20 Temmuz 2007 Sayı: 2007/28(28)

  Kızıl Bayrak'tan
   Seçim sonuçları üzerine
  Seçimler tamam, saldırıya devam!
İşbirlikçi asalaklar seçim sonuçlarından memnun!
Huzurumuz huzursuzluğunuz olacak!
Sermayenin ücret politikası...
Sınıf hareketinden...
  Özelleştirme mi yıkım mı?* - Yüksel Akkaya
  22 Temmuz seçimlerinin ardından
  BDSP’nin seçim faaliyetinden...
  BDSP’nin seçim şenliklerinden...
  Siyonistler Filistin’deki çatışmayı derinleştirmek için kolları sıvadı!
  Dünyadan...
  Bodrum’da rant yangınları
  Vedat Demircioğlu’nu saygıyla anıyoruz!
  Halkın parlamenter avanaklığı ve sınıfsal kutuplaşmanın zorunluluğu - A. H. Yalaz
  Binali Soydan’la dayanışmaya eylemlerinden...
  Seçim sonuçları üzerine M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Bodrum’da rant yangınları

Yaz aylarının gelişiyle birlikte orman yangınlarında artış başladı. Binlerce hektarlık ormanlar birkaç saat içinde kül olurken devlet bu konuda çaresiz kaldı. Orman yangınları çıkmaya ve doğanın ciğerlerini yok etmeye hala devam ediyor. Bu yangınların çıkış sebepleri üzerine bir dizi komplo teorisi de bu doğa katliamıyla beraber geliyor. “Bölücü terör örgütünü” sorgusuz sualsiz sorumlu ilan eden medya ve devlet yetkilileri, yanan alanlarda kısa sürede biten lüks otellere açıklama getiremiyor/getirmiyor.

Bugün küresel ısınmanın gerekçelerinden birisinin yok edilen Amazon ormanları olduğu gerçeğinin ışığında orman yakmak, tüm insanlığa ait bir değerin sorumsuzca yok edilmesi anlamına geldiğinden insanlık suçu olarak görülebilmelidir.

Bodrum’da yazın başından beri çıkan yangınlarda binlerce hektar orman yokedildi. Henüz kaynağı tespit edilemeyen yangınların sebebi konusunda birçok iddia var ancak bunlardan bazıları öne çıkıyor. Yangınların çıkış tarihi ilginçtir, Bodrum’da planlama yetkisinin yerel yönetimin elinden alınmasıyla başladı. Yeni plan öncesi yarımadada yatırım için büyük hareketlilik başladı. Yeni imar izinleri çıkacağı haberleri kulaktan kulağa yayılırken en çok rağbet gören bölgelerden biri Kızılağaç civarıydı. Emlakçılar satışları katladı. Fiyatlar kanatlandı. Derken Bakanlık 7 Mayıs 2007 tarihinde 1/25000’lik çevre düzeni planını askıya çıkardı. Sonuç küçük yatırımcı için tam bir yıkım oldu. Konuşulanların aksine, turizm tesis alanı olarak belirlenen birkaç bölgede betonlaşmanın önü açılırken diğer alanlarda yapılaşma oranı daha da düşürüldü. Tarım ve sit alanlarında 1 hektardan az arazisi olanlar, yeni bina yapamayacaktı. Yani düzenleme büyük otellerin işine geliyordu. Zaten planın askıya çıkmasından kısa bir süre sonra 7 Temmuz günü Kızılağaç’tan dumanlar yükselmeye başladı.

Bodrum’da 28 yıldır emlakçılık yapan Hikmet Topan, Kızılağaç’ın önemini şöyle anlattı: “Kızılağaç çok değerli. Çünkü kırsal gelişim alanı dışında, imarsız bölgedeydi. Bir süredir burada araziler toplanıyordu. Arsaların metrekaresi 50-100 YTL arasında değişiyordu. Ancak çevre düzenleme planı bölgeyi imara açmadı.”

Maviyol Girişimi üyelerinden Filiz Dizdar da bölgede emlakta büyük hareketlilik yaşandığını söyledi ve ekledi, “İmar oranlarının artırılacağı söyleniyordu. Ancak öyle olmadı. Sonra bu alanların yanması dikkat çekici!”

Yasalara göre, yanan devlet ormanları ağaçlandırılıyor. Ama sit alanı içine alınan özel orman arazileri, zeytinlikler, bağlar için böyle bir zorunluluk yok. Orman Bölge Müdürlüğü’nün tespitlerine göre; Kızılağaç’ta yanan alanın 308 hektarı devlet ormanı, 180 hektarsa çam, zeytin veya meyve ağaçlarıyla kaplı tapulu özel mülkler.

Bodrum’da konuşulan senaryolardan ilkine göre arazi sahipleri kesmelerine izin verilmeyen ağaçlardan yakarak kurtuldu. İkinci adımsa üzerinde artık ‘korunacak bir şey kalmayan’ özel arazilerinde, imar yasağının kalkmasını beklemek olacak.

Bodrum’da konuşulan ikinci senaryoyu Bodrum Yurttaş İnisiyatifi sorumlusu Avukat Ahmet Aksüt anlattı: “Bodrum coğrafi olarak, Antalya gibi büyük, beş yıldızlı yatırımlara müsait değil. Bu yangınlar, bu tür alanların açılması projesinin parçası olabilir. Türkiye’de defalarca yaşanan bir gerçek var. Sit ilan edilen alanların değeri düşer. Buralarını düşük değerden büyük yatırımcılar toplar ve sonra sit kararları değişir ya da kaldırılır. Çünkü orman vasıflarını yitirmişlerdir. Yine böyle bir rant operasyonu olup olmadığı herkesin aklında soru işareti.”

Yetkililer ise olayları sabotaj diye nitelendirerek “bölücü terör örgütünü” işaret ediyorlar. Hemen arkasından yanan yerleri ağaçlandırdıklarının altını çiziyorlar. İyi de ormanların ortasına 5 yıldızlı otelleri kim dikti? O oteller dikilirken siz neredeydiniz? Herkes biliyor ki kasıtlı çıkartılan yangınlar rantçıların işi. Ormanları yakanlar doğanın ve insanlığın katilidir. Kapitalizm kâr üzerine kurulu insanlığa yabancı ve düşman bir sistemdir. İnsanlığı ve doğayı kurtarmak için kapitalizmi öldürmekten başka seçeneğimiz bulunmuyor.


“Orman Bakanı günah çıkarıyor!”

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası son günlerde meydana gelen ve hızla artan orman yangınlarına ilişkin, ülke genelindeki tüm ve temsilciliklerinde eş zamanlı basın açıklaması yaptı.

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi’nde yapılan açıklamada iki haftadır devam eden orman yangınlarının ardından, Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe’nin Kocaeli’nde bir kahvaltı sofrasında “Bazı hainler ormanlarımızı yakıyor. En büyük servetimiz olan ormanlara kastedenlere lanet olsun!” sözlerine dikkat çekildi. Şube Başkanı Gülay Özdabağ, “Hükümetin sorumlu bakanı sadece hayıflanıyor ve sızlanıyor ve lanet olsun demekle sorumluluklarından aklandığını düşünüyor” dedi.

“Tüm vatandaşlarımıza sesleniyoruz. Hükümet görevini yerine getirmiyor. Ülkede alarm durumu verilmeli ve acil önlemler alınmalı. Seçimlerin arkasına sığınılmamalı” diyen Gülay Özdabağ, yanan orman alanlarını tekrar kazanmak, rant peşinde koşanlara bu ülke topraklarını heba etmemek için birlikte hareket etmenin zamanının geldiğini ifade etti.

Kuşadası’nda geçen yıl yanan orman alanından 24.9 hektarının bir maden arama şirketine tahsis edildiğini, 100 hektarlık bölümüne de maden arama izni verildiğini kaydeden Özdabağ, “Aslında Orman Kanunu’nun 18. maddesi yanan alanlar hiçbir şekilde tahsis edilemez derken, bizim Orman Bakanımız ve bürokratları nedense kanunu unutup tahsisleri de yapıyorlar, arama izni de veriyorlar” ifadesini kullandı.

Ülke kaynaklarının takipçisi olanların çabaları ile ortaya çıkarılan kanunsuzluk sonrasında Orman Bakanı Pepe’nin “Bürokratlarım hata yapmış” sözleriyle günah çıkardığını söyleyen Özdabağ, “Onurlu yönetimlerde bu hatanın faturası görevden uzaklaşmadır, istifadır, hata yapanların cezalandırılmasıdır” diye konuştu.

“Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Yönetimi, meslek odaları ile demokratik kitle örgütlerinin, yerel bölge halkının bütün mücadelelerine rağmen halkının sesine kulak vermeyerek bu yasayı çıkaranlara, emperyalistlere ve ülkemizdeki işbirlikçilerine ‘bu ülkenin sahipsiz olmadığını’ buradan bir kez daha yineliyoruz” diyen Özdabağ, TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi olarak, doğal kaynaklara, ülke değerlerine her zaman sahip çıkacaklarını ve halkı bu konuda duyarlı davranmaya çağırdı.

Kızıl Bayrak/İstanbul


Sebahat Tuncel serbest bırakıldı!

Gebze M Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunduğu sırada İstanbul 3. bölgeden milletvekili seçilen Sebahat Tuncel, 24 Temmuz’da İstanbul İl Seçim Kurulu’ndan mazbatasını alması ve gerekli işlemleri tamamlaması için serbest bırakıldı. Sebahat Tuncel’in tahliye kararı “yasa dışı örgüt üyesi” iddiasıyla yargılandığı İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Anayasa’nın 83. Maddesi’nde düzenlenen yasama dokunulmazlığı üzerine verilmiş oldu.

Tuncel cezaevinden çıkarken yaptığı açıklamada “Halkımız demokrasi ve barış mücadelesinde önemli bir görev vermiştir. Bundan sonra bu görevi layıkıyla yerine getireceğime inanıyorum. Bana oy veren halkımıza çok teşekkür ediyorum” dedi. 9 aydır tutuklu olan Tuncel’in serbest bırakıldığı sırada cezaevi önünde izdiham yaşandı.