4 Mart 2011
Sayı: SİKB 2011/09

 Kızıl Bayrak'tan
Bahar dönemi, olanaklar,
tehlikeler ve görevler
Erbakan: ABD’nin “Yeşil Kuşak
Projesi”nin “mücahidi”!
Diktatörlüğe karşı ayaklananlar emperyalist işgale de direnecektir!
Aleviler İzmir mitinginde buluşuyor
Emekçi kadınlar
8 Mart’a yürüyor.
Deride toplu sözleşme
süreci başladı
Kapitalistler servetlerini katlıyor
Metal İşçileri Birliği Merkezi Yürütme Kurulu Mart Ayı
Toplantısı Sonuçları
Mehmet Beşeli: 30 yıllık bir düzen çatırdamaya başladı
D.S.C işçilerine polis terörü
“Metal işçisi kazanırsa
hepimiz kazanırız”
Yaşasın Ontex / Canbebe direnişimiz!
Ontex işçileri boykota çağırıyor
Eğitim Sen şubelerinde
genel kurullar
Tuzla’da yaygın faaliyet
Tunus ve Mısır’da emekçilerin mücadelesi devam ediyor.
“Ankara elini yakamızdan çek!”
Ortadoğu’da emekçiler ayakta!
Gazi direnişi 16. yılında.
Uluslararası yağma kurultayı
AÜ’de eylemler
Üniversitelerde soruşturma ve
ceza terörü
İsyan ruhu fabrikalara, havzalara taşınıyor
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Mehmet Beşeli:
30 yıllık bir düzen çatırdamaya başladı

MESS’le yürüttüğü görüşmelerde uyuşmazlık aşamasında olan ve 21 fabrikada grev uygulama kararı alan Birleşik Metal-İş Sendikası hazırlıklarını sürdürüyor. Süreçle ilgili gelişmeleri, bu gelişmeler ışığında ortaya çıkan son tablo üzerine Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Beşeli ile konuştuk.

 

- Metal işçisi grev yolunda kararlılıkla ilerliyor. Metal grup TİS sürecinde gelinen noktayı özetler misiniz?

Öncelikle şunu belirtelim. Uyuşmazlık kapsamında bulunan 28 tane işyerinde grev kararları alındı.

Bunların bir kısmında grev oylaması talebinde bulunuldu. Bu talebin sonucunda da 22 işyerinde grev kararı devam ediyor.

Geri kalan 6 işyerinde yapılan grev oylamalarında “hayır” kararı çıktı. Bu 22 işyerinden 1 tanesi (Çemaş) geçtiğimiz günlerde MESS’ten istifa etti. Dolayısıyla şu anda grev kararlarının uygulanacağı 21 tane işyerimiz var. Diğer 6 işyerinin grev kararları düştü ve grup toplu iş sözleşmesinin dışında kaldılar. Muhtemelen bu işyerleri tarafımızca Yüksek Hakem Kurulu’na gönderilecekler. İşyerlerinin şu anki durumu kısaca böyle.

Bunun anlamını değerlendirecek olursak, bu süreçte başarılı bir sınav verdiğimizi söyleyebiliriz. Çünkü daha önce özellikle sermaye cephesi,“11 Aralık’ta yapılan Merkez TİS Komisyonu’nda aslında grev kararı çıkmamıştı. Yarı yarıya dengeli bir durum söz konusuydu ve sendika biraz zorlayarak bu kararı aldı” gibi yorumlar yapıyordu.

Tablo şimdi çok açık ortada ve aslında değişen bir şey yok. O günkü durum neyse bugünkü durum da aynıdır. O gün grev istemeyen işyerlerimizin bir kısmı grev oylamasında bu tavırlarını sürdürdüler. Bu sonuç aslında beklediğimiz bir şeydi. Bir kısmında kapsam dışıların sayısı itibariyle kağıt üzerinde başından olanaksız görünen yerler (işçiler greve evet kararına uydular ama kapsamdışı sayısı yeterli olmadı) vardı. Birleşik Metal-İş Sendikası bu süreçte oldukça başarılı bir sınav verdi. Grev oylamasında hayır çıkan işyerlerini de içine katarak ifade edersem %90’ların üzerinde oran sendikanın arkasında durdu.

Kararımız metal işçileri tarafından bir kez daha onaylandı. Kararı biz onlarla birlikte almıştık. Grev oylamasına katılmamamızın, oy kullanmamamızın bir sebebi de budur. 30 yıllık bir düzen çatırdamaya başladı. Burada, işbirlikçi ve dayatmacı bir anlayış var. Sürecin tüm aşamalarında biz iyi bir sınav verdik diye düşünüyoruz. Sendika olarak, örgüt olarak iyi bir sınav verdik. En kritik aşamanın grev oylamaları aşaması olacağını söylemiştik. O aşamayı da en başarılı şekilde geçtik. Grevde ‘hayır’ çıkanlar da, aslında bir açıdan bakıldığında grev sürecinde bizim elimizi güçlendirdi. Bu sonucu böyle değerlendiriyoruz. Dolayısıyla bu süreci gerçekten de çok başarılı bir biçimde geçtik ve adım adım bu işbirlikçi ve dayatmacı toplu sözleşme düzenini yıkmaya doğru ilerliyoruz. Hedefimiz bu dönem itibariyle bunu yıkabilmektir. Bundan sonraki süreçte, hangi sendikaya üye olurlarsa olsunlar tüm metal işçileri MESS’in ve sarı sendikanın dayatmalarına maruz kalmayacaklar. Bizim içimizde çatlak oluşturmaya çalışanlar kendi içlerinde çatladılar. Şu andan itibaren MESS’in kendi üyelerine greve çıkmak dışında önereceği bir şey kalmadı.

 

“30 yıllık düzenle hesaplaşmak zorundayız”

- Bu süreçte sermaye cephesi nasıl bir konumlanış içerisinde?

MESS, bugüne kadar oyalama taktiğini seçti. Biz grev oylamalarından başarıyla çıkınca artık üyelerine söyleyeceği tek söz kaldı: “Greve çıkalım. Yapacak birşeyimiz yok. Bunların bununu sürtelim” olacaktır. Ama bizim gözlemimiz de, işyerlerinin hiçbirisinin grevi kaldırabilecek durumda olmadığıdır. Bu işyerleri grevi istemiyor. Sermayedarlar, Birleşik Metal-İş Sendikası’nı greve sürükleyecek bir pozisyonda değiller. Sermayedarlar içinde bir çözülme süreci yakın zamanda gerçekleşecektir. Yani önümüzdeki günler içerisinde çözülme, dağılma, panik süreci yaşayacaklardır. Ancak biz bütünlüklü gitmek istiyoruz. Buradaki zaferin anlamı çok büyük. Parça parça kazanmak niyetinde değiliz. Biz bütün işyerlerinde zafer kazanabilirsek bunun anlamlı olduğunu düşünüyoruz.

Bu mücadeleyi başlatmamızda, ücret zammı, zammın dağılımı ve yasa değişikliklerinin toplu sözleşmeye getirdiği belirsizlikler gibi üç tane nedenimiz var. Her zaman söylüyoruz. Eğer bir şey değiştirmek istiyorsak bu işbirlikçi, dayatmacı 30 yıllık düzenle hesaplaşmak zorundayız. Bunun yolu buradan geçiyor. Mücadelenin ana ekseni de buraya oturmuş durumda. Aslında mücadele kararı alınmasının temel nedenlerinden biri de budur. “Bu dayatmaya artık yeter” dendiği için bugünkü koşullar oluştu.

Her şey bizim lehimize gelişti şu ana kadar. Biz her geçen gün daha da güçlenerek çıktık ve örgütümüz toparlandı. Pek çok işçi, sendikasına sahip çıkar noktaya geldi. İşçilerin güveni ve inancı arttı. Sürecin başında ‘greve hayır’ eğiliminde olan işyerleri bile süreç içerisinde döndüler ve şu anda en kararlı işyerlerimiz haline geldiler. Bunlar gözle görülür değişikliklerdir.

 

- MESS’in grevle ilgili çeşitli girişimlerde bulunduğu biliniyor…

Bu dönemde sermaye cephesi, Kuzey Afrika ve Magrip’teki ayaklanmaların demir çelik sektörünü olumsuz etkileyeceği, sektörün yeni bir krizle karşılaşabileceği gibi şeyleri yaygınlaştırmaya çalışıyor. Bunların hepsi olabilir ama buradaki ayaklanmaların şu an üretime yansıması sözkonusu değil. Ekonomik başka şeylere yansıdı. Borsa düşüyor, Türk parasının değeri düşüyor, benzin pahalılanıyor vb. ama sonuç itibariyle bu devrimler uzun sürebilecek bir savaşla sonuçlanmazsa belirli bir müddet sonra durgunlaşacaktır. Yine basında yer alan, Otomotiv Sanayicileri Derneği’nin hükümetten, çeşitli bakanlardan grevin ertelenmesi talebinde bulunulduğu haberleri var. Eğer Birleşik Metal-İş greve çıkarsa yan sanayiyi durduracağı ve dolayısıyla otomotiv sanayinin de büyük darbe yiyeceği yaklaşımı var.

Tüm bunlar bizim ne kadar haklı olduğumuzu ve tespitimizin doğruluğunu gösteriyor.

Esas itibariyle bakıldığında hükümetle olan ilişkilerinde bu güçleri var mı? Belki vardır ama konjonktür 90’lardaki 98’lerdeki konjonktür değil. Bir grev ertelemesinin yükü hükümet açısından çok ağır olur. Yani şu aşamada grevin ertelenmesi gibi bir ihtimal görmüyorum. Siyasal konjonktür, uluslararası konjonktür değişirse böyle bir darbeyi yapma eğiliminde olabilirler.

 

“Grevle dayanışma yaygınlaşmalı”

- Hazırlıklar ne durumda?

Bizim çok özel bir hazırlığımız yok. Sonuçta bu bir grev ve işçilerin kendilerini bu mücadeleye hazırlamaları gerekiyor ve hazırlar. Bu grevi işyeri kapıları önünde durarak sürdürecek olursak onun büyük dezavantajı olacağını düşünüyoruz. Bu grev hergün daha toplumsallaşarak ve yaygınlaşarak sürmek durumunda. Grup toplu iş sözleşmesindeki grev, sadece işyerlerinin kapılarına asılan pankartlar ve grev ziyaretçilerinden ibaret bir grev olamaz.

Grev yayılacak. Bulunduğu yerlerde daha geniş kesimlere ulaşacak, daha kitlesel etkinliklerle devam edecek bir grev olacaktır. Onun dışında diğer işyerlerimize de çağrıda bulunduk. Grup sözleşmesi kapsamı dışında olan işyerlerinde grevle dayanışma komiteleri örgütleniyor.

Sadece işyeri düzeyinde değil, eğer işçilerin ilişkileri varsa mahallelerde, spor kulüplerinde, derneklerde siyasi partilerde 2011 metal grevleriyle, MESS grevleriyle dayanışma komitelerinin çoğaltılması gerekiyor. Dayanışmasız sürecek bir grev değil. Dayanışmanın mümkün olduğu kadar yaygınlaşması ve aslında içinde bulunduğumuz dönemde cumhuriyet tarihinin işçilerinin haklarına en ciddi saldırının hazırlandığı bir dönemde bu grevi de saldırının önündeki barikat olarak görmek gerekiyor. Bu süreç greve doğru gittiğinde kaçınılmaz olarak bunu oluşturmaya çalışacağız.

 

“Artık başka şeyler konuşulacak”

- Son söz olarak ne söyleyebilirsiniz?

Bu dönem özel bir dönemdir. Biz bu fırsatı kaçırmayacağız. Bu fırsat, 30 yılda bir gelen fırsattır. Sonuç itibariyle bu toplu iş sözleşmesini metal işçilerinin lehine bitireceğiz. Artık bir dahaki dönemden itibaren metal grup sözleşmelerinde başka şeyleri konuşuyor olacağız. 

 Kızıl Bayrak / İstanbul