8 Haziran 2007 Sayı: 2007/22(22)

  Kızıl Bayrk'tan
   Devrimci mücadele çağrısını gür sesle
yükseltmenin zamanıdır!
  Polis terörüne yol veren yasa meclisten geçti…
BDSP bağımsız devrimci sosyalist adaylarını açıkladı...
“Sınır ötesi operasyon” tartışmaları
Rant kavgası nedeniyle DYP-ANAP birleşmesinin sonu geldi!
Dinar’da ortaya saçılan pislik!
  Düzen partileri söylemde bile asgari ücretin adını anmıyorlar...
  ÖSS’ye ve geleceksizliğe karşı Liselilerin Sesi yükseliyor!
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  Ne seçim, ne meclis, ne Amerikancı-İMF’ci kokuşmuş düzen partileri!.. Çözüm işçilerin ve emekçilerin devrimci ücadelesinde!..
  BDSP’nin seçim çalışmalarından.
  G8 protestolarından...
  G8 günlüğünden...
“Direniş verimlidir!”
  Artık örgütlenme zamanı / Mumia Abu-Jamal.
  Lübnan’da çatışmalar devam ediyor!
  Seçimler ve devrimci yurtsever tavır / III - M. Can Yüce
  Mücadele postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Rostock’da 100 bin işçi, emekçi ve genç G8’i protesto etti...

Almanya’da coşkulu ve militan G8 karşıtı gösteri

Empreyalist G8 zirvesine karşı aylardır hazırlıkları yapılan protesto eylemlerinden ilki 2 Haziran günü Rostock’ta gerçekleşti.

130’un üzerinde ilerici ve devrimci kurumun organize ettiği protesto eylemine, ezici çoğunluğu Almanya’dan olmak üzere, dünyanın çeşitli ülkelerinden 100 bine yakın işçi, emekçi, genç, ilerici ve devrimci katıldı.

G8 zirvesi son bir aydır Almanya’nın değişmez gündemi oldu. Alman devleti protesto gösterilerine katılımı sınırlamak için elinden gelen herşeyi yaptı. Alman polisi provokasyonlarına haftalar öncesinden başladı. “Radikal sol teröre karşı önlemler” aşağılık yalanı ile, ilerici ve antifaşist güçlere ait çok sayıda ev, işyeri ve kurum basılarak onlarca insan gözaltına alındı. Özellikle, komşu ülkelerden Almanya’ya girişlere yönelik kontroller sıklaştırıldı, sokaklarda rastgele kimlik kontrolleri yapıldı. Bu arada, polisin yetkileri arttırılarak, Almanya tarihinde ilk kez gösterilerde polise silah kullanma yetkisi tanındı. 2006 Dünya Kupası sırasında oluşturulan 500 kişilik özel polis birliklerine 1500 kişi daha eklenerek Münih’te aylarca eğitildi.

Devlet terörü öylesine artırıldı ki, G8 zirvesine hazırlık çalışmaları dahi yasaklanmaya çalışıldı, çeşitli yaptırımlar ileri sürüldü. Örneğin, sözde demokrasi ve özgürlüklerle basın özgürlüğünün kalesi Almanya’da, “G8 karşıtı” olabilecekleri düşüncesiyle ilerici 20 gazeteciye zirveyi izleme yasağı getirildi.

Dahası, zirvenin yapılacağı Rostock-Heiligendamm’ı 12 km uzunluğunda tel örgülerle ve yakın çevresinde inşa ettikleri yüksek demir parmaklılıklarla adeta yarı açık bir cezaevine çevirdiler. Bütün bu “güvenlik” önlemleri için 100 milyon Euro’nun üzerinde para harcandı.

Alman devleti ve polisi, yasakçı, saldırgan ve provokatif tutumunu eylem günü de sürdürdü. 2 Haziran günü, diğer Avrupa ülkelerinden takviye edilenlerle birlikte 20 bin polis ve 1000 jandarma seferber etti. Tekelci medya aracılığıyla önden yaydığı yalan ve demagoji dolu propagandaya inandırıcılık kazandırmak için her yola başvurdu. Öyle ki, 2 Haziaran’da, eylemin yapıldığı kentte tam bir terör estirdi. Kimlik kontrollerini sıklaştırdı, insanları tartaklayıp taciz ederek, adeta fiili bir sokağa çıkma yasağı yarattı. Bu arada, protesto eylemini güçten düşürmek için aynı gün Rostock’a yakın Schverin kasabasında polisin koruması altında bir Nazi yürüyüşü düzenlendi. Polis buradaki Nazi karşıtı gösteriye de sert müdahalelerde bulundu.

Ne var ki, Alman devleti ve polisi, aldığı tüm önlemlere ve estirdiği teröre rağmen 2 Haziran günü yaklaşık 100 bin kişinin, geçmişte sosyalizmin toprağı ve şirin bir kuzey sahil kenti olan Rostock’ta sel olup akmasını engelleyemedi.

“Bir başka dünya mümkün!” ya da “Kapitalizme karşı sosyalizm!”

Almanya’daki DKP, Sol Parti, Attack gibi siyasal parti ve gruplar başta olmak üzere, Ver.di Sendikası, çeşitli antifaşist otonomcu gruplar, MLPD ve Türkiyeli devrimci grupların da içerisinde yer aldığı 130’un üzerinde kurum ve kuruluş tarafından organize edilen bu kitlesel ve coşkulu eyleme net bir biçimde antikapitalist bir ruh ve bilinç damgasını vurdu.

Yürüyüş için, biri Rostock merkezindeki tren istasyonu, diğeri de buraya 10 km uzaklıkta bir yer olmak üzere, iki ayrı noktada toplanıldı. Kitlenin büyük kısmı, Türkiyeli devrimci parti ve örgütlerin de içinde yer aldığı, “Enternasyonal anti-emperyalist blok”un bulunduğu Rostock’un merkezi tren istasyonunda toplandı. Burdaki yürüyüş oldukça coşkulu geçti.

G8 karşıtı gösteri, başından itibaren antikapitalist platforma dönüştü. Dağıtılan bildirilerde, taşınan pankart ve dövizlerde, atılan sloganlarda açık bir kapitalizm teşhiri vardı. Kürsüden yapılan konuşmaların hemen hepsi antikapitalist içerikteydi. Çok açık ifadelerle dile getirilmese de, “Bir başka dünya” özlemi şahsında sosyalizm işaret ediliyordu. Özellikle Brezilya’dan ve İtalya’dan gelen temsilcilerin yaptıkları konuşmalar bu açıdan oldukça tok ve anlamlıydı.

Ancak gösterinin geneline antikapitalizm damgasını vursa da, kapitalizmin tek alternatifi olan sosyalist söylem ve semboller konusunda belli bir zayıflık vardı. Sözgelimi orak-çekiçli kızıl bayrakların, sosyalizmi hedef olarak gösteren sloganların yazılı olduğu pankartların sayısı azdı.

“G8’e ve kapitalizme karşıyız, sizin için buradayız!”

İki toplanma yerinde yapılan mitinglerden sonra, her iki yürüyüş kolu aynı anda, saat 13.00’ten itibaren harekete geçti. Uzun bir güzergah boyunca gerçekleştirilen yürüyüş sırasında, yaratıcılık ürünü binlerce pankart, bayrak ve döviz taşındı, antiemperyalist ve antikapitalist sloganlar hiç susmadı. Yürüyüşü, Rostock halkı yol kenarlarında ve pencerelerden sempati ile izledi. Kimi pencerelerde eski Doğu Almanya bayrağı ve orak-çekiçli kızıl bayrakların asılı olması dikkat çekiciydi.

G8 karşıtları bir yandan Rostocklulara yürüyüşe katılma ve destek olma çağrısı yaparken, öte yandan onların yanında olduklarını göstermek üzere burada olduklarını, polisin iddiasının tersine, Rostock’a terör estirmek için değil, kapitalizmi teşhir etmek için geldiklerini haykırdılar.

İki koldan saatlerce süren yürüyüşün ardından, kitle Rostock limanında biraraya gelerek burada büyük bir miting gerçekleştirdi.

Henüz kitlenin tamamı alana girmemişken, bu görkemli kitle karşısında daha fazla tahammül edemeyen polis, Alman otonomcu gruplarının da polisi kışkırtmasıyla birlikte, kitleye saldırmaya başladı. Oldukça sert müdahalede bulunan polis, panik havası da yaratarak, kitleyi dağıtmaya çalıştı. Fakat kitlenin, aynı kararlılık ve militanlıkla, taşlı-sopalı karşı koyuşu karşısında bu amacına ulaşamadı. Saldırının olduğu bölgede ilk şaşkınlıkla bir dağınıklık yaşansa da, protestocular tekrar toparlandı ve polis kısmen geri püskürtüldü. Özellikle Türkiyeli devrimci grupların kortejlerinin olduğu bölgeye yapılan saldırı sonucu, bazıları ağır olmak üzere onlarca devrimci yaralandı. Bu sırada, Alman otonomcularından çok sayıda kişi de gözaltına alındı.

Başta sadece otonomculara yönelikmiş gibi görünen polis saldırısı karşısında kayıtsız kalan kitle, polisin gittikçe pervasızlaşması karşısında tepki göstrmeye başladı. Attack temsilcisi bile saldırıyı mikrofondan “Polis buradan defol!” sözleriyle protesto etti. Bu tavır giderek genel kitleye hakim oldu.

Komünistler olarak yürüyüşe iki ayrı pankartla katıldık. “Emperyalist savaşa ve saldırganlığa; kapitalist sömürüye karşı bütün ülkelerin işçileri birleşiniz!/TKİP” diğeri “Yaşasın proletarya enternasyonalizmi, yaşasın sosyalizm!/TKİP” imzalı pankartlarımız, oraklı-çekiçli kızıl bayraklarımızla eylemdeki yerimizi aldık. Eylem boyunca TKİP/YDÖ imzalı binlerce bildiriyi yaygın olarak dağıttık. Miting alanında polisin provokatif saldırısına karşı kararlı ve militan bir duruş sergiledik.

G8 karşıtı gösteriler 8 Haziran’a kadar çeşitli eylem ve etkinliklerle devam edecek. Bunun için Rostock’ta binlerce kişinin kaldığı çadır kamplar kuruldu.



G8 protestolarından...

Almanya’nın Rostock kentinde 4 Haziran günü gerçekleştirilen G8 Zirvesi karşıtı eylem ve protestolar 5 Haziran’da da “küresel hareket, özgürlük ve herkese eşit haklar” başlığı altında yapıldı ve birçok alanda değişik biçimlerde sürdü.

Sabahki ilk eylem saat 10:00’da Rostock’taki yabancılar dairesi önünde başladı. Eyleme 2 bin kişi katıldı. İş günü olmasına rağmen yabancılar dairesi kapalıydı. Kapalı olmasının gerekçesi bilgisayarlarda yaşanan bir hata olarak söylendi. Ancak gerçek nedeni G8 protestolarıydı. Eylem katılımcıların renginden çalınan müziğe, taşınan pankartlara kadar çok renkli ve çeşitliydi.

Kitle buradan Rostock-Lichtenhagen’deki Sonnenhaus’a (Ayçiçeği Evi) doğru yürüyüşe geçti.

Burada 1992 yılında Nazi artıklarının Vietnamlı işçilere yönelik saldırısı protesto edilecek, katledilenler anılacaktı. Duvarın yıkılışından hemen sonra gerçekleşen bu saldırıda sayıları 1500’ü bulan faşist, Vietnamlı işçilerin kaldığı işçi yurduna, binlerce izleyicinin alkışları arasında, taşlarla ve molotof kokteylleriyle saldırmış, ateşe vermişti. Saldırı günlerce sürmüş, polis günlerce yardıma gelmemişti. Daha sonra tutuklanan 3 kişi ise yaşları 18’in altında olduğu iddiasıyla serbest bırakılmıştı.

Rostock-Lichtenhagen’deki mitingle 1992 yılında yaşananlar anıldı, sığınmacıların koşullarının giderek daha da kötüleştiğine bir kez daha vurgu yapıldı.

Bu eylemde de polis yine provokasyon yaratmaya çalıştı. Kitleden birkaç kişiyi gözaltına aldı, saldırılarda bazı eylemciler yaralandı. Bunlardan biri de Kamerun’lu bir gençti.

Öğleden sonra sayıları 5 bini bulan kitle iltica kampı önünde “Küresel hareket özgürlüğü!” sloganı altında yürüyüşe başladı. Ama yürüyüş kolu polisin müdahaleleri sonucu hızlı ilerleyemedi. Yürüyüş kolu şehir merkezinde mitingin yapılacağı alana doğru ilerlerken polis eylemcilerin önünü kesti ve onları saatlerce burada tutarak alana girmelerini engellemeye çalıştı. Ancak buna rağmen binlerce kişi alana girmeyi başardı. Miting kültürel programla devam etti.

Eylemlerde polisin artan saldırganlığı dikkat çekiyordu. Tüm şehirde aramalar, gözaltılar, çatışmalar sürdü.

Bu arada küreselleşme karşıtları İçişleri Bakanlığı’nın zirve alanına yakın bir alanda eylem yapma yasağını aşmak amacıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. G8 karşıtları sınırlamanın demokratik hakları ihlal ettiğini savunuyorlar.

Yürüyüş yasağının bulunduğu Bad Doberan’da polis tüm bölgeyi kapattı. Seyahat eden kişiler kontrol edildi ve 9 Haziran’a kadar buraya girilemeyeceği söylendi, ellerinde harita taşıyanların haritaları alındı.

Polonya sınırında Polonyalı anarşistleri taşıyan bir tren durduruldu. Sınırı geçmek isteyen kişilerin tutuklanacağı söylendi. Anarşistler protesto etmek için treni işgal ettiler ve pankartlarını pencerelere astılar.

Soruşturma-Tahkikat komisyonunun yaptığı açıklamalara göre, 2 Haziran gününden bu yana gözaltına alınanların sayısı 315’e ulaştı. Gözaltına alınanlar toplanma yasası ve yüzünü kapatma yasalarını ihlal etmekten gözaltına alındılar. 10 kişi hakkında tutuklama kararı verildi.