16 Eylül 2011
Sayı: SİKB 2011/35

 Kızıl Bayrak'tan
Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin saldırı cephesini dağıtmak için…
“Arap Baharı”nı “Karakış”a çevirme hamlesi
Türkiye-İsrail ilişkisinde kriz
Sınır ötesi sinyalleri
Metal işçileri kıdem tazminatı hakkı için sokakta!
MİB MYK Eylül Ayı Toplantısı Sonuçları
İşçi sağlığı ve güvenliği için mücadeleye!...
“Can güvenliği,
iş güvencesi istiyoruz!” 
“Biz kazanacağız!”
Emekliler sokağa çıkıyor
Baskı ve sürgünler protesto edildi
KHK saldırısı ve
TMMOB’nin ataleti üzerine
Yeni dönem ve
partinin yüklenme alanları
Partinin düşünen önderleri ve savaşan neferleri önünde saygıyla eğiliyoruz
12 Eylül: Karşı-devrim devam ediyor /2
- Volkan Yaraşır
12 Eylül eylemlerle lanetlendi.
Üniversite har(A)çlarına zam cambazlığı
Gençliğin kayıt dönemi faaliyetlerinden
Mısır’da saflar netleşirken
mücadele keskinleşiyor
Filistin Yönetimi 20 Eylül’de
tek taraflı devlet ilan edecek
Dört bir yanda grev dalgası
Petrol-İş’te tüzük değişikliği
Gerze’ye kitlesel destek
Mücadele Postası
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Kızıl Bayrak'tan...

 



Gazetemizin yayına hazırlandığı saatlerde Tayyip Erdoğan ve müritleri Kuzey Afrika’daydılar. Halk isyanlarının sarstığı ülkeleri gezen bu Amerikancı takımı, halkların dostu pozlarındalar. Oysa zamanında devrilen diktatörlerin en yakın dostları da kendileriydi. Yedikleri içtikleri ayrı gitmiyordu. Ancak bu dostların tahtlarını yitirince, düzeni sağlamak için rol değiştirdiler, modelliğe soyunduruldular. Düzenin bekası korunmalıydı ve ikiyüzlülükteki ustalıklarıyla bu iş için biçilmiş kaftan oldular. Bugün bölgeyi turlarken bu ustalıklarını icra ediyorlar.

Bu soysuz uşak takımı o kadar ikiyüzlüdür ki, halkların dostu pozlarında arz-ı endam ederken “Füze Kalkanı” gibi ağır bir suçun altına attıkları imzanın mürekkebi dahi kurumamıştı. O “Kalkan” ki Ortadoğu ve yakın coğrafyada emperyalist egemenliği tehdit edebilecek her türden gücü etkisizleştirmek amacını taşımaktadır.

Bu soysuz uşak takımı o kadar ikiyüzlüdür ki halkların dostu pozlarıyla dolaşıp, hak arayanlara karşı zor kullanmamaktan dem vururken, Kürt halkına karşı kapsamlı bir imha savaşına girişmektedir.

İşte tüm bunlar AKP kumandasındaki sermaye devletini, emperyalizmin işçi sınıfı ve emekçi halklara karşı örülen karşı-devrimci saldırganlık cephesinin en önemli taşlarından biri yapmaktadır. Bu da haliyle bu saldırganlık cephesine karşı bir mücadele cephesini yaratmak ihtiyacını ortaya çıkartmaktadır. Kuşkusuz böyle bir cepheyi ortaya çıkarmak için yapılması gereken ilk iş, ülkede emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı mücadeleyi kararlı biçimde yükseltmektir. Yani “Füze Kalkanı”nın bu topraklara kurulmasına engel olmak, yanısıra sermaye iktidarının saldırılarına karşı siyasal sınıf mücadelesini yükseltmektir.

Gazetemizin kapağı ve izleyen sayfaları bu kapsamlı gündemi çeşitli yönleriyle ele almaktadır.

Orta sayfamızda yayınladığımız EKİM başyazısı ise, ülkede ve dünyadaki bu tarihsel önemdeki gelişmeler karşısında, devrimi hazırlamanın sorunlarına eğiliyor. Devrimin Partisi’nin bu tarihsel sorumluluğun gereklerini yerine getirmek üzere yapması gereken hazırlıkların somut içeriği üzerinde duruyor.

Kuşkusuz ki bu hazırlığın en önemli gereklerinden birisi, Marksizmin ideolojik silahlarıyla donanmak ise diğeri de devrimci bir savaşım ruhuyla kavgada öne atılmaktır. Bu ikisi bir araya geldiğinde nasıl bir gücü ve kimliği yaratabileceğine en iyi örnek kuşku yok ki Habip ve Ümit yoldaşlardır. 12 yıl önce Ulucanlar’da kızıllaşan “Parti’nin düşünen ve savaşan” bu iki önder kadrosunu bir kez daha saygıyla anıyor ve tüm komünistleri onlardan öğrenmeye çağırıyoruz.

***

Ekim Gençliği’nin 133. sayısı çıktı! Eksen Yayıncılık bürolarından ve kitapçılardan temin edebilirsiniz.