Bursa’da “Kriz ve sınıf hareketi” paneli
Kapitalist krizin yansımalarının yoğun olarak görüldüğü sanayi bölgelerinden biri olan Bursa’da Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP) tarafından “Kriz ve sınıf hareketi” başlıklı bir panel düzenleniyor.
21 Aralık günü gerçekleştirilecek olan panele konuşmacı olarak Tez-Koop-İş Sendikası Genel Eğitim Danışmanı Volkan Yaraşır, Prof. Dr. Yüksel Akkaya, Birleşik Metal-İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Ayhan Ekinci ve BDSP Temsilcisi konuşmacı olarak katılacaklar.
Kapitalizmin krizinin işçi sınıfına ve emekçileri etkisinin güncel tablo üzerinden ele alınacağı panelde “Krize karşı ne yapmalı?” sorusu ele alınacak ve krize karşı yürütülecek mücadele hattı tartışılacak.
Yer: Nilüfer Yerel Gündem 21 Evi
Tarih: 21 Aralık 2008 / Pazar
Saat: 13.00
Adres: Barış Mh. FSM Bulvarı Lozan Sk. İncir Parkı (Acıbadem Hastanesi arkası)
Adli Tıp’a siyah çelenk!
Türk Tabipleri Birliği (TTB), İstanbul Tabip Odası (İTO) ve İstanbul Barosu, 4 Aralık günü Adli Tıp Kurumu (ATK) önündegerçekleştirdikleri basın açıklamasıyla, Üzmez raporunu eleştiren üç doktor hakkında soruşturma açılmasını protesto ettiler.
Eylemde, “Üzmezleri koruyan yöneticiler görevden alınsın!”, “İstismarın değil mağdurun yanında!”, “Temiz Adli Tıp”, “Dr. Elif Kırteke, Dr. Lale Tırtıl, Dr. Serhat Gürpınar yanınızdayız!”, “Bağımsız, özerk ‘Adli Tıp’ istiyoruz!” dövizleri ve üzerinde “Kınıyoruz” yazılı siyah çelenk ile siyah kurdelalar taşındı.
İTO Başkanı tarafından yapılan konuşmada, Adli Tıp Kurumu (ATK) Başkanlığı’nca, görüşlerini belirten üç uzman doktora verilen cezanın kaldırılması istendi, ATK’nın yeniden yapılanması için TTB ve İstanbul Barosu’nun çalışmalarını sürdüreceği ifade edildi. Ardından yapılan basın açıklamasında, ATK raporunun bilimsel olarak geçersiz olduğu belirtildi.
Basın açıklamasının ardından Adli Tıp Kurumu’nun kapısına siyah çelenk bırakıldı, siyah kurdelalar bağlandı.
Kızıl Bayrak / İstanbul
Maraş katliamının yıldönümünde miting!
21-27 Aralık 1978 tarihlerinde gerçekleşen, 121 kişinin katledilmesiyle sonuçlanan Maraş katliamının 30. yılında, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği miting düzenliyor. Alevi Bektaşi Federasyonu tarafından da desteklenen miting, 21 Aralık günü Adana’da gerçekleştirilecek.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, 21 -27 Aralık günlerinde şubelerinin bulunduğu her yerde basın açıklamaları ve salon etkinlikleri ile Maraş’ta katledilenleri anacak. Miting, “Unutursak hatırlatırlar!”, “Katliamın gizli arşivleri açıklansın!”, “Gerçek suçlular hesap versin, yargılansın!” şiarlarıyla gerçekleştirilecek.
Mitinge çağrı açıklamasında, katliamın baş aktörünün “derin devlet” olduğu söylenerek, geçmişle yüzleşmenin gerekliliğine işaret edildi. Açıklama şu sözlerle son buldu:
“21. yüzyıl insan hakları, özgürlükler ve bilim çağı olmalıdır. İnsan hakları, özgürlük ve bilim gibi kutsal değerlere ve katliamlarda yitirdiğimiz canlarımıza, yaşam ve varlık gerekçemiz olan kültürümüze saygının bir gereği olarak diyoruz ki; devletin derin çekmecelerinde gizli arşivler açılmalı, katliamların yaşayan tanıkları dinlenmelidir. Arşivlerin, yaşayan tanıkların, kitap, belge ve o dönemdeki mahkeme tutanaklarının ışığında katliamda suçu, hatası ve ihmali bulunan birey vekurum her kim varsa evrensel hukuk verileri çerçevesinde yargılanmalı, gerekli cezalar verilmelidir.”
Kot işçileriyle dayanışma gecesi
Kot İşçileri Birliği, geçtiğimiz haftalarda Beyoğlu İstiklal Caddesi üzerindeki Mavi Jeans önünde yaptığı eylemin ardından şimdi de “dayanışma gecesine” hazırlanıyor.
“Silikozis Hastası Kot İşçileriyle Dayanışma Gecesi”, kot taşlama atölyelerinin yoğun olarak bulunduğu Gaziosmanpaşa’ya bağlı Küçükköy’de yapılıyor. İşçi sendikalarına, sağlık-meslek odalarına, siyasi partilere, demokratik kitle örgütlerine, basın-yayın kuruluşlarına kadar birçok kuruma katılım çağrısı yapılan dayanışma gecesi 26 Aralık 2008 Cuma günü Küçükköy’deki Eftelya Düğün Salonu’nda düzenlenecek.
İlkay Akkaya, Birol Topaloğlu, Hasan Sağlam, Nurettin Güleç ve Raber’in sahne alacağı dayanışma gecesine çeşitli işkollarından işçiler de destek verecek.
Yer: Eftelya 1 Düğün Salonu / Gaziosmanpaşa-Küçükköy
Tarih: 26 Aralık 2008 Cuma
Saat: 19.00
Adres-İletişim: Hekimsuyu Cad. No:27 Gaziosmanpaşa / Küçükköy
kotiscileribirliği@gmail.com 0537 713 57 04
Eczacılardan “eylem takvimi”…
İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu, 4 Aralık günü bir basın toplantısı yaparak, Türk Eczacıları Birliği (TEB) ve 51 Eczacı Odası tarafından oluşturulan eylem takvimini açıkladı.
TEB Merkez Heyeti ile İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu’nun ortak yaptığı basın açıklamasında İstanbul Eczacılar Odası Başkanı Semih Güngör, 21 Aralık’ta Ankara’da düzenleyecekleri mitinge ilişkin bilgi verdi. “Meclise getirilmek istenen 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun Taslağı kabul edilemez” diyen Güngör, 6197 sayılı Kanun Taslağı ile eczacıları Eczacı Odası’na değil, Ticaret Odası’na bağımlı kılmak istediklerini belirterek, “Bizleri ortaklık ve ticaret adı altında birbirimize kırdırmak istiyorlar. Bizleri kar ve zarar hesapları içinde yok edecekler. Önce ‘Eczacı-eczacı ortaklığı’ diyecekler, sonra zincir eczaneyi gündeme getirecekler” dedi.
Türk Eczacıları Birliği’nin oluşturduğu eylem takvimine göre:
- 16 Aralık’ta Sağlık Bakanlığı önünde TEB Merkezi Heyeti ve 51 Eczacı Odası Başkanı’nın katılacağı bir basın açıklaması yapılacak.
- 18 Aralık’ta, gazetelerde, eczacıların yaşadığı sorunlara dikkat çeken ilanlar yayınlanacak.
- 21 Aralık’ta Ankara’da onbinlerce eczacı, eczane çalışanı ve ailelerinin katılımıyla Büyük Eczacı Mitingi düzenlenecek.
Güngör, eğer taslak bu şekliyle Meclis’e getirilirse, o gün İstanbul’da tüm eczanelerin kepenklerinin kapanacağını belirtti. Eğer bu şartları kabul görmezse, Sosyal Güvenlik Kurumu ile hiçbir şekilde protokol imzalamayarak, anlaşmasız bir döneme gireceklerini belirtti.
Kızıl Bayrak / İstanbul
Avrupa’da 19 Aralık hazırlıkları!
DEKÖP/Avrupa Demokratik Kitle Örgütleri Platformu, 19 Aralık direnişini unutturmamak amacıyla, hemen tüm Avrupa ülkelerinde ve metropollerinde, yürüyüş, miting, panel, gece vb. etkinlikler düzenlemeyi planlıyor. Merkezi yerlerde ve kimi yerelliklerde bildiriler çıkartılmış bulunuyor.
DEKÖP/Köln tarafından hazırlanan bildiride şu görüşlere yer verildi: “Devrimci tutsaklar F tipi cezaevlerindeler ve hala hücrededirler. Bu arada, son derece güç ve elverişsiz koşullara rağmen, devrimci tutsakların, F tipi cezaevlerinde ilk günkü acımasızlığıyla devam eden yıldırma ve teslim alma politikalarına karşı direnişi de devam ediyor.
Her şeye karşın, devrimci hareketimizin 40 yıla yaklaşan devrimci direniş geleneği devam ediyor. Cezaevlerindeki direniş geleneğimiz devam ediyor. 19 Aralık direnişimiz farklı biçimde devam ediyor.
Tam da bu nedenle, bir kez daha, ‘19 Aralık’ı unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız!’ diyor, tüm işçi, emekçi, ilerici ve devrimcileri, devrimci direniş geleneğimizin onuru ve yüz akı olan cezaevlerindeki devrimci tutsaklara her zaman ve her bakımdan sahip çıkmaya ve direnişlerini desteklemeye çağırıyoruz.”
Stuttgart’da bir araya gelen kurumlar (BİR-KAR, AGİF, ATİF, ADHF, Yaşanacak Dünya) tarafından da 21 Aralık günü bir anma etkinliği gerçekleştirilecek.
“İş Cinayetleri, İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı Kurultayı”…
Ezilenlerin Sosyalist Platformu tarafından düzenlenen “İş Cinayetleri, İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı Kurultayı” 4 Aralık günü gerçekleşti.
Saygı duruşunun ardından yapılan açılış konuşmasında, Tuzla havzasındaki iş sorunları ve iş cinayetlerine değinilerek Tuzla’nın iş cinayetlerine karşı verilen mücadelenin merkezi olduğu belirtildi. Ekonomik krize de dikkat çekilerek krizin doğurduğu sonuçlara işaret edildi.
Ardından “Limanların Uğultusu” adlı sinevizyon gösterimi yapıldı. Kurultay divan üyelerinin oluşması ve tebliğlerin sunumu ile devam etti.
Kurultaya, Ankara, Adana, Antep, Bursa, Bingöl, Zonguldak, Antakya ve İstanbul’dan tersane, tekstil, kot taşlama, metal, inşaat, maden, deri, tarım, sağlık, eğitim ve ulaştırma sektöründen işçi ve temsilciler katıldı. Sektörlere ilişkin tebliğler sunuldu, konuşmalar yapıldı.
Konuşmaların ardından sonuç bildirgesi okundu. Sonuç bildirgesinde şu talepler sıralandı:
- TTB, TMMOB ve sendikalardan oluşan komisyon, işyerlerinde denetim yapmalı.
- Mevsimlik işçilerin yoğun çalıştığı bölgelerde sosyal tesisler yapılmalı.
- Çocuk işçiliği yasaklanmalı, kadın işçilere fiziki özelliklerine uygun giysi ve iş aracı verilmeli.
- Kot taşlama işçiliği ve asbest gibi zararlı maddelerle yapılan işler yasaklanmalı.
- Kot taşlama işçilerine ücretsiz sağlık hizmeti verilmeli ve tüm çalışanlar sağlık taramasından geçirilmeli.
- Tuzla’da verilen mücadele tüm işçilerin mücadelesidir ve Limter-İş’in talepleri karşılanmalıdır.
Kurultaya yaklaşık 120 kişi katıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul
Nürnberg’de kriz semineri
Nürnberg Bölgesi IG Metall Sendikası Bölge Göçmenler Kurumu ve MAN Fabrikası Sendika Temsilciliği, 14 Aralık tarihinde Volkan Yaraşır ile “Dünyadaki mali sermaye krizi ve uluslararası işçi hareketinin muhtemel sonuçları, görevlerimiz, işyeri taban örgütlenmesinin rolü” başlıklı bir toplantı gerçekleştirdi.
Toplantı öncesi iki haftaya yayılan hazırlık çalışmaları yürüttük. Yaklaşık 50 işçinin katıldığı toplantıya MAN işçilerinin yanısıra Leistritz, Federal Mogul, Conti Temic, Schöller ve Siemens’ten işçi arkadaşlarımız katıldı.
Toplantı bir arkadaşımızın bölgemizde krizin etkilerini aktarmasıyla başladı. Ardından sözü Volkan Yaraşır’a bıraktı. Volkan Yaraşır’ın iki bölüm halinde sunduğu konuşması ilgiyle izlendi. Söyledikleri bizler tarafından çok iyi anlaşıldı, çünkü aynı dili konuşuyorduk. Bir tarafta sınıfın bilimi diğer tarafta ise özne duruyordu.
Biz işçiler fabrikalarda örgütlenmek zorundayız. Bizi mezhep, cins, din, ırk, etnik vs. kökenlerimiz üzerinden bölmek isteyen sermayenin karşısına kendi üst sınıf kimliğimizle çıkmak gerektiği vurgusu tüm işçiler tarafından sahiplenildi. Sermayenin çeşitli alt kimlikleri öne çıkartarak işçi sınıfını bölüp parçalamak istediği anlatıldı.
Bugün yaşanan krizin sermayenin krizi olduğu, krizin faturasını da bizim değil, tersine kapitalistlerin ödemesi gerektiği söylendi. İşten çıkarmaların yasaklanması taleplerimiz arasında belirlendi.
Volkan Yaraşır konuşmasında, önümüzdeki dönemde çeşitli ülkelerde fabrika işgallerinin gündeme gelebileceğini, Arjantin’de olduğu gibi fabrikaların işçiler ve taban örgütleri tarafından ele geçirilebileceğini dile getirdi. Bu esnada kitlenin heyecanı daha da arttı.
Toplantı katılımcı kitlenin elele tutuşması ve toplu olarak “Yaşasın işçilerin birliği!” ve “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!” sloganlarının haykırılması ile sona erdi.
Nünberg’den MAN işyeri temsilcisi
“Su canlılara aittir!”
Suyun ticarileştirilmesine, alınıp satılan bir meta olmasına karşı çıkan çeşitli örgütlerin oluşturduğu “Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu”, 6 Aralık günü, 16-22 Mart 2009 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek olan 5. Dünya Su Forumu’na ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi.
Taksim Tramvay Durağı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasını platform sözcüsü İbrahim Gökçek okudu. İstanbul Sütlüce’de düzenlenecek olan 5. Dünya Su Forumu’na Türkiye’den Çevre ve Orman Bakanlığı, Devlet Su İşleri Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) ev sahipliği yapacağını belirtti. Eski Sütlüce mezbahanesinde gerçekleştirilecek foruma “Sütlüce mezbahanesinde bu defa koyunlar yerine, bütün halklar ve canlılar boğazlanmak isteniyor” diyerek karşı çıktı.
“Suyu, en temel ihtiyaç maddelerinden biri, bir mal, bir meta olarak tanımlıyorlar ve bunun bir bedeli olduğunu söylüyorlar. Telefon kontörüne ödediğinizi ödeyin, sizin için su sorun olmaz diyorlar... Elbirliği ile suyumuzu çalmak isteyen hırsızlara Mart ayında İstanbul’u dar edelim. Su kimsenin ticari malı olamaz” cümleleriyle son bulan açıklamanın ardından İstiklal Caddesi boyunca bildiri dağıtımı gerçekleştirildi.
Kızıl Bayrak / İstanbul
|