21 Mayıs 2010
Sayı: SİKB 2010/20

 Kızıl Bayrak'tan
İşçi sınıfına ihanetin hesabı mutlaka sorulmalıdır!
Anayasa değişikliği tartışmaları ve devrimci tutum
Baykal Amerikancı rejim tarafından
saf dışı edildi!
Polis destekli ırkçı-faşist saldırılar yayılıyor..
Madendeki patlamanın sorumlusu sömürü düzenidir!
BDSP: İş cinayetleri devam ediyor!
Sendika ve meslek örgütlerinden maden faciasına tepkiler
Ankara’da işçiler “Genel grev-genel direnişi” tartıştı
BES Adana Şube Başkanı Sinan Tunç
ile konuştuk
Türk-İş’ten 26 Mayıs ihaneti!
İşçi ve emekçi hareketinden..
Yeni dönem MESS Grup TİS süreci ve görevlerimiz
MİB: Sınıfa ihanet edenler hedefimiz olmaktan kurtulamayacaklardır!
İstanbul Kamu Emekçileri Kurultayı gerçekleştirildi!
Mayıs şehitleri eylemlerle anıldı
Gençlikten Kaypakkaya ve Mayıs şehitleri anmaları...
Sokak Üniversitesi’nde “Kapitalizmin krizi ve Yunanistan” dersi
NATO’da “stratejik” dayanışma
Krizin faturasına karşı
emekçiler sokakta!
Devrim şehitlerini anmak, kavgayı zaferle taçlandırmakla mümkündür!
Siyaset ve ahlak! - M. Can Yüce
Hasta tutsaklara özgürlük!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

NATO’da “stratejik” dayanışma

Emperyalist savaş makinesi ABD’nin öncülük ettiği “halkları köleleştirme seferi”nin başarısı için kanlı işgal ve katliam planlarını sürdüren NATO “yeni bir strateji” belirledi.

Aralarında emekli Büyükelçi Ümit Pamir’in de bulunduğu 12 uzmandan oluşan NATO akil adamlar grubu, NATO’nun Kasım ayındaki zirvesinde onaylanacak yeni stratejik planla ilgili raporunu tamamladı. Yeni NATO raporunda başlıca tehdit İran olarak gösterilirken Tahran yönetimi, İttifak’ın 5. maddesi ile tehdit edildi.

Emperyalist ABD rejiminin içine girdiği bataklıktan kurtulması için halkları köleleştirme savaşının arkasında durmak zorunda olan NATO, “güvenlik” maskesi altında bu kez İran’ı hedef aldı.

Akil adamlar grubunun, grup başkanı eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright ve NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen tarafından basın toplantısıyla açıklanan raporunda, üye ülkelerden birine saldırı durumunda tüm üye ülkelerin ortak karşılık vermesini öngören Kuzey Atlantik Antlaşması 5. maddesinin İran’a karşı işletilebileceğinden bahsedildi.

NATO’nun “güvenlik” kaygısı

Sözkonusu olan emperyalist çıkar ve paylaşımlar olduğunda tüm güç ve olanaklarını mazlum halklar üzerine seferden eden savaş makinesi NATO’nun raporunda, “İran’ın nükleer yakıt zenginleştirme ve nükleer silah geliştirme çabaları ve uzun menzilli balistik füze stoku, gelecek 10 yıl içinde ittifaka büyük bir 5. madde tehdidi oluşturabilir” denildi.

İran’ı örtülü tehdit eden 58 sayfalık raporda, “Başta gemilere karşı kullanılan seyir füzeleri olmak üzere İran’ın konvansiyonel silah programı, kilit deniz ticareti rotalarında güvenlik endişesi doğurmaktadır. NATO İran kaynaklı zorlukların artması ihtimaline karşı hazırlıklı olmalı” ifadeleri kullanıldı. Raporda, tüm NATO üyelerini kapsaması planlanan yeni füze kalkanının İran’dan muhtemel balistik füze saldırılarını önlemek için gerekli olduğu da savunuldu.

Gerici çıkar çatışmaları

Kuruluşunu, ‘sosyalist blok’a karşı emperyalizmin haçlı ordusunu toplama ihtiyacına “borçlu” olan emperyalizmin savaş aygıtı NATO, her geçen gün yeni kayıplar verdiği Afganistan bataklığına saplanarak köşeye sıkışmışken bu durumdan çıkış yolunu yine halkların kanı üzerinden yürüttüğü pazarlıklarda arıyor.

Ortadoğu’daki çıkarları gerici İran rejimiyle çatışan ve bu yüzden mazlum halklar üzerinde terör estiren emperyalist güçler, İran’ı hedef göstererek, genel olarak işgal politiklarına meşruluk kazandırmaya çalışıyor.

5. Madde tartışmalarının akla getirdiği bir diğer nokta ise Ortadoğu’da yürüttüğü saldırı ve işgal politikalarını artık ekonomik olarak da karşılamakta zorlanan ABD emperyalizminin cepheyi genişletme ihtiyacı oluyor. 60 ülkede 800’ü aşkın askeri üssü olan ABD emperyalizminin bu ihtiyacına karşı diğer emperyalist güçlerin yürüttüğü pazarlıklar da önümüzdeki süreçte yürütülecek tartışmalarda belirleyici olacağa benziyor.

 

 

 

Afganistan’da sivil katliamları sürüyor!

Emperyalist işgalin sürdüğü Afganistan’da NATO ittifakının ve NATO ile işbirliği yapan Afganistan ordusunun sivil katliamları sürüyor. NATO askerlerinin 11 sivili öldürmesini protesto eden gruba Afgan polisinin açtığı ateş sonucu birçok sivil hayatını kaybetti. Nisan-Mayıs bilançosu resmi açıklamalara göre 170’e ulaştı. Gerçek sayı ise çok daha fazla.

Afganistan’ın Celalabad kenti yakınlarındaki Surhrod bölgesinde bir gece yarısı operasyonuyla katledilen 11 sivilin cenaze töreni esnasında töreni gerçekleştiren halkla polis arasında gerginlik yaşandı. Polis kalabalığa ateş açarak müdahale etti. Sivil ölümlerini protesto niteliğinde gerçekleşen cenaze töreni yine bir sivil ölümüne sahne oldu.

Öte yandan Afganistan’ın Kunduz bölgesinde, 4 Eylül 2009’da düzenlenen ve en az 142 kişinin öldüğü NATO hava saldırısında yakınlarını kaybeden halk, Alman hükümetine tazminat davası açmaya hazırlanıyor. Bir Alman komutanın talimatıyla düzenlenen saldırıda ölen sivillerin yakınlarını temsil eden Alman Avukat Bernhard Docke, yeni bir tazminat davası açmaya hazırlandıklarını duyurdu. Avukatların daha önce Almanya Savunma Bakanlığı ile sürdürdüğü tazminat görüşmeleri, ölenlerin kimlik tespitlerinin kesin olarak yapılamadığı gerekçesiyle bakanlık tarafından yarıda kesilmişti.

Afganistan işgalinin başından beri sivil katliamları sürüyor. Ölü sayısı onbinlerle ifade ediliyor. Evsiz kalan, yetim kalanların sayısı ise belirsiz. Emperyalist ABD’nin Asya’da hegemonya kurmak amacıyla başlattığı işgalin ne zaman son bulacağı ise belirsizliğini koruyor. ABD’nin imajını yenilemeye çalışan Obama, Afganistan’a asker sevkiyatını sürdürüyor.



 

Çin’de maden katliamı: 21 işçi öldü

Dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler kapitalist sömürü düzeninin çarkları arasında öğütülüyorlar. Sık sık toplu iş cinayeti ve maden katliamlarının yaşandığı Çin’de, son olarak bir kömür ocağında meydana gelen patlamada 21 işçi yaşamını yitirdi.

Çin’in güneybatısındaki Guizhau eyaletindeki Anshun kenti yakınlarındaki bir kömür ocağında 13 Mayıs gecesi meydana gelen grizu patlamasından, ocakta bulunan 31 işçiden 10’u kurtulabildi.

Benzer bir kaza da, geçen hafta Hubei eyaletinde yaşanmış ve 10 işçi yaşamını yitirmişti.

Çin madenleri dünyadaki en ölümcül madenler olma özelliğini koruyor. Birçok “kaza”, güvenlik önlemlerinin ihlal edilmesinden, gereği gibi havalandırma yapılmamasından veya yangın emniyeti olmamasından kaynaklanıyor. Çin’de geçen yıl meydana gelen maden “kazaları” 2600’den fazla kişinin ölümüne yol açmıştı.