4 Nisan 2011
Sayı: SİKB 2011/13

 Kızıl Bayrak'tan
1 Mayıs yoluna çıkarken
Emperyalizmin maşaları
halklardan yana tutum alamazlar!
Emperyalistler hegemonya ve
yağma peşinde!
Tüm NATO üsleri kapatılsın!
Kürt halkı inkara ve
tasfiye dayatmasına “itaat” etmiyor!
Metal İşçileri Birliği Merkezi
Yürütme Kurulu Nisan Ayı Toplantısı Sonuçları
Metal grevinde son durum
Süsler Doruk’ta grev sürüyor...
Her yerde kurultay çağrısı
İzmir’de kurultay seferberliği.
Direnişçi Ontex/Canbebe işçileriyle söyleşi...
Direnişlerin sesi Taksim’de
yankılandı...
Ontex’te polis tacizine
karşı dayanışma
Metro Grossmarket
işçileriyle konuştuk...
BDSP Karadağ davasının peşini bırakmıyor...
Karadağ cinayeti davasında “keşif iptali” değerlendirildi.
Suriye’de siyasal durum
ve bazı saptamalar
İngiltere’de işçi sınıfı meydanlarda!
Almanya’da nükleer santral karşıtı kitlesel gösteriler
Üniversitelerden...
Yaptım Olacak” hiçbir zaman bizim dilimiz olmayacak!
Çelişkili TÜBİTAK
raporunu sordu
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

İngiltere’de işçi sınıfı meydanlarda!

Kapitalizmin beşiği olan İngiltere’de sosyal saldırı planlarına karşı işçi ve emekçiler ayakta. 27 Mart günü sayıları 500 bine varan işçi ve emekçi çeşitli illerden trenlerle, otobüslerle gelerek Londra Hydepark’ta toplandılar. Irak işgaline karşı 2003 yılında yapılan eylemden bu yana en kitlesel eylemi gerçekleştirdiler.

Yüzbinlerce İngiliz emekçisi hükümetin sosyal saldırılarına karşı sokağa dökülürken bunda kuşkusuz, Arap dünyasındaki halk ayaklanmalarının da belli bir etkisi bulunmaktadır. Aynı zamanda ise devletin Libya’daki suç ortaklığı da protesto edilmiştir. Kitlesel geçen protestolar militan çatışmalara da sahne olmuştur. Hükümetin ve kapitalistlerin yoksullaştırdığı gençlik öfkesini bankalara taş atarak dışa vururken, İngiliz polisi 201 kişiyi gözaltına aldı.

İngiltere’de geçtiğimiz yılın ortasında hükümete gelen Muhafazakâr Parti ve Liberal Demokrat Parti koalisyonu, geldikleri günden bu yana emekçilere yönelik saldırılarına ara vermeden devam ediyor. Tasarruf paketleri diye başlayan saldırılara göre öncelikle 450 bin memurun işten atılmasına karar verilmişti. Daha sonra 3 yıla yayılması planlanan bu süreç kapsamında ise kamu ve özelde çalışan emekçilerden toplam 1,5 milyon kişinin işten atılması öngörülüyordu. Ayrıca Kasım ayında öğrenci harçları 3 katına çıkarıldı. Cameron hükümeti Libya’daki emperyalist saldırıya girişilmesinde en etkin güçlerden biridir. Öyle ki bütçe açığı adı altında kendi halkını yoksullaştırırken birçok savaş uçağı ve gemisiyle operasyonlara katılmaktadır.

Hükümetin bu saldırı politikalarından etkilenen emekçiler, yeni saldırı planlarının oluşturulmasının önüne geçmeye çalışıyor. Bunun için ülkenin dört bir yanından gelen yüzbinler krizin bedelini bizler ödemeyeceğiz şiarını yükselttiler. Eylem her kesimden işçileri ve emekçileri bünyesinde barındıran İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TUC) çağrısıyla yapıldı. İşçiler, memurlar, özel sektör çalışanları ve öğrenciler hükümetin yeni saldırı programlarına hayır derken, kapitalist krizlerin yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yaptığını özellikle vurguladılar. Ayrıca “Robin Hood” (zenginden alıp fakire vermek) vergisinin ortaya konmasını isteyen emekçiler krizin bedelinin zenginlere ödetilmesi gerektiği noktasında birleştiler.

Kapitalizmin küresel krizi İngiltere ekonomisinde de önemli gedikler açtı. İşsizlik yüzde 8’e yükselerek son 17 yılın en ileri boyutuna ulaştı. Enflasyon yüzde 4.4’e yükselirken, İngiliz maliyesinin borç açığı 170 milyar pounda yükseldi. Bütçe açığının kapatılması iddası ise hükümetin saldırı planlarının merkezinde duruyor. Tabii ki bütçe açığını kapatmak için de emekçileri soyuyorlar. Tekellerin karı bir yıl içinde yüzde 12 artarken, işçilerin ücretleri düşürülüyor. Oysa bir önceki yıla göre ülkedeki en zengin 1000 kişinin serveti toplam 77 milyar pound artmıştır. Ülkede en zengin yüzde 1’lik dilim; toplam zenginliğin yüzde 21’ine sahipken, en fakir yüzde 50’lik dilim tüm zenginliğin sadece yüzde 6’sını elinde bulunduruyor. Ayrıca İngiliz devleti bankalara yıllık 1.5 trilyon pounda yakın para veriyor. İşçi ve emekçilere karşı ise kapsamlı saldırı planlarını devreye sokuyor. Üniversite harçlarını artırarak gençliği geleceksizleştiriyor, işçileri işten atarak kapitalistlerin kar marjını yükseltiyor, ulusal sağlık hizmetini satılığa çıkartarak yoksulların sağlık hizmetlerinden yararlanmasını zorlaştırıyor.

Hükümetin bu kemer sıkma politikalarına karşı emekçiler başka alternatiflerin de var olması gerektiğini haykırıyorlar. Hepbir ağızdan “ekonomiyi düzeltin”, “vergi dolandırıcılarını yakalayın” ve “saldırı paketlerini durdurun” diyerek kendi alternatiflerini ortaya koyuyorlar.

İngiltere’de son 23 yılın en kitlesel eylemine sahne olan protestolar İngiltere işçi sınıfının yeniden ayağa kalkacağına yönelik bir işaret olmuştur. Avrupa’nın birçok ülkesinde krizin bedeli işçi ve emekçilerden çıkartılmaya çalışılıyor. Buna karşın İngiliz işçi sınıfı yaz aylarındaki eylemlerini daha da ileri taşıyarak yanıt vermiştir. Uzun yıllardır sessiz konumda kaldıktan sonra yılların biriktirdiği öfkeyi dışa vurmuştur.

 

 

 

Dünyadan...

İşçiler AB’yi kuşattı

Kapitalist krizin faturasını işçi ve emekçilere ödetmeye çalışan Avrupa sermaye devletleri ve hükümetleri protesto ediliyor. Avrupa Birliği (AB) devlet ve hükümet başkanlarının “krizle mücadele önlemlerini tartışma” adı altında yeni saldırı planlarını konuştukları zirve öncesinde Belçika’nın başkenti Brüksel’de toplanan 20 bin işçi AB Konseyi binasını kuşattı.

Avrupalı sendikaların desteğiyle Brüksel’in tren istasyonlarından ve ana giriş noktalarından yürüyüşe geçerek binaya yürümek isteyen göstericiler polis tarafından kurulan barikatlarla engellenmek istendi. Zirve binasına birkaç yüz metre uzaktaki ana bulvarda bariyerleri aşarak polise taşla saldıran göstericilere tazyikli su ve göz yaşartıcı gazla saldıran polis AB kurumlarını korumaya aldı.

Brüksel başta olmak üzere Paris, Berlin, Budapeşte ve Riga gibi başkentlerde gösteriler düzenleyen Avrupalı sendikalar, AB zirvesinin en önemli gündem maddeleri arasında bulunan ve emeklilik yaşlarının yükseltilmesini, ücretlerin enflasyona endekslenmesinden vazgeçilmesini ve çalışma piyasasında esnekliği öngören rekabet paktına karşı çıkıyor.

 

Hosten’de mücadele

Almanya’nın Hamburg şehrinde kurulu Hosten bira fabrikasında çalışan işçiler, sendika ile patron arasında süren toplu sözleşme görüşmelerinde yaşanan uyuşmazlık nedeniyle greve hazırlanıyorlar.

Fabrikada örgütlü (Geverschft) NGG sendikasının çağrısıyla geçtiğimiz günlerde 3 saatlik iş durdurma kararı alan işçiler bu kararlarını kamuoyuyla paylaşmak için fabrika önünden Altona semtine yürüyüş gerçekleştirecekler.

NGG sendikası işçilerin ücretlerine yüzde %5.5 zam talebinde bulunurken patron ise %1.7’lik sefalet zammı dayatıyor. Ücret konusunda yaşanan uyuşmazlığın yanısıra Hosten patronu işçilerin sosyal haklarını da tırpanlamak istiyor.

İşçilerin haklarını gasbetmeye çalışan patron diğer yandan fabrikanın normal karının üstünde elde etmiş olduğu 840 milyon Euro’yu fabrikadaki 40 menajere paylaştırmış bulunuyor.

Hosten bira fabrikasında eylemlerini sürdüren işçilerle yaptığımız görüşmelerde, işçiler, fabrikada yaşadıkları sorunları ve taleplerini aktardılar. İşçiler, talepleri karşılanmadığı koşullarda greve gidecekleri uyarısında bulunuyorlar.

Kızıl Bayrak / Hamburg