13 Mayıs 2011
Sayı: SİKB 2011/18

 Kızıl Bayrak'tan
Seçim oyununu bozmak için devrimci seçim kampanyası
Seçimlerin ardından sınıfı kapsamlı
bir saldırı bekliyor...
Kapitalizm felaketini durduralım!
Sömürgeciler işbirlikçileriyle buluştu!
Karşıyaka’da binlerce kişi Denizler’i andı 
Gençlik Denizler’in izinde devrim yolunda!.
BDSP Denizler’i andı
BES’lilere müdür emriyle saldırı
Demiryolu emekçileri yürüyor
Direnişçi işçiler Taksim’deyd
‘Terbiye operasyonu’na
direnişle yanıt verdiler
MAS-DAF işçileri yollarda
Siyasal gelişmeler ve
genel seçimle
Mali kriz senkronizasyonu
Portekiz’i vurdu - Volkan Yaraşır
Tunus’ta mücadele
yeniden sertleşiyor
Suriye’de halk hareketi ve
emperyalist hesaplar
İsyanın birleştirici harcı bozulamaz!...
Hamas-El Fetih anlaşması ve etkileri
ABD emperyalizminin
Ladin oyunu
TMMOB tarihinde kara bir leke: Büyük yüz(süz)leşme
Sanal sıkışıyor, sokakları
genişletelim!
Faşizmin işkencehanelerinde
devrim savunması
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Seçim oyununu bozmak için
devrimci seçim kampanyası

1 Mayıs’ın ardından seçimler ülkenin temel gündemi haline gelmiş bulunuyor. Birbiriyle kıyasıya yarışan düzen partileri tüm maharetlerini sergiliyorlar. Seçimler asıl önemini ise, bir süredir artık bir iktidar gücü haline gelmiş bulunan AKP’nin geleceğinin belirlenmesinde buluyor. Çünkü iktidarını sağlama almak isteyen AKP’nin gündeminde, genel seçimlerin ardından bu amaçla yapılacak kapsamlı bir anayasa değişikliği bulunuyor. Bunun için tüm hesaplar, bu anayasa değişikliğini gerçekleştirecek yeterli sayıda milletvekili çıkarmak hedefine göre yapılıyor.

Kürt hareketine yönelik YSK darbesinin hedeflerinden biri de buydu. En azından bir kısım Kürt milletvekilinin seçilmesine engel olmak yoluyla kendi vekillerinin yolunu açmak istediler. Ancak Kürt halkının öfkesi karşısında geri adım atmak zorunda kaldılar. Anlaşıldığı kadarıyla şu sıra AKP yönetimi tüm hesaplarını MHP’yi barajın altında bırakmak üzerine yapıyor. Kaset skandalları ile birlikte şovenizmin ve saldırganlığın dozunun arttırılması buna hizmet ediyor. Sonuçta bir iktidar gücü haline gelen AKP, bu gücü korumak ve pekiştirmek uğruna, tüm imkanlarını seferber ediyor. Önümüzdeki günlerde bu hedefler doğrultusunda daha fazlasını yapmaktan da çekinmeyecektir.

Bu gelişmeler, AKP’nin, baraj altına itilmeye çalışılan MHP ve düzenin efendileri tarafından AKP’yi dengelemekle görevlendirilen CHP ile olan kavgasının büyümesine yolaçacaktır. Böylece, dikkatlerin sınıf mücadelesi görevlerinden düzen partileri arasındaki iktidar mücadelesine yoğunlaştırılması ve bu mücadelelerin başka anlamlar yüklenerek pazarlanmasındaki başarı ölçüsünde, seçim oyununun tahribatı artacaktır.

Dolayısıyla son gelişmeler devrimci seçim çalışmasına daha büyük bir önem kazandırmaktadır. Seçimler, burjuva siyaseti cephesindeki hesaplar, Kürt hareketi ve devrimci seçim taktiği üzerine gazetemizin orta sayfasında da yayınlanan Ekim’in Mayıs sayısının başyazısı oldukça güçlü ve net bir çerçeve sunmaktadır. Bu nedenle burada, son gelişmelere ilişkin bu hatırlatmalardan sonra, devrimci seçim kampanyasının hedefleri, içeriği, araçları ve çalışma hattı üzerinde durmak, amaca uygun etkili bir kampanya için bazı temel noktaları ortaya koymakla yetineceğiz.

Öncelikle şunu belirtelim. Sınıf devrimcileri açısından devrimci seçim çalışmasının hedefleri son derece net ve açıktır: İşçi sınıfı ve emekçilerin mücadele saflarının güçlendirilmesi, politik ilginin ve enerjinin düzen partilerinin potasına akmaması için toplum düzeyinde mücadeleden yana bir rüzgarın estirilmesi, seçim aldatmacasıyla perdelenen kapitalizm ve sermaye iktidarı gerçeğinin gösterilmesi, iddiaları ne olursa olsun düzen partilerinin bu kölelik düzenine hizmet ettiği gerçeğinin döne döne anlatılması ve kurtuluş için tek gerçek seçimin devrim ve sosyalizm olduğunun tok bir biçimde ortaya konulmasıdır.

Devrimci seçim çalışması bu hedeflerle başlamış bulunuyor. Şu haliye yeni bir tempo kazanan çalışmalarımız, açıklanan nedenlerle geçmiş seçim kampanyalarından farklı olarak bağımsız adaylara dayanmıyor. Kuşkusuz bu çalışmamızın araç ve biçim yönünden zenginleştirilmesini zorlaştırıyor. Çünkü bağımsız adaylık, devrim ve sosyalizm seçeneğinin emekçilere somut bir tercih üzerinden ortaya konulmasını kolaylaştırdığı gibi, ayrıca seçim bürolarından aday etkinliklerine kadar bir dizi somut biçim demektir. Bu açıdan belli zorluklar yaşansa da, devrimci seçim kampanyasının yukarıda ortaya koyduğumuz hedeflerine ulaşmak için, değişik araç ve yöntemlerle desteklenmiş yoğun, sistematik ve kararlı bir kitle çalışması yürütmenin önünde herhangi bir engel yoktur.

Bu bakımdan belirtmek gerekir ki, olağan dönemlerde örgütlenen siyasal sınıf çalışmasının araç ve biçimleri, yol ve yöntemleri, işçi ve emekçilerin siyasal ilgilerinin yoğunlaştığı seçim döneminin özgünlüğüne ve olanaklarına dayanılarak değerlendirildiğinde, oldukça anlamlı sonuçlar elde etmek mümkündür. Bugün bu açıdan, geçmiş seçim dönemlerine göre daha ileri bir noktadayız. Sınıf çalışmasında geçmişle karşılaştırılamayacak ölçüde güç ve imkan biriktirdiğimiz, kitle çalışmasında genel-ajitasyon propaganda araçları dışında daha zengin ve yaratıcı biçimler kullanabildiğimiz bir gelişme evresinde, daha ileri sonuçlar elde edebilecek bir durumdayız. Yani daha derinlikli, daha güçlü ve daha ileri/maddi sonuçlar elde edebilen bir seçim kampanyasını örgütlemenin güç ve imkanlarına sahibiz. Seçim kampanyamızı bu iddiayla örgütlediğimizde, seçim aldatmacasına güçlü bir devrimci müdahale yanında, devrim davasını büyütme doğrultusunda önemli sonuçlar elde edebiliriz.

Bu iddiayla yürütülecek seçim kampanyasının en önemli hedeflerinin biri, yaygın ve yoğunlaştırılmış bir propaganda faaliyetidir. Bu öncelikle devrimci sınıf programının özlü ve popüler ifadesi olan seçim bildirgesinin olabildiğince çok sayıda işçi ve emekçiye ulaştırılması demektir. Devrim ve sosyalizm seçeneğini fabrika fabrika, semt semt, ev ev götürmek demektir. Bunun için tüm sınırlarımızı zorlamalı, tüm imkanlarımızı kullanmalıyız.

Fakat elbette bu yaygınlık, çalışmanın bugünkü yoğunlaşma alanlarından bir uzaklaşma ve dağılma sonucu yaratmamalıdır. Çalışmada yaygınlık ile derinlik arasında doğru ve sağlıklı bir denge kurulabilmelidir. Bu ise, daha önce benzer kampanya süreçlerinde olduğu gibi, kadrosal güçler ile araç ve yöntemleri, öncelikli alanlardan başlayarak daha geniş alanlara yayılabilecek biçimde dereceli olarak harekete geçirmek demektir. Yani temel propaganda materyallerimizi öncelikle çalışma yürüttüğümüz alanlarda kullanacak, yanısıra olanaklı olduğu ölçüde diğer alanlara götüreceğiz. Bunun için elimizdeki güçleri ve zamanı en iyi biçimde planlamalıyız. Diğer taraftan, kullanılacak araçlar seçim bildirgesi ve diğer merkezi araçlarla sınırlı değildir. Derinleşme için her bir alanın özgünlüğüne uygun biçim ve içerikte materyaller kullanabilmeliyiz.

Ancak propaganda araç ve yöntemlerini çeşitlendirmek derinleşmek için yeterli değildir. Bunun için genel propaganda-ajitasyon faaliyeti amaca uygun, yaratıcı ve etkin bir eylem ve örgütlenme süreciyle içiçe yürütülebilmelidir.

Amaca uygun, yaratıcı ve etkin bir eylem hattı denildiğinde, öncelikle sınıf mücadelesinin mevcut gündemleri, sorunları ile birlikte mücadele içerisindeki sınıf bölüklerine dayanarak eylemli mücadeleyi yükseltmeyi anlamalıyız. Bu bakımdan özellikle sınıf hareketinin bugün en dinamik kesimini oluşturan direnişçi işçi bölüklerinin mücadele alanına daha etkili biçimde taşınması önem taşımaktadır. Yanısıra grev ve direniş mevzilerini çoğaltmak, bu mevzilere dayanarak düzen partilerinin maskelerini indirmek ve seçim oyununa müdahale etmek demektir. Bazı işçi direnişlerinin, toplumun geniş kesimlerini etkileyen AKP ve CHP gibi partilerin gerçek yüzlerini nasıl ortaya serdikleri ve sosyal vaadlerinin kofluğunu nasıl da etkili biçimde teşhir ettikleri ortadadır. Bu nedenle kampanyanın eylem ayağında, bir dizi biçim yanında, özellikle bu alanda yapılacaklar üzerinde durmalıyız.

Diğer taraftan, fabrika önlerinde, sanayi havzalarında, semtler ve kent meydanlarında militan ve kitlesel sokak etkinlikleri örgütlemeliyiz. Bu bakımdan, geçmişte örnekleri görülen türden, yapıldığı alanlarda devrimci bir hava estiren kitlesel bildirge dağıtımları pratiği gözönünde tutulmalıdır.

Örgütlenme alanında yapılacaklar ise, kampanyanın diğer alanlarını kesmekte ve belirlemektedir. Seçilmiş alanlarda derinleşmek, öncelikle örgütlenme alanında mesafe almak ölçüsünde mümkündür. Örgütlenme düzeyini yükseltmek ve amaca uygun örgütsel biçimler oluşturmak yaygın ve etkili bir propaganda faaliyetinin de güvencesi olacaktır. Yine, eylemliliklerin zenginleştirilmesi ve net hedeflere bağlanması da ancak böylelikle mümkündür. Diğer taraftan, tüm dönem boyunca verdiğimiz emeğin sonuçlarını toparlamanın ve bugün örgütlenme alanında elde ettiğimiz kazanımları korumanın ve geliştirmenin yolu da bu alanda atacağımız adımlara bağlıdır.

Örgütlenme alanında, seçim dönemine özgü örgütsel biçimler olarak, çevre-çeper ilişkileri ile seçim kampanyasıyla kazanılan yeni ilişkileri içerisine alacak çeşitli esnek örgütsel zeminler oluşturabiliriz. Bunlar, devrimci seçim propagandasını belirlenmiş alanlara taşımayı hedefleyen propaganda grupları olacaktır. Bu gruplar, bileşiminin niteliğine ve gücüne bağlı olarak eylem ve örgütlenme hedefiyle de hareket edebilecek, propaganda çalışmasını kitle toplantıları, ev ziyaretleri gibi etkili kitle çalışması pratikleriyle de birleştirecektir.

Seçim gündemi ve hedeflerine bağlı olarak bu tür özgün örgütlenme zeminleri oluşturmanın yanı sıra, sınıf ve kitle çalışması içerisinde çeşitli hedeflerle oluşturulmuş zeminleri de değerlendirebilmek durumundayız. Örneğin, fabrikada sendikalaşma hedefiyle başlatılmış bir çalışma içerisinde, bir yandan seçim politikasının güçlü bir propagandasını yapabilmeli, aynı zamanda bu politikaya kazanılmış ileri güçleri fabrika dışında yürütülecek seçim kampanyasının unsurları haline getirebilmeliyiz. Böylece, bir dönemdir yürüttüğümüz sınıfı örgütleme seferberliği seçim sürecinde de kesintisiz biçimde sürdürülecek, sendikal ve siyasal boyutlarıyla örgütlenme en geniş kapsamıyla güçlendirilmiş olacaktır.