28 Mart 2008 Sayı: SİKB 2008/13

  Kızıl Bayrak'tan
  Kızıl 1 Mayıs’ı kazanmak için birleşik devrimci mücadeleyi örelim!
  Birleşik, kitlesel ve devrimci 1 Mayıslar’ı yaratmaya hazırlanalım!
Sosyal yıkım yasasını
sokakta parçalamak için eyleme!
Düzenin efendilerinden düzen siyasetine müdahale!
Cheney geldi, aldı ve gitti!
Newroz’un gösterdikleri...
  Newroz eylemlerinden...
  Birleşik devrimci bir hareket için birleşik devrimci bir örgüt!
  Gençlikten Newroz kutlamaları...
  Gençlik hareketinden...
  İşçi ve emekçi hareketinden...
  İlbek işçilerinden direnme kararlılığı!
  SSGSS kadınlar üzerindeki çifte sömürü ve köleliği derinleştiriyor!
  Büyükçekmece 2. İşçi Kurultayı hazırlık çalışmalarından...
  Pakistan’da genel seçimler…
  Hristofya ile Talat’ın ilk görüşmesi gerçekleşti…
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İlbek işçilerinden direnme kararlılığı!

“İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”

İlbek Tekstil işçilerinin ihbar-kıdem tazminatı ve diğer hakları için başlattığı mücadele 39. gününü geride bıraktı. İlbek patronunun ve işbirlikçi işçilerin direnişi kırma girişimlerini boşa düşüren İlbek Tekstil işçileri, 25 Mart günü tercihlerini yine direnişten yana yaparak, kazanana kadar mücadelelerini sürdüreceklerini, İlbek patronu İlyas Bektaş ve uşaklarına bir kez daha göstermiş oldular.

İlbek patronu köleliği dayatıyor!

İlyas Bektaş, geçtiğimiz hafta işçilere tekrar üretime başlamaları ve direnişi sonlandırmaları için bir protokol göndermişti. Bu protokolde, işçilerin kayıtsız-şartsız kendi istekleri doğrultusunda çalışmaları dayatılıyordu. Direnen işçiler bu teklifi kabul etmeyerek haklarının ve alacaklarının teminat altına alınmadan direnişi sonlandırmayacaklarını ilettiler. Bunun üzerine patron, işçileri ikna etmek için direniş esnasında iki kere yaptığı ve bir kısım çıkarcı işçiyi satın alarak bazı işçileri de yanına çektiği toplantıların üçüncüsünü gerçekleştirme kararı aldı. Bu seferki toplantının adresi Ada Park değil İlbek Tekstil’di.

Direnişi sürdüren işçiler de yaptıkları toplantıda, talepleri kabul edilene kadar mücadeleye devam edeceklerini İlyas Bektaş’a ve satın aldığı işçilere bir kez daha göstermek ve İlyas Bektaş’ın işçileri parçalamak için uydurduğu “ben elimden geleni yapıyorum onlar işi yokuşa sürüyor” söyleminin yalan olduğunu yüzlerine vurmak için toplantıya katılma kararı aldılar.

İlyas Bektaş’ın toplantıdan önce çadırı yıktırma ihtimaline karşı, 23 Mart’ı 24 Mart’a bağlayan gece işçiler sabaha kadar halaylar ve sloganlar eşliğinde çadır önünde nöbet tutular. 23 Mart gecesi 23.00’e doğru İlyas Bektaş’ın işçilerin avukatını arayarak, şahsi mal varlığını teminat göstermenin dışındaki bütün talepleri kabul ettiğini belirttiği öğrenildi. Sabah olduğunda İlyas Bektaş’ın tuttuğu servislerle toplantıya katılmak için gelen işçiler halaylar ve sloganlarla karşılandı.

Asalak İlyas Bektaş’ın işçileri bölme planı

Direnişin dışında kalan işçilere hakları ve onurları için mücadeleye katılmaları gerektiği, patronun niyetinin işçileri bölerek direnişi bitirmek olduğu anlatıldı. İlyas Bektaş’ın dün yapmaya kalkıştığı hırsızlığı yarın da yapabileceği ve bu ihtimale karşı da işçilerin bütün hak ve alacaklarına karşı şahsi mal varlığını teminat göstermeden üretime başlamayacaklarını ve kimsenin başlamaması gerektiğini ifade ettiler. 520 işçiden yaklaşık olarak 350 işçi toplantıya katılmak için işyeri önünde birikmişti. Sabahın erken saatlerinde çevik kuvvet de patronun güvenliğini sağlamak için fabrika önünde hazırda beklemeye başladı.

09:00 sıralarında İlyas Bektaş’ın gelmesiyle beraber işçiler daha gür bir şekilde slogan atmaya başladılar ve sloganlarla fabrikaya girdiler. Toplantı avukatların görüşmesiyle başladı, İlyas Bektaş’tan yalanlar serisiyle devam etti. Akşam işçilerin avukatını arayarak kabul ettiği şartları inkar ederek, geçen hafta sunduğu protokolden taviz vermeyeceğini ifade etti. Bunun üzerine işçiler söz alarak haklarını isteyen ve İlyas’ı ve sınıf ihanetçilerini teşhir eden konuşmalar yaptılar. Gerçeklerden korkan İlyas Bektaş ve uşakları direnişçi işçilere küfürlü sataşmalarda bulunarak provokasyon çıkarmak ve işçileri birbirine düşürmek isteseler de başarılı olamadılar.

İşçilerin kararlı duruşundan iyice rahatsız olan İlyas Bektaş: “Siz ne konuşuyorsunuz, topu topu 20 kişisiniz, siz de çıkın dışarı demesiyle”, 200 işçi hep birden masaları yumruklayarak ve sloganlar eşliğinde fabrikayı terketti. Direnişçi işçiler diğer arkadaşlarına onurlu davranmanın yolunu göstererek, asalak patronun teslim alma politikasını bir kez daha boşa düşürdüler.

İşçilerin birliğini bölme planları boşa çıkartıldı!

Direnen işçileri 20 kişi zanneden İlyas Bektaş, üretimde işine yaramayacak çoğu temizlikçi 120 kişiyle neye uğradığını şaşırmış bir halde kalakaldı. İçeride kalan işçilerle toplantıya devam eden Bektaş, direnen işçileri de kendi tabiriyle “kazanmadan” üretime başlayamayacağını ifade ederek, 28 Mart günü tekrar toplantı yapma kararı alarak toplantıyı sonlandırdı.

İşçilerin tepki ve yuhalamalarıyla polis nezaretinde işyeri önünden ayrıldı. İşçiler, İlyas Bektaş ayrılırken “İlyas teklifini al başına çal!”, “İlyas şaşırma sabrımızı taşırma!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Direnene direne kazanacağız!” sloganlarını attılar.

İlbek direnişi yayılıyor!

İlbek Tekstil işçileri, 24 Mart günü tıkanan görüşmelerden dolayı 26 Mart günü saat 13:00’te fabrikanın ortağı olan Vural Akyüz’ün Bayrampaşa’da bulunan fabrikasına gittiler. Yaklaşık 100 işçi Vural’ın görüşmeye gelmemesi üzerine fabrika önünde slogan atarak halaylar çektiler. Daha sonra Vural Tekstil önünde 20 dakikalık oturma eyleminden sonra Elmabahçesi’ne geri döndüler.

İmam Hatip Lisesi önünde yürüyüşe geçen işçiler, Elmabahçesi’ndeki fabrika aralarından sloganlarına devam ederek tüm işçi havzasını dolaştılar. Yaklaşık yarım saat süren eylemde, diğer çalışan işçiler camlara çıkarak, İlbek işçilerine alkışlarla destek verdiler.

İşçiler fabrika aralarında dolaşırken “Tazminatlar hakkımız, söke söke alırız!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Susma sustukça sıra sana gelecek!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganlarını sıkça attılar ve direniş çadırı önüne gelerek eylemi sonlandırdılar.

Kızıl Bayrak / GOP


İlbek direnişinin öğrettiği...

Onurlu işçi, hakları için birleşen ve mücadele edendir!

Birbuçuk aya yaklaşan bir işçi direnişi İlbek direnişi. Henüz direnişçi işçiler, İlbek patronunu epey sıkıştırmış olmalarına rağmen, tazminatlarını alamadılar. Bu durumda bugünden İlbek direnişi için bir kazanımdan söz edilebilir mi? Ekonomik olarak bir kazanımdan söz edilemez. Ama bugün İlbek direnişi üzerinden sadece kendileri için değil, işçi sınıfı adına siyasal bir kazanım var ortada. Onurunu korumak isteyen bir işçinin işçi kardeşleriyle birlikte hakları için mücadele etmesi gerektiğini bir kez daha gösterdi İlbek’in direnişçi işçileri.

Bugün belki direnişçi işçilerin hemen yanıbaşındaki işçiler destek vermek bir yana, ziyaret bile etmiyor olabilirler. Ama İlbek’in direnişçi işçileri, farkında olsunlar ya da olmasınlar, bulundukları sanayi bölgesinde öncü misyonuyla yüklüler. Kurdukları direniş çadırıyla sadece o bölgedeki işçiler için değil, otobüsle veya servisle işlerine giden işçi ve emekçiler için de örnek teşkil ediyorlar. Oradan geçen her işçi ve emekçi, İlbek işçileriyle aynı şeyleri yaşadığı veya yaşayacağı için direnişçi işçiler ona hiç uzak gelmiyor. Kötü kaderine boyun eğmek yerine onunla mücadele etme örneğini görüyor.

Özcesi, İlbek direnişi sınıfın bilinçlenmesinde mütevazi bir adım oldu. Ancak, İlbek’teki direnişçi işçilerin bilinçlenmesinde mütevazi değil ileri bir adım oldu.

24 Mart’ta patron İlyas Bektaş’ın kandırdığı işçiler işe başlayacaktı. Direnişçi işçiler, 23 Mart’ta direniş çadırının önünde topluca “beklemeye” başladılar. Daha doğru bir ifadeyle, iki gün sonraki olası çatışmaya, türkülerle ve halaylarla moral olarak hazırlandılar.

Ertesi gün, İlyas Bektaş’la görüşmelerinde, onun hala işçilerin taleplerini görmeyen tavrı üzerine, atölyeyi sloganlarla terkettiler ve iş merkezi önünde sloganlara ve halaya durdular. İçerde kalan işçilerin sayısı dışarıya çıkanların yarısı kadardı. Dışarıya çıkan direnişçi işçilerin coşkusu ise görülmeye değerdi. Direnişçi işçiler o an onurun halayına duruyordu. Dün slogan atmada bile tutuk davranan işçi, bugün onurun halayına coşkuyla duruyordu. Bu, direnişteki işçilerin bilinçlenmesinde bir sıçrama olduğunu gösteriyor. İlbek direnişinin önde gelen kazanımı da bu.

İlbek direnişi şimdiden kazanımlarla dolu. Direnişçileri ziyarete gitikten sonra sınıfa güven tazeleniyor ve sınıf mücadelesinin coşkusu yaşanıyor.

M. Kurşun