4 Mayıs 2007 Sayı: 2007/17(17)

  Kızıl Bayrak'tan
   2007 1 Mayıs’ının özeti: İşte Taksim, işte 1 Mayıs!..
  Taksim’deki 1 Mayıs yasağına işçi ve emekçiler son verdi!
Zorbalık sökmedi, Taksim’i kazandık!
Türk-İş’in bölücü-icazetli mitingine işçi tepkisi!
Ankara’da coşkulu ve kitlesel 1 Mayıs
 Adana’da coşkulu ve kitlesel 1 Mayıs!
  1 Mayıs’ı kazandık,
önümüzdeki dönemi de kazanacağız!
  İzmir’de 1 Mayıs!
  Kilitlenen düzen siyaseti çözümü seçim sandığında görüyor…
  Düzen içi çatışmada taraf olmayı, başkaları için savaşmayı reddedelim!
  Düzen cephesinde çıkar çatışması ve seçimler
  Türkiye’de 1 Mayıs gösterilerinden...
  Almanya’da 1 Mayıs gösterilerinden...
  Dünyada 1 Mayıs gösterilerinden...
  Merkez Bankası’na göre “yüksek ücret” enflasyonu olumsuz etkiliyor!
  Darbeci generalle kukla Başkan Çankaya’da!
  Füze savunma sistemi gerginliği tırmanıyor!
  Belirleyici olan ulusal ve dinsel aidiyet değil sınıfsal konumdur 
  Demokrasicilik oyunu, darbe ve özel savaş...
M. Can Yüce
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın


 

Füze savunma sistemi gerginliği tırmanıyor!

ABD’nin saldırgan tutumuna Rusya’dan sert yanıt!

Füze savunma sistemi adı altında Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ne nükleer füzeler yerleştirmeye hazırlanan Washington’daki savaş kışkırtıcıları, AB şeflerini bu plana razı etmek için adeta çırpınıyorlar. Gerçi ABD emperyalizmi, AB’den onay alsa da almasa da bildiğini okuyacak görünüyor. Ancak Rusya’nın sert tepkisi göz önüne alındığında AB şeflerinin desteği yine de önemlidir.

AB şeflerini ikna turlarından çıkacak sonuçlar henüz belli değil ama Rusya’yı ikna çabası boşa düşmekle kalmadı, Vladimir Putin başkanlığındaki Rus yönetimi, Bush liderliğindeki savaş kundakçılarının tahminlerinin de ötesinde sert tepki gösterdi. Amerikan planını Rusya’ya dönük bir tehdit olarak algılayan Putin yönetimi, kendi tedbirlerini almaktan geri durmayacağını ilan etmekte gecikmedi.

Dünya jandarmalığını esas olarak savaş makinesinin yok edici gücüne dayanarak sürdürmek isteyen ABD emperyalizmi, AB’nin onay vermeye gönüllü olmadığı, Rusya’nın ise sert tepki gösterdiği planı geri çekmeye pek istekli görünmüyor. Nitekim bizzat haydutbaşı Bush, konuyu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le telefonda görüştükten sonra, savunma bakanını Moskova’ya gönderdi. Bu arada AB şeflerini ikna turları da ABD savunma bakanı Robert Gates komutasında devam ediyor.

Polonya ile Çek Cumhuriyeti’ne nükleer füze yerleştirme ısrarı, Amerikan Füze Savunma Dairesi Başkanı Korgeneral Henry Obering’in açıklamasında da ortaya kondu. Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da konuşan general şunları söyledi: “Biz uzun menzilli füzelere karşı inşa edilecek sistemle, savunmanın başarıya ulaşacağını düşünüyoruz. Bu sayede NATO’nun kısa menzilli füze savunma sistemi desteklenmiş olacak. Biz, projenin NATO kapsamında ele alınmasını istiyoruz ancak, proje NATO sisteminin bir parçası değil. Yani, projenin hayata geçirilmesi için NATO’nun onayını almak şart değil. Fakat ABD’nin Polonya ve Çek Cumhuriyeti ile birlikte NATO’nun ortak savunma kabiliyetine katkısı olabileceğini düşünüyoruz. Füze kalkanı sistemi, potansiyel saldırılara karşı geniş bir savunma alanını kapsayacak kapasitede.”

Bu sözler, Washington’daki savaş kışkırtıcılarının planı uygulamak için AB’den onay gelmesini beklemeyeceğini açıkça ifade ediyor. Ancak bilindiği gibi planın önündeki ciddi engel AB değil, Rusya’dır.

Nitekim Moskova’dan yapılan üst düzey açıklamalar, planın kabul edilmesinin olası olmadığına işaret ediyordu. ABD’nin Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ne füze kalkanı yerleştirmesinin “karşılıklı imha” riskini artıracağı uyarısında bulunan Rusya devlet başkanı Vladimir Putin, “Tarihte ilk kez Amerikan nükleer stratejik tesisleri Avrupa kıtasında boy gösteriyor. Bizim için bunların nakli Pershing’lerin nakliyle aynı. Bu Avrupa’daki güvenlik sistemini radikal şekilde değiştirecek” dedi.

(ABD emperyalizmi 1979 yılında NATO aracılığıyla Avrupa’ya Pershing 2 ve Tomahawk füzeleri yerleştirmiş, dönemin Sovyetler Birliği yönetimi, bu füzelerin birçok Sovyet kentini yerle bir etme gücüne sahip olmasından dolayı buna sert tepki göstermişti.)

Amerikan planı hayata geçirilirse, ülkesinin de güvenliğini güvence altına alma hakkının saklı olduğunu kaydeden Putin, düzenlediği basın toplantısında, “bu sadece bir savunma sistemi değil, Amerikan nükleer silah sisteminin bir parçasıdır” dedi.

Pentagon’daki savaş kurmayları ile Brüksel’deki NATO şeflerini telaşa düşüren Rusya lideri, NATO ülkelerine önerdiği müzakerelerde Rusya’nın şikayetlerine çözüm bulunmaması halinde Moskova’nın, Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması’ndan (AKKA) tamamen çekilmeyi gündemine alacağını belirtti. Putin, NATO ülkelerinin Rusya’nın sınırlarına askeri üsler inşa ettiğini ve tüm ülkeler bu anlaşmayı onaylayıp uygulayıncaya kadar, anlaşmanın uygulanması konusunda moratoryum ilan etmenin uygun olacağını göz önünde bulundurduğunu da ekledi.

Rusya’nın kararlı tutumuna Washington’dan önce, savaş aygıtı NATO’nun Brüksel’deki şeflerinden tepki geldi. Konuyla ilgili açıklamayı yapan aygıtın Brüksel’deki sözcüsü, “Rusya, Devlet Başkanı Vladimir Putin ne demek istediği konusuna açıklık getirmeli. Moratoryuma ilişkin tutumları nedir ve böyle bir moratoryum ne anlama gelmektedir?” dedi.

Sözcü tehdit kokan bu açıklamayı yaparken, NATO genel sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, Rusya’nın açıklamalarına, “Bu mesaj derin bir kaygı, düş kırıklığı ve üzüntüyle karşılanmıştır” yanıtını verdi.

Polonya ile Çek Cumhuriyeti’nin gerici/Amerikancı rejimlerinin, silahlanma yarışını kışkırtan ABD planına dönük herhangi bir itirazlarına tanık olunmadı. Tersine, Doğu Avrupa’da gericiliğin başını çeken her iki rejim de füze kalkanı yerleştirmeye hevesli görünüyor.

Çek halkının en azından bir kısmı, silahlanmanın tırmandırılmasına ve topraklarının Amerikan nükleer füzeleriyle kirletilmesine karşı çıkıyor. Polonya’da ise durum vahim görünüyor. Zira rejimin başında bulunan azılı anti-komünistlerin ülkeyi hızla polis devletine doğru sürüklediği Polonya’da, nükleer füzelerin yerleştirilmesine tepki gösterildiğine dair bir bilgiye henüz rastlanmış değil.

Oysa, ABD emperyalizminin gerilimi tırmandıran nükleer füze yerleştirme girişimi, sadece Rusya halklarının değil, Doğu Avrupa ve Balkanlar’da yaşayan tüm halkların da geleceğini tehdit edebilecek niteliktedir.


Venezüella halkıyla dayanışmaya!

İsviçre’de, 28 ve 29 Nisan tarihleri arasında, Bolivar Devrimi’nin deneyimleri adı altında bir toplantı düzenlendi. Toplantıya konuşmacı olarak, Venezuella’da Chavez’in partisinin teorisyeni olarak bilinen ve parti içinde Chavez’den sonra en etkili kişi konumunda olan William Izzara katıldı.

Venezuella Bern Büyükelçisinin de yer aldığı ilk toplantıya 60 civarında bir kitle katılımı gerçekleşti. Bu ilk gün, Venezuella’daki gelişmeler, Hugo Chavez’in darbe girişimi, sonrasında hapis yattığı yıllar ve ardından iktidar süreci anlatıldı. Venezuella’nın dünya halklarının desteğine olan ihtiyacı vurgulandı.

İkinci gün Avrupa’daki devrimci güçlere düşen görevler üzerinde duruldu. Çeşitli yerlerde Venezuella’yla dayanışma komitelerinin kurulması talebinin yanı sıra her yıl Ocak ayında İsviçre’de düzenlenen Dünya Ekonomik Formu’na (WEF) karşı alternatif bir forum düzenlenmesi tartışıldı. Bush’un Latin Amerika ülkelerine yaptığı geziye karşılık Hugo Chavez’in yaptığı karşı gezi örnek gösterilerek, böyle bir çıkışın yararları üzerinde duruldu.

Yoldaşça bir hava içinde geçen toplantıda Bir-Kar adına bir arkadaş da kısa bir konuşma yaptı; Türkiye devrimci hareketinin Latin Amerika’daki mücadelelere her zaman büyük bir ilgi gösterdiğini belirterek, halkların kardeşliğini vurguladı.

Toplantı sonrasında komite kurma çalışmaları sürdürüldü. Komite öncelikli olarak WEF’e karşı bir forumun düzenlenmesi ve buna Hugo Chavez’in yanı sıra Evo Morales’in de katılması için çalışmaları hızlandıracak. Bizler de Bir-Kar olarak bu çalışmayı örgütleyen bileşen içinde yer alacağız.


Bir-Kar/İsviçre