10 Ekim 2008 Sayı: SİKB 2008/40

  Kızıl Bayrak'tan
   Irkçı-gerici saldırganlığa karşı
birleşik direniş!
   “İşçilerin birliği halkların kardeşliği” için!..
Devrimci mücadele tek çıkış yoludur!
Yeni terör yasalarının hedefinde Kürt halkı ve emekçiler var...

YTÜ eylemlerle açıldı!

Şeker fabrikalarına yönelik yeni özelleştirme programı açıklandı…
  İşçi sağlığına ilişkin taleplerimiz
etrafında örgütlenelim!
  Ankara Üniversitesi’nde yemek boykotu sürüyor!
  İşçi ve emekçi hareketinden…
  Dünya, bölge ve Türkiye...
Genel durum ve güncel gelişmeler
  Ulucanlar katliamı 9. yılında anıldı…
  İşgalci ordular Pakistan’ı kaosa sürüklüyor!
  Büyük şirketlerin iflas furyası sürüyor…
  Dünyadan...
  Yeni dönemde mücadeleyi örgütleme görevi!
  Bu “savaş” bizim savaşımız değildir!
M. Can Yüce
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İntifada İstanbul’da selamlandı!

8 yıl önce başlayan 2. İntifada 28 Eylül günü İstiklal Caddesi’nde yapılan bir eylemle selamlandı. Çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü tarafından gerçekleştirilen eylemde başta Filistin halkı olmak üzere emperyalizmin hedefi durumundaki halklara “yalnız değilsiniz” mesajı verildi. “Hepimiz Iraklıyız, hepimiz Filistinliyiz!” şiarı yükseltildi. 

Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu’nun çağrısıyla gerçekleştirilen eylemde katılımcı kurumlar Beyoğlu Tünel’de toplandılar. “Savaşa hayır! Filistin’e özgürlük!” pankartı ve “Savaşa hayır!”, “Filistin’e özgürlük!” dövizleriyle Galatasaray Lisesi’ne doğru yürüyüşe geçtiler.

Galatasaray Lisesi’nin önünde tutuklu Filistin Halk Kurtuluş Cephesi lideri milletvekili Ahmad Saadat’ın eşi Abla Saadat bir konuşma yaptı. Filistinlilerin kendi topraklarında sürgün yaşadıklarını söyleyen Saadat, Filistin’de ailesinden birini şehit vermemiş ya da tutuklatmamış bir aile bulunmadığını ve bu bedelleri ödeyen Filistinlilerin sonuna kadar direnmeyi sürdüreceğini ifade etti.

Ardından bileşenler adına hazırlanan basın açıklaması okundu. 2. İntifada’nın başladığı süreç ve o dönemde siyonist kudurganlık tarafından gerçekleştirilen katliamlar anlatıldı. İsrail tarafından uygulanan terörün suç ortağının ABD olduğu belirtilerek, 11 Eylül sonrası yeni savaş konsepti teşhir edildi.

“Filistin halkı yalnız değildir!”, “Filistin evimiz, Filistinliyiz!”, “Katil İsrail Filistin’den defol!”, “İntifada kazanacak!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!” sloganlarının atıldığı eyleme 150 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

Sefaköy’de DESA direnişiyle dayanışma gecesi gerçekleşti!

“Selam olsun DESA’nın direnişçi kadınına!”

Son dönemde sınıf hareketinde ortaya çıkan grev ve direnişlerle dayanışma farklı araçlarla devam ediyor. Deri-İş Sendikası’nın Düzce Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu bulunan DESA Deri Fabrikası’nda başlattığı ve 6 ayı geride bırakan sendikal örgütlenme mücadelesi DESA’nın Sefaköy’deki fabrikasına da sıçradı.

DESA işçisi Emine Arslan’ın fabrika önünde tek başına kararlılıkla sürdürdüğü direniş ise, Sefaköy yerelinde kurulan DESA Direnişiyle Dayanışma Platformu tarafından güçlendirilmeye çalışılıyor.

Dayanışma gecesinde direnişçi işçiler buluştu…

Sefaköy’de kurulan ve şimdiye kadar çeşitli araçlarla direnişin sesinin Sefaköylü işçi ve emekçilere taşıyan platform, 8 Ekim akşamı Sefaköy İnönü Mahallesi’nde Yağmur Düğün Salonu’nda DESA Direnişiyle Dayanışma Gecesi düzenledi.

BDSP, Küçükçekmece İşçi Platformu, Halkevleri, Alınteri, EHP ve ÖDP’nin içinde yer aldığı Dayanışma Platformu, düzenlediği geceyle direnişle maddi ve manevi dayanışmasını gösterdi. Dayanışma etkinliği sermayenin saldırıları karşısında direnişi ve mücadeleyi seçen işçilerin katılımıyla gerçekleşti. Direnişlerini sürdüren Çapa temizlik işçileri, Ambarlı liman işçileri geceye katılırken, kotları taşlarken yaşamları kararan kot taşlama işçileri de etkinlikte yer aldılar. Tez-Koop-İş Sendikası’nda sendikal örgütlenme çabası içinde olan IBM işçileri adına da etkinliğe katılım sağlandı.

Sefaköy’de gerçekleştirilen ilk dayanışma etkinliği olması nedeniyle oldukça önemli olan geceye birçok kurum da dayanışma mesajını iletti. Sefaköy’de 101 gündür süren direnişin simgeleşen ismi Emine Arslan ise direniş önlüğüyle etkinlik salonunun en ön sıralarındaydı.

Türkiye işçi sınıfına selam!

Dayanışma gecesi, devrimin ve sosyalizmin şairi Nazım Hikmet’in “Türkiye işçi sınıfına selâm! / Selâm yaratana! / Tohumların tohumuna, serpilip gelişene selâm! / Bütün yemişler dallarınızdadır” dizelerinin yeraldığı “Türkiye İşçi Sınıfına Selam” şiiriyle başladı.

Geceye katılım sağlayan işçi ve emekçiler “DESA işçisi yalnız değildir!”, “DESA’da direniş kazanacak!”, “Yaşasın sınıf dayanışması!” sloganlarını attı.

DESA’nın Sefaköy’deki fabrikası önünde ve çeşitli merkezlerde gerçekleştirilen eylemlerin eylemlerin fotoğraflarının bileşiminden oluşan slayt gösterimiyle devam eden gecenin açılış konuşmasını DESA Direnişiyle Dayanışma Platformu adına Hüseyin Temiz yaptı.

Patronlar düzeni yıkılmaya mahkumdur!

Dayanışma Platformu adına geceye katılanları selamlayan Temiz, konuşmasına 101 gündür Sefaköy’deki DESA fabrikası önünde direnişini sürdüren Emine Arslan’ın direngen mücadelesini selamlayarak başladı. Konuşmasına sınıf hareketinde son dönem tek tek işyerlerinde yaşanan direnişlerin anlam ve önemi üzerine vurgu yaparak başlayan Temiz, patronların örgütlülüklere olan düşmanlığını teşhir etti. Sefaköy yerelindeki mücadele deneyimlerinden örnekler verdi.

Temiz’in işçi ve emekçilere temel yaşamsal talepleri etrafında örgütlenme ve sermayenin saldırılarına karşı birleşik mücadele çağrısı yaptığı konuşması, süren grev ve direnişlerin işçi sınıfının sermayenin saldırıları karşısında sessiz kalmayacağının göstergesi olduğunu belirtmesiyle devam etti.

Açılış konuşmasının ilerleyen bölümleri işçi sınıfının toplumsal ve tarihsel misyonuna yapılan vurgular içerdi. Kapitalizmin işçi sınıfına ve emekçilere sunduğu geleceksizliğe karşı işçi sınıfının örgütlü mücadelesine duyulan ihtiyacın altını çizildi. İşçi sınıfı mücadelesinin 160 yıllık tarihinin kapitalizmi yıkmak için gerekli deneyimlere sahip olduğu ifade edildi. Hüseyin Temiz’in konuşması grev ve direnişlerle daha aktif dayanışmanın gerekliliğinin işaret edildiği birleşme ve mücadele etme çağrısıyla son buldu.

DESA’nın direngen kadını: “Bu mücadele onur, gurur mücadelesi!”

Devrimci türkülerle devam eden dayanışma gecesinde DESA direnişçisi Emine Arslan konuşmasını yapmak üzere alkışlar ve sloganlar eşliğinde kürsüye geldi. Kendisini sendikal olmaya iten nedenleri anlatarak konuşmasına başlayan DESA direnişçisi, 8 senedir çalıştığı DESA’da yaşadığı baskılara değindi. Kendisine dönük baskıların sürdüğünü söyleyen Arslan, işe geri dönme talebini yineledi. Patronun sendika düşmanlığı tavrını yaşadığı baskı süreci üzerinden özetleyen Arslan, kendi direngen tutumunu anlatırken işçilere de direniş çağrısı yaptı.

Arslan şunları söyledi: “Bu onur mücadelesi, gurur mücadelesi insanları ne şekilde yaşatıyorlar. Her şeye rağmen ordayım. Beni gözaltına da aldılar orada. Bana karakolda 62 YTL kaldırım cezası da kestiler. İşçi arkadaşlarım duysunlar. Duymayanlar varsa; bir kişiye karşı patron 6 otobüs çevik kuvvet getirdi. Çevik kuvvet sardı böyle etrafımı ona rağmen ben yine ordayım böyle.”

Direnişçi Emine Arslan Deri-İş Sendikası yöneticilerinin direnişin arkasında olduklarını söyledi. Geceye katılan ve kendisine destek veren herkese teşekkür etti. Arslan’ın konuşması boyunca salondan “DESA işçisi yalnız değildir!”, “Baskılar bizleri yıldıramaz!” sloganları yükseldi.

Mücadeleci işçiler: “Direneceğiz!”

Dayanışma gecesi IBM çalışanı Nedim Akar’ın yaptığı konuşmayla sürdü. IBM’deki sendikal örgütlenme mücadelesini aktaran Akar farklı işkollarında olsalar da yaşadıkları sorunların aynı olduğunu söyledi. 2008 yılının Aralık ayında mahkeme kararıyla beraber IBM’le TİS masasına oturmayı beklediklerini de sözlerine ekledi. Mücadele etmenin ve direnmenin önemine değindi.

Direnen işçilerin ardı ardına yaptığı konuşmaları Çapa Temizlik ve kot taşlama işçilerini temsilen yapılan konuşmalar izledi. Çapa Temizlik işçileri adına konuşan Zeynep Tunç, hak arama mücadelesini kazanana kadar sürdüreceği mesajını verdi. Tunç’un konuşması sırasında salondan “Çapa işçisi yalnız değildir!” sloganı yükseldi.

Halkevleri Tiyatro Atölyesi’nin sergilediği oyun ilgiyle izlenirken kot taşlama işçileri adına konuşan Gazi Polat ise, kot taşlama işinin ölümcül çalışma koşullarını anlattı. Kot taşlama işçileri olarak en kısa zamanda bir mücadele mevzisi olarak dernek kuracaklarını belirtti. Desa direnişiyle dayanışma içinde olduklarını söyledi. Gecenin ilerleyen dakikalarıyla beraber programın sonuna gelinirken Ayazma’dan yıkım mağdurları ve Deri-İş Sendikası Tuzla Şube Başkanı Binali Tay da birer konuşma yaptılar. Tay, direnişle dayanışmanın geliştirilmesinin gerektiğini söylerken Desa’daki kazanımın işçi sınıfının kazanımı olacağını belirtti.

Dayanışma gecesi Alınteri İşçi Korosu’nun seslendirdiği şarkı ve marşlarla son buldu.

Dayanışma gecesine Ekim Gençliği, BDSP, Tersane İşçileri Birliği Derneği, TKP Sefaköy İlçe Örgütü, Liman işçileri, Zeytinburnu Deri Konfeksiyon İşçileri, Tekstil Sen, 78’liler Derneği, Eğitim Emekçileri Derneği, DPG, YDİ Çağrı, Genç-Sen mesaj gönderirken BDSP, Alınteri, Halkevleri, ÖDP, Çağrı ve DPG stand açarak yayın satışı gerçekleştirdi. Dayanışma gecesine 300’ü aşkın kişi katılırken gece, Sefaköy yerelinde uzun yıllardır bir “direnişle dayanışma gecesi düzenlenmemesi” açısından anlamlı ve olumluydu. Gece boyunca süren Çapa, DESA ve liman direnişleriyle dayanışma amacıyla kalem satışı yapıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

Devrimci basın susturulamaz!

8 Ekim günü Kemeraltı girişinde biraraya gelen devrimci-yurtsever basın emekçileri, muhalif basına yönelik baskı, kapatma ve sansür uygulamalarını protesto etti. Basın açıklamasına başlamadan önce bu uygulamaları protesto etmek için kamera ve fotoğraf makinelari yere bırakıldı.

Açıklama önce Kürtçe ardından Türkçe okundu. Açıklamada Gündem, Alternatif, Gelecek, Özgür Ülke gazetelerinin ardından Gerçek, Atılım, Yürüyüş ve Özgür Halk dergilerinin ve son olarak Azadiya Welat’ın bir ay süreyle kapatıldığı söylendi. 2006 Ağustosu’ndan 2008 Ekimi’ne kadar aynı gerekçelerle toplam 39 kez çeşitli gazeteler hakkında kapatma cezaları verildiği vurgulandı. Tüm sansür ve yasaklama kararlarının siyasi içerikli olduğundan bahsedildi. Genelkurmayın gazetecilere brifing vermesinin basın üzerindeki baskıların bir yansıması olduğundan söz edildi.

Eyleme 60 kişi katıldı.

Kızıl Bayrak / İzmir


Wuppertal’de Ulucanlar anması…

28 Eylül günü Almanya’nın Wuppertal kentinde Ulucanlar anması gerçekleştirildi. 40 kişinin katıldığı anma saygı duruşuyla başladı. Daha sonra genç bir arkadaş, Almanya’da hücre tipi cezaevinde intihar süsü verilerek katledilen devrimci gazeteci Ulrike Meinhof için yazılmış tek kişilik bir oyun sergiledi. Oyun beğeniyle izlendi. Ardından üç arkadaşımız On’lar için yazılmış “Zafere on yıldız” adlı şiirden bölümler okudular. Şiir dinletisini bir yoldaşın güne ilişkin yaptığı konuşma izledi. Ardından söz alan başka yoldaşlar görüşlerini dile getirdiler.

  Wuppertal’den komünistler


Bielefeld: “Yaşasın Ulucanlar direnişimiz!”

Ulucanlar katliamı büyük bir direniş geleneği bırakırken, devrimci iradenin teslim alınamayacağını bir kez daha gösterdi. Bielefeld’den TKİP taraftarları olarak bu büyük direnişe sahip çıkmak için 26 Eylül’de bir etkinlik gerçekleştirdik. Etkinlik bir arkadaşımızın okuduğu şiirle başladı. Saygı duruşunun ardından kısa bir sinevizyon gösterimi sunduk. Program, bir yoldaşımızın günün anlam ve önemine ilişkin yaptığı konuşma ile devam etti.

Bir yoldaşımızın hazırladığı “Ben Ulrike, bağırıyorum!” isimli tek kişilik oyunla program sona erdi. Etkinliği 30 kişi katıldı.

 Bielefeld’den TKİP taraftarları


DTP’li kadınlardan açıklama...

DTP İstanbul İl Kadın Meclisi, sınır ötesi operasyon tezkeresiyle ilgili, 6 Eylül günü DTP İstanbul İl Örgütü’nde bir basın toplantısı gerçekleştirdi.

Barış Anneleri, Demokratik Emekçi Kadınlar Birliği (DEKAB), İHD, EHP, SDP, Gökkuşağı Derneği ve EKD’li kadınların destek verdiği basın toplantısında basın metnini DTP İstanbul İl Kadın Meclisi Sözcüsü Şükran Gürbüz okudu.

Gürbüz, devletin Kürt sorununu operasyonal yöntemlerle çözme mantığının yeni bir tezkere ile karşılarına çıktığını ve bu politikanın iflasının devlet yetkililerince dahi itiraf edilmesine rağmen neden bu politikada bu denli ısrar edildiğini sormak istediklerini belirtti. Kürt kadınları olarak şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da operasyonlara karşı durma mücadelesini kararlılıkla yürüteceklerini söyledi. 7 Ekim 2008’de yola çıkarak, 9 Ekim 2008 tarihinde Lice kırsal bölgesine gençlik ve kadınlar öncülüğünde gerçekleştirilecek yürüyüşe çağrı yaptı. Ardından Aktütün Karakolu’na yapılan baskına ilişkin soruları yanıtladı.

İHD, EHP, EKD, Barış Anneleri adına da konuşmalar yapıldı.

Kızıl Bayrak / İstanbul


“Ulusal sorun ve devrim” semineri

İzmir’de 5 Ekim günü “Ulusal sorun ve devrim” başlığıyla verilen seminer İşçi Kültür Sanat Evi’nde gerçekleşti. Komünist hareketin ulusal soruna bakışı ve sorunun devrimci çözümü çerçevesinde gerçekleştirilen sunumda ulusal sorunun değişik tarihsel ve toplumsal süreçlerdeki kapsamına değinildi.

Türkiye’de ise ulusal sorunun özünde Kürt ulusal sorunu olduğu belirtilerek, Türkiye devriminin temel dayanağı ve müttefiki olan Kürt ulusal mücadelesinin önemine vurgu yapıldı. Ulusal sorunda ikili göreve işaret edildi. Türkiye devrimci hareketinin ulusal sorun karşısındaki ideolojik zayıflığı ve sosyal şoven yaklaşımı anlatıldı.

Osmanlı’dan günümüze Kürt ulusal sorununun sosyal dayanaklarına ve gelişim sürecine değinildi. Türkiye’de kapitalizmin gelişmeye başladığı ‘60’lı yıllarda sosyal uyanışın ulusal uyanışı tetiklediği dile getirildi. 1980’lerde Kürt ulusal mücadelesinin yükselişe geçtiği ve mücadelenin yükünü yoksul Kürt köylülüğü ile küçük burjuvazisinin çektiği söylendi.

Bugün Kürt hareketinin “siyasal çözüm” adı altında ileri sürdüğü ideolojik zeminin sınıfsal içeriğine vurgu yapıldı. Kürt sorununun devrimci çözümü ve komünist hareketin ulusal soruna yaklaşımı anlatıldı.

Sunumun ardından soru-cevap kısmına geçildi. Bu bölümde seminere katılanların sorularıyla ulusal sorunun kapsamı örneklerle anlatıldı. Canlı geçen seminere 45 kişi katıldı.

 Kızıl Bayrak / İzmir


Gazi’de dargrupçu zihniyet işbaşında!

Gazi Mahallesi’nde düzenlenen 4. Geleneksel 75. Yıl Mahallesi Gazi Halk Şenliği 2 Ekim günü gerçekleştirildi. Binlerce kişinin katıldığı şenlikte 50’ye yakın sanatçı sahneye çıktı.

Şenlik gerçekleştiği ilk yıldan bu yana devrimcilere kapalı yapılıyor. Devrimci kurumların şölen alanında stand açmalarına dahi izin verilmiyor.

Bu anlayış bu yıl da “Halk Cephesi’nin kararıdır” biçiminde karşımıza çıktı. Halk Cephesi tarafından şenliği muhtarlığın organize ettiği vurgulandı! Devrimcilerin stand açmasına yasak getirilirken, ticari kurumların tanıtım standları açmasına, pankartlarını asmasına ve kürsüden tanıtımlarını yapmasına ise karşı çıkılmadı!

Dahası, “DESA Direnişiyle Dayanışma Platformu”nun DESA işçileri için organize ettiği gecenin biletlerini satmak isteyenler, Halk Cephesi adına uyarılarak engellenmeye çalışıldı. Halk Cephesi’nin politik yayınları ile TAYAD standı ise hiçbir engelle karşılaşmadı.

Devrimci ve ilerici kurumlar bu grupçu-sansürcü zihniyete karşı tutarlı bir tutum sergilememekte, “boykot ediyoruz-katılmıyoruz” vb. söylemlerle sorunun çözümüne yönelik adım atmaktan kaçınmaktadırlar.

Yıllardır eleştirdiğimiz ve karşısında durduğumuz bu anlayışa karşı, alanda yerimizi alarak kendimizi siyasal olarak ifade etme olanaklarını yarattık. İlk olarak üç yıl önce alanda stand açarak kitap ve yayınlarımızın satış ve tanıtımını gerçekleştirmiştik. Diğer seneler şölen alanı girişine standımızı kurarak ve alanda elden gazete satışı yaparak sansürcü anlayışa tutum aldık.

Bu sene de alan girişinde stand açmanın yanısıra BDSP imzalı “Bu pisliği devrim temizler!” başlıklı bildirilerimizi dağıttık. Muhtarlığın arkasındaki siyasi anlayışın, alan içindeki faaliyetimizi engelleme girişimine karşı tutumumuzu ifade ettik ve gerginliği tırmandırmamak için faaliyetimizi alanın girişinde sürdürmeyi tercih ettik.

Bu dar grupçu ve sansürcü anlayış mahkum edilmelidir! Bu ise sözde boykotçuluk anlayışıyla değil, ilkeli bir mücadele ile mümkündür.

Gaziosmanpaşa BDSP