahale edemezsiniz’’ dediler. Biz taktik değiştirerek merkez binanın önüne indik. İşveren temsilcisini yanımıza gönderdi ve tekrar masaya oturduk. Tabii birinci yıl zammı çok da istediğimiz gibi olmadı. Diğer şubelerimizle yaptığımız görüşme sonucunda 2. yıl zammının TÜFE artı üç puan oluşuyla telafi edebileceğimizi düşündük.
- Tam olarak nasıl sonuçlandı bu süreç?
İmzalanan diğer sözleşmelere göre iyi bir sözleşme oldu. Gerçeği düşünürsek bu ülkede yoksulluk sınırı 1 milyar 900 milyon lira. Bizim imzaladığımız sözleşme bu ülkedeki yaşam standartlarıyla örtüşmüyor. Ancak Kartal da kurtarılmış bir bölge değil. Kamudaki ve özel şirketlerdeki sözleşmelere baktığımızda daha iyi bir sözleşme yaptığımızı söyleyebiliriz.
- Peki, ücret artışı tam olarak nasıl belirlendi?
Net %18,5 üzerinde bir artış sağlandı. Her ay aldığı maaş üzerinden %18,5’’luk bir artış sağladı. Sosyal maddelerle birlikte artış %20-%30’’un üzerinde oldu. Bizim daha önceki yevmiyelerimiz toplam olarak değerlendirdiğimizde 42 YTL taban ücretine denk geliyordu. Biz bun 2 YTL ilave ettirerek 45 YTL’ye getirdik.
- Grevdeki iki gün nasıl geçti?
Birdenbire mücadele performansı neden yükselmiyor diye eleştirildik. Ama yapacağımız eylemlerin bir iki gün içerisinde saman alevi gibi yükseltip sönmesini engellemek istedik. Belediyenin önünde ilk gün kitlesel bir basın açıklaması, alkışlar, sloganlar; geceleri Pazar yerlerine veya temizlik işlerine müdahale etmeyi -ki bunu da yaptık- planlıyorduk. 27’si akşamı ya da 28’inde, sorun çözülmemiş olsaydı daha güçlü eylemler yapacaktık. O aşamaya gelmeden 2. günün akşamı anlaşma sağladık.
- Sonucu kazanım olarak nitelendirebilir miyiz?
En büyük kazanımımızı ben ücret olarak değerlendirmiyorum. Mücadeleyi bilmeyen, sendikaya üye olmayı günah sayan işçi arkadaşlarımız vardı. Bu süreçte biz bu arkadaşları kazandık. Biraraya gelme, haklarına sahip çıkma bilinci kazandılar. Sınıf çıkarları temelinde iki gün boyunca kenetlendiler. Bir daha ki sözleşme sürecinde bu grev az da olsa kazanımla sonuçlandığı için hakların mücadeleyle alınabileceği bilinci yerleşti. Bizim en büyük kazanımımız bu olmuştur.
Kızıl Bayrak/Kartal

 

Tekstil İşçileri Platformu çalışmalarından...

Tekstil İşçileri Platformu yaz döneminde önüne belli hedefler koymuş bulunuyor. Sermayenin sektörel olarak tekstil üzerindeki yoğun saldırılarına karşı Küçükçekmece İşçi Platformu’nun başlattığı çalışma doğrultusunda “Sefalet ücretine, zorunlu mesaiye, sendikasız-sigortasız çalışmaya karşı işyeri komiteleri kuralım, sendikalarda örgütlenelim!” çalışmasına bizler de başladık.
Son bültende bu konuyu işledik. Ayrıca son zamanlarda bölgedeki birkaç fabrikada yaşanan somut soruna bültende yer vererek müdahale etmeye çalıştık. Bülteni hedef olarak belirlediğimiz fabrikalara dağıtarak bölgede ve sektörde yaşanan sorunları tekstil işçileri ile paylaşmış olduk. Küçükçekmece İşçi Platformu’nun hazırladığı anketi kullandık. Anket vesilesiyle tekstil işçileri ile tanışma olanağı yakaladık. Hem Tekstil İşçileri Platformu’na çağrıda bulunmuş, hem de daha sonraki süreçte yapacağımız panel, seminer ve etkinliklere davet etmiş olduk.
Faaliyetimize kesintisiz devam edeceğiz.
Küçükçekmece Tekstil İşçileri Platformu