19 Aralık 2008 Sayı: KB 2008/02(49)

  Kızıl Bayrak'tan
   Yunanistan’daki öfke patlaması gelmekte olan yeni mücadeleler dönemini işaretliyor
  Yunanistan’daki öfke patlaması kitlelerdeki hoşnutsuzluk birikimini ortaya koyuyor...
Üç isyan: Los Angeles, Paris, Atina;
Bir sonuç: “Sonuçsuz” Öfke ve ne yapmamalı…
Yüksel Akkaya
Krizin bir yüzünde yoksulluk ve işsizlik, diğer yüzünde ise artan zenginlik var!

İnsanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari ücret!

İşten çıkarmalar, fabrika kapatmalar, ücretsiz izinler...
  Tersanede 115. ölüm: Erdal İnceyol!
  BDSP’li Metal İşçileri’nin açıklaması...
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  İşçi sınıfını parçalayan gerici cereyanlara karşı etkili bir mücadele
  2001’den 2008’e düzen krizinin aynasından yansıyanlar ve bir toplantının gösterdikleri…
  Gençlikten...
  Küçükçekmece faaliyetlerinden...
  Tekstil işçilerinden çağrı...
  Rüya Özkalkan ile basın işkolundaki TİS süreci ve birleşik mücadele üzerine konuştuk… 
  Erdal Eren mücadelemizde
yaşıyor!
  Bush’a atılan pabuç: Dünyanın bütün mazlum pabuçları, zalimlere karşı havalanın!..
Yüksel Akkaya
  ABD Afganistan’daki işgalci NATO güçlerini takviye ediyor!
  Dünya işçi ve emekçi hareketinden…
  Devlet, AKP ve Aleviler... - M. Can Yüce
  Liseli gençlik krizin faturasını ödemeyi reddetmeli, mücadelede yerini almalıdır!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Erdal Eren mücadelemizde yaşıyor!

12 Eylül sadece kaba bir devlet terörü değildi. 12 Eylül kapsamlı bir dönüşümü hedefliyordu. Amaç kapitalizmin vahşetini sessizce karşılayacak kitleler yaratmaktı. Tüm bu dönüşüm 12 Eylül ve onu takip eden günlerde kanlı bir şekilde uygulamaya başlandı. Gözaltında ve hapishanelerde yaşanan vahşetten, sokaklarda yargısız infazlara kurban gidenlere kadar darbenin “olağanüstü koşullarında” yaşananlar bugüne kadar olağanlaştı. Burjuvazinin arayıp da bulamadığı sessizliği ona altın tepside faşist ordu sundu. Hukuk tanımaz bir hukuku anayasa yaparak son görevini de tamamladı ve meydanı süslü burjuva tiyatrosuna geri bıraktı.

Geriye fişlenmiş 1 milyon 683 bin kişi, örgüt üyeliğinden yargılanan

98 bin 404 kişi ve hüküm giyerek 12 Eylül’ün karanlık zindanlarına atılan 21 bin 764

kişi kaldı. Ancak faşist rejim herkese karşı bu kadar merhametli davranmadı. 171 kişi sorgularda ve cezaevi işkencelerinde, 50 kişi darağaçlarında can verdi. Bu idamlar içinde bir idam vardı ki, 12 Eylül zihniyetini ve hukuksuzluğunu nerelere vardırdığının açık göstergesi oldu. 13 Aralık 1980’de jet hızıyla yargılanıp 17 yaşında idam edilen genç devrimci Erdal Eren, 12 Eylül’ün simgelerinden biri oldu.

Erdal Eren’i idam sehpasına kadar götüren süreç, 30 Ocak 1980 tarihinde Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği üyesi, ODTÜ öğrencisi Sinan Suner’in, MHP’li Bakan Cengiz Gökçek’in koruması Süleyman Ezendemir’in kurşunlarıyla katledilmesiyle başladı. Olayın duyulmasının ardından, 2 Şubat 1980’de Sinan Suner’in öldürüldüğü yerde bir protesto gösterisi yapıldı. Göstericiler arasında lise öğrencisi olan Erdal Eren de vardı. Gösteriye müdahale eden askerlerle göstericiler arasında çıkan çatışmada, er Zekeriya Önge ölürken, Erdal Eren’le birlikte 24 kişi gözaltına alındı.

Zekeriya Önge’yi öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Erdal Eren, sermaye devletinin tarihin belki de en hızlı yargılamasıyla, 19 Mart 1980’de idama mahkûm edildi.

Erdal Eren, idam edildiğinde henüz 17 yaşındaydı. Ailevi nedenlerle ailesi yaşını büyük yazdırmıştı. Erdal, Giresun’a bağlı Şebinkarahisar’da doğdu. 1970’li yıllarda ailesiyle birlikte Ankara’ya yerleşen Erdal, Ankara Yapı Meslek Lisesi’nde okumaya başladı ve burada devrimci mücadeleyle tanıştı. Genç yaşında devrimci mücadeleye katılan Erdal Eren’i asarak 12 Eylül’ün anlam ve önemini topluma anlatmayı seçen burjuvazi için 28 yıllık bu cinayet Türkiye devrim tarihine Erdal’ın başeğmez tutumuyla altın harflerle yazıldı.

Mahkeme hiçbir kanıta ve ifadeye itibar etmedi. Erdal Eren’in gerçek yaşının tespiti için kemik tahlili yapılmasını engellendi. Erdal Eren’in öldürdüğü iddia edilen erin otopsi raporlarında, ölüme neden olan kurşunun G-3 tüfeğinden çıktığına dair görüşler yer almasına rağmen otopsi raporları karartıldı. Askeri Yargıtay 3. Dairesi’nin, önce ‘delillerin noksanlığı’ nedeniyle esastan, ardından da idamın müebbet hapse çevrilmesini gerektiren TCK’nın 59’uncu maddesinin uygulanmaması nedeniyle usulden bozmasına rağmen, Yargıtay Daireler Kurulu iki kararı da reddetti. Zira ölüm kararı çoktan verilmişti.

Erdal, cuntanın kararına en güzel yanıtı zaten vermiştir: “... çok açıklıkla söylüyorum ki, benim moralim iyi ve ölümden de korkum yok. Çok büyük bir ihtimalle bu işin ölümle sonuçlanacağını çok iyi biliyorum. Buna rağmen korkuya, yılgınlığa, karamsarlığa kapılmıyorum ve devrimci olduğum, mücadeleye katıldığım için onur duyuyorum. Böyle düşünmem, böyle davranmam, halka ve devrime olan inancımdan gelmektedir.”

Ve 12 Aralık’tan 13 Aralık’a dönen gece darağacına yürürken, yüreğinde, yaşadığı 17 yılın değil devrimin yüzyılları aşan coşkusunu taşıyordu. Erdal’ın son sözleri: “Faşizme ölüm, halka hürriyet!” oldu.


Ankara’da Erdal Eren anması…

Sermaye devletinin 13 Aralık 1980 tarihinde asarak katlettiği genç komünist Erdal Eren’in 28. ölüm yıldönümünde, Ankara Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) tarafından Erdal Eren’in Karşıyaka Mezarlığı’nda mezarı başında, 13 Aralık günü bir anma etkinliği gerçekleştirildi.

Karşıyaka Mezarlığı kapısından “Erdal Eren ölümsüzdür, sosyalizm kazanacak!” şiarlı pankart açılarak Erdal Eren’in mezarına doğru sloganlarla yüründü. Anma boyunca sık sık, “Erdal Eren yaşıyor, komünistler savaşıyor!”, “Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya, Habip Yoldaş, Ümit Yoldaş, Hatice Yoldaş yaşıyor!”, “Devrimciler ölmez, devrim davası yenilmez!”, “Katil devlet hesap verecek!”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm!”, “Bedel ödedik, bedel ödeteceğiz!”, “Faşizmi döktüğü kanda boğacağız!”, “İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!”, “Marks, Engels, Lenin! Yaşasın devrim ve sosyalizm!” sloganları atıldı.

Eren’in mezarı başında ilk olarak BDSP adına bir konuşma yapıldı. Aradan geçen 28 yıla rağmen hesap sorma kararlılığının sürdüğü vurgulandı. Erdal Eren’in 12 Eylül faşist cuntası tarafından asılmasındaki asıl amacın işçileri, emekçileri ve gençleri teslim almak olduğu belirtildi.

Liselilerin Sesi adına Erdal Eren’in ailesine yazdığı son mektup ve mahkemede yaptığı savunma okundu. Ardından Erdal Eren ve tüm devrim ve sosyalizm şehitleri anısına saygı duruşuna geçildi. Anma etkinliği Erdal Eren’in bıraktığı devrimci mücadele mirasının sahiplenildiği ve yarınlara taşınacağının vurgulanmasıyla sona erdi.

Etkinlikte Liselilerin Sesi imzalı dövizler de açıldı. Anmaya 30 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / Ankara

 

Esenyurt’ta Erdal Eren anması…

14 Aralık günü Esenyurt’ta, Erdal Eren’in 28. ölüm yıldönümü vesilesi ile bir anma etkinliği gerçekleştirildi. Ön çalışması yürütülerek örgütlenen etkinliğe 60 kişi katıldı.

Anma etkinliği Erdal Eren şahsında tüm devrim şehitleri için yapılan saygı duruşu ile başladı. Daha sonra Erdal Eren’e ilişkin hazırlanmış olan sinevizyon gösterimine geçildi. Sinevizyon gösterimi ilgi ile izlendi.

Ardından yapılan konuşmada, bu coğrafyada birçok katliama tanık olduğumuz ifade edilerek, Denizler’i, Mahirler’i, İbolar’ı katleden sermaye devletinin, Erdal Eren’i de gelişen toplumsal muhalefeti bastırmak, gözdağı vermek için katlettiği vurgulandı. Erdal Eren’i yaşatmak ve katillerinden hesap sormak için devrim ve sosyalizm mücadelesinin yükseltilmesi gerektiğine değinildi. Kapitalist düzenin bugün derinleşen krizinin faturasını işçi sınıfına ve emekçilere ödetmeye hazırlandığı, buna karşı Yunanistan’da işçi ve emekçilerin verdiği mücadelenin örnek teşkil etmesi gerektiği vurgulandı.

Ardından İşçi Kültür Evi Şiir topluluğundan iki arkadaş okudukları iki şiirle programa katıldılar. Son olarak Grup Gölgedekiler’in seslendirdiği devrimci marşlar ve türkülerle etkinlik sona erdi.

Anma etkinliği bir takım eksikliklerine rağmen coşkulu bir atmosferde gerçekleşti.

Esenyurt İşçi Kültür Evi Gençlik Komisyonu

 

Erdal Eren mezarı başında anıldı…

Erdal Eren’in katledilişinin yıldönümü olan 13 Aralık günü Emek Gençliği, Devrimci ‘78’liler Federasyonu ve Odak mezar anması gerçekleştirdi. Anma, mezarlık girişinden Erdal Eren’in mezarına yapılan yürüyüşle başladı. Sık sık, “Erdal Eren yoldaş ölümsüzdür!”, “Yaşasın bağımsız demokratik Türkiye!”, “Erdal’ın katili faşist diktatörlük!” sloganları atıldı.

Erdel Eren’in mezarı başında saygı duruşunun ardından ilk olarak Emek Gençliği adına bir konuşma yapıldı. Erdal Eren’in en önemli özelliklerinden birinin örgütlü kimliği olduğu belirtildi, 12 Eylül darbecilerinden hesap sorma çağrısı yapıldı.

Ardından Devrimci 78’liler Federasyonu ile Odak dergisi adına konuşmalar yapıldı. Birleşik mücadelenin önemine değinildi.

Erdal Eren’in mezarı başındaki anmanın ardından Ercan Koca’nın mezarı ziyaret edildi. Konuşmanın ardından kısa bir şiirin okunmasıyla anma sona erdi.

Kızıl Bayrak / Ankara