30 Ekim 2009
Sayı: SİKB 2009/42

  Kızıl Bayrak'tan
  “Açılım süreci”nin
ölü doğma ihtimali güçleniyor…
  Hezeyana dönüşen “Kürt açılımı”
“Açılım” eşliğinde
devlet terörü sürüyor
25 Kasım uyarı grevine hazırlanalım!
25 Kasım’a doğru şube ve işyerlerinden yansıyanlar...
  Entes güncesinden...
  Kent AŞ işçileriyle dayanışma eylemlerinden...
  Sınıf hareketinden...
  Gençlik çalışmasının güncel sorunları
  Gençlikten...
  İşçilerle konuştuk...
  Honduras halkının cunta
karşıtı direnişi sürüyor!
  NATO Savunma Bakanları’nın Bratislava Toplantısı…
  Dünya işçi ve emekçi hareketinden
  Sermaye, meslek odalarını denetimi altına almak istiyor...
  EMO “Yetkin, Yetkili ve Uzman Mühendislik Kavram ve Uygulamaları Kurultayı” düzenledi
  “Demokratik Türkiye ulusu”
hakkında birkaç söz -I-
M. Can Yüce
  Hrant Dink davasında kontrgerilla hukuku
işlemeye devam ediyor…
  Hasta tutsaklara özgürlük!
  Mücadele Postası.
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

25 Kasım’a doğru şube ve
işyerlerinden yansıyanlar...

KESK’in almış olduğu 25 Kasım uyarı grevi kararının üyelerle tartışılması ve gündemleştirilmesi için il gezileri, bölge toplantıları, çeşitli eylem ve etkinlikler gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Bu doğrultuda yapılan toplantılardan yansıyanlar henüz 25 Kasım gündeminin yeterince taban çalışmasına dönüştürülemediğini göstermektedir.

 

İstanbul...

İstanbul’da geçtiğimiz hafta sonu Avrupa ve Anadolu olmak üzere her iki bölgede de KESK MYK’nın da katılımıyla toplantı gerçekleşti.

Bölge toplantılarından ilki Anadolu Yakası’nda MYK’dan 3 kişinin katılımıyla yapıldı. MYK adına Adnan Gölpınar yaptığı konuşmada, neden uyarı grevi kararı alındığını ve bu kararın neden geç olduğunu anlattı. Geçmiş dönemlerde şube başkanlarından oluşan danışma kurulu ile yapılan toplantılarda kararın verildiğini ve uyarı grevi tarihinin KESK MYK’sı tarafından belirlendiğini fakat bu kararın danışma kurulunda onaylandığını söyledi. Daha sonra KESK içerisinde yaşanan iletişim kopukluğundan kaynaklı sendika içinde demokratik ortamın yeterince oluşturulmadığını ancak bunun yükünün tamamen KESK yönetimine atılmaması gerektiğini ifade etti. Gölpınar, ayrıca KESK tutukluları hakkında da kısa bilgi verdi. Tutuklu üye ve yöneticilere bağlı bulundukları sendikalar tarafından maaşlarının 3/1’i kadar para ödendiğini, ailelerin ziyareti için otobüs tutulduğunu, haftalık ziyaretlerin yapıldığını ifade etti. Kasım ayının 19 ve 20’sinde mahkemelerin olduğunu, kitlesel katılacaklarını ve gerekli bütün hukukçuları da oraya yığacaklarını, bu konuda uluslararası destek de geleceğini beyan etti.

Daha sonra söz üyelere bırakıldı. Yaklaşık 15 üyenin söz aldığı toplantıda ciddi eleştiriler yöneltildi.

Eğitim-Sen 2 No’lu eski şube başkanı, uyarı grevinin diğer iş bırakmalar gibi güdük geçeceğini söyledi.

Aynı şubeden bir başka üye ise Kamu-Sen’le yapılan anlaşmanın Kamu-Sen’e siyasi bir zemin açtığını, bu karardan vazgeçilmesi gerektiğini ifade etti.

Eğitim-Sen 5 No’lu Şube yönetiminden bir üye, uyarı grevinin önceki yıllarda yapılan sevk ve iş bırakma eylemlerinden farklı olmadığını, adının değiştirilerek bir hava boşaltma eylemi olduğunu söyledi.

Bir başka 5 No’lu Şube üyesi ise “bağı bozmanın anlamı yok, gerekirse bağcıyı dövmeliyiz” dedi.

Toplantıda söz alan Sosyalist Kamu Emekçileri ise yakın zamana kadar gerçekleştirilen eylemlere yönetim düzeyinde dahi katılmayan anlayışların hesap vermesi gerektiğini ifade ettiler. Uyarı grevinin iş yerlerinden doğru oluşturulacak grev komiteleriyle beraber örgütlenmesi ihtiyacına işaret ettiler. Grev komitelerinin bulundukları işyerinde grevi ve talepleri gündemleştirmesi gerektiğini, öğrencilerin ve velilerin de komitelerin faaliyetleriyle sürecin bir parçası yapılması gerektiğini belirttiler.

KESK yönetimi toplantı sırasında üyelerin konuşmalarına sürekli müdahale ederek üyelerin kendilerini rahat ifade edebileceği bir zemini ortadan kaldırdı.

Avrupa Yakası’ndaki toplantıdan yansıyanlar ise Anadolu Yakası’ndaki toplantıdan çok farklı olmadı. Üyeler yaptıkları konuşmalarda daha çok grevin adının aslında iş bırakma olması, çıkarılacak materyallerin emekçilere hitap etmesi gerektiğini ifade ettiler. Kamu-Sen’le yapılan ortaklığın sıkıntılarını dile getirdiler.

Tüm Bel-Sen 5 No’lu Şube’nin gerçekleştirdiği TİS örneklerinin KESK tarafından görmezden gelindiğini, sözkonusu TİS deneyimlerinin diğer şubelerle paylaşıldığı ölçüde 25 Kasım’ın kazanımla sonuçlanabileceğini dile getirdiler.

25 Kasım gününde ise işyerlerinin terkedilmemesinin, öğlene kadar işyerlerinde kalınmasının ve ardından belirlenen merkezi yerlerde davullu zurnalı grev halayları oluşturulmasının emekçilerin katılımını arttıracağını söylediler.

Avrupa Yakası’ndaki toplantılarda yapılan konuşmalara yer yer diğer üyeler müdahale ederek konuşma yapan emekçilerin sözünü kestiler.

Her iki toplantıya da 70’e yakın üye katıldı.

 

Kırklareli...

Kırklareli’nde Eğitim-Sen yönetimi tablodan umutlu değil. 25 Kasım’ın kadro eylemi olması kaygısını taşıyorlar. Kamu-Sen’in de iş bırakacak olması yönetimi bir parça rahatlatıyor. Eyleme katılımı artıracağını düşünüyorlar.

Kırklareli Eğitim-Sen Şubesi’nin ön çalışma olarak 25 Kasım’dan bir hafta önce yemekli bir gece yapmayı planladığı yansıyan bilgiler arasında. Yine yönetimdeki bazı bileşenlerin iki haftadır işyeri gezileri düzenlediği, Kasım ayının başından itibaren ise yönetimdeki tüm bileşenlerin haftada 1 gün işyeri gezileri gerçekleştirmeyi planladıkları söyleniyor.

İşyeri gezilerinden yansıyanlara göre üyelerin olumsuz bir tavrı ya da söylemi bulunmuyor. İşyeri gezilerinde soruşturma terörüne karşı emekçilerle sohbet ediliyor. 1 Aralık sonrası kazanılmış dava örnekleri verilerek cezalar konusunda üyeler önden rahatlatılmaya çalışılıyor, gerçekleştirilen sohbetlerde ise kamu emekçilerinin kazanılmış en temel hakkı olan işgüvencesine yönelik saldırılardan bahsediliyor ve buna karşı mücadele edilmezse işgüvencesiz çalışmanın daha büyük ceza olacağı vurgulanıyor.

Eğitim-Sen Örgütlenme Sekteri’nin ise işyeri temsilcilerini göreve çağırdığı ve grev komiteleri oluşturmak için çaba gösterdiği yansıyan bilgiler arasında bulunuyor.

26 Ekim’de ise Kırklareli’nde KESK Şubeler Plaftormu toplantısı yapıldı. Toplantıya Eğitim-Sen, SES, Tarım Orkam-Sen ve Haber-Sen’den katılım oldu. Tarım Orkam-Sen’den gelen üye, Kamu-Sen’le ortak basın toplantısı düzenlemek, işyeri gezilerini ortak yapmak gibi öneriler sundu. Diğer bileşenler de Kamu-Sen’in eyleme katılıyor olmasının süreci güçlendirdiğini düşündükleri için öneriye olumlu baktılar.

Toplantıya katılanlar, KESK’in konfederasyon düzeyinde üstten kurulan ortaklığa karşı olduklarını ifade ettiler. Eğitim-Sen yönetiminden bir üye ise bu eğilime karşı yerelde de üstten bir birliktelik kurmanın doğru olmadığını ifade etti. KESK’in 25 Kasım’ı Kamu-Sen’e yaslanarak yapmadığını, Kamu-Sen böyle bir eylem kararı alsa da almasa da KESK’in bu eylemi yapıyor olacağını dile getirdi. Söylenenlere, katılımın sınırlı olacağına dair kaygılarını dile getirerek hak veren bileşenler oldu.

Toplantıda, radyo programlarına katılarak grevin taleplerini anlatmak ve çağrı yapmak, her hafta bir sendikanın basın toplantısı gerçekleştirmesi, Kırklareli Demokrasi Platformu bileşenlerinin greve destek sunması amacıyla toplantıya çağırılması, 25 Kasım öncesinde mümkün olursa bir yemek düzenlemek, KESK bildirilerini dağıtmak, dış mekan afişleri gelirse onları asma kararları alındı.

27 Ekim günü ise Şube Başkanı’nın da katıldığı işyeri gezilerinde emekçiler greve katılmaya çağrıldı.

 

Tokat...

16 Ekim’de KESK Genel Başkanı Sami Evren ertesi gün yapılacak panele katılmak üzere Tokat’a geldi. Tokat’ta Eğitim-Sen Şube yönetiminin aktivist üyelere yönelik saldırıları muhatapları tarafından Sami Evren’le yapılan sohbette aktarıldı ve Tokat’ta yaşananlar anlatıldı. Üyeler sorunların olduğu gibi devam ettiğini sendika yönetiminin de olduğu bir ortamda söylediler.

Sami Evren, sendika yönetimini dolaylı olarak eleştirdi ancak “kendi sorunlarınızı kendiniz halledin” türü bir yaklaşım sergiledi.

17 Ekim günü saat 12.30’da 25 Kasım grevine yönelik bir panel yapıldı. 100 kişinin katıldığı panele konuşmacı olarak Sami Evren katıldı. Evren, konuşmasında Haziran ayından başlayarak toplu görüşme sürecini ve grev kararını neden aldıklarını anlattı. Grevin bir hak olmasını anayasanın 90. maddesine dayandırdı. Uzunca anlatımlarla kapitalizmin tahlilini yapan Evren, eleştirilerini ise daha çok AKP’ye yöneltti. 1 milyon kişinin greve katılmasını beklediklerini söyledi.

Eğitim-Sen Şube yönetimi işyeri gezileri düzenliyor. Gezi kapsamında 5 merkezi okul dolaşıldı. Buralardaki üyeler genel olarak 25 Kasım’a ilgisizdi. Şube başkanı ise Kamu-Sen’in de eyleme katılacağını vurgulayarak grevin meşruluğunu anlatmaya çalıştı.

Grev örgütleme noktasında Eğitim-Sen Şube yönetimi henüz ihtiyacı karşılayacak düzeyde bir hazırlık içerisinde görünmüyor. Aktif üyelerin grevin örgütlenmesi için komiteler kurulması, işyeri toplantıları yapılması, üyelerle görüşülmesi vb. ileri sürdüğü önerileri ise yönetimin “gerek yok hallederiz” türü söylemleriyle geçiştirilmeye çalışılıyor.

Ayrıca Tokat’ta KESK’e bağlı sendikalardan BTS, BES, Eğitim-Sen ve SES ilk defa biraraya geldi. Toplantıda sendika temsilcileri yaşadıkları sorunları anlatarak KESK üyeleri ile greve yönelik bir toplantı gerçekleştirilmesi kararı aldılar.

 

Adana...

Adana’da 25 Kasım uyarı greviyle ilgili Eğitim-Sen Şubesi yönetimi henüz bir çalışmayı önüne temel bir gündem maddesi olarak almış değil.

Şubede 4-5 Kasım tarihlerinde KESK MYK’dan gelecek yöneticilerin katılacağı toplantının ardından çalışmaların hızlanacağı ifade ediliyor.

Sosyalist Kamu Emekçileri’nin de içerisinde bulunduğu aktif üyeler, üye toplantıları yapılması, il ve işyeri düzeyinde komitelerin oluşturulması yönünde öneri sunarak, faaliyetin hızlandırılması gerektiğini dile getirdiler.

Sosyalist Kamu Emekçileri