11 Şubat 2011
Sayı: SİKB 2011/06

 Kızıl Bayrak'tan
Mücadeleyi kazanmak için örgütlü taban inisiyatifleri!.
Kazanmak için sendika bürokrasiyi aşmak şarttır!
Ulusal İstihdam Stratejisi:
Sermayenin saldırı stratejisi
Torba yasaya karşı
meşalelerle yürüdüler!
İş cinayetlerine son vermek için mücadeleye!
İşçi katliamı lanetlendi..
KDS Pres Döküm’de
direniş ve gözaltı terörü
Metal'de greve doğru.
UPS işçilerinden zafer kutlaması
Küçükçekmece KHK sözcüleriyle konuştuk
İzmir’de işçiler
kurultaya yürüyor..
Gebze İşçi Kurultayı’na!.
Mısır: Ayaklanma çıkış
yolu arıyor
İhtilalin ruhu Arap coğrafyasını
sarıyor / 2 - V. Yaraşı
47. Münih Güvenlik Konferansı
Halk ayaklanmalarının
gösterdikleri- S. Eren.
Dünyadan
Kıbrıs’ta AKP’ye tepki büyüyor
“Dink için kardeşlik nöbeti
Yaygın devrimci çalışma.
8 Mart’ta mücadele alanlarına
Çürüyen düzenin sahte “ahlak” tartışmaları
Hasta tutsaklara özgürlük!
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İşçi katliamı lanetlendi...

Ankara

78’liler girişimi, BDP, BDSP, DDSB, DHF, Devrimci Proletarya, EHP, ESP, Kaldıraç, SDP, Sosyalist Gelecek Parti Hareketi, Sosyalist Parti, TÖP ve Tüm-İGD; 7 Şubat günü OSTİM metro çıkışında bir basın açıklaması gerçekleştirdiler.

Yaşanan patlamaların bir tesadüf olmadığına dikkat çekilen açıklamada, söz konusu sanayi sitelerinde işçi güvenliği ve sağlığına dikkat edilmeden kayıt dışı istihdamla ve ruhsatsız mekânlarda, yaşlı, genç ve çocukların çalıştırıldığı belirtildi. Mecliste görüşülen torba yasanın getirdiklerinin ve getireceklerinin OSTİM’deki patlamalarda görüldüğüne vurgu yapıldı.

Yaşanan kazalarda başta Ankara Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi olmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sorumluluğu olduğunun bilindiği söylendi.


Sendika ve odalardan protesto

9 Şubat günü Türk-İş İstanbul Şubeler Platformu, DİSK İstanbul Merkez Temsilciliği, KESK İstanbul Şubeler Platformu, İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu (İMOK) tarafından Unkapanı’ndaki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü önünde gerçekleştirilen eylemde OSTİM ve İvedik’te yaşanan patlamalarınn son olması istendi. Belediye-İş üyesi işçilerin eyleme katılımı dikkat çekerken DİSK’e bağlı sendikaların eylemde yer almadığı görüldü.

Açıklama öncesinde konuşan TTB Merkez Konseyi Üyesi Osman Öztürk, patlamaların ardından bölgede yaptıkları incelemelerde denetimsiz ve kayıtsız çalışan binlerce işyeri olduğunu tespit ettiklerini söyleyerek Türkiye’nin iş kazaları mezarlığına dönüştüğünü belirtti.

“OSTİM ve İvedik’teki ‘iş cinayetleri’ son olsun!” pankartının açıldığı eylemde kurumlar adına ortak açıklamayı TMMOB İKK Sekreteri Tores Dinçöz okudu. Son günlerde yaşanan iş cinayetlerinin bilonçusunu ortaya koyan Dinçöz, AKP hükümeti eliyle yürütülen neoliberal politikalar sonucunda yeni ölümlerin yaşandığını söyledi.

İKK Sekreteri, spor salonu veya futbol sahasında yaşanan Başbakan protestolarına seferber olan yetkililerin 20 işçinin ölmesi konusunda telaşlanmadıkları dile getirildi. Piyasalaştırma ve taşeronlaştırmaya dikkat çekilen açıklamada iş cinayetlerinin kader olmadığı vurgulandı.


HSGGP’den yürüyüş

Herkese Sağlık Güvenli Gelecek Platformu (HSGGP) 6 Şubat günü Taksim’de yürüyüş gerçekleştirdi. HSGGP bileşenleri Galatasaray Lisesi önünde buluşarak Taksim Tramvay Durağı’na yürüdü. “19 işçinin katili; sermayenin kar hırsı, devletin ve AKP’nin kuralsız, iş güvenliğini ve güvencesini yok sayan çalışmaya izin vermesidir” pankartının açıldığı yürüyüşte kapitalizmin işçi kanıyla ayakta durduğu ve bu katliamların sorumlusunun devlet olduğu sık sık vurgulandı.

Basın açıklamasını okuyan direnişçi PTT işçisi Rıza Soylu, yaşananın bir kaza değil katliam olduğunu belirtti. Patlamalara güvencesiz, denetimsiz çalışma hukuku ve egemenlerin kural tanımaz kâr hırsının yol açtığına dikkat çeken Soylu, egemen sınıfların sözcüsü AKP hükümeti ve devletin diğer ilgili organlarının da katliamdan sorumlu olduğunu vurguladı.

Torba yasa ile emekçilere dönük hak gasplarının artacağını belirten Soylu, “İşte bu nedenle tüm işçi ve emekçileri, güvencesiz ve kuralsız çalışmaya karşı mücadeleyi yükseltmeye ve oluk oluk işçi kanı akıtan bu düzenden hesap sormaya çağırıyoruz” dedi.

 

 


İş cinayetleri hız kezmedi

Maraş’ta iş cinayeti

Kahramanmaraş’ta Afşin-Elbistan B Termik Santrali için kömür üretimi yapılan Çöllolar kömür üretim sahasında saat 04.30 sularında meydana gelen göçükte Yaşar Alkaya isimli işçi yaşamını yitirdi. Alkaya’nın sahadan uzaklaşmaya çalışırken bir kamyonun altında kaldığı öğrenildi.

Meydana gelen göçükte yaralanan işçi sayısının 10 olduğu belirtildi.


Mermer ocağında iş cinayeti

Antalya’da Kepez’e bağlı Odabaşı köyündeki bir mermer işleme fabrikasında iş cinayeti yaşandı. Söktükleri vinç motorunu taşırken çatıdan düşen 3 işçiden 1’i öldü, 2’si yaralandı.

Dolum tesisinde patlama

Antalya Petrol Ofisi Dolum Tesisleri’nin 23 nolu tankında 8 Şubat günü meydana gelen patlamada 2 kişi hayatını kaybetti. 1 kişi de ağır yaralandı.


Edirne’de iş cinayeti

Edirne’de bir tekstil fabrikasında çalışan Necdet Karabulut isimli işçi 9 Şubat günüfabrikanın atık su kuyusunu temizlemek için atık su kanalına indi. Gerekli önlemler alınmadan kuyuya inen işçi, bir süre çalıştıktan sonra fenalaşarak baygınlık geçirdi. Karabulut’tan uzun süre haber alınamamasının ardından Makine Mühendisi Ahmet Dereli de kanala indi. Dereli’nin de kanaldan çıkmaması üzerine durumdan şüphelenen diğer işçiler Murat Aydın ve Murat Ovmaç kanala girerek, Karabulut ve Dereli’yi baygın halde dışarı çıkardı.

Kanaldaki gazdan etkilenen 4 kişi Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırıldı. Dereli müdahalelere rağmen kurtarılamadı.


Burak Alüminyum’da iş cinayeti

Esenyurt Hadımköy yolu üzerinde kurulu Burak Alüminyum metal fabrikasında 8 Şubat günü bir işçi iş cinayetine kurban gitti.

Fabrikada kimyasal havuzların olduğu eloksel bölümünde arıtma sistemlerinin eski olmasından ve iyi çalışmamasından kaynaklı çatıdan uzun süredir asit sızıntısı yaşanıyor. Hatta bu akan kimyasaldan ötürü işçiler arasında yaralananlar oldu. Fakat Burak Alüminyum patronu işçilerin yaralamasından kaynaklı değil ürünlerinin zarar görmesi yüzünden bu sızıntının durdurulması ve çatının onarılmasını istedi.

Çatının tamiri için başka bir şirketten getirilen işçiler, yıllardır onarılmayan çatıdaki etemitlerin çürümüş olduğundan habersiz bir şekilde çatıya çıktı. İşçilerden biri metrelerce yüksekten fabrikanın ortasına düşerek can verdi. İş cinayetini gören işçiler hemen işçinin düştüğü yere giderken, daha sonra fabrika yetkililerince evlerine gönderildi.

Burak Alüminyum yetkilileri olayı örtbas etmek için suçlunun ölen işçi olduğunu iddia etti. “Biz ona söyledik, önlem al dedik!” demagojisine başvurarak “O bizim işçimiz değildi. Yardım için gelmişti” dedi. Bu açıklama ile şirketin işçiyi kayıtdışı çalıştırdığı anlaşıldı.

Kızıl Bayrak / Esenyurt


 

 

Türk-İş’ten “saygı duruşu”

Türk-İş yönetimi Ankara’da yaşanan işçi katliamlarıyla ilgili 8 Şubat günü “saygı duruşu” gerçekleştirdi. Türk-İş binası önünde yapılan “saygı duruşu”nda OSTİM ve İvedik’te ölen işçiler anılırken, torba yasa nedeniyle hükümet de kınandı.

Daha önce MAN fabrikası önünde yapılacağı duyurulan eylem daha sonra neden belirtilmeden Türk-İş binası önüne alındı. Eyleme Türk Metal, Yol-İş, Haber-İş, Şeker-İş, Demiryol-İş, Tes-İş ile Tez-Koop-İş’ten üye ve yöneticiler katıldılar. Muhalif sendikalardan Petrol-İş ve TÜMTİS ise haber verilmediği için eyleme katılmadılar.

Eylem, ölen işçilerden çok Türk-İş bürokratlarına yönelik bir “saygı duruşu” niteliğinde geçti. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yapılan Türk-İş protestosunun ardından işbirlikçi sendika yönetimleri aracılığıyla sendika ağalarına sahip çıkılıyordu. Öyle ki “saygı duruşu” boyunca Türk Metal’den bir görevli eliyle sürekli olarak “Emek nerede, Türk-İş orada!”, “Türkiye Türk-İş’le gurur duyuyor!”, “İşte başkan, işte sendika!” biçiminde sloganlar attırıldı.

Oluşturulan mizansende konuşan Mustafa Kumlu ise OSTİM ve İvedik’te yaşananların iş cinayeti olduğunu belirtirken, torba yasayla işçilerin haklarının daha da geri götürülerek yeni iş cinayetlerine davetiye çıkarıldığını belirtti. Torba yasa konusundaki itirazlarında diğer emek örgütleriyle aynı şeyleri düşündüklerini söyleyen Kumlu, hükümete de eleştirilerde bulundu. Kıdem tazminatının gasp hazırlıklarına da değinerek kıdem tazminatı hakkından vazgeçmeyeceklerini ifade etti.

Mustafa Kumlu tüm bunları söylerken bir kez daha somut mücadele konusunda tek bir söz söylemedi.