22 Şubat 2008 Sayı: SİKB 2008/08

  Kızıl Bayrak'tan
  Saldırılar, mayalanma ve devrimci müdahale sorumluluğu!
  15 Şubat’ta Kürt halkı mücadele enerjisini, devlet de terörist yüzünü gösterdi…
Kitlesel öfke ve kararlılıkla
Newroz’a doğru!
Dinci AKP’den Filistin halkının cellâdına özel ağırlama…
Sermayenin kölelik dayatmasına karşı mücadeleye!
Grev ve direnişlerle dayanışmayı büyütelim! 
  İlbek Tekstil işçisi emeğine sahip çıkıyor!
  Tersaneler cehenneminden...
  Çiğli Emekçi Kadın Kurultayı gerçekleşti!
  Her açıdan daha güçlü bir komünist gençlik örgütü için!
  Eksen Yayıncılık’a polis baskını! 
  DİSK Genel Kurulu gerçekleştirildi...
  TEGA işçisi ile dayanışmayı yükseltelim!
  İşçi ve emekçiler 20 Şubat’ta alanlardaydı!
  Lübnan halklarıyla dayanışmayı yükseltelim!
  Kosova parlamentosu “bağımsızlık” ilan etti…
  ABD’de başkanlık ön seçimleri
gösterisi sürüyor!
  TC’de cisimleşen çizgi: İttihat Terakki’nin devlet–ulus programı!
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

Gazete biçiminde okumak için tıklayın

 

ABD’de başkanlık ön seçimleri gösterisi sürüyor!

ABD’de başkanlık seçimleri süreci, sirk gösterilerinin birbirine eklenmesini andıracak şekilde işler. Yüzmilyonlarca doların sokaklara saçıldığı bu gösteriler yaklaşık bir yıla yayılıyor. Aday adaylarının yarışına tekabül eden ön seçimler sonunda elenenlerden geriye her iki partiden birer aday kalıyor. İlk etapta aynı partiden çıkan aday adayları arasında başlayan gösteriler, adaylar netleştikten sonra, isimleri farklı ama programları aynı olan iki parti, yani Demokratlar ile Cumhuriyetçiler arasında devam edecek.

Ülkeleri yakıp yıkan, kan gölüne çeviren savaşlara imza atan Bush’un partisi Cumhuriyetçiler, bu defa pek şanslı görünmüyor. İki dönem üst üste başkanlık yapan haydutbaşı Bush, Cumhuriyetçi Parti’nin iyice yıpranmasına neden oldu. Bu savaşlarda onbinlerce ABD’linin ölmüş ya da sakat kalmış olması Cumhuriyetçiler atının değiştirilmesini zorunlu kılıyor. Bundan dolayı ön seçim gösterilerinde gözler genelde Demokrat Parti adayları üzerinde yoğunlaştı. Nitekim yapılan anketler, Demokratlar’ın şimdiden Cumhuriyetçi Parti’yi 6-7 puan geride bıraktığını gösteriyor.

Demokrat Parti sirkini daha heyecanlı kılan bir diğer etmen ise, siyahî aday Barack Obama’nın öne çıkmasıdır. Beyaz eliti temsil eden, siyonistlerin yakın dostu Hillary Clinton gibi bir hanımı zorlayan siyah derili Obama, ABD seçim tarihinde aykırı bir başkan adayı görünüyor. Beyaz elitin simgelerinden bayan Clinton’la aradaki farkı neredeyse kapatan Obama’nın şansı daha yüksek görünüyor. Son günlerde yapılan seçimleri peşpeşe kazanan Obama toplam 1070 delegeye ulaşırken, Clinton’ın delege sayısı 1095.

Demokrat başkan adayı olabilmek için 2025 delegenin oyunu almak gerekiyor.

Anketler Barack Obama’nın oy oranının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Kamuoyu yoklamasına göre şu anda seçim olsa, demokrat partili Obama yüzde 48, cumhuriyetçi partili McCain ise yüzde 42 oy alacak. Hillary Clinton seçime girerse Clinton’ın oy oranı yüzde 46, McCain ise yüzde 45 olacak.

Bu ankete göre, seçmenlerin çoğunluğu hem Demokrat Parti’den hem Obama’dan yana tercihini yapmış görünüyor. Bundan dolayı bazı çevreler, Kennedy’lerin akıbetine bakarak, beyaz elitin Barack Obama’yı ortadan kaldırabileceğini savunuyor.

Bazı çevreler Obama’nın farkını Irak işgaline karşı çıkmasıyla gerekçelendiriyor Oysa Obama’nın Irak işgaline itirazı öze değil biçime dairdir.

“Doğru bir mantığa sahip olmadan, güçlü bir uluslararası destek bulmadan, Irak’ın işgali, Ortadoğu’da ateşe körükle gitmek gibi bir şey, bunu biliyorum. Arap dünyasında en kötü hisleri tahrik edecek ve el-Kaide’nin yeni elemanlar kazanmasına yol açacak... Ben bütün savaşlara karşı değilim, yalnız aptalca savaşlara karşıyım.” Bu gerekçelerle savaşa karşı çıkan Obama’nın halkların köleleştirilmesi seferine itirazı olmadığı ortada.

Bush liderliğindeki savaş kundakçılarının açtığı savaşlar devam ederken, ABD emperyalizminin yeni savaş ve işgal planları el altında tutulurken, Demokrat Parti’li Obama ipi göğüsleyip başkan seçilirse, halkları köleleştirme seferinin başarısı için “daha akıllı savaşlar” vaat edebilir ancak.

Her başkanın muhakkak ki bir inisiyatif alanı vardır. Ancak bu alan hiçbir koşulda ABD tekellerinin çıkarlarının kısa veya uzun vadeli planlarının sınırlarının dışına çıkamaz. Her kapitalist ülkede olduğu gibi ABD’de de kalıcı olan başkanlar değil emperyalist rejimdir. Bu rejim ise, büyük tekellerin siyasal sınıf iktidarının simgesinden başka bir şey değildir.

 

Sam Amca hala seni istiyor!

Şu sıralar gazete köşelerinde ve internet sayfalarında dikkat çekici bir reklam yer alıyor. Biraz zorlayınca, avea’nın genç “tüketicileri” hedef aldığı bir kampanyası olduğu anlaşılan Patlıcan’ın reklamı... Şiar açık ve net: “Amerika seni çağırıyor!” Niyet açık ve net: Zira şiarın gerisinde “Sam Amca” bir kez daha o bildik parmağını tehdit edercesine sallıyor! İşgal, kan ve ölümle özdeşleşmiş, ABD’nin kanlı tarihinin tasviri haline gelmiş bir resim gençliği hedef alan bir reklam kampanyasının odağına oturtuluyor.

Kasaptan amca, devletten baba, köpükten özgürlük...

1917 yılında James Montgomery Flagg tarafından yapılan Sam Amca posteri, gerek 1. Dünya Savaşı, gerekse 2. Dünya Savaşı sırasında ABD’nin en önemli savaş propaganda araçlarından biri olarak tarihteki yerini almıştır. ABD bayrağının yaldızlarını kuşanmış Sam Amca’nın parmağını doğrultarak gençliği savaşa çağırdığı bu poster, “Amerikan ordusu için seni istiyorum” sözleri ile ABD’yi belki de en iyi teşhir eden posterlerin başında gelmektedir. Bu afişin tasarlanmasının üzerinden 90 yılı aşkın bir süre geçti. Ve nihayet emperyalist barbarlığın savaş politikalarına maddi-manevi destek toplamasının bu cafcaflı aracı, başlangıçta neyi amaçladığından bağımsız olarak, bugün ABD’nin kirli ve kanlı tarihinin bir tasviri, Sam Amca’nın kana susamışlığının bir belgesi olarak bilinçlere kazınmıştır.

Sam Amca imgesinin nereden ve nasıl çıktığı hala tartışmalıdır. Rivayetler arasında en yaygın olanına göre, o yıllarda ABD ordusuna et sağlamakla görevli bir kasabın yolladığı koliler bu imgeye kaynaklık etmiştir. Kolilerin üzerindeki U.S. damgası askerler arasında Uncle Sam esprilerine konu olmuştur. Yani, rivayete göre Sam Amca’nın kökeni bir ordu kasabıdır. Sonuçta bu bir rivayet olsa da, ABD’nin kan ve sömürü üzerine kurulu tarihi düşünüldüğünde, kasap benzetmesi fazlasıyla yerine oturmaktadır.

Emperyalist haydutların dünya kaynaklarının kontrolünü ele geçirmek, sömürü ve talan üzerine kurulu saltanatlarını sürdürmek için ilk ele geçirmeleri gereken toplumsal bilinçtir. Bunun için türlü yola başvurulur. Bu uğurda herşey mübahtır. İnsan kasabından amca, devletten baba, kraliçeden ana yaratmak bunun bir yoludur!

Geçmişte salt ABD’yi simgeleyen Sam Amca afişi bugün çok daha geniş bir anlam kazanmıştır. Evet Sam Amca hala kasaptır; Irak, Afganistan, Lübnan, Filistin Sam Amca’nın akıttığı kanla yıkanmıştır. Ama bugün Sam Amca 90 yıl önceki Sam Amca’dan çok daha küresel ve çok daha vahşidir! Değişen dünya ile beraber Sam Amca’nın gençlikten talepleri de çeşitlenmiştir. Bütünüyle değiştiği söylenemez ama o tehditkar parmak bugün bir yandan katilliğe/kurbanlığa çağrı yaparken, diğer yandan ücretli köleliğe ve bu köleliği içselleştirmeye de aynı ısrarla çağrı yapmaktadır.

Patlıcan’ın reklamı bir Sam Amca uyarlaması... Ve bu uyarlamada gençlerin “Amerika seni çağırıyor!” genelliğinde bir ifade ile etki altına alınmak istenmesi de Sam Amca’nın “küresel” taleplerindeki çeşitlilikten ileri geliyor olsa gerek. Patlıcan reklamıyla ABD’nin gençleri neye ve niye çağırdığı muğlak olsa da, özelde ABD, genelde emperyalizmin tarihine dair asgari bir fikre sahip olanlar açısından olanca açıklığı ile sırıtıyor. Patlıcan gençleri, köpükten bir özgürlükte boğulmak, demokrasi enkazı altında can vermek, Amerikan rüyasına tutunarak köleliğe boyun eğmek için tüketmeye çağırıyor.

Açık ki Sam Amca hala gençliği ele geçirmek istiyor. Ama yalnız er olarak değil, sadık bir köle, kendini teslim etmiş bir kukla olarak... İnsanlığımız üzerinden yürütülen bu hesapları bozmak için köpüğün köpük, enkazın enkaz, karşımıza kaplan gibi çıkartılan kağıdın bir çırpıda yırtılabilir olduğunu görmek gerekiyor!