13 Ağustos 2010
Sayı: SİKB 2010/32

 Kızıl Bayrak'tan
Temel gündem
devrimci sınıf mücadelesidir!
“Hayırcı” solcuların
mazeretlerine yanıtlar
Kürt halkı düzen içi
dayanaksız hayallerde değil,
devrim mücadelesinde ısrar etmelidir
BDSP işçi ve emekçileri referandum oyununu boykot etmeye çağırdı
Şerzan Kurt davasında
gizli duruşma’
Sermaye devletinin sözleşmeli öğretmenlere iki yüzlülüğü!
İşsizlik fonunu patronlar kadar sermaye devleti de yağmalıyor. 
İnsanca yaşam ve
çalışma koşulları!.
Tersanede direniş çadırı kuruldu
İşçi ve emekçi hareketinden.
Rejim krizi ve Kürt sorunu
ÇEL-MER direnişi dersleri
“Yaşasın ÇEL-MER işgalimiz!”
“İki… Üç…
Daha fazla ÇEL-MER!”
BMİS Bursa Şube Başkanı’yla konuştuk
Birleşik Metal-İş üyesi Çimsetaş işçileriyle Metal TİS süreci üzerine konuştuk.
“Doğal afetler”in yıkıcı etkisini sınırlamanın yolu sistemi yıkmaktır!
Başbakan’a üç eşli danışman!
Referandum ve Kürtler - M. Can Yüce
Mamak 7. Kültür Sanat Festivali gerçekleştirildi.
Sömürüsüz bir yaşam için.
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 


Mücadele Postası

Av. Taylan Tanay yargılanıyor

19 Aralık 2000 Cezaevi Katliamı’nın sorumlularını bir bir aklayan sermaye devleti, katliamın aktörlerinin gerçek yüzlerini teşhir edenleri ve eleştirenleri ise yargılıyor.

19 Aralık Katliamı sırasında Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü olan ve operasyon sonrasında kendisine “başarıları” nedeniyle devlet üstün hizmet madalyası verilen Ali Suat Ertosun’un şikayetiyle Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay ve bianet sitesi koordinatörü Ertuğrul Kürkçü hakkında tazminat davası açıldı.

Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyesi ve eski Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürü Ertosun’un şikayetiyle Av. Taylan Tanay’ın 31 Temmuz 2009 tarihinde bianet’te çıkan “Ali Suat Ertosun’un Yeri HSYK Koltuğu Değil Sanık Sandalyesidir” başlıklı yazısı nedeniyle Tanay ve Kürkçü’yü 15 bin TL tazminat istemiyle yargılayacak.

Kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu iddia eden ve tazminat talebinde bulunan Ertosun’un şikayetiyle açılan davanın ilk duruşması 2 Kasım 2010 tarihinde görülecek.

Daha önce Ali Suat Ertosun tarafından açılan davada ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, manevi tazminat ve hakaret ile yargılanmıştı. Kozağaçlı hakkında 19 Aralık Katliamı’yla ilgili ÇHD adına yaptığı bir basın açıklamasından dolayı dava açılmıştı.


İMO Ankara Şubesi Yenimahalle Belediyesi’ni uyardı!

İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi, Ankara Yenimahalle Belediyesi’nin gerçekleştirdiği yıkım saldırısına ilişkin bir açıklama yaptı.

Açıklamada, kent topraklarının rant uğruna ve insanların yaşamları pahasına pazarlanması olarak uygulanan kentsel dönüşüm projelerinin Ankara’da tüm hızıyla devam ettiği hatırlatıldı. Bunun son örneği olarak Yenimahalle Belediyesi’nin hayata geçirilen uygulamalar gösterildi.

“Mehmet Akif Ersoy Mahallesi’nde AKP’li Belediye Yönetimi tarafından uygulanmaya başlanan ve mahalleli için büyük mağduriyetler yaratan rant projesi, aynı şekliyle CHP’li Belediye tarafından da mahalle halkını hiçe sayarak uygulanmak isteniyor.” denilen açıklamada mahallelilerin tüm itirazlarına ve çözüm arayışlarına kulak tıkayan belediyenin son müdahalesinin durumu sosyal faciaya dönüştürecek nitelik olduğu söylendi. Daha önce “içinde insan olan evleri yıkmayacakları” sözünü veren belediye yönetiminin, 5 Ağustos sabahı Mehmet Akif Ersoy Mahallesi’ne yıkım ekipleri ve çevik kuvvetten oluşan bir “saldırı birliği” gönderdiğine dikkat çekildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Halkın barınma hakkını hiçe sayan, kamu yararı içermeyen, adaletsiz sözleşmeler üzerine kurulan, hakkaniyet gözetmeyen, dayatmacı, hukuken sorunlu olan, demokratik katılımcı bir sürece dayanmayan, hiçbir meşru temeli olmayan ve doğrudan şirket mantığıyla oluşturulan böylesi bir projede ısrarcı olmak, yoksul hayatların rant uğruna peşkeş çekilmesine razı olmak demektir”

İMO Ankara Şubesi’nin Mehmet Akif Ersoy Mahallesi’nde yaşanan hukuksuzluğa karşı barınma hakkını sonuna kadar savunacağının vurgulandığı açıklama, belediye yönetimine sağduyu çağrısı yapılarak son buldu.



Mersin’de nükleer mitingi

Mersin Akkuyu’da Rusya tarafından kurularak işletilecek nükleer santrale ilişkin anlaşmanın Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından, Nükleer Karşıtı Platform (NKP) nükleer santrallere karşı 8 Ağustos günü miting düzenledi.

Sendikaların, meslek örgütlerinin, ilerici ve devrimci kurumların yer aldığı miting Mersin Akkuyu’da yapıldı.

Mersin Nükleer Karşıtı Plaftorm sözcüsü Sebahat Arslan mitingde yaptığı konuşmada, Japonya’nın Hiroşima kentine atılan atom bombası sonucu hayatını kaybedenleri anmak ve Akkuyu’ya nükleer santral kurulmasını istemediklerini belirtmek için toplandıklarını dile getirdi.

Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının üzeriden 65 yıl geçtiğini hatırlatan Arslan, bu felaket sonrasında 350 bin insanın hayatını kaybettiğini, 1 milyon insanın da yaralandığını, bu insanlık ayıbının izlerinin bugün de halen devam ettiğini söyledi.

6 Nisan 1986 tarihinde yaşanan Çernobil faciasının tarihte görülmüş en büyük facialardan biri olduğunu da vurgulayan Arslan şunları söyledi: “Çernobil kazası sonucunda dünyada yaklaşık 169 bin kilometrekare toprak kirlenmiştir. Bu topraklarda yüzlerce yıl tarım yapılamayacaktır. Ayrıca kanser oranlarında artışlar olmuş, sakat bebek doğum oranları artmış, orada yaşayan insanların genetik yapılarının bozulduğu tespit edilmiş, yaklaşık 9 milyon insan etkilenmiştir. Çernobil kazası Ukrayna’ya 352 milyar dolara mal olmuştur. Çernobil kazası yüzünden doğu Karadeniz bölgemizde her evde en az bir iki kanser vakasına rastlanmaktadır. Nükleer santral kazaları tüm ölümlere rağmen engellenememektedir. Kazaların çoğu da medyadan ve halktan gizlenmektedir. Dünyada en son teknolojiyi kullanan Japonya bile nükleer santral kazalarını engelleyememektedir. Nükleer santrallerde kaza olmasa bile çevreye sürekli radyasyon yaymaktadır”

Arslan, Akkuyu’ya nükleer santralın kurulması halinde Rusya’nın kendi ülkesinde imha edemediği ve güvenli olarak saklayamadığı tonlarca nükleer atığı da Akkuyu’ya gömeceğini sözlerine ekledi. Akkuyu’dan elde edilecek elektriğin çok pahalıya alınacağını belirten Arslan “Burada elde edilen elektrik enerjisi dünya fiyatının iki katı olan 12,35 centten ve 15 yıl alım garantili olacaktır. 15 yıl süresince bizim cebimizden Rusya’ya 71 milyar dolar ödenecektir. Bu paranın Rusya’ya ödenmesi ile biz ülke olarak daha çok yoksullaşacağız” dedi.

Miting İlkay Akkaya’nın şarkılarıyla son buldu.


İşçi-köylü gazetesine 1 ay kapatma

İşçi-Köylü gazetesi, gazetenin 6-19 Ağustos 2010 tarihli 71. sayısında yer alan haberlerde “terör örgütü propagandası” yapıldığı gerekçesiyle 1 ay süreyle kapatıldı. Bununla beraber gazetenin söz konusu sayısına el konularak Türkiye genelinde satışı ve dağıtımının yasaklanmasına da karar verildi.

İşçi-Köylü gazetesi kapatma kararına ilişkin olarak yaptığı açıklamada, bir taraftan demokratikleşme söylemleri altında 12 Eylül anayasasının makyajlanarak tekrar sunulduğunu diğer taraftan emekçilere, ezilenlere yönelik saldırıların son hız devam ettiğini ifade etti. “Sisteme karşı çıkarılan en küçük muhalif ses yasaklamalarla, kapatmalarla boğulmaya, halkın gerçeklere ulaşması engellenmeye çalışılıyor. Ancak ne sansürler, ne kapatmalar, ne yasaklamalar halka ulaşmamızı dün olduğu gibi bugün engelleyemeyecektir.” diyen İşçi-Köylü gazetesi sosyalist basının susturulamayacağını dile getirdi.